![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Merhabalar. Sonradan müdahil olduğumuz bir iş dosyasında dava dilekçesinde '' fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik '' denmiş olup sonrasında parantez içerisinde '' kısmi davadır '' denmiştir. Ancak bilindiği üzere fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının belirsiz alacak davası konusu olabileceği kabul edilmektedir. Tamamının kısmi davaya konu edilmiş olduğu durumda Müvekkilerin hak kaybı yaşamaması adına nasıl bir yol ve yöntemin izlenmesi gerekmektedir ? Kısmi dava dendiği ve belirsiz alacak davası olarak belirtilmediği için fazla çalışma ve UBGT red mi edilir ? Henüz ön inceleme duruşması yapılmadı bu arada.
|
![]() |
#2 |
|
![]() Merhaba meslektaşım,
Aşağıda yer alan kararlarda da belirtildiği üzere; belirsiz alacak davasının açıkça belirtilmesi gerektiği, sizin durumunuzda açıkça yazılmamış ise davanın kısmi dava olarak kabul olunacağı ve hükme bağlanacağı kanaatindeyim. Karar bilgisini bulamadım ancak takip ettiğim bir davada da işçi vekili meslektaşımın sizinki ile benzer yöndeki talebi kabul olmamıştı. Aksi yönde bir karar bulunması halinde tartışılabilir. Saygılarımla Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/(15)6-192 E. , 2023/157 K. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/485 E. , 2021/971 K. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/2186 E. , 2021/1209 K. |
![]() |
#3 |
|
![]() Sayın meslektaşım öncelikle yorumunuz için teşekkürler.
Atmış olduğunuz kararlardan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/2186 E. , 2021/1209 K.'da '' 6100 sayılı Kanun ile alacak miktarının belirsiz olduğu durumlarda davacıya dilerse belirsiz alacak davası, dilerse de kısmi dava açabilme imkanı getirilmiştir. '' şeklinde beyan mevcuttur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/485 E. , 2021/971 K.'da özel daire görüşüne katılmış olup '' Somut olayda, uyuşmazlık konusu olan kıdem ve ihbar tazminatı ile izin alacağının tahsiline ilişkin dava asgari bir miktar gösterilerek açılmıştır. Mahkemece, alacakların belirlenebilir nitelikte olduğu belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Belirsiz alacak davası istisnai bir dava türü olup, bunun dava dilekçesinde açıkça belirtilmemiş olması ve kısmi olarak açıldığının dava dilekçesinden anlaşılmış olması karşısında, davanın kısmi dava olarak açıldığının kabulü zorunludur. 6100 sayılı Kanun'un 109/1. maddesi gereğince talep konusunun niteliği itibari ile bölünebildiği durumlarda sadece bir kısmının dava yolu ile ileri sürülmesi mümkün olup işin esasına girilerek oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/(15)6-192 E. , 2023/157 K.'da aynı şekilde belirsiz alacak davası olarak nitelendirilen bir alacağın olmadığını, alacak miktarının belli olduğunu ve davanın kısmi dava olarak görülmesi gerektiğini belirtmiştir. Bizim somut dosyamız özelinde ise dava kısmi dava olarak açılmıştır. Yargıtay kararlarından anlaşılan ise davanın her iki şekilde de açılabileceği. Nitekim farklı şehirlerde iş dosyası bulunan avukat arkadaşların belirsiz alacak davası olarak açıp kazandığı iş dosyaları mevcut. Anladığım kadarıyla alacakların kısmi dava olarak istenmemesi alacakların reddine değil de daha çok faiz yürütme tarihi açısından ortaya fark çıkarıyor. Çünkü belirsiz alacak davasında dava açılış tarihi itibariyle alacağın tümü için zamanaşımı kesilip faiz işletilebiliyor. Ayrıca 9. Hukuk Dairesi 2022/10255 E., 2022/9908 K.'da 20.09.2022'de verilen kararda şöyle denmiştir : Zira alacak belirsiz ise alacaklının kısmi dava veya belirsiz alacak davası açma hakkı vardır. Dava dilekçesinde belirsiz alacak davası açıldığı veya 6100 sayılı Kanun'un 107. maddesine dayanılmadığı yazılmamışsa söz konusu alacaklar 50,00-100,00-1.000,00 TL gibi tutarlarda gösteriliyorsa davanın kısmi dava olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Alacaklının daha sonra davayı belirsiz alacak davası olarak nitelendirmesi sonucu etkilemez. 2. Hukuk müşavirliği yönünden temyiz yoluna başvurulan uyuşmazlıkta davacı, işe iadesine ilişkin mahkeme kararı sonrasında işveren tarafından işe başlatılmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere kıdem ve ihbar tazminatlarının eksik ödendiğini ileri sürerek kalan tazminat alacaklarının tahsilini talep etmiş; davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını belirterek davanın usul yönünden reddine karar vermiştir. 3. Dilekçede, "...alacaklarımıza ilişkin tüm verilere sahip olmadığımızdan kısmi dava açmak zorunda kaldık..." ifadesiyle davanın kısmi dava olarak açıldığı açıkça belirtilmiştir. Buna rağmen Mahkemenin, davacının talebini hatalı değerlendirerek ve uymayarak davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını kabul ederek davayı reddetmesi isabetsizdir. '' denmiştir. Zira alacak belirsiz ise alacaklının kısmi dava veya belirsiz alacak davası açma hakkı vardır. Dava dilekçesinde belirsiz alacak davası açıldığı veya 6100 sayılı Kanun'un 107. maddesine dayanılmadığı yazılmamışsa söz konusu alacaklar 50,00-100,00-1.000,00 TL gibi tutarlarda gösteriliyorsa davanın kısmi dava olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Alacaklının daha sonra davayı belirsiz alacak davası olarak nitelendirmesi sonucu etkilemez. Bu açıklamalar kapsamında somut olaya bakıldığında; davacı vekili müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ancak alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak sureti ile 1.000,00TL kıdem tazminatı, 500,00TL ihbar tazminatı talep etmiş olup davasını açıkça belirsiz alacak davası olarak nitelendirmiştir. Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına rağmen alacakların belirli olduğu sonucuna ulaşıldığından somut olayda belirsiz alacak davasının koşulları bulunmamakta ise de, alacaklarının ödenmediğini iddia eden davacının, mevcut yasal düzenlemeler karşısında dava açmaktan başka bir yolla alacağına kavuşma imkânı olmayıp, bir mahkeme kararına ihtiyaç bulunması karşısında eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını söylemek mümkün değildir. Başka bir anlatımla alacağı olduğunu iddia eden davacının alacağının tahsili amacı ile ister kısmi, ister tam eda veya belirsiz alacak davası açmasında her zaman hukuki yararı vardır. Zira davacı davalıdan olan alacağını istemektedir. Öyle ise, alacağın tartışmasız veya belirli olması hâlinde kısmi dava açılamayacağına ilişkin 6100 sayılı HMK'nın 109'uncu maddesinin ikinci fıkrasının yürürlükten kaldırılmış olmasından dolayı belirli alacaklar için de artık kısmi dava açılması mümkün hâle geldiğine ve davacının alacaklarının bir kısmını dava ettiğinin dava dilekçesi içeriğinden anlaşılmasına başka bir anlatımla davanın kısmi dava olarak görülmesi için gerekli koşulların somut olayda bulunmasına göre, mahkemece dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmeyerek bir ara kararı ile kısmi dava olarak görülüp sonuçlandırılmalıdır. Bu yöndeki kabulün Anayasa'nın 141'inci ve 6100 sayılı HMK'nın 30'uncu maddelerinde düzenlenen davaların en az giderle ve mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını öngören "usul ekonomisi" ilkesine de uygun olacağı, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan hak arama özgürlüğüne ve mahkemeye erişim hakkına da hizmet edeceği açıktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yukarıda paylaşılan kararından önceki dönemlerde belirsiz alacak davasına konu edilmesi mümkün olmayan taleplerin belirsiz alacak davası yoluyla ileri sürülmesi halinde davanın hukuki yarar yokluğundan (bu dava şartı sonradan tamamlanamayacağından) reddedilmesi gerektiği görüşündeydi. Bu karar ile bu görüş değişmiş ve bu tarihten sonraki kararlarına da sirayet etmiştir. (Aynı yönde kararlar için bkz. Hukuk Genel Kurulu’nun 17.11.2020 tarihli 2019/853 E. , 2020/907 K. ve Hukuk Genel Kurulu’nun 08.07.2020 tarihli, 2017/258 E. , 2020/543 K.) Zira alacak belirsiz ise alacaklının kısmi dava veya belirsiz alacak davası açma hakkı vardır. Dava dilekçesinde belirsiz alacak davası açıldığı veya 6100 sayılı Kanun'un 107. maddesine dayanılmadığı yazılmamışsa söz konusu alacaklar 50,00-100,00-1.000,00 TL gibi tutarlarda gösteriliyorsa davanın kısmi dava olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Alacaklının daha sonra davayı belirsiz alacak davası olarak nitelendirmesi sonucu etkilemez. Dilekçede, "...alacaklarımıza ilişkin tüm verilere sahip olmadığımızdan kısmi dava açmak zorunda kaldık..." ifadesiyle davanın kısmi dava olarak açıldığı açıkça belirtilmiştir. Buna rağmen Mahkemenin, davacının talebini hatalı değerlendirerek ve uymayarak davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını kabul ederek davayı reddetmesi isabetsizdir. 9. Hukuk Dairesi 2022/10255 E., 2022/9908 K. ( 20.09.2022 Kararı ) fazla sayıda yargıtay kararı ekleyip fayda sunmaya çalıştım. Elinde konuyla alakalı güncel karar olan ya da bilgi sahibi meslektaşlarımızın da katkı sağlması dileğiyle.. |
![]() |
#4 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Dava dilekçenizde açıkça belirsiz alacak davası ya da HMK 107 nci maddesi dememişseniz davanız kısmi davadır. Son içtihatlar ve ilke kararları bu yönde. Bu saatten sonra ıslah suretiyle ya da her hangi bir dilekçenizde davamız belirsiz alacak davası diyemezsiniz. Dava niteliğini değiştiremezsiniz. Tüm alacak talepleriniz kısmi dava şeklinde sonuçlandırılacak. |
![]() |
#5 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 07.07.2021 tarihli güncel bir kararında belirsiz alacak davası niteliği itibariyle istisnai bir dava türü olduğu için davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişinin bunu dilekçesinde açıkça belirtmesi gerektiğine karar vermiştir. Islah ile de dava türü değiştirilememektedir. Bu hususlarda hemfikiriz. Burada sormuş olduğum soru özü itibariyle şudur: Tüm alacak kalemleri kısmi dava olarak sonuçlandırılacaktır. Belirlenebilir ya da belirlenemeyen alacaklar kısmi davaya konu olmaktadır. Talebin reddedilmesi diye bişey söz konusu olmamalıdır. Ancak faiz işletilmesi bakımından kısmi davadaki ıslah tarihi belirsiz alacak davasına göre müvekkillerin aleyhine olmaktadır. Belirsiz alacak davasında davanın açılmış olduğu tarih itibariyle zamanaşımı kesilmekte ve faiz işletilmektedir. Bu sebeple ek davayı belirsiz alacak davası olarak açıp kısmi davada talep edilmeyen miktarı orada talep etmeyi değerlendiriyoruz. |
![]() |
#6 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
1- Derdestlik itirazı? = Şu an mevcut aynı talepli kısmi davanız varken ek dava ile aynı alacak talebinizi belirsiz alacak talepli olarak açamazsınız. 2- Gereksiz = Kısmi açtığınız davada ıslah tarihiniz, kararın kesinleşmesinden sonra açacağınız belirsiz alacak davasından daha önceki bir tarih olacak ve faiz başlangıç tarihi ıslah edilen miktarlar için ıslah tarihi olacak. 3- Tehlikeli = Yargıtay belirsiz alacak talepli davada alacağın belirlenebilir olduğu tarihten sonra ek dava ile talepte bulunulamayacağını içtihat etmektedir. Açtığınız kısmi talepli davada alacak miktarları belirlenebilir hale geldikten sonra ıslah ya da ek kısmi dava ile talepte bulunma hakkınız varken, kararın kesinleşmesinden sonra aynı konuda belirsiz alacak davası açmanızda hukuki yarar yokluğu nedeniyle red kararı yemeniz muhtemel hale gelecektir. |
![]() |
#7 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Sayın meslektaşım öncelikle kıymetli yorumlarınız için teşekkür ederim. Anayasa mahkemesinin benzer talepli ( iş kazasından kaynaklı maddi-manevi tazminat, kısmi dava ve ek davanın belirsiz alacak davası olarak açılması )bir dosyada vermiş olduğu kararı paylaşmak istiyorum : ÇETİN AKBOĞA BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2019/430) Karar Tarihi: 23/3/2023 R.G. Tarih ve Sayı: 23/5/2023-32199 Ek davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesinin mümkün olup olmadığı tartışmalı olmakla birlikte, Anayasa Mahkemesi tarafından yakın zamanda verilen bir kararda aksi kabulün mahkemeye erişim hakkını orantısız şekilde sınırlamak anlamını taşıyacağı sonucuna varılmıştır. Söz konusu kararda, iş kazasından kaynaklı olarak 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde kısmî olarak açılan davanın ardından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesi üzerine belirsiz alacak davası olarak ikinci davanın açıldığı, bu davada alınan bilirkişi raporuna göre de talep artırımının gerçekleştiği, bununla birlikte bölge adliye mahkemesince yapılan incelemede davanın ek dava niteliğinden bahisle söz konusu talep artırımının ıslah hakkının kullanımı olarak değerlendirildiği, kazanın gerçekleşmesi tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresinin geçmesinden sonra talep edilen miktar bakımından davanın reddinin gerektiğine karar verildiği; tazminatın belirlenebilmesinin ancak bilirkişinin yapacağı teknik inceleme sonucunda mümkün olduğu, alacağın davanın açıldığı anda belirlenebilir olmadığı, zarar miktarının kazanın gerçekleşmesinden on bir yıl sonra tespit edilmesinin başvurucunun kusurundan kaynaklandığının söylenemeyeceği, ikinci davanın açıldığı sırada belirsiz alacak davasına ilişkin hükmün yürürlükte bulunduğu ve uygulanmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığı, bu şekilde açılan davanın ilk davanın devamı olarak nitelendirildiği ve bu sebeple belirsiz alacak davasına ilişkin hüküm yürürlükte bulunmasına rağmen uygulanmadığı gerekçe gösterilerek mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. Konuyla ilgilenen meslektaşlara faydalı olması dileğiyle.. |
![]() |
#8 | |||||||||||||||||||
|
![]() Meslektaşım, Anayasa Mahkemesi'nin kararına konu olayda ilk dava mülga HUMK zamanında açılmış. HUMK'da belirsiz alacak davası açma imkanı yoktu. Belirsiz alacak davası HMK ile geldi. Anayasa Mahkemesi de "HUMK zamanında davacıya tanınmayan hak HMK ile verildiği için, ikinci davayı belirsiz alacak davası olarak açma hakkı artık vardır. Derdestlikten söz edilmez." anlamında hüküm kurmuş.
HMK zamanında ortaya çıkmış bir uyuşmazlıkta ise davacı davasını belirsiz alacak ya da kısmi dava olarak açabilir. Davayı belirsiz yerine kısmi olarak açmışsa, bunun sonucunu kabullenir. Meslektaşımızın söylediği gibi dava çeşidini ıslahla değiştiremez. Belirsiz olarak açmış olduğu davadan sonra ek dava da açamaz. Ek dava, kısmi davada söz konusu.
Belirsiz alacak davası olarak açılabilecek dava kısmi dava olarak da açılabilir. Dolayısıyla fazla çalışma ve UGBT alacak talepleri, sırf dava çeşidi nedeniyle reddedilmez. Eğer alacak varsa dava kabul edilecektir. Sadece belirttiğiniz gibi faiz başlangıç tarihleri ile ilgili hak kaybı olur. Bunu düzeltmenin yolu da yok. |
![]() |
#9 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
anayasa mahkemesi kararını tekrardan okuyunca mülga HMK zamanında açılmış olduğu ve sonradan belirsiz alacak davasının getirilmiş olması sebebiyle kabul edildiği fikrinize katılıyorum. '' Belirsiz olarak açmış olduğu davadan sonra ek dava da açamaz. Ek dava, kısmi davada söz konusu. '' demişsiniz ancak eldeki dava zaten ksımi dava olarak açılmış. '' Dolayısıyla fazla çalışma ve UGBT alacak talepleri, sırf dava çeşidi nedeniyle reddedilmez.'' kısmında ise belirlenebilir veya belirlenemez olmasının önemi olmadan istenilen türde dava açılabileceği şeklindeki kararları yukarıda sunmaya çalıştım. İlk sorduğumda belirsiz alacak olarak açılan bazı davaların reddedildiği kararları okumuştum. Ancak sonrasında YHGK kararını görünce bu karışıklığın giderildiğini gördüm. Çünkü 9. HD VE 22. HD. arasında görüş farklılığı mevcuttu. Katkınız için teşekkür ederim.. |
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İtiraz edilmeyen bilirkişi raporu neticesindeki farkın ayrı davaya konu edilmesi | egemen48 | Meslektaşların Soruları | 3 | 13-01-2020 18:27 |
Işçilik Alacaklari Belirlenebilecek Durumda Ise Kismi Dava Açilabilir Mi? | inwonderland | Meslektaşların Soruları | 5 | 08-06-2018 11:18 |
Menfi Tespit Davası Devam Ederken Davaya Konu Çek'in 3. Kişiye Ciro Edilmesi Ve Davaya İstirdat Davası Olarak Devam Edilmesi Mümkün müdür? | blackripe | Meslektaşların Soruları | 8 | 30-04-2016 10:25 |
Işçilik Alacaklarinda Ihbar Olunan | siloos | Meslektaşların Soruları | 5 | 24-10-2013 13:39 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |