24-04-2007, 14:49 | #1 |
|
Suç Korkusu
Sizce "suç işleme korkusu" , üretilen/var olan bır korku mudur, yoksa sonradan öğrenilen bir korku mu?
Saygılarımla... |
25-04-2007, 08:32 | #2 |
|
Sayın nurullah_karakas
Eğer SUÇ KORKUSU gibi bir ifade kullanmasaydınız, bu soruya yanıt vermeyecektim. Çünkü sorunuzu yanıtlayacak kadar psikoloji-sosyoloji bilgim yok. Ama bildiğim kadarıyla insanlar suçtan korkmaz; cezadan korkar. Suç korkulacak bir şey değildir; çekicidir. Suç işlemek kolaydır; çoğu zaman da zevklidir. Korkulacak kadar eziyet verici olan CEZA'dır. Suç korkusu denebilecek bir korku varsa, bu korku ahlak kurallarından kaynaklanır: İnsan suç işlediğinde çevresindekilerin olumsuz tepkilerinden çekinebilir. Ailesinden, arkadaşlarından utanır. Bu çekinmeye suç korkusu denebilir. Kasaba gibi küçük yerleşim yerlerinde bu korku daha etkilidir. Nüfusu milyonu aşan kentlerde suç oranının yüksek olmasının (birinci nedeni yakalanma riskinin düşük olmasıdır) ikinci nedeni de suç korkusunun buralarda azalmasıdır. Bu arada yeri gelmişken, insanlar için özgürlüğün ne kadar önemli olduğunun altı çizilmeli: Özgürlük bunca önemli olmasaydı hapis ceza olmaktan çıkardı. İnsanların hapis cezası yerine korkacakları hangi ceza olabilir? Para cezası “parası çok olan” için korkutucu değil; sadece cezalandırılmış olmanın ezikliğini yaşatır. Kabahatler Kanunu’nda yer alan 37 buçuk lira para cezasının amacı da bu ezikliği yaşatmaktır: Kabahatler Kanunu kabahat işleyenlerde bir utanma duygusu yaratmak ve yaptığının hoş olmadığı yolunda bir uyarıda bulunmak amacını taşımaktadır. Kabahatler Kanunu, Türk Ceza Kanunu gibi eziyet vermek yerine, ders vermek amacını taşımaktadır. Ve son olarak diyebilirim ki, insanlarda asıl yönlendirici korku, suç korkusu, ceza korkusu olmayıp, YAKALANMA KORKUSU ‘dur. Yakalanacağını bilenler suç işlemez. (Kan davası, namus cinayetleri gibi suçlar yakalanma korkusu konusu dışındadır.) Yazımın sonunda ne kadar çok korkumuz olduğunu fark edince şaşırdım. Ve korktum… Saygılarımla |
26-04-2007, 08:38 | #3 |
|
Sayın nurullah_karakas
Asıl sorunuzu açıkça yanıtlamadığımı fark ettiğimden ek yanıtımı aşağıda görüşlerinize sunuyorum: Suç Korkusu ahlakla ilgili olduğundan sonradan öğrenilir. - Öğrenildikten sonra azalabilir ya da artabilir. - Zamana göre değiştiği gibi zemine göre de değişir: kimi yerde bazı suçlular çevresi tarafından hoş görülür; aynı suç başka yerde hor görülür. - Suçun mağduruna göre bile değişir: Bir erkeğe rahatlıkla tokat atan biri kadına vurmaktan kaçınır. ( “pozitif ayrımcılık” ) - Suça göre de değişir: Memur olmayan birinin koskoca zimmet suçundan korkması gerekmez; buna karşılık aynı kişinin küçücük trafik suçundan ödü patlar. Saygılarımla |
28-04-2007, 23:31 | #4 |
|
Hasıl-ı kelam, sayın Konyalı'dan kopya çekerek diyebiliriz ki:
Suç işleme korkusu, sonradan edinilen/öğrenilen bir korkma biçimidir (Esasen başlı başına korkularımızı da (her türlü) doğuştan getirmiyor, sonradan öğreniyoruz anımsadığım kadarıyla) Saygılarımla... |
29-04-2007, 01:15 | #5 |
|
Suc Isleme Korkusu Sonradan Ogrenilen Bir Korkmadir.dogup Buyudugu Cevre Aldigi Egitimin Bu Korkunun Olusmasinda Buyuk Rolu Vardir.ustelik Tvden Bile Bu Korku Ogrenilebilir..saygilar
|
29-04-2007, 11:39 | #6 |
|
Suç işleme korkusu kişinin çocukluktan ittibaren, çevresinde oluşan olayları gözleyerek ve sonuç çıkararak edindiği bir duygu olsa gerek. Bir toplumda suç korkusunu oluşturan en önemli etken cezalardır. Çünkü korkunun kaynağı suç değil, suçun yaptırımlarıdır. Eğer yaptırımlar yetersiz kalıyorsa toplumda suç korkusu oluşturulamaz. En basiti kapkaçtan yakalanan biri öteki gün serbest bırakılıyor ve yaptıkları yanına kar kalıyorsa bu durum bir suç korkusu oluşturmaz. Yakalansam bile nasılsa yarın serbestim iç güdüsü uyandırır. Eğer cezasını 10 yıl dolaylarında bir şey yaparsanız, yakalandıktan sonrasınıda düşünmeye başlar. Ve içinde bir suç korkusu oluşturur.
|
02-05-2007, 11:39 | #7 |
|
tesekkurler
öncelikle merhaba biliyorum benımde gorusumu bılgırmem gerekırdı ama bana gorede suc korkusu ogrenılen bır korkudur örnegın hıç kapkaça ugramamıs bır kadına dıger bır kadın işte soyle yapıyorlar boyle yapıyorlar dıyecek olursa o kadında magdur olmaktan korkar...ikincı bır nokta suç korkusu erkeklerde o kadar olmasa da kadınlar uzerınde daha etkılı sonuc doguruyor bu sebeple tokat yıyen bır erkek kadına vurmaktan kacınmaz ama bız hukukcu olarak kadınlara el kalkmaz dıyorsak da bu zamana ve mekana gore degısır yanı olayı somut olaya gore yorumlamak gerekır
|
26-07-2007, 21:37 | #8 |
|
Kanımca,İtalyan Kriminolojist Enrico Ferre ninde savunduğu gibi suç doğada vardır ve insanda bu doğanın bir parçasıdır.İlkel toplumlarda aç kalan insan öldürmüştür,yağmalamıştır,çalmıştır v.s. fakat zamanla örgütleşen ve uygarlaşan insan toplulukları kurdukları yönetim biçimleriyle koydukları bazı kurallara aykırılıkları suç olarak nitelemişlerdir ve belli başlı yaptırımlara tabi tutmuşlardır.Bu nedenle kanımca, suç öncelikle sonradan ögrenilen ve toplumdan topluma değişen bir korkudur.
Bu konuyu biraz daha belirgin kılmak için şu örneği verebiliriz,örneğin uyuşturucu kullanımı ülkemizde bir suç olarak kabul edilmiştir ve ülkemizdeki insanlar bu kuralı ihlal ettiklerinde suç işlemiş olacaklarını ve müeyyideye maruz kalacaklarını bilirler ve korkarlar öte yandan uyuşturucu maddelerin kullanımının serbest olduğu ülkelerde yaşayan kimseler böyle bir korkuya sahip değillerdir. |
28-07-2007, 16:35 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Varlığım ve savunmam.
Her canlının kendini koruma güdüsü vardır. Doğuştan gelmiştir. Her canlı kendini koruyucu tepkiyi gösterir, bu tepkilerin bir kısmı zararlı etkiye uygun(etkiyi bertaraf edebilici-etkinin tipine göre farklı şekillenen) olabilir veya bir kısmı uygun olsa da olmasa da tepki gösterence mutlak olarak(orijinal-birbaşka şeye göre şekil almaksızın-örneğin göz kırpma her zaman her şartta aynıdır gibi) sarf edilir. Şimdi biz biliyoruz ki insanın kendini koruyucu tepkisi halihazır şekilde kendiliğinden doğumla varlık kazanmıştır ki her cansız varlık bile halihazırdaki şekli ne ise onu korumaya çalışır. Şimdi buna göre insanda SUÇ İŞLEME KORKUSU(ceza görme korkusu) mu vardır, yoksa bir başka şey mi? Temelde görürüz ki insanda TEK BİR ÇEKİRDEK vardır ve biz onu farklı farklı şekillerde adlandırmaktayız. İnsan SAVUNMACIDIR/KORUMACIDIR ve koruduğu şey ise ister kötü yanları olsun ister iyi yanları olsun, O kendine verileni korumaya da zorlanmış bir cüzdür. İnsan için korku denilen şey basit bir şey değil aksine KORUMAYA İTİCİ BİR ZOR-CEBİR-SEBEBTİR. Korku, elinizi keserken ki çektiğiniz acı ile aynı fonksiyonu görür. Esasta cezanın uygulanması anındaki ızdırabın düşünmekle çekilmesidir ve acıdan bir kaçışı anlatır. Bıçağın saplanması anında etki ile tepki aynı an kadar içiçedir, işte insan aklı yaptığı etki ile tepkisini aynı anda imiş gibi iç içe sokmaktadır ki beyin için zaman yoktur bile denebilir ki beş yıl sonra başa gelecek işi şu anki yaptığı eylemin ucuna ekleyiverir ve sonucunu bile o an hissedebilir. Yani Olacakları beyin bir kez aklında cereyan ettirir ve vereceği haz ve acıları bile yine şeklen tadar. Ama şu bir gerçek ÇEKİRDEK TOHUMU BİZ DOĞUŞTAN ALDIK ONU AĞAÇ HALİNE ÖĞRENİMLİ DONANIMLARLA GETİRMEKTEYİZ. Ama çekirdeği model alarak ona benzerin ötesine geçemeden, onu çoğaltma işinden öte geçememekteyiz. saygılarımla. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hakimin kapkaç korkusu: Ya boğazıma bıçak dayarlarsa! | Y£LİZ | Hukuk Haberleri | 0 | 18-02-2007 00:33 |
26 bin engelliyi haciz korkusu sardı | obaykan | Hukuk Haberleri | 0 | 06-09-2006 14:34 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |