10-12-2011, 11:50 | #31 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Derslerin başarısızlığı asla derslerin hocalarıyla ilgili değildir. Prof. Dr. Kudret Ayiter, Prof. Dr. Hamide Topçuoğlu, Prof. Dr. Adnan Güriz'in öğrencisi olma şerefine ulaştım. Prof. Dr. E. Hirsch'e ise yetişemediysem de okuduğum ilgili her kitabın dipnotunda adını gördüm. Hocalarımızın yeterliliğinden kuşku duymuyorum ve bu benim haddime düşmez. Tüm hocalarımızı minnetle ve şükranla anıyorum. Hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi ve adalet psikolojisi derslerinin başarısızlığı ders saatlerinin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Yetersiz ders saatleri nedeniyle bu dersleri anlamak mümkün olmuyor. Roma Hukuku için ise yeterli ders saati ayrıldığından yukarıda sözü edilen eksiklik hissedilmemektedir. Doğrusu da budur diye düşünüyorum: Roma Hukuku bir hukuk dersidir ve yeterince öğretilmektedir. Diğerleri ise hukuk dersi değildir ve bu dersler ancak meraklısının eline tutuşturulan bir yol haritası niteliğindedir. Ders notları da ders sayısı kadar yetersizdir: Her felsefi sorun için her filozofun bir paragraflık görüş özetini okumakla konu aydınlanmaz. Şimdi asıl konuya geldik: Meraklı bir hukukçu hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi ve adalet psikolojisini anlayacak kadar öğrenmeli mi?
Hukuk felsefesiyle ilgili bir soruyla karşılaşan hukukçu konu için nerelere bakacağını bilecek kadar eğitim almaktadır. Bu bence yeterlidir. Hukuk felsefesiyle ilgili bir sorunla karşılaşan hukukçu çözüm için arayışa girmeyecek kadar eğitim almaktadır. Fakültedeki derslerinden bilmektedir ki felsefe çözüm getirmez.
Saygılarımla |
10-12-2011, 13:08 | #32 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Saygılarımla |
10-12-2011, 20:12 | #33 | |||||||||||||||||||||||
|
Bize anlatılan ve uygulanan (şimdikini bilemiyorum) yalnız felsefe veya hukuk felsefesi değil, tüm lisans düzeyindeki eğitimin temeli ''aradığını bulabilme yetisini'' kazandırmaktan ibarettir.( Prof. Dr. Kudret Ayiter) Bunun, halen, Kıt'a Avrupa'sı ve İngiltere'de olduğu gibi. ABD. de de uygulandığını ve böyle olduğunu zannediyorum. Esasen, hukukçu, inceleme yapmadan bir hukuk konusu üzerinde beyanda bulunmaya yetkili olmadığı bilincine ve o düzeye varan kimsedir.[/i] Değerli fikir ve görüşlerinizi zevkle okuduğumu ifade eder, saygılarımı sunarım. |
04-02-2012, 12:56 | #34 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Armağan Konyalı, yukarıdaki alıntıya 10.12.2011 tarihinde verdiğim cevapta Devam edelim diye belirtmişim. Evet devam edelim isterseniz. Ama devam etmeden önce belirli kavramlar üzerinde ortak bir anlaşmaya varmamız gerektiğinden yola çıkarak üzerinde tartıştığımız kavramları açıklığa çıkaralım: Hukukçu başı boş değildir. Hukukçunun birey olarak yapabileceği hukuk kurallarıyla sınırlıdır. demişsiniz. Nedir bu cümle ile kast ettiğiniz hukuk kuralı? Yürürlükteki yasalar ve bunlara dayanılarak çıkarılan yönetmelikler mi? Saygılarımla |
05-02-2012, 13:13 | #35 | |||||||||||||||||||||||
|
Tıklayınız: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=4849 Bakınız: 25 nolu mesajım ''Hukukun Felsefi Yönü'' konusunda ''Hukukçu başı boş değildir. Hukukçunun birey olarak yapabileceği hukuk kurallarıyla sınırlıdır. Bu nedenle hukukçunun edindiği sosyolojik, psikolojik, antropolojik, felsefi görüşler hukukçunun iç dünyasını zenginleştirir ama hukukçuya hukuk çerçevesinde yarar sağlamaz.'' demiş idim. Bu cümlede geçen ''hukukçu'' sözcüğünü, o mesajların başlığı ile uyumlu olarak ''hukuk uygulayıcısı'' (hakim-savcı-avukat)anlamında kullandım. Bu açıklamalar ışığında şimdi sorunuza ''Evet'' diye yanıt verebilirim: Hukukun genel ilkeleri, uluslararası sözleşmeler, Anayasa, yürürlükteki yasalar ve yönetmelikler hukukçunun mahkemede yapabileceğinin sınırını oluşturur. Avukat, bu kurallar dışında mahkemeden talepte bulunursa talebin hukuki değeri olmaz. Bu anlamda, hukukçunun engin felsefi bilgisi mahkemede işe yaramaz. Aksi doğru olsaydı, insanlar avukat olarak hukuk profesörü yerine felsefe profesörlerini tercih ederdi. Yukarıda yazılanları siz de biliyorsunuz. Sorunuzu hangi konuda sorduğunuzu yazarsanız ben de daha ayrıntılı yanıt verebilirim. Saygılarımla |
11-04-2012, 18:30 | #36 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Armağan Konyalı, soruyu hangi konuda sorduğumu belirteyim: Sizin 'Hukuk Kuralları' kavramı ile neyi kast etmek istediğinizi bilmek istiyordum. Daha doğrusu hukuk kuralı derken sadece yürürlükteki hukuku/pozitif hukuku'mu kast ediyorsunuz, yoksa pozitif hukukun dışında değinmek istediğiniz herhangi başka bir kural var mı, bilmek istiyordum. Yazdıklarınızdan çıkardığım: Sizin düşüncenize göre ne varsa yürürlükteki hukuktadır, gerisi 'orkide yetiştiriciliğidir' Size bir 'Orkide Yetiştiricisinin' ve orkide yetiştirmeye çalışan iki kişinin düşüncelerini aktarmaya çalışacağım; İmmanuel Kant ve Gustav Radbruch İmmanuel Kant: Kant'ın tabii hukuk düşüncesi diğer tabii hukuk kuramcılarının düşüncesinden biraz değişiktir; Kant tabiii hukuku akla dayandırmaya çalışır. Kant'a göre hukuk öğretisinin konusu tabiii hukuktur, pozitif hukuk değil.Pozitif hukuk bir hükumet tarafından konulmuş olan kaidelerdir, hukukun ne olduğu konusunda bir kriter olamaz. 'Sadece ampirik olan bir hukuk öğretisi(Phaedrus'un masallarındaki tahta kafa gibi)güzel bir kafa olabilir, ne yazık ki içinde beyin yoktur' Gustav Radbruch: Gustav Radbruch hukuki positivizmin savunucularından birisidir; Özellikle Hans Kelsen tarafından savunulan hukuki positivizme göre yürürlükte olan hükümler herkes tarafından kabul edilmelidir; yürürlükteki hükümlerin geçerli olmadıkları öne sürülemez. Hukukçunun vazifesi positif hukuku uygulamaktır. Weimar Cumhuriyeti zamanında aynı görüşleri savunan Radbruch Nazilerin hukuku hukuksuzluğa dönüştürdüklerini görünce hukuki positivizm konusundaki düşüncelerine sadık kalmakla beraber, tabiii hukuku savunan bir formül geliştirmiştir. Bu formüle göre yürürlükteki yasalara uymamak belirli durumlarda haklı olabilir. Benim görüşüm: yürürlükteki hukuk kuralları/yasal olan her zaman doğrudur diye bir kural olamaz. Yürürlükteki hukuk kuralları belirli durumlarda iktidarın ve iktidara yakın çevrelerin, menfaat gruplarının ve lobicilerin çabaları neticesinde ve onların menfaatleri doğrultusunda belirlenir. Bir hukukçu yürürlükte olan kurallara uymak ve onları uygulamak zorundadır ama bu uymak ve uygulamak zorunluluğu onu haksız gördüğü kurallara karşı çaba sarf etmekten, onların, yasal olsalar bile hukuki olmadıklarını belirtmekten alıkoyamaz. Yasalar değişebilir ve değişir de, dünün yasakoyucuları bugün mahkeme önüne çıkarılabilir, hukuka aykırı davrandılar diye. Yürürlükteki kurallardan daha geniş bir anlamı olan hukuk kolay kolay hasıraltı edilemez. Daha geniş bir anlamı olan bu hukuku öğrenmek ve bilmek için başına Hukuk kelimesini koyduğumuz, felsefe, tarih, sosyoloji, psikoloji, antropoloji gibi bilimlerin hukukla ilgilerinin bilinmesi gerekir bence. Tabii Hukuk ve Hukuk Positivizmi konusu için Sayın Kemal Gözler'in görüşü: http://www.anayasa.gen.tr/adalet.htm Saygılarımla |
12-04-2012, 19:38 | #37 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Konuları ayırırsak kavramları da netleştirmiş oluruz. Önce hangi hukuk sorusunun yanıtı verilmeli:
- Ben uygulamacı hukukçunun mahkemede uyguladığı hukuktan söz ediyorum. - Siz kuramcı hukukçunun düşlerde aradığı hukuktan söz ediyorsunuz.
Bir hukukçu hem uygulamacı hem de kuramcı olabilir. Bu durumda yerine göre davranır: - Mahkemede yürürlükteki kurallara göre savunma yapar. - Seminerde olması gereken hukuku anlatır. Bir hukukçunun yürürlükteki bir kuralın yasal ama hukukî olmadığını mahkemede ileri sürmesi kadar sıkıcı bir şey olamaz. Bir hukukçunun yürürlükteki bir kanunun ancak ve ancak yürürlükteki Anayasa’ya (veya yürürlükteki antlaşmalara) aykırı olduğunu ileri sürmesi dinlenebilir bir savunmadır. (Koro tekrar eder: Yürürlükteki Anayasa… Yürürlükteki Anayasa...) Yürürlükteki kuralların eleştirisi bile ancak yürürlükteki üst norma göre yapılabilir. Yönetmeliğin hukuka aykırı olduğu soyut biçimde ileri sürülemez ama yürürlükteki kanuna aykırı olduğu ileri sürülebilir.
Kuramcı hukukçuların düşünceleri orkide gibi güzel ve değerlidir. Ne var ki ben şimdiye kadar hiçbir mahkemede orkide görmedim. Hep yürürlükteki çiçekleri gördüm: Kauçuk, kılıç çiçeği, sarmaşık… (Koro: Kauçuk, kılıç çiçeği, sarmaşık…)
Ne var ki bu düşünceleri ben mahkemeye aktaramam. Duruşmada hâkime “Gustav Radbruch bazı kuralların bazı durumlarda uygulanmamasını mümkün görmüştür.” diyebilir miyim? Dersem hâkimin iç dünyası kararır. Dilekçemde yazsam hâkim güler geçer. (Koro: Güler geçer… Güler geçer..)
“Yürürlükteki hukuk kuralları her zaman doğrudur” diyen biri de olamaz. Yürürlükteki kural doğru olduğu için değil, YÜRÜRLÜKTE olduğu için uygulanır. (Koro: Doğrusunu Zeus bile bilemez… Zeus bile bilmez…) Meraklısına Ara Not: Zeus bugün yaşasaydı insan hakları mahkemesinde tazminata mahkum olurdu.
- Uygulamacı mahkemede yürürlükteki kanunu uygular. - Kuramcı mahkeme dışında olması gereken hukuku anlatır.
Hukuk felsefesi, hukuk tarihi gibi bilimlerin hukukla ilgisini bilmek yeterlidir. Filozof olmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Özetle, yürürlükteki kuralları Naziler koymuş olabilir. Uygulamacı hukukçunun yürürlükteki kuralları kaldırmaya gücü yetmez. Uygulamacı hukukçunun kuralları kaldırmaya gücü yettiğinde ise artık o "uygulamacı" değil, "kurucu irade"dir. Saygılarımla |
14-03-2015, 21:15 | #38 | |||||||||||||||||||||||
|
Birinci kısımda, felsefe üzerine düşüncelerinizi açıklamışsınız. İkinci kısımda ise: Hukuku bilmediği halde o konuda birşeyler söyleyenlerle ilgili düşüncenizi açıklamışsınız. Peki felsefe bilmediği halde o konuda birşeyler söyleyenlerle ilgili fikrinizi paylaşmak ister misiniz? Saygılarımla... |
18-10-2016, 09:53 | #39 |
|
...Kanun ezberlemekle iyi hukukçu olunmuyor. Hukukun felsefi özünü, hukuku oluşturan adalet, özgürlük, eşitlik ve güvenlik gibi değerleri bilgiyle ve inançla özümsemiş olmak gerekiyor.
İyi hukukçu, hukukun evrimini de izlemelidir... Taha Akyol, Hukuk Notları, Hürriyet 14 Ekim 2016 |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hukukun Kitapları | demirlaw | Kitap | 7 | 19-07-2013 15:33 |
polisi ilgilendiren yönü ile insan haklarında hukuki gelişmeler | Av.Elvan Akkaya | İnsan Hakları Hukuku Çalışma Grubu | 4 | 24-11-2007 01:00 |
Faturanın Mal Teslimi Ve Hizmet İfasından Önce Veya Sonra Düzenlenmesi Gerektiği Yönü | bekirbilgu | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 03-01-2005 12:00 |
Yaşananlar Ve Türkiye'de Hukukun İşleyişi | sbudak | Hukuk Sohbetleri | 3 | 28-06-2004 08:46 |
Hukukun Tebessüme İhtiyacı Var!! | abinitiolaw | Site Lokali | 3 | 06-06-2002 22:06 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |