07-03-2007, 22:11 | #1 |
|
Velayet Kararlarının Tanınması, Tenfizine İlişkin Avrupa Sözleşmesi
Çocukların Velayetine ilişkin Kararların Tanınması ve Tenfizi ile Çocukların Velayetinin İadesine Dair
Avrupa Sözleşmesi Aşağıda imzaları bulunan Avrupa Konseyi üye Devletleri; Avrupa Konseyi üye Devletlerinde, velâyete ilişkin kararların verilmesinde çocuğun yararının en önemli unsur olduğunu idrâk ederek; Çocuğun velâyetine ilişkin kararların,dahâ yâygın biçimde tanınmasını ve tenfizini sağlamaya matuf düzenlemeler yapılmasının çocuğun yararının daha büyük ölçüde korunmasını sağlayacağını düşünerek; Bu amaç göz önüne alındığında; ana.-babanın çocukla ilişki kurma hakkının velâyet hakkının, normal bir sonucu olduğunu düşünerek; Çocukların bir uluslararası sınırın ötesine haksız olarak, götürülmeleri olaylarının çoğaldığının ve bu olayların yol açtığı sorunların uygun biçimde çözümlenmesinde karşılaşılan güçlükleri müşahede ederek; Keyfi olarak kesintiye uğratılan çocuk velâyetinin iadesini sağlamak için uygun. önlemler alınmasını arzu ederek; Bu amaçla çeşitli gereksinmelere ve çeşitli durumlara uygun,düzenlemeler yapma arzusunun varlığına inanarak; Yetkili makamlar arasında hukukî işbirliğini tesis etmeyi arzu ederek; Aşağıdaki gibi anlaşmaya varmışlardır: Madde 1 Bu Sözleşme bakımından: (a) Çocuk on altı yaşın altında olup mutad meskenin bulunduğu yerin kanununa göre, kendi meskenini, tabi olduğu yasayı veya muhtap Devletin iç yasasını seçme hakkına sahip olmayan herhangi bir millete mensup şahıstır. (b) makam adli veya idarî bir makamı ifade eder; (c) Velâyete ilişkin karar oturacağı yeri tayin etme ve onunla ilişki kurum hakları da dahil olmak üzere çocuğun kişisel gözetimine ilişkin olarak verilen bir merci kararını ifade eder; (d) Haksız götürme çocuğun, bir Akit Devlette verilip üye devlette infaz kabiliyeti olan velâyete ilişkin bir kararın ihlâl edilmesi suretiyle bir uluslararası sınırın ötesine götürülmesini ifade eder, haksız götürme ayni zamanda: (i) Çocukla ilişki kurma hakkinin kullanıldığı sürenin, sonunda veya velâyet hakkinin kullanıldığı ülkeden başka bir ülkedeki herhangi bir geçici oturma süresinin bitiminde çocuğun uluslararası sinirin ötesine iade edilmemesi, (ii) l2 . maddenin kapsamı içinde, daha sonra haksız olduğu saptanmış bir götürmeyi de ifade eder. BÖLÜM I
Merkezi Makamlar 1. Her Akit Devlet, bu Sözleşmede öngörülen görevleri yerine getirecek bir merkezî makam tayin edecektir. 2. Federal Devletlerle birden fazla hukuk sistemine sahip olan Devletler, yetki sınırlarını belirleyecekleri birden fazla merkezî makamı tayin etmekte serbesttirler. 3. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri bu madde uyarınca yapılacak her tayinden haberdar edilecektir. Madde 3 1. Akit Devletlerin merkezî makamları birbirleriyle işbirliği yapacak ve ülkeleriyle diğer ülkelerin yetkili mercileri arasında işbirliğini tesis edeceklerdir. Bunlar işlerin gerektirdiği süratle hareket edeceklerdir. 2. Bu Sözleşmenin işleyişini kolaylaştırmak amacıyla Akit Devletlerin merkezi makamları: (a) Devam .eden duruşmalarla ilgili hukukî, ve fiilî konulara ilişkin -olup yetkili mercilerden gelen bilgi istemlerinin iletilmesini sağlayacaklar; (b) Çocukların velâyetine ilişkin kanunlarıyla bunlarda yâpılacak değişiklikleri istem üzerine birbirlerine iletecekler; (c) Sözleşmenin uygulanmasından doğabilecek güçlüklerden birbirlerini haberdar edecek ve mümkün olduğu ölçüde uygulamadaki engelleri gidereceklerdir. Madde 4 1. Akit Devletlerin birinde bir çocuğun, velâyetine ilişkin bir karar alıp da bunun. başka bir Akit Devlette tanınmasını veya tenfiz edilmesini arzu eden kişi bu amaçla, herhangi bir Akit Devletin merkezî makamına bir talepname sunabilir. 2. Talepnameye 13. Maddede sözü edilen belgeler eklenecektir. 3. Talepnameyi alan merkezî makam., muhatap Devletin merkezî makamı değilse, Belgeleri doğrudan doğruya ve gecikmeksizin o merkezî makama gönderecektir. 4. Talepnameyi alan merkezî makam, bu Sözleşmedeki şartların mevcut olmadığının açıkça anlaşılması halinde müdahalede bulunmayı reddedebilir. 5. Talepnameyi alan merkezî makam, talepte bulunanın talebi ile ilgi gelişmelerden gecikmeksizin haberdar edilecektir. Madde 5 1. Muhatap Devletteki merkezî makam, gerektiği takdirde yetkili mercilerin nezrinde dava açmak da dahil olmak üzere, uygun gördüğü bütün tedbirleri aşağıdaki amaçlarla gecikmeksizin alacak veya alınmasını sağlayacaktır: (a)Çocuğun bulunduğu yeri bulmak, (b) Özellikle gerekli her türlü geçici tedbirleri alarak çocuğun veya talepte bulunanın yararlarının tehlikeye düşmesine engel olmak, (c) Kararın tanınmasını veya tenfizini sağlamak; (d) Tenfiz kararı verildiğinde çocuğun talepte bulunana teslimini sağlamak; (e) Talepte bulunan makama alınan önlemlerden ve sonuçlardan bilgi vermek. 2. Başvurulan Devletim merkezî makamı, çocuğun başka bir Akit Devletin ülkesinde bulunduğu kanaatini verecek sebepler varsa, belgeleri gecikmeksizin doğrudan doğruya o Devletin merkezî makamına gönderecektir. 3 Her Akit Devlet, çocuğun iadesi için yapılan giderler ayrık olmak üzere, bir avukatın yardımını sağlamak için yapılanlar da dahil bu maddenin 1. Fıkrası uyarınca merkezî makamın talepte bulunan adına almış olduğu önlemlerle ilgili olarak talepte bulunandan hiç bir ödeme isteminde bulunmamayı kabul eder. 4. Tanıma veya tenfiz istemi reddedilir de başvurulan Devletin merkezî makamı talepte bulunanın, ülkede işin esasına ilişkin bir davanın açılması konusunda vaki istemine uyması gerektiği kanaatine varırsa, istemde bulunanın bu davada, Devletin uyruğu olup ülkesinde oturan bir şahsin yararlanabileceğinden az olmayan koşullar altında temsil edilmesi konusunda elinden geleni yapacak ve bu amaçla özellikle yetkili mercileri önünde dava açabilecektir. Madde 6 1. İlgili merkezî makamlar arasında yapılabilecek özel anlaşmalarla bu maddenin üçüncü fıkrası hükümleri ayrık olmak üzere: (a) Başvurulan Devletin merkezî makamına hitap eden iletişimler bu Devletim resmî dili ile veya resmî dillerinden biri ile yapılacak yahut bunlara bu dille yapılmış çevirileri eklenecektir: (b) Bununla birlikte, başvurulan Devletin xx makamı, İngilizce ve Fransızca dillerinden birindeki veya bu dillerin birine çevirileri eklenmiş iletişimleri kabul edecektir. 2. Yapılan araştırmaların sonuçları da dahil olmak üzere başvurulan Devletlerin xx makamından gelen iletişimler, bu Devletin resmî dilinde veya resmî dillerinden biri ile ya da İngilizce veya Fransızca olabilecektir. 3. Bir Akit Devlet, bu Maddenin 1. Fıkrasının (b) bendi hükümlerini tamamen veya kısmen reddedebilir. Bir Akit Devlet bu yolda bir çekince koyduğu takdirde, diğer bir Akit Devlet de, çekinceyi o Devlet hakkında uygulayabilir. BÖLÜM II
Kararların tanınması ve tenfizi ile çocukların velayetinin iadesi
Madde 7 Madde 8 1. Bir haksız götürme vukuunda muhatap Devletin xx makamı, aşağıdaki durumların birlikte varlığı halinde çocuğun velâyetinin iadesi için gerekli önlemleri derhal alır. (a) Kararın verildiği ülkede bu kararın dayandığı davanın açılması veya daha önce olduğu takdirde, haksız götürme tarihinde çocuk ile ana-babanın münhasıran bu Devletin tabiyetinde olmaları ve çocuğun mutad oturma yerinin bu Devletin ülkesinde bulunması, ve (b) İadenin yapılmasına ilişkin istemin, haksız götürmenin vuku bulmasından itibaren altı ay içinde bir xx makama iletilmiş olması. 2. Muhatap Devletin kanununa göre bir yardım merciine başvurulmaksızın bu Maddenin 1. Fıkrası gereklerinin yerine getirilmesi mümkün olmadığı takdirde, bu Sözleşmede belirtilen red sebeplerinden hiç biri bu adlî işlemlere uygulanmayacaktır. 3. Çocuğun velâyetini elinde bulunduran kişi ile bir başka kişi arasında, bu kişinin çocukla ilişkilerini sürdürmesine izin veren ve yetkili bir merci tarafından onaylanmış bir anlaşma bulunup da bu anlaşmaya dayanılarak çocuk yurt dışına çıkarılmış ve üzerinde anlaşılan süre sonunda velisine iade edilmemiş ise, velâyet, bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile 2. Fıkrası uyarınca iade edilecektir. Bir yetkili merciin üye sahip olmayan kişiye çocukla kişisel ilişki kurma hakkı veren kararı konusunda da aynı işlem yapılacaktır. Madde 9 1. 8. Maddede hükme bağlanan hallerin dışındaki haksız götürmelerde, haksız götürmenin vuku bulduğu tarihten itibaren altı ay içinde bir xx makama başvurulduğu takdirde tanıma ve tenfiz ancak aşağıdaki hallerde reddedilebilir: (a) Davalı veya kanunî temsilcisinin gıyabında verilen bir karar söz konusu olup da davalıya, savunmasını yapmasına imkan verecek bir sürede dava dilekçesi veya benzeri belgenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması; ancak dayanılan bulunduğu yeri asıl ülkede davayı açan davacıdan gizlemiş olması nedeni ile tebligatın yapılmamış olması halinde bu tebligat eksikliği tanıma veya tenfiz isteminin reddine dayanak olamaz. (b) Davalı veya kanuni temsilcisinin gıyabında verilen bir karar olup da bu kararı veren merciin yetkisinin aşağıdaki durumların birinden kaynaklanmamış olması: (i) davalının mutad oturma yeri, (ii) en az birinin halen orada mutad olarak oturması koşulu ile çocuğun ana-babasının son ortak mutad oturma yeri, (iii) çocuğun mutad oturma yeri (c) Çocuğun götürülmesinden önce bir yıl süre ile istemde bulunan Devlette mutad olarak oturmuş olması hali ayrık olmak üzere, kararın götürülmeden önce kendisinden istemde bulunulan Devlette yy konusunda infaz edilebilir bir kararla bağdaşmaması; 2. Tanıma ve tenfiz haksız götürmeden itibaren altı ay içinde istenmiş olduğu takdirde, herhangi bir merkezî makamdan bir istemde bulunulmamış olması halinde de bu Maddenin 1. Fıkrası hükümleri uygulanacaktır. 3. Yabancı karar hiç bir şekilde esastan incelenemez. Madde 10 1. 8. Ve 9. Maddelerde hükme bağlananların dışındaki hallerde tanıma ve tenfiz, yalnız 9. Maddede ön görülen nedenlerle değil, aynı zamanda aşağıdaki sebeplerden biri ile de red edilebilir: (a) Kararın etkileri, kendisinden istemde bulunulan Devletin aile ve çocuk hukukuna ilişkin temel ilkeleri ile açıkça bağdaşmaz nitelikte bulunursa; (b) Aradan geçen zaman da dahil, ancak haksız götürme nedeni ile sadece çocuğun oturduğu yerin değişmesi hariç olmak üzere, koşullarda vuku bulan değişiklikler nedeni ile ilk kararın etkileri ancak çocuğun yararıyla açıkça bağdaşmaz nitelikte görülürse; (c) Asıl Devlette dava açıldığı anda: (i) Çocuk kendisinden istemde bulunan Devletin tabiyetinde ise veya mutad meskeni bu ülkede bulunuyorsa ve asıl ülkeyle bu tür bir bağı yoksa; (ii) Çocuk hem asıl Devletin hem de istemde bulunan Devletin tabiyetinde olup da mutad meskeni kendisinden istemde bulunulan Devlette bulunuyorsa; (d) Karar, tanıma veya tenfiz isteminin yapılmasından önce açılan bir dava sonunda kendisinden istemde bulunulan Devlette verilmiş veya üçüncü bir Devlette verilmiş olup kendisinden istemde bulunulan ülkede infaz edilebilir bir kararla bağdaşmaz nitelikte ve ayni zamanda red çocuğun yararına ise, 2. Yukarıdaki hallerde, tanıma veya tenfiz istemlerine ilişkin usulî işlemler, aşağıdaki nedenlerden herhangi birinin varlığı halinde talik edilebilir: (a) İlk karar hakkında olağan bir kanun yoluna başvurulmuşsa, (b) Kendisinden istemde bulunulan Devlette, dava açılmasından önce başlamış çocuğun velâyetine ilişkin bir davaya devam edilmekte ise, (c) Çocuğun velâyetine ilişkin başka bir karar, tenfizle ilgili usulü işlemler veya tanımayla ilgili diğer herhangi bir işlem konusu ise, Madde11 2. Bununla beraber kendisinden istemde bulunulan Devlet, özellikle bu konuda tarafların taahhütlerini dikkate alarak çocukla ilişkileri devam ettirme hakkının kullanılması ve uygulanması koşullarını saptayabilir. 3. Çocukla ilişkileri devam hakki konusunda verilmiş bir karar bulunmadığı veya velâyete ilişkin bir kararın tanınması ya da tenfizi reddedilmiş olduğu hallerde, ilişkileri devam ettirme hakkını ileri süren kişinin istemi üzerine kendisinden istemde bulunulan Devletin merkezî makamı, bu konuda bir karar verilmesi için kendi yetkili mercilerine başvurabilir. Madde 12 Bu Sözleşmenin hükümleri, çocuğun bir uluslararası sinirin ötesine götürüldüğü anda bir Akit Devlette velâyete ilişkin olarak verilmiş infaz edilebilir bir karar bulunmaması halinde, çocuğun götürülmesinden sonra ilgili herhangi bir kişinin istemi üzerine bir Akit Devlette verilecek velâyete ilişkin ve ayni zamanda götürmenin kanuna aykırı olduğunu saptayan bir karara da uygulanacaktır. BÖLÜM III
Usûl
Madde13 (a) Kendisinden istemde bulunulan Devletin merkezî makamına, istemde bulunan adına hareket etmeye veya bu amaçla başka bir temsilci tayin etmeye yetki veren bir belge; (b) Kararın, lüzumlu geçerlik ve koşullarını karşılayan bir örneği; (c) Davalı veya kanunî temsilcisinin gıyabında verilmiş bir karar söz konusu ise, dava dilekçesi veya benzeri belgenin davalıya usûlen tebliğ edilmiş olduğunu saptayan bir belge; (d) Gerektiği takdirde, kararın asıl ülke kanununa göre infaz edilebilir olduğunu saptayan herhangi bir belge; (e) Mümkün olduğu takdirde, çocuğun kendisinden istemde bulunulan ülkede nerede bulunduğunu veya bulunabileceğini belirten bir beyan; (f) Çocuğun velâyetinin ne suretle iade edilebileceğine ilişkin öneriler. 2. Yukarıda sözü edilen belgelere gerektiğinde 6. Maddede öngörülen hükümlere göre çevirileri eklenecektir. Madde 14 Her Akit Devlet, çocuğun velâyetine ilişkin kararların tanınması veya tenfizi konusunda basit ve süratli bir usul uygulayacaktır. Bu amaçla, bir tenfiz isteminin basit bir başvuruyla yapılabilmesini sağlayacaktır. Madde15 1. Kendisinden istemde bulunulan Devletteki ilgili merci, 10. Maddenin 1. Fıkrasının (b) bendi uyarınca bir karara varmadan önce: (a) Özellikle yaşı ve idraki nedeniyle mümkün olmaması hali ayrık olmak üzere çocuğun görüşünü alacak ve (b) Lüzum görebileceği soruşturmanın yapılmasını isteyebilecektir. 2. Herhangi bir Akit Devlette yapılan soruşturma giderleri, yapıldıkları Devletin mercileri tarafından karşılanacaktır. Soruşturma istemleri ile ilgili soruşturma sonuçları, merkezî makamlar aracılığı ile ilgili makamlara gönderilebilir. Madde 16 Bu Sözleşme bakımından onay veya herhangi bir şekil koşulu aranmayacaktır. BÖLÜM IV
Çekinceler 1. Bir Akit Devlet 8. Ve 9. Maddelerde veya bu Maddelerin herhangi birinde yer alan hususlarda, üye ilişkin kararların tanınmasının ve tenfizinin, 10. Maddede yer alan nedenlerden çekince belirteceklerine dayanılarak reddebileceği konusunda çekince koyabilir. 2. Bu Maddenin 1. Fıkrasında öngörülen çekinceyi koyan bir Akit Devlette verilen kararların tanınması ve tenfiz istemleri, bu çekincede yer alan ek nedenlerden herhangi birine dayanılarak diğer herhangi bir Akit Devlette reddedilebilir. Madde 18 Bir Akit Devlet, 12. Madde hükümleriyle bağlı olamayacağı konusunda bir çekince koyabilir. Bu Sözleşme hükümleri, böyle bir çekinceyi koyan Akit Devlette verilen 12. Madde kapsamındaki kararlara uygulanmayacaktır. BÖLÜM V
Diğer Mukaveleler
Madde 19 Madde 20 1. Bu Sözleşme, bir Akit Devletin bu Sözleşmede yer alan hususlarla ilgili bir uluslararası sözleşme uyarınca sözleşmeye katılmayan bir Devlete olan yükümlülüklerini etkilemeyecektir. 2. İki veya daha çok sayıda Akit Devlet, çocukların yyine ilişkin tekdüze kanunlar kabul ettikleri ya da bu alanda kararların tanınması veya tenfizi konusunda özel bir sistem oluşturdukları veya gelecekte bunları gerçekleştirdikleri takdirde, bu Sözleşme veya Sözleşmenin herhangi bir bölümü yerine sözü edilen kanunları veya sistemi kendi aralarında uygulamakta serbesttirler. Bu hükümden yararlanabilmeleri için bu Devletler, kararlarını Avrupa Konseyi Genel Sekreterine bildireceklerdir. Bu kararın herhangi bir tâdili veya yürürlükten kaldırılması da bildirilmelidir. BÖLÜM VI
Son Hükümler
Madde 21 Madde 22 1. Bu Sözleşme, Avrupa Konseyine üye üç Devletin bu Sözleşmeyle bağlanmaya olan rızalarını 21. Madde hükümleri uyarınca açıkladıkları tarihten sonraki üç Aylık sürenin bitimini takip eden ayin birinci günü yürürlüğe girecektir. 2. Bu Sözleşme ile bağlı olacağına dair rızasını daha sonra beyan eden herhangi bir Devlet bakımından Sözleşme, onay , kabul veya tasvip belgesinin verilmesinden sonraki üç aylık sürenin bitimini takip eden ayın birinci günü yürürlüğe girecektir. Madde 23 1. Bu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden sonra, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin, Statünün 20.(d) Maddesinde ön görülen çoğunlukla ve Komitede yer almaya hakkı olan Akit Devletlerin temsilcilerinin oy birliği ile alacağı kararla Konseye üye olmayan herhangi bir Devleti Sözleşmeye katılmaya davet edebilir. 2. Katılan herhangi bir Devlet bakımından Sözleşme, katılma belgesini Avrupa Konseyi Genel Sekreterine tevdi ettiği tarihten sonraki üç aylık sürenin bitimini takip eden ayın birinci günü yürürlüğe girecektir. Madde 24 1. Herhangi bir Devlet, imza, ya da onay, kabul veya katılma belgesinin verilmesi sırasında Sözleşmenin uygulanacağı egemenliği altındaki ülke veya ülkeleri belirtebilir. 2. Herhangi bir ülke, daha sonraki bir tarihte Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yapacağı bir beyanla bu Sözleşmenin uygulanmasını, beyanında belirleyeceği egemenliği altındaki başka bir ülkeye teşmil edebilir. Bu ülke bakımından Sözleşme, Genel Sekreterin bu beyani aldığı tarihten sonraki üç aylık sürenin bitimini takip eden ayın birinci gününde yürürlüğe girer. 3. Yukarıdaki iki fıkra uyarınca yapılan herhangi bir beyan, bu beyanda belirtilen ülke bakımından, Genel Sekretere yapılacak bir bildirimle geri alınabilir. Geri alma, bildirimin Genel Sekreterce alınması tarihinden sonraki altı aylık bir sürenin bitimini takip eden ayın birinci gününde yürürlüğe girer. Madde 25 1. Bir Devlet, çocukların velâyeti ve velâyete ilişkin kararların tanınması veya tenfizi konularında farklı hukuk sistemlerinin uygulandığı iki veya daha çok bağımlı ülkeye sahipse, imza anında ya da onay, kabul, tasvip veya katılma belgesinin verilmesi sırasında Sözleşmenin tüm bağımlı ülkelerinde ya da bunlardan birinde veya daha fazlasında uygulanacağını beyan edebilir. 2. Böyle bir Devlet, daha sonraki bir tarihte Avrupa Konseyi Genel Sekreterine hitap eden bir beyanla, bu Sözleşmenin uygulanmasını beyanda belirteceği kendisine bağımlı bir ülkeye teşmil edebilir. Bu bağımlı ülke bakımından Sözleşme bu beyanın Genel Sekreter tarafından alınması tarihini takip eden ayın birinci günü yürürlüğe girecektir. 3. Yukarıdaki iki fıkra uyarınca yapılan herhangi bir beyan, bu beyanda belirtilen bağımlı ülke bakımından Genel Sekretere hitap eden bir bildirimle geri alınabilir. Geri alma, Genel Sekreterin bu bildirimi aldığı tarihten sonraki altı aylık sürenin bitimini takip eden ayın birinde yürürlüğe girer. Madde 26 1. Velâyete ilişkin konularda bağımlı ülkelerinde iki veya daha çok hukuk sistemi bulunan bir Devlet bakımından: (a) Kişinin mutad oturduğu yer kanuna veya tabiiyeti kanununa yapılan atıflar, Devlette yürürlükte bulunan kurallara göre saptanacak hukuk sistemi, böyle kurallar yoksa ilgili kişinin en yakından ilişkili bulunduğu hukuk sistemi olarak yorumlanacaktır; (b) Asıl Devlete veya kendisinden istemde bulunulan Devlete yapılan atıflar, duruma göre, kararın verilmiş olduğu bağımlı ülke veya velâyetin iadesinin ya da kararın tanınması veya tenfizinin kendisinden istemde bulunulan bağımlı ülke olarak yorumlanacaktır. 2. Bu Maddenin 1. Fıkrasının (a) bendi, velâyete ilişkin konularda iki veya daha çok kabili tatbik hukuk sistemine sahip olan Devletlerde de kıyasen (mutatis mutandis- lüzumlu değişikliklerle) uygulanır. Madde 27 1. Herhangi bir Devlet, imza sırasında veya onay, kabul, tasdik ya da katılma belgesinin verilmesi anında bu Sözleşmenin 6. Maddesinin 3. Fıkrası ile 17. Ve 18. Maddelerinde ön görülen çekincelerin bir veya daha fazlasından yararlanacağını beyan edebilir. 2. Yukarıdaki fıkra uyarınca çekince ileri süren herhangi bir Akit Devlet, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yapacağı bir beyanla bu çekinceyi tümüyle veya kısmen geri alabilir. Geri alma, bu bildirimin Genel Sekretere ulaştığı tarihte geçerli olacaktır. Madde 28 Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, bu Sözleşmenin yürürlüğe girmesini izleyen üçüncü yılın sonunda ve ayrıca bundan sonra uygun göreceği herhangi bit tarihte Sözleşmenin işbirliğini incelemek ve kolaylaştırmak amacıyla Akit Devletlerce tayin edilen merkezî makamların temsilcilerini toplantıya davet edecektir. Avrupa Konseyi’nin bu sözleşmeye taraf olmayan herhangi bir üyesi de bir gözlemciyle temsil edilebilir. Bu toplantıların her birinin çalışmaları hakkında birer rapor hazırlanacak ve bilgi için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine sunulacaktır. Madde 29 1. Herhangi bir Taraf, her zaman Avrupa Konseyi Genel Sekreterine göndereceği bir bildirimle bu Sözleşmeyi feshedeceğini ihbar edebilir. 2. Bu fesih ihbarı, bildirimin Genel Sekreter tarafından alındığı tarihten sonraki altı aylık bir sürenin bitimini takip eden ayın birinci günü geçerli olacaktır. Madde 30 Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Konseyin üye Devletleriyle bu Sözleşmeye katılan herhangi bir Devleti aşağıdaki hususlardan haberdar edecektir: (a) herhangi bir imza; (b) herhangi bir onay kabul veya tasvip veya katılma belgesi; (c) 22, 23, 24 ve 25. Maddeler uyarınca bu Sözleşmenin yürürlüğüne ilişkin herhangi bir tarih; Usulüne uygun olarak yetkili kılınmış,aşağıdaki imzaları bulunan temsilciler bu Sözleşmeyi imzalamışlardır. Avrupa Konseyi arşivinde saklanacak her iki metin de aynı derecede geçerli olmak üzere, İngilizce ve Fransızca dillerinde 20 Mayıs 1980’ de Lüksembourg’ ta imzalanmış olup onaylanmış kopyalar Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından her bir üye devlete, bu Sözleşmenin hazırlanmasına iştirak eden üye olmayan devletlere ve bu Sözleşmeyi onaylamak üzere davet edilmiş herhangi bir devlete gönderilecektir. |
08-03-2007, 17:48 | #2 |
|
bir yargıtay kararı
T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi E:1536 K:1996/3341 T:28.03.1996 • BOŞANMA Özet: Boşanma sonunda ana-babası Türk olan çoçuğun velayeti hakkındaki düzenlemenin yabancı mahkemece değiştirilmesi, Çoçukların korunması konusunda mahkemelerin yetkisi ve uygulanacak sözleşmeye dair sözleşme. Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. (2675 s.MÖUHK. m. 12, 13, 19, 20 ) 2675 sayılı Kanunun 20, 13, 19 ve 12. maddeleri uyarınca boşanma ilamı ile düzenlenen ana-babası Türk olan çocuğun velayetinin değiştirilmesinde Türk kanunlarının uygulanması gerekir. Aynı kanunun 38/e. maddesi çerçevesinde itiraz edildiğinde, tanıma veya tenfiz kararı verilmez. Öte yandan 21 Şubat 1983 tarihli Resmi Gazetede Yayınlanan 5 Ekim 1961 tarihli küçüklerin korumması konusunda mahkemelerin yetkisi ve uygulanacak Kanuna dair sözleşmenin 1. maddesinde küçüğün mutat meskeninin bulunduğu Devletin mahkemeleri ve idari makamlarının sözleşmesi 3 ve 4. maddeleri ile 5/3. maddesi hükümleri saklı kalmak üzere küçüğün şahsını ve mallarını korumaya yönelik tedbirleri almaya yetkili olduğu belirlenmiştir. 3. maddede "Küçüğün vatandaşı olduğu Devletin iç hukukuna göre mevcut olan bir otorite ilişkisinin bütün akit devletlerce tanınacağı" hükme bağlanmış olup, 5. maddenin "küçüğün eski mutad meskeninin bulunduğu devletin makamları tarafından alınmış bulunan tedbirler, bu makamlara önceden haber verilmeden kaldırılamaz veya yerlerine yenileri konulamaz" 3. fıkrasından "vatandaşı olduğu Devlet makamlarının koruması altında bulunan küçüğün yer değiştirmesi halinde, bu makamla tarafından kendi iç hukuku uyarınca alınmış bulunan tedbirler yeni mutad meskenin bulunduğu Devlette de GEÇERLİ KALIR" hükmü yer almaktadır. Aynı sözleşmenin 8. maddesi uyarınca alınan acil tedbirleri diğer akit devlet makamları tanımakla yükümlü değildir. Şu halde adı geçen sözleşme çerçevesinde işlem yapıldığı belli olmadığından, tanıma talebinin reddi sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanması gerekli olmuştur. SONUÇ :Temyiz edilen hükmün gösterilen nedenle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna oybirliğiyle karar verildi. 28.3.1996 Başkan Üye Üye Üye Üye Tahir Alp Ş.D.Kabukcuoğlu Hakkı Dinç Özcan Aksoy A.İhsan Özuğu |
08-03-2007, 18:00 | #3 |
|
T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi E:2004/12285 K:2004/13680 T:22.11.2004 • TENFİZ TALEBİ • YABANCI MAHKEME KARARI • KISMİ TENFİZ • BOŞANMA VE VELAYET • VELAYETİN BİRLİKTE KULLANILMASI ÖZET : Davacı yabancı mahkemeden verilen boşanmaya ilişkin kararın tenfizini istemiştir. Hollanda Rotterdam mahkemesi tarafların boşanmalarına karar vermiş ve karar 24.10.2003'de kesinleşmiştir. Tenfizi istenilen ilamda 1989 doğumlu Volkan ile 1991 doğumlu Berkan'ın velayeti ana babanın her ikisi üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Yabancı mahkemenin çocukların velayetini yazılı şekilde düzenlemesi Türk Medeni Kanununa aykırıdır. ( MÖHUK. mad. 38/c ) Bu nedenlerle mahkemenin velayet düzenlemesine yönelik tenfiz isteğini reddetmesinde isabetsizlik yoktur. Yabancı ilamın kısmen tenfizine karar verilmesi imkan dahilindedir. Mahkemece, yabancı ilamın boşanmaya yönelik bölümünün tenfizine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile isteğin tümünün reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (2675 s. Kanun m. 36, 37, 38/c, 40) (4721 s. Kanun m. 336) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı yabancı mahkemeden verilen boşanmaya ilişkin kararın tenfizini istemiştir. Hollanda Rotterdam mahkemesi tarafların boşanmalarına karar vermiş ve karar 24.10.2003'de kesinleşmiştir. Tenfizi istenilen ilamda 1989 doğumlu Volkan ile 1991 doğumlu Berkan'ın velayeti ana babanın her ikisi üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. 1- Evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Boşanma ve ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. ( TMK. md.336 ) Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. Yabancı mahkemenin çocukların velayetini yazılı şekilde düzenlemesi Türk Medeni Kanununa aykırıdır. ( MÖHUK. mad. 38/c ) Bu nedenlerle mahkemenin velayet düzenlemesine yönelik tenfiz isteğini reddetmesinde isabetsizlik yoktur. 2- Yabancı ilamın kısmen tenfizine karar verilmesi imkan dahilindedir. ( MÖHUK. md.40 ) Rotterdam mahkemesinden verilen boşanma ilamı kesinleşmiştir. 2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Yasanının 36, 37, 38. maddelerinin aradığı şartlar gerçekleşmiştir. Mahkemece, yabancı ilamın boşanmaya yönelik bölümünün tenfizine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile isteğin tümünün reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan yönlerine ilişkin temyiz itirazlarının ise 1. bentte belirtilen nedenle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.11.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi. MUHALEFET ŞERHİ : 2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Yasanın 38/c maddesi yabancı mahkeme ilamının kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde tenfiz isteğinin kabul edilemeyeceğini hükme bağlamıştır. A ) Tanıma veya tenfize karar veren hakim, yabancı kararın doğru olup olmadığını inceleme yetkisi bulunmamaktadır. Yabancı kararda uygulanmış olan usul hükümleri ve maddi hukuki tespitler inceleme dışında tutulmalıdır. Yabancı ilamın anayasa ile düzenlenen temel hak ve hürriyetlere, milletlerarası hukukta kabul edilen temel prensiplere, adil yargılama ve savunma hakkına, genel ahlaka, Türk Hukuk düzeninin temelini teşkil eden ve devletin vazgeçemeyeceği ilkelerine aykırı olması halinde kamu düzenine aykırılıktan söz edilebilir. Maddede bu durum açıkça sözcüğü ile ifade edilmiştir. Yabancı mahkemenin Türk Hukukunun emredici hükümlerini dikkate almaması yahut yanlış uygulanması başlı başına tenfiz veya tanıma isteğinin reddine sebep teşkil etmez. Hollanda'nın Rotterdam Mahkemesi hem Türk, hem de Hollanda vatandaşı olan tarafların boşanmalarına karar vermiş; 30.03.1989 doğumlu Volkan ile 7.01.1991 doğumlu Berna'nın velayetinin ana ve babada müşterek olduğuna işaret etmiş, ancak anne yanında olduğu anlaşılan küçüklerle baba arasında iki haftada bir hafta sonunda yaz tatillerinde, bayram ve doğum günlerinde baba ile kişisel ilişki kurmuş, çocuklar yararına da iştirak nafakası takdir etmiştir. Boşanma sonucu yabancı mahkemenin çocukların velayetinin ana-babaya birlikte verilmesi Türk Medeni Kanununun 336. maddesine uygun bulunmamakla beraber, hüküm ve sonuçları itibarıyla özellikle kişisel ilişki ve küçükler yararına takdir edilen iştirak nafakası yönünden uyum arzetmektedir. Yabancı mahkemenin velayet düzenlemesine yönelik bölümü teknik manada kesin hüküm özelliğini taşımamakta değişen şartlar karşısında değiştirilmesi de imkan dahilindedir. B ) Çocukların Velayetine İlişkin Kararların Tanınması ve Tenfizi ile Çocukların Velayetinin Tesisine İlişkin Avrupa Sözleşmesini ülkemiz de kabul etmiş, yabancı hukukun kamu düzeninin müdahalesi zorlaştırılmış ve asgari seviyeye indirilmiştir. Sözleşmenin 9 ve 10. maddelerinde tanıma ve tenfizin ret sebepleri sayılmış, karar sonuçlarının talep edilen devletin aile ve çocuk hukukunun temel ilkeleriyle açıkça bağdaşmaması halinde isteğin reddedilebileceği vurgulanmıştır. Velayetin anne ve babaya birlikte verilmesi Türk Hukuk tatbikatına uygun olmamakla birlikte vurgulandığı gibi Türk kamu düzenine açıkça aykırılıkta teşkil etmez. Açıklanan sebeplerle de, velayet ve onun ayrılmaz parçasını oluşturan nafaka ve kişisel ilişkiye yönelik tenfiz isteği de kabul edilmelidir. Gösterilen nedenle değerli çoğunluğun kararlarının birinci bendine iştirak edilmemiştir. |
08-03-2007, 18:02 | #4 |
|
T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi E:2004/6723 K:2004/7597 T:10.06.2004 • YABANCI MAHKEME KARARLARININ TANINMASI YADA TENFİZİ • HAKİMİN YETKİSİ • MİLLETLERARASI ANLAŞMALAR ÖZET : Kendisinden boşanma hükmü tanınması yada tenfizi istenilen hakimin yabancı mahkemede karar oluşturulurken hangi vakaların kabul edileceğini veya edilmeyeceğini değerlendirme yetkisi yoktur. Yabancı kararda uygulanmış usul hükümleri ile maddi ve hukuki tesbitler tanıma ve tenfizin konusu dışındadır. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemelerine başvurulamayacağı gibi temel hak ve özgürlüklere ilişkin olanlarının ise, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde ihtilafların milletlerarası anlaşma hükümleri esas alınarak çözümlenmesi gerekmektedir. ( 2675 s. MÖUHK. m. 4, 13, 37 ) ( 2709 s. Anayasa m. 90 ) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar A. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile boşanmış, karar kesinleşmiştir. Tarafların Türk vatandaşı oldukları da anlaşılmaktadır. Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri eşlerin müşterek mili hukukuna tabidir. ( MÖUHK m. 13/1 ) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemelerine başvurulamayacağı gibi temel hak ve özgürlüklere ilişkin olanlarının ise, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde ihtilafların milletlerarası anlaşma hükümleri esas alınarak çözümlenmesi gerekmektedir. ( Anayasa m. 90 ) Evlilik bağına ilişkin kararların tanınması hakkındaki sözleşmeye hükmü veren mahkemenin mensubu olduğu Almanya ile ülkemiz katılmışlardır. Akit devletler evlilik bağının zevaline, gevşetilmesine, varlığına veya yokluğuna, geçerliliğine veya bunlara ilişkin olarak verilmiş kararların sözleşmenin 2, 3 ve 4. madde hükümlerine uymak kaydıyla tanınacağını kabul etmişlerdir. Yabancı mahkeme, 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 4 ve 13 maddesinde öngörülen Türk hukukunu uygulamamıştır. Ancak mahkemece tanımayı reddetmek için kesin bir hüküm olmadığı gibi Türk Hukukunun uygulanması ile hasıl olacak neticeye aykırı bir sonuca da varılmamıştır. Verilen hükmün kamu düzenimize de açıkça aykırılığı bulunmamaktadır. Sözü edilen sözleşmenin 2, 3 ve 4. maddelerinde aranan şartlar gerçekleşmemiştir. Mahkeme velayet düzenlemesi yapılmamasını kamu düzenine aykırılık olarak yorumlamıştır. Müşterek çocuk 1998 doğumlu Ali'nin velayetinin düzenlenmemiş olması kamu düzenine aykırılık oluşturmaz.Her an bu eksikliğin giderilmesi velayet düzenlenmesinin yapılması imkan dahilindedir. Diğer yönden isbat vasıtalarının nevi, ileri sürülmesi ve toplanması, değerlendirilmesi hakimin kanununa tabidir. Kendisinden boşanma hükmü tanınması yada tenfizi istenilen hakimin yabancı mahkemede karar oluşturulurken hangi vakaların kabul edileceğini veya edilmeyeceğini değerlendirme yetkisi yoktur. Yabancı kararda uygulanmış usul hükümleri ile maddi ve hukuki tesbitler tanıma ve tenfizin konusu dışındadır. Bu sebeple de 2675 sayılı kanunun 37. maddesi; tanıma yada tenfizi istenilen yabancı kararla ilgili kesinleşmiş ilamın mahkemeye ibrazını yeterli görülmüştür. Açıklanan sebeple davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.06.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Hasta Hakları Çalışma Grubu | 7 | 04-07-2008 16:43 |
Soybağının Reddine İlişkin Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması - Görevli Mahkeme | seyitsonmez | Meslektaşların Soruları | 3 | 05-01-2007 10:22 |
Hasta Haklarına İlişkin Avrupa Statüsü(Ana Sözleşme) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Hasta Hakları Çalışma Grubu | 0 | 29-08-2006 22:58 |
Sosyal ve Tıbbî Yardım Avrupa Sözleşmesi ve Ek Protokolü | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Hasta Hakları Çalışma Grubu | 0 | 29-08-2006 19:57 |
Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Çocuk Hakları Çalışma Grubu | 0 | 27-10-2003 22:58 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |