Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk ve Felsefe Hukukun felsefi yönüne dair sohbetler. Hak, Hakkaniyet, Adalet, Eşitlik kavramlarına hukuk felsefesi gözüyle bakış

Adalet Duygusu Olmamalı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-11-2011, 23:34   #31
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Adalet Duygusu Olmamalı

Sayın Konyalı,
1.
benim katılmadığım nokta, Sizin gerçekleşmesi mantıken olanaksız olan bir şey istemeniz. Duygu biyolojik ve ruhsal bir durumdur. Biyolojik ve ruhsal bir kaynağı olan, insanların iradesi ve kontrolu dışında vuku bulan bir olgu için olmamalı demek benim mantık ölçülerime ters düşüyor; çünkü olması veya olmaması bizim elimizde değildir. Duygu ya vardır ya yoktur. İnsanlar bir düğmeye basarak duyguları ortadan kaldıramaz veya yok olan bir duygu yaratamaz (suni olarak ilaçlarla gerçekleştirilen duygulardan bahsetmiyorum). Sevinmek bir duygudur. insanın sevinmesini önleyemesiniz. Kızgınlık ta aynı, insanların kızmalarını da önleyemesiniz. Nasıl ki sevinmek ve kızgınlık olmamalı diyemiyorsanız, adalet duygusu olmamalı da diyemesiniz, çünkü bu duyguların olmaları veya olmamaları belirttiğim gibi irademiz dışındadır. Aynı durumda ay doğmamalı, güneş doğmamalı, akşam olmamalı, sabah olmamalı da diyemesiniz. Söz konusu duygular ve tabiat olayları insanların etki alanı dışındadır. Biz olmamalı desek bile olurlar.
2.
Adalet duygusu olmamalı cümlesi bir buyruk, bir rica, bir istek, bir arzu dile getirir ve başka bir kişiye veya makama hitaben kullanılır. Sizin buradaki muhatabınız kimdir?
Kanun koyucu mu, toplum mu yoksa başka bir kişi veya makam mı? Kime yönelik Adalet duygusu olmamalı cümlesi?

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
İnsanlık artık kendini geliştirmeli ve haksızlık yapmaktan artık vazgeçmeli.
Araştırmalara göre insanlığın 500 000 ile 90 000 yıl arası bir gelişimi söz konusu. Belirtilen süre içinde kendisini ancak günümüzün kültür seviyesine getirebilmiş olan insanlık: artık kendini geliştirmeli ve haksızlık yapmaktan artık vazgeçmeli demekle kendisini değiştirebilir mi sizce?

Benim Görüşüm:
Adalet duygusu olmamalı
veya
İnsanlık artık kendini geliştirmeli ve haksızlık yapmaktan artık vazgeçmeli demekle, insanların değişmesini sağlayıp adil bir dünya kuramıyacağımıza göre, insanları ve toplumu adaletsizliğe yönlendiren sebepleri araştırıp adaletin gelişmesini sağlayacak önlemleri almak gerekir .

Saygılarımla
Old 10-11-2011, 00:29   #32
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Duygu biyolojik ve ruhsal bir durumdur. Biyolojik ve ruhsal bir kaynağı olan, insanların iradesi ve kontrolu dışında vuku bulan bir olgu için olmamalı demek benim mantık ölçülerime ters düşüyor; çünkü olması veya olmaması bizim elimizde değildir. Duygu ya vardır ya yoktur.

Sayın Gemici,

Yazdıklarınıza adalet duygusu (vicdan adaleti) açısından katılabilirim. Fakat konuya "duygu" değil "düşünce" perspektifinden bakılması gerektiği kanısındayım. Bu sebeple, "adalet düşüncesi" açısından konuyu değerlendireceğim.

Adalet, insanın içinde kaba halde bir duygudur. Adaletin düşünsel bir hal alması birilerinin diğerleri hakkında karar vermek mevkiine geçmesiyle aynı yaştadır. Yine bu duygunun açığa çıkması, tekâmüle uğrayıp insan, toplum ve devlet yönetimine yansımaları zamandan zamana ve toplumdan topluma değişik bir seyir takip etmiştir. Bu seyirde insanlığın çektiği acılar, siyasal düşünce ve edebiyat akımlarının katkıları, büyük tarihsel gelişim, dönüşüm ve olaylar ile insanlığın yığınsal birikim ve deneyimleri de etkili olmuştur.

Adalet, adalete ilişkin her birimizin duygu/ve düşüncelerinin toplamı da değildir. Zaten bu nedenle hiçbirimiz adaletten ve tezahürlerinden tam olarak tatminkar değilizdir ya da birimizin adaleten kaba hislerle veya özel saiklerle onayladığı bir durum diğeri için bir fecaattir...

Adalet ben'e rağmen, biz'e rağmen mevcut bir kavram ve mekanizmadır. Bu özelliği itibariyle de çok geniş bir "değişkenler" yelpazesinden beslenmekte, belki de zehirlenmektedir... Adaletin tezahürünü etkileyen bu menfaat değişkenleri nedeniyle de insanın dünya üzerinde dağıttığını iddia ettiği adaleti (ve demokrasiyi, özgürlüğü, kaynak paylaşımını ve saireyi) bizatihi adaletin kıyımı olarak nitelemek ve ondan şikayetçi olmak durumu ortaya çıkıyor.

Naçizane durum budur diye düşünüyorum. Sayın Konyalı'nın bu minvaldeki görüşlerini de, yukarıdaki yazdığım ölçütlere göre (duygu/düşünce ayırımı) "adalet özlemi" olarak yorumladığım için, katılıyorum.

Saygılarımla.
Old 10-11-2011, 09:54   #33
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Sayın Konyalı,
1.
benim katılmadığım nokta, Sizin gerçekleşmesi mantıken olanaksız olan bir şey istemeniz. Biz olmamalı desek bile olurlar.
İlk mesajımın sadece başlığını okumuş gibi yanıtlıyorsunuz.

Adaletsizlik olduğu sürece adalet duygusunun rahatsızlığı da olacaktır. Bu sorunun çözümü adalet duygusunu yok etmek değildir. Bu sorunun çözümü adaletsizliği yok etmektir. Bir başka deyişle, önce adaletsizlik yok olacak böylelikle adalet duygusuna ihtiyaç duyulmayacaktır. Tersini düşünmek ters olur. Benim de böyle ters bir iddiam yoktur.

Alıntı:

2.
Adalet duygusu olmamalı cümlesi bir buyruk, bir rica, bir istek, bir arzu dile getirir ve başka bir kişiye veya makama hitaben kullanılır. Sizin buradaki muhatabınız kimdir?
Kanun koyucu mu, toplum mu yoksa başka bir kişi veya makam mı? Kime yönelik Adalet duygusu olmamalı cümlesi?
İlk mesajımın sadece başlığını okumuş gibi yanıtlıyorsunuz.

İlk mesajımda "bebekler üzerindeki deneylerden yola çıkılarak insanlardaki adalet duygusunun doğuştan var olduğu" iddiası aktarılmıştır. Bu iddia üzerine, adaletsizliğin ilk çağlardan beri azalmadığı, bu gelişmemişlik ortamında adalet duygusunun işe yaramaz bir yük olduğunu düşünüyorum. Ağır yükten kurtulmanın zamanı geldi, diye düşünüyorum. İnsanlar artık haksızlık etmemeyi öğrenmeli. Haksızlık olmayınca adalet duygusuna ihtiyacımız kalmayacak, diye düşünüyorum.

Alıntı:

Araştırmalara göre insanlığın 500 000 ile 90 000 yıl arası bir gelişimi söz konusu. Belirtilen süre içinde kendisini ancak günümüzün kültür seviyesine getirebilmiş olan insanlık: artık kendini geliştirmeli ve haksızlık yapmaktan artık vazgeçmeli demekle kendisini değiştirebilir mi sizce?
Dünyayı kurtaracak ve insanlığı yüzyıllarca ileri götürecek çözümler önermemi benden beklemeyiniz.

Ben sadece "insanların haksızlıktan vazgeçmeleri için ellerinde yeterince veri toplandığını ama insanların bu verileri kullanmadığını" düşünüyorum.

Örnek bir veri sunuyorum:
Resmi verilere göre 2002-2009 arasında terör olaylarında kaybedilen insan sayısı 1004 iken uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybeden kadın sayısı 4063.

Alıntı:
Benim Görüşüm:
Adalet duygusu olmamalı veya
İnsanlık artık kendini geliştirmeli ve haksızlık yapmaktan artık vazgeçmeli demekle, insanların değişmesini sağlayıp adil bir dünya kuramıyacağımıza göre, insanları ve toplumu adaletsizliğe yönlendiren sebepleri araştırıp adaletin gelişmesini sağlayacak önlemleri almak gerekir.
"Adaletin gelişmesini sağlayacak önlemleri almak" çözüm olmuyor: Adalet marifet değildir.

Asıl hedef haksızlık olmamasını sağlamaktır. Haksızlık olmamasının tek çaresi insanların değişmesidir. Haksızlığın kaynağı adaletsizlik değil. Haksızlık insandan kaynaklanıyor.

Saygılarımla
Old 10-11-2011, 11:00   #34
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Ben sadece "insanların haksızlıktan vazgeçmeleri için ellerinde yeterince veri toplandığını ama insanların bu verileri kullanmadığını" düşünüyorum.
Sayin Konyalı,
insanlarin elinde ne kadar veri toplanirsa toplansin durum degismez, cünkü burada söz konusu olan Asik Veysel"in dedigi durumdur:
Koyun kurt ile gezerdi
Fikri baska bask'olmasa
Baska fikir, baska düsünce ve baska menfaat. Bu baskalik oldugu sürece"de haksizlik olacaktir. Yine basliginiza dönüyorum: olmamali diyorsunuz. Olmamali demekle olan seyler degistirilemez.
Fikir baska baska olmamis olsaydi biz burada karsilikli atismazdik. Fikrin baska baska olmasi insanligin geregidir. Fikirlerin ayni olmasi insanligin makinalasmasi, robotlasmasi anlamina gelir. Aldous Huxley"in "Vahsi Yeni Dünya"si türünden bir dünya olurdu degisik fikirlerin olmadigi bir dünya.

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
"Adaletin gelişmesini sağlayacak önlemleri almak" çözüm olmuyor: Adalet marifet değildir.

Asıl hedef haksızlık olmamasını sağlamaktır. Haksızlık olmamasının tek çaresi insanların değişmesidir. Haksızlığın kaynağı adaletsizlik değil. Haksızlık insandan kaynaklanıyor
Haksızlık olmamasını sağlamaktır. Haksızlık olmamasının tek çaresi insanların değişmesidir, demekle insanlari degistiremez ve haksizligi ortadan kaldiramasiniz. "Nedenler" üzerinde düsünmeli ve bu nedenleri bulduktan sonra cözüm yollari aramak zorundasiniz.
Neden vardir "haksizlik" sahiden?
Bu sorunun cevabi "insanlik daha vahsi, gelismemis" demek degildir bence! Baska nedenler olmali.

SAYGILARIMLA
Old 10-11-2011, 11:27   #35
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Neden vardir "haksizlik" sahiden?
Bu sorunun cevabi "insanlik daha vahsi, gelismemis" demek degildir bence! Baska nedenler olmali.
Ne gibi? Başka nedenlere örnek verebilir misiniz?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Felsefenin Adaleti İhmal Etmesi- Öc alma Duygusu- Katharsis Y£LİZ Hukuk Haberleri 2 04-05-2012 03:21
Adalet... Güldal Site Lokali 0 28-04-2008 14:38
Sözde adalet yetmez, gözde adalet de lazımdır... üye3578 Hukuk Sohbetleri 7 08-03-2008 11:47
"Zamanaşımı"olmalı mı ? olmamalı mı? Viyola Hukuk Sohbetleri 12 26-02-2008 23:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06130910 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.