|
Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır. |
13-09-2006, 23:14 | #1 |
|
Araçtaki Hava Yastıklarının Açılmaması Nedeniyle Tazminat Davası Açılabilir mi?
Kimsenin fazlaca zarar görmediği(birkaç sıyrık,çizik) ancak aracın "hurdaya" ayrıldığı bir trafik kazasında araç sahibi, hava yastıklarından hiçbiri açılmadığı için sizce üretici veya ithalatçı firmaya sadece "manevi tazminat" davası açabilirmi?(kasko araç bedelini ödemiş) açabilirse davanın maddi, hukuki dayanakları, hukuki sebepleri neler olabilir? ki araç çok pahalı ve hava yastıklarının açılmaması üretici firmanın büyük ayıbı vede araç sahibinin bu firmaya ve hava yastığı olayına güveni çok sarsılmış.şimdiden yorumlarınıza teşekkür ederim
|
13-09-2006, 23:29 | #2 |
|
Tabiki maddi manevi tazminat davası açabilir tarihte bu tür olaylarda sık karşılaşılan cinsten vede genelde tüketici haklı çıkmakta... G. olsun
|
13-09-2006, 23:36 | #3 |
|
teşekkürler sayın nebi,ançak kazazede arkadaşımız kaskodan parasını almış sadece manevi tazminat davası açmak istiyor.
|
14-09-2006, 00:02 | #4 |
|
Maddi yönden bir talebi yoksa manevi tazminat için başvurmasanda bi sakınca yok. Tabi diğer arkadalar ne düşünür bilemem konuda
|
14-09-2006, 00:09 | #5 |
|
Manevi tazminat mal varlığına ilişkin olmayan fakat zarar verici olay dolayısıyla kişinin duygusal aleminde duyduğu acı ve ızdırap nedeniyle maruz kaldığı zararların tazminine yönelik bir istemdir.
ancak kazada kimsenin zarar görmemesi sebebiyle kişinin duygusal aleminde bir zarara uğramadığını bu sebeble manevi tazminat istenemeyeceğini düşünüyorum. |
14-09-2006, 13:50 | #6 |
|
Öncelikle geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Kazada kimsenin yaralanmamış olması sevindirici.Ancak kanımca kimsenin zarar görmemiş olması manevi tazminat davası açma olanağını ortadan kaldırıyor. Şöyle ki:
Borçlar Kanunu'nda düzenlenen maddi ve manevi tazminatın istenebilmesi için öncelikli şart bir zararın doğmuş olmasıdır. Manevi tazminat, Borçlar Kanunu madde 47'de belirtildiği üzere ancak bir cizmani zarar olduğunda sözkonusu olacaktır. Amacı kazanç sağlamak değil; uğranılan cismani zarardan dolayı kişinin çekitiği (manevi tazminat sadece zarara uğrayan kişi tarafından istenebilir) manevi ve duygusal acının hafifletilmesini sağlamaktır. Manevi tazminatın miktarı da hakimce olayın şartlarına göre tayin edilir. Mevcut olayda kaza neticesinde hiç kimse zarar görmediğinden manevi tazminata konu edilebilecek bir durum olamayacağı görüşündeyim. Hava yastıklarının açılmaması üreticinin bir ayıbıdır ve tüketici olarak bu konudaki yasal haklarınız saklıdır. Fakat manevi olarak size acı verecek bir cismani zarara uğramadığınız için bence manevi tazminat davası açılması mümkün olamayacaktır. Görüşlerimin faydalı olduğunu umarak tekrar geçmiş olsun diliyorum. |
15-09-2006, 14:32 | #7 |
|
Herkese iyi günler...
Manevi tazminat istemi hepimizin bildiği üzere,kişilik değerlerinde ki azalmanın giderilmesi amacını güder.Olayımızda da bir trafik kazasında maddi hasar sigorta şirketi tarafından karşılanmıştır ancak trafik kazasında ki maddi hasar ile hava yastıklarının açılmaması ayrı birer hukuki olaydır.Eğer firmanın yaptığı aracın,kazada hava yastığını açmasını engelleyen bir durum yoksa,mesela takla hali gibi!Bu durumda firmanın sorumluluğunun doğacağı kanısındayım.Üretici firmalar araçlarını teşhir ederken özelliklerini reklam ediyorlar ve bir şekilde taahhüt altına giriliyor ve bizler bu özellikler için kimi zaman extradan ücret ödemek durumunda kalabiliyoruz.Bu sebeplerden dolayı benim kanaatime göre BK98 e göre de sözleşme sorumlulundan dolayı manevi tazminata hükmedilebilir.Ayrıca kazada araçtakilere bir zarar gelmemiş olmasıda manevi tazminatın istenmesi için bir engel değildir.Nedeni ise:kaza anında hava yastığının acılmamasının ve belkide şans eseri kazadan yaralanmadan cıkan mağdurların iç dünyasında yaratabileceği korku ve endişedir.Bu kazadan yaralanmadan çıksalar bile bir daha hava yastıgına güvenemeyecek olmalarıda ve bu durumun iç dünyalarında ki hasarı da bir hukuki sebep olarak değerlendirilebilir diye düşünüyorum.Arkadaşınıza geçmiş olsun. Saygılarımla, Eren Özdemir |
15-09-2006, 19:40 | #8 |
|
sayın özdemir sizin belirttiğiniz gerekçelerle çok zorlama bir manevi tazminat istemi olur gibi geliyor bana.
|
15-09-2006, 23:10 | #9 |
|
Manevi tazminat (BK.m.47) istenebilmesi için aranılan kriterler:
-Kişilik haklarını ihlal etme amacı, (Olayın gösterdiği yoğunluğun, zarar gördüğünü iddia edenin kişisel değerlerine etki edecek düzeye ulaşması) -Cismani zararın varlığı (Ruhi bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı (ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü) -Eylemle zarar arasında nedensellik bağı X firmasının ürettiği falanca marka aracın hava yastıklarının açılmamasından dolayı, fiziki bir zarara da uğramayan yakınanın, sadece firmanın itibarını zedeleyecek hatasından dolayı kişisel zarara uğradığı, ızdıraba düçar olduğu,hele kişilik haklarının ihlal edildiği ve kişisel değerlerinin zarar gördüğünü ileri sürmek mümkün değildir. Yargıtay hakaret nedneine dayalı eylem dolayısıyla manevi ödence verilmesi yönünde karar verirken, tehdit eylemi nedeniyle açılan manevi tazminat isteklerinde, kişilik haklarının ihlal edilmediği gerekçesiyle, manevi tazminat ödenmesine yer olmadığına karar verirken, forum konusu sorudaki olayda manevi tazminatın yeri olamayacağı açık. Saygılarımla... |
19-09-2006, 16:50 | #10 |
|
tüketici olarak bir mal almışım;
bana denmiş ki sevgili tüketici ; bu araç şu şu özellikleri taşır; ve bu özellikler den biri de hava yastığıdır; bir kaza anında bu yastık açılır ve sizi korur; biz de tama demişiz ,güven mişiz, oysaki ayıplı bir mal almışız; bu ayıbı ne zaman öğren mişiz; ne yazık ki kaza anında; peki bize bu araçta verilen özellikler ne işimize yaradı hiç; peki biz bu durumda ne olduk hiç; peki araçı üreten firma başını öne eğdi mi yok; peki egilir se ,bu durumlar tekrarlanma durumu zayıflar mı evet; o halde diğer tüketiciler bu durum dan yararlanır mı evet; artık daha sağlıklı mal üretilir mi evet; o halde manevi zarar nedir sorusunu da cevaplarsak; bu durum ,sözleşmeye dayalı mı dayalı, kusurlu teslim mi olmuş evet; kanun ve nizamlarda gerektiği şekilde ve gerektiği halde teslim etmeme sonucu maddi zarar dışında manevi zarar da talep edilemez mi edilir; bu şartlar altın da kaza yapıyorum ve ruhsal durumum bozulmayacak; tonlarca para vermişim;kaza yapmışım ve yastık açılmamış ; ve hukuk düzeni bana diyecek ki; zararın oldu mu ,olmadı, ruhsal aleminde hiç bir değişiklik yoktur; yani sen manevi tazminat talep edemezsin; nerede hukuk ,nerede hak,nerede sorumluluk |
20-09-2006, 00:37 | #11 |
|
Sayın Taslak,
Hukukun cansiperane ve kendi eliyle koruyamadığı her hakkın karşılığında manevi zarar gördüğümüzü iddia etmenin ve bu iddiamıza hukuksal koruma istemenin, ideal anlamda,olması gereken olduğu, -belki- ileri sürülebilir. Ancak ideal varsaydığımız bu görüşün neticesi bizi, hemen hemen her davada T.C. (ve diğer) Hükümetini dava etmeye , davalı olarak hükümeti belirlemeye götürür. Bu da ütopik bir düşünce. Tehdidi kişilik haklarına saldırı olarak görmeyen hukuk düzeninin, maddi zararı (hatta somut olaydaki gibi ölüm korkusunu) teminat altına almasını beklemek, ticari her türlü ilişkide "ben buradayım" demesini beklemek, -ideal anlamda dahi- biraz zorlama bir yaklaşım ve hak arama hürriyeti denen kavramı anlamsız kılacak bir yaklaşım olmaz mı? Bırakalım da, devlet bizim yerimize nefes alsın gibi, -neredeyse- ... Var ise maddi zarar karşılanır. Ama kişilik haklarına saldırı, kişisel bütünlüğe tecavüz mahiyetinde adlandırılabilecek olayların kısıtlanmasında fayda var. Doğrusunu isterseniz, tehdit suçlaması nedeniyle mahkumiyet kararı almış sanığın, suçun mağdurunun kişilik haklarına zarar vermediğinin kabulünü idrakte kendi adıma zorlanmıştım (halen dahi kabullenebilmiş değilim, tehdit suçu eyleme dönüşmüş ve adam ölmüş olsa idi yakınları manevi zarar iddiasında bulunabilecek ve bu iddia hukuk düzeninde kabul görebilecekti üstelik!) Ama falanca marka araç, üretici firmasının iddia ettiği özellikleri birebir taşımıyordu iddiasında, kişisel değerlere tecavüzden değil, olsa olsa maddi zarardan sözedilebileceğini düşünüyorum. Daha doğrusu, kişisel yanıltılma kavramının, bu kadar "geniş" yorumlanmaması ve her davanın nihai hasmının, devlet olmaması gerektiğine inanıyorum. Saygılarımla... |
20-09-2006, 03:47 | #12 |
|
sayın marmara,
Anlattıgınız Olay biraz çelişkili, şöyleki: hurdaya ayrılacak kadar şiddetli bir kazada araç içindeki kişi veye kişilerin hiç bir zarar görmemiş olması imkansız gibi, haa ciddi anlamda hayati bir yaralanma olmamış olabilir ama illaki bir çarpma, çizilme,kanama veya herhangi bir darbaye maruz kalmış olmaları gerekir...(enazından burnu kanamış olabilir) bu bile sizin üretici firmayı dava etmeniz için yeterlidir. çünkü kişi aracı alırken günümüzün gereksinimi olan ve sizi kaza esnasında koruması gereken, aktif güvenlik ve koruma sistemi olan hava yastıklarına tonla ücret farkı ödenmektedir. yani çalışmayan bir sistem size parayla satılmıştır. yani kandırlmışsınız. |
20-09-2006, 12:12 | #13 |
|
Sayın sehper;
vatandaş leyla ile mecnun ; evlenmek iradesi ile bir düyün salonu kiralama düşüncesiyle; düğün salonu sahibi bay fırıldak ile anlaşıyorlar; bay fırıldak ,ne demek efendim ,her şey istediğiniz gibi olacak; şu olacak bu olacak,en kral sanatçı ve dans grupları gelecek; şu saatte olacak; şu menü verilecek diye anlaşıyorlar; hatta bir sözleşmeye konu yazılıyor; davetiyeler dağıtılıyor; düğün 8 de başlayacak 11 de sona erecek; oysaki misafirler ,düğün salonuna geldiklerinde ;bakıyorlar ki saloon dolu; birtakim insanlar göbek atmakta; eğlence gırla gitmekte; bizim damat ve geline haber ulaşmakta ,ebebeynleri duruma müdahale etmektedir; bay fırıldak ise olur böyle vakalar demektedir. sonrasında yapılan uyarılar bağrışlar çağrışlar ile düğün saati; ancak 9 a doğru başlamıştır. 1 saate yakınm misafirler kapıda bekledilmiş; damat kaynanası ve pederi tarafından , senin bulduğun düğün salonuna da sana da diye eleştirileri ve hücumları ve dolayısıyla serzeniş ve dedikoduları üzerine çekmiştir. bir takım davetliler geri dönmüş; ve düğün bunlarsız yapılmıştır. sonrasında bay fırıldak devreye girmiş; önceki düğün sahiplerinin , köyden indim şehire mantalitesine sahip görgüsüzler olduğunu elinden geleni yaptığını ama bu düğünün yapılması gerektiğini söylemiş, 10 yıldır bu7 işi yaptığını hiç böyle bir olayla karşılaşmadığını ifade etmiş; bu durum da yumaşayan damat ve gelin giller; hep beraber salona geçmişler ; sözleşmede ankaralı turgut ve balık ayhanın gurubu olacağı yazdığı halde; neyzık ki bunların olmadığı da görülmüş; oysaki davetiyede bunların geleçeği misafirlere bildirilmişti; bunların yerine konservatuar öğrencisi; nalan güzelses çıkmış ;yine dümbelekçi kazım iyiçalan ise ; en güzel trakya havalarını söylemiş; gelinin annesi bu durum karşısında gitti güzel kızım diye bağırarak; bayılmış; annesini ayıltmak için kolonya ile mendil koklatılmış; 7 katlı pasta yerini 2 katlı pastaya bırakmış; bay fırıldak ortamdan kaçarak; gitmiş; damat bayfırıldağın yardımcısı olan; nazenin adem ile tartışmaya girmiş; sonrasında saat 11 de düğün terkedilmiş; damat ve gelin balayını ertelemiş; gelinin annesi kamuran çıtkırıldım; yeniden düğün yapılmaz sa kızı vermem demiş; gelin çıtkırıldım ise annesini desteklemiş ve ; yeni bir düğün için hazırlıklara başlanılması şeklinde bir karar alınmış; bu durum da manevi tazminat talep edemeyecek miyiz. damatın tüm şeref ve haysiyeti zedelenmemiş midir; küçük düşmemiş midir; |
20-09-2006, 12:56 | #14 |
|
bence bu olayda manevı tazmınat ıstenmesı sart.
|
20-09-2006, 13:19 | #15 |
|
Sayın Taslak Son verdiğiniz örnekte manevi tazminat elbette istenebilir. Düğün fotoğraflarının yanması bile tazminata konu olabilirken, kendi yanan düğün, şüphesiz manevi tazminata konu olacaktır. Burada kişisel hakların ihlali, üzüntü,acı duyma vs vs manevi tazminat kriterlerinin tümü mevcut. Ama forum konusu olayla paralellik kuramıyorum... |
20-09-2006, 15:19 | #16 |
|
sözleşmede yükümlünen , eda veya edaların tam olarak yerine getirilmemesi;
vede yükümlenilenin ; yani ifa edilecek edimin tam olarak yapılmaması, o özellikte olmaması; nedeniyle ; saatinde hazırlanmayan düğün salonu; pasta,sanatçının belirtilen kişiler olmaması veya istenilen vasıfta,içeriğinde; o ürün veya o ürünün taşıdığı özellik ,nedeniyle alınmış araç ta ;bu ürünün işlevsiz ve ayıplı ve bozuk çıkması ile; yani ifadan beklenilen yararı ve sonucu karşılamaması nedeniyle; duyulan elem ve keder ; açılmayan hava yastığında söz konusu olmuyor mu; |
20-09-2006, 19:28 | #17 |
|
varmı?????
sayın müstakbel meslektaşlarım.konuya gösterdiğiniz ilgi çok güzel fikirleriniz çok güzel,hepinize nasreddin hoca gibi "sende haklısın,sende haklısın" demekten kendimi alamadım.ancak sayın sehperin manevi tazminat açısından yaklaşımları bana daha mantıklı geldi.(güncel hukuk mantığı açısından).
peki diyelim manevi tazminat alamayacak bu kişi,elem ve ızdırabı yok!!! tüketici olarak ne gibi hakları var??? veya varmı!!!??? |
22-09-2006, 12:16 | #18 |
|
araç zaten önden çarpmış
sevgili hukukçu42 kardeşim,açıklamayı tam yapamamışım sanırım,olayda zaten takla atma falan yok araç bariyerlere önden çarpmış.aracın fotoğrafları polis tutanakları exper raporu hepsi mevcut.yani mal her halükarda ayıplı.
|
24-09-2006, 00:45 | #19 |
|
Örneği düzeltelim
Sanırım bu forumda ideal hukuku da tartışma konusu yapmak durumudayız ki foruma katılan meslekdaşlarımızın statik bir hukuk anlayışından,olması gerekene yönelmesini teşvik etmeliyiz.Bu anlamda bu olayda Sayın Av.M.Emin Taslak'ın görüşüne katılmak gerekiyor.Avukat olarak benim hayallerim ve ideallerim olmalı, olmalı ki gerçekleştirmek için bir çabamız olsun.
Somut olayda ünlü bir firmanın ürettiği araçla yapılan kaza sonrasında hava yastıklarının açılmadığı görevini yerine getirmediği ve ayıplı olduğu anlaşılmaktadır.Sayın Taslak'ın verdiği örneği biraz daha geliştirelim.Satılan mal araba değilde bir paraşüt olsaydı ve düşme tehlikesi olan bir uçaktan atlayan pilotların sırtında bulunsaydı buna güvenerek uçaktan atlayan pilotlar paraşütlerin yani malın ayıplı olduğunu düşerken öğrenselerdi paraşütler açılmasaydı,tamamen küçük bir olasılığın gerçekleşerek pilotların ölmemiş olması firmanın kusurunu ve tazminat sorumluluğunu engellemelimiydi? Bence aynı yükseklikten yapılan atlayışların önemli bölümünde pilotlar kurtuluyorsa bir taminat sorumluluğundan bahsedilemez.Ancak bunun tersinin olacağı tartışmasızdır,nitekim atlayış paraşütlerin açılacağına güvenilerek gerçekleşmiştir.Şayet pilotlar bunu bilselerdi atlarlarmıydı?Soruyu şöyle soralım olayımızda araç içindekiler başlarına bu boyutta bir kaza geleceğini ve hava yastıklarının açılmayacağını bilseler yolculuğa çıkarlarmıydı?Giderek soruyu şu hale getirelim bunu öngörseler bu firanın ürettiği araca güvenip alırlarmıydı? Diyelimki aynı yerde benzer bir araçla aynı şartlarla ikinci bir kaza daha oldu hava yastıkları yine açılmadı ve ne yazıkki yolcular çok şanslı değillerdi ve kurtulamadılar veya çok ağır derecede sakatlandılar.Bu durumda üreticinin sorumluluğu nedir?Aslında üreticinin fiilinde bir değişiklik yok her iki haldede sadece ayıplı malı sağlam diye teslim etmiş durumda. Bence kaza durumu ve hava yastıklarıın kullanımı istisna bir durum belki bin olayda bir lazım olacak ancak o lazım olacağı zamanda da işe yaramıyor bence firmanın tazminat sorumluluğu olmalıdır. Burada sadece araç içindekilerin kayıpları ve manevi zararları noktasında bakılmaması gektiğini düşünüyorum.Manevi tazminat bu anlamda bir yönüyle caydırıcı da olmalıdır.Manevi zararı düzenleyen BK.47.maddesi "Hakim hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle muvafık tazminat verilmesine karar verebilir" şeklindedir. BK.49.madde ise şahsiyet hakkını koruma altına almakta ve son paragraf "Hakim bu tazminatın ödenmesi yerine diğer bir tazmin sureti ikame edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir." demektedir. Bence BK 47 maddedeki cismani zarar kavramını cismani zarar tehlikesi olarak da algılamak gerekir aksi durum bence hukuk mantığına aykırıdır bence hususi hallerden biri de budur.Diğer yandan insanın endeğerli varlığının yaşam ve beden sağlığı olduğu tartışmasız olup bu varlıklara yönelik tehlike yaratmanın kişiliğe en büyük saldırılardan biri olacağını ve bu yönü ile tazminata hükmedilmesi gerekeceğini düşünüyorum.Hatta son fıkradan hareketle tazminatın miktarıda şöyle belirlenebilir.Hakim ayıplı malı üreten firmayı basın yoluyla kınama kararı verseydi bunun yerine firmanın ödemeyi kabul edeceği bedel ne ise tazminat miktarı o olmalıdır. Firmanın bu yolla kaybedeceği itibar ve müşteri portföyü ne kadar değerliyse tehlikeye attığı canların bedeli de en az o kadar değerli olmalı.Bence Yargıtayın bi kararında manevi tazminat bedeliyle ilgili caydırıcılık faktörünü kullanması ve olayın sosyal boyutu da önem kazanmaktadır. Maddi hukuku fazlaca zorladığımı düşünenler olabilir ama hukukçu doğası gereği statükocu olamaz.Aksi durumda hukuk a olmaz ilerlemede.Saygılarımla. |
26-09-2006, 00:48 | #20 |
|
Luks bı aracla kaza yapılmıs ve hava yastıkları acılmams,eger ayıp sebebı ıle elde edılecek bedel cok cuzı ıse kanımca kotu reklam yapılacak,basına ıletılecek tehdıdı ıle aracın sıfırı talep edılebılır.Boylece fırma da kotu reklam yerıne elbette bunu tercıh edecektır Kanımca bu talep de kotunıyetlı gorulmemelıdır keza arac alınırken,kı luks bı arac,hava yastıgı da ozellıklerı arasnda sayılmıstr.Fırmanın bu durum basına yansıdıgı zamankı kaybı cok dha fazla olacaktır!
|
28-09-2006, 23:53 | #21 |
|
Sayın Marmara, öncelikle (gecikmeli de olsa) geçmiş olsun.
Kendi görüşüm, meydana gelen olayda manevi tazminat davasının açılabileceği yönünde. Manevi tazminat talep etmek için açılmayan hava yastıkları sebebiyle kişide otomobillere karşı güvensizlik oluşması, buna bağlı olarak otomobil kullanma fobisinin başlaması ve bunun kişinin sosyal hayatında aksamalar meydana getirmesi, ödediği ekstra meblağ sebebiyle aracına duyduğu güvenin boşa çıkması, görünüşte küçük olsa da manevi tahribatı büyük olan sıyrıkların kişinin hafızasında derin izler bırakması gibi sebepler öne sürülebilir kanısındayım. Bu arada görüşlerini esirgemeyerek bilgilerimizi güncellememize vesile olan tüm üyelere kendi adıma teşekkür ederim. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Memurun evlilik nedeniyle istifası,tazminat? | Av.mdogan | Meslektaşların Soruları | 2 | 28-11-2006 13:13 |
Beden bütünlüğünün bozulması nedeniyle tazminat | Neslihan | Meslektaşların Soruları | 1 | 08-09-2006 16:43 |
İşverene Manevi Tazminat Davası Açılabilir Mi? | ayças | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 31-10-2004 22:22 |
İhtiyati Haciz Nedeniyle Hazineye Karşı Tazminat | saime erdoğan | Meslektaşların Soruları | 1 | 15-03-2002 00:46 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |