31-03-2008, 00:40 | #1 |
|
Mit’ler ve Mitoloji
Mitler ve Mitoloji THS’de birkaç yerde tartışma konusu oldu; doğrusunu yazmak gerekirse tartışma konusu olmaktan ziyade, tartışılan konular çerçevesinde mitolojiye değinildi. Tartışmacılar çoğunlukla mitleri ve mitolojiyi bir masal bir öykü olarak değerlendirdi ve bu türden masal ve öykülerin çağımızın aydınlanmış toplumlarında yerlerinin olmadığına değinildi.
Nedir mit ve mitoloji? Günümüzün toplumlarında işlevi olmayan, yetişkinleri ilgilendirmeyen sadece çocuklara anlatılan öyküler mi gerçekten? Mitlerin bir öykü olduklarına dair düşünceye bir diyeceğim yok; mitler gerçekten öyküdürler. Üzerinde tartışılması gereken konu mitlerin sıradan öyüküler mi, yoksa sıra dışı, günümüz toplumlarında bile bir işlevi olan öyküler mi olup olmadıkları konusu. Mythos Yunanca’da eski çağlardan günümüze kadar gelen masal, efsane ve menkıbe anlamına gelir. Bu özelliklerinin yanında bir de veciz bir anlamları ve öğüt verici bir yanları vardır. Bu yönleri ile mitler dilden dile, zamandan zamana aktarılan genel kabul gören geleneksel düşünce tarzının, ananevi değerlerin, örf ve adetlerin taşıyıcılarıdır; insanların günlük yaşamlarında yol gösterici bir rol oynarlar, her zaman doğru, mantıki olmasalar ve genel kabul görmeseler bile. Berlin Üniversitesi Tarih Profesörü Christian Gizewski’ye göre Mit’ler bu yönleri ile: Dini düşünceleri, tanrıların özelliklerini ve tarihlerini, manevi varlıkların ve kahramanların hayatlarını ve bunların insanlarla olan ilişkilerini, Kainatın yaradılışı ve yapsı hakkındaki düşünceleri, İnsanların davranışlarını yönlendiren ahlak kurallarını ve yapılması ve yapılmaması gereken davranışları belirlerler. Mitlerin varlık gerekçesi insanların, sadece ilkel insanların değil, günümüz insanının da(inanmıyan kendi kendisine sorsun: fala inanıyor muyum, yıldızler yaşantımı etkiliyor mu? Biraz düşünürsek daha birçok örnek bulabileceğimize eminim), tabiat olayları karşısındaki acizliği, tabiat olaylarını tam olarak anlayıp değerlendirememesinde yatar. Mitoloji ile günümüzde birçok bilim dalı uğraşıyor. Bunların başında antropoloji, tarih, dini bilimler, etnoloji, dilbilim geliyor. Bu bilimler bir yandan mitlerin doğuşunu ve ortaya çıkışlarını incelerken, diğer yandan mitlerin insanlar ve toplumlar üzerindeki etkilerini ve işlevlerini araştırıyor. Yunan Mitolojisi’ne baktığımızda bu mitolojinin kainatın kuruluşunu, tanrıların var oluşlarını ve yaşamlarını, birbirileri ile kavgalarını, tanrıların insanlarla olan ilişkilerini ve insanların yaşamlarını nasıl etkilediklerini görürüz. Günümüzün insanının gözü ve düşünce yapısı ile değerlendirdiğimizde çoğumuzun ilkel olarak değerlendirebileceği bir düşünce yapısı belki de. Burada kendi kendimize şu soruları sormakta fayda var bence a) kendimizi o zamanki insanların yerine koyalım, bizler başka türlü mü davranırdık acaba? b) Mitolojik Tanrılar’ın birbirileri ile olan ilişkileri, kişi olarak herbirimize ve günümüzün toplum yapısına yabancı mı? c) Tüm bilimsel ve teknik ilerlemeye ve akılcı ve mantıklı düşüncemize rağmen, mitleri yaratan ve her tabiat olayını bir tanrıya bağlıyan ilkel olarak değerlendirdiğimiz düşünceden çok mu ilerdeyiz? Benim düşünceme göre mitlerden öğreneceğimiz çok şey var. Yeterki onları gereği gibi okuyup değerlendirebilelim. Saygılarımla Kaynak: Christian Gizewski, 'Zur historischen Bedeutung antiker Mythologie' Skript zur Lehrveranstaltung im WS 2002/2003. (Antik Mitoloji’nin Tarihi Anlamı Üzerine, 2002/2003 kış sönestresi ders notları) |
21-04-2008, 15:57 | #2 |
|
Klasik Yunan Mitolojisi, Tanrılar ve Tanrıçalar
En önce Kaos(düzensizlik) vardı. Kaostan tanrılar var oldu.
Bunlar: · Nyx (gece) ve Erebos (zifiri karanlık) · Gaia (yer), Gaia kendiliğinden Uranos (Gök), Pontos (Deniz) ve Ourea’yı (Dağ) var etti · Tartaros (yeraltında cehennemlerin bulunduğu yer) · Eros (Aşk) ve · Aither (hava) Diğer tanrıları bırakıp Gaia ve Uranos’a bakalım. Tanrıça Gaia ile Tanrı Uranos’un birleşmesinden Titanlar ve Kyklop’lar doğdu. Titanlar: 6 sı Tanrı ve 6 sı Tanrıça olmak üzere 12 Titan vardır. Bunlar: Kronos ve Rhea. Kronos babası Uranos’un erkeklik organını, Gaia’nın kışkırtması sonucu, keserek dünyaya hükmetmiş ve sonradan kendi oğlu Zeus tarafından devrilmiştir. Uranos’un kesilen erkeklik organından yere düşen kanlardan Gigant’lar doğmuştur. Aynı organın denize düşen kanları ile spermasından Afrodit(Venüs) doğmuştur. İapetos ve Themis. İapetos Kronos ile Zeuz arasındaki kavgada Kronos’un tarafını tuttuğu için galip gelen Zeus tarafından Tartaros’a sürgün edilmiştir. İapetos ile evli olan kanunların, örf ve adetlerin ve adaletin tanrıçası olan Themis sonradan Zeus ile evlenmiştir. Koios ve Phoibe Okeanos ve Tethys. Okyanusların tanrısı Okeanos Titanlar’ın en kuvvelisidir. Hyperion ve Theia Kreios ve Mnemosyne Hora’lar(Horae): Hora saat anlamına gelmektedir. Hora’lar düzenli yaşamın bekçisidirler. Üç kuşak/nesil olan Horaların hukuk ve toplum düzeni ile ilgili olan kuşağı ikinci kuşaktır. Bu kuşağa dahil olan Horalar: Dike: Adalet Tanrıçası. Ölümlü olarak doğan dike adaleti sağlasın diye Zeuz tarafından yeryüzüne gönderilmişti. Bir tanrıçanın ölümlü olamıyacağını anlıyan Zeus onu sonradan Olymp dağına kendi yanına almıştır. Eunomia: İyi düzen, kanun ve kanun yapma Tabrıçası Eirene veya İrene: Barış ve Bolluk Tanrıçası’dır Toplum düzeninin bozulmaması ve iyi yürümesi için çalışan bu tanrıçalara Atina, Argos ve Olimpia şehrileri büyük değer veriyordu. Saygılarımla |
10-10-2011, 18:01 | #3 |
|
"Yaratıklar içinde en çok acı çeken yaratık insandır, çünkü ölümün bilincine varmış tek yaratıktır. Bir karanlıktan gelmiş, bir karanlığa gidiyor. O iki karanlık arasında, hayatının anlamsızlaştığı anlarda mitler yaratıyor. Mit olmasa geberip gider, intihar eder. Kendine bir dünya yaratıyor, oraya sığınıyor. Kendi yarattığı dünya kurtarıyor insanı."
Homeros Gayet açıklayıcı bence... |
11-10-2011, 03:32 | #4 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Gemici'ye ve Sayın Zeytin'e teşekkürler... Mitler; kadim zamanların sonradan öyküleşen/öyküleştirilen bilgileri/gerçekleridir. Farkındalık seviyemize göre anlıyoruz/anlayacağız. Saygılarımla |
19-10-2011, 19:42 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Binlerce yıl önce tanrılar arasında yaşandığı anlatılan bencillik, hırs, kıskançlık, kin, nefret, intikam, kötülük hikayeleri bugün insanlar arasında hâlâ yaşanmakta. İnsanlık bilim ve teknolojide çok ilerledi ama saldırganlıktan vazgeçme düzeyine henüz ulaşamadı. Hatta insanlığın gerilediği bile söylenebilir: - Mitolojide kitle imha silahlarından, hava kirliliğinden, mısır şurubundan söz edilmemekte. - Mitolojide kâr edenlerden söz edilmemekte; mitolojide sadece kazananlar ve kaybedenler var. Halbuki zamanımızda kâr edenler diye üçüncü bir tür de var. Günümüzün vahşetini farkedenler için mitolojik trajediler komedi gibi kaldı. Saygılarımla |
19-10-2011, 21:22 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Bugünlerin "insanlığının" mitolojisi olacak mı ve nasıl olacak acaba? |
19-10-2011, 21:28 | #7 |
|
Mitoloji; insanın unuttuğu/unutturulduğu yaratıcılığının/yaratıcı olduğunun izleridir.
Home faber’den – Kul’a… |
19-10-2011, 21:47 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Kul için tıklayınız: http://www.google.com.tr/search?q=kul&start=20&hl=tr&lr=lang_tr&sa=N&biw=91 1&bih=443&tbs=lr:lang_1tr&prmd=imvns&tbm=isch&tbo= u&source=univ&ei=JyefTrblM8yj-gbM6MCDDQ&ved=0CDsQsAQ4FA#hl=tr&lr=lang_tr&tbs=lr: lang_1tr&tbm=isch&sa=1&q=hatas%C4%B1z+kul+olmaz&oq =hatas%C4%B1z+kul+olmaz&aq=f&aqi=g2g-S8&aql=1&gs_sm=e&gs_upl=3835l7632l0l7867l14l8l0l6l 6l0l2032l2032l9-1l1l0&bav=on.2,or.r_gc.r_pw.,cf.osb&fp=31a3ede399d b9fd0&biw=911&bih=443 Saygılarımla |
19-10-2011, 21:57 | #9 |
|
"Homo Faber rastlantılarla karşılaştıkça sorgular. Ama kaderi ve alın yazısını reddeder"
Kul; "alın yazısı" der. Mitoloji; insanın yarattığıdır, yaratıcılığıdır. |
23-10-2011, 23:58 | #10 |
|
Homo!
Homo
Başlığı okuyunca neler düşündüğünüzü bilemiyeceğim; Büyük bir ihtimalle 'Homoseksüellik' geldi aklınıza herhalde. Çünkü 'homo' kelimesi çoğu kimsede 'homoseksüel' çağrışımına yol açıyor. Yunancadan gelen homo ön eki 'aynı' anlamına geliyor. Bu anlamı ile 'homoseksüel' kendisi ile aynı olanla, kendi cinsi ile, seks yapan demek oluyor. Benim üzerinde durmak istediğim 'homo' Latince'den gelen ve insan anlamına gelen homo. Homo 'hominidae' olarak adlandırılan insan maymunların bir alt türü. Homo ile aynı türe dahil olan ve bulunan fosillerden bundan iki milyon yıl önce yaşamış oldukları anlaşılan 'homo rudolfensis' ve 'homo habilis' dinosorlarda olduğu gibi tabiatın hışmına uğramış olsa gerek. Nesilleri yok ortada. Homo'nun tarihsel gelişimini anlatan bilim dalı 'Hominizasyon' olarak adlandırılıyor. Homo'nun tarihsel gelişim içinde geçirdiği karakteristik özellikler: * en başta gelen özellik kafa, alnın dikey duruma gelmesi, beyin(ilk insanın beyninin üç misli), dişler, çene, çiğneme kaslarının gelişmesi, kollar ve bacakların değişime uğraması, vücut kıllarının azalması, penis kemiğinin kaybı, kadınlarda göğsün büyümesi. Homo kendi arasındaki sınıflandırılması(Wikipedia'nın Almanca sayfasından): Homo antecessor: ilk insan Homo erectus: dik duran/doğrulan insan Homo ergaster: alet kullanan insan Homo habilis: becerikli insan Homo sapiens: akıllı/bilge insan, günümüzün insanı Homo'nun diğer bir ayırımı fosil olarak bulunduğu yöreye göre yapılıyor: örneğin homo neandertalensis: Neandertal insanı, homo rhodesiensis: Rodezya insanı vs. Tarihsel gelişimin yanında bir de 'homo'nun özelliklerine dayanan bir adlandırma var: bu adlandırmanın en başına ben 'Homo Faber'i koyuyorum: Homo faber: yaratan, emekçi, sanat sahibi insandır. Türkçeye teknik insan olarak çevrilmiş. Bu insanın özelliği tabitattan uzaklaşmış, tabiata yabancılaşmış olmasıdır. Homo Faberin edebiyattaki en usta anlatımını Fax Frisch'in Homo Faber isimli romanına borçluyuz. Neredeyse robotlaşmış diyebileceğimiz romanın kahramanı Faber erkeklik kuruntusunun tipik bir örneği olarak gösteriliyor bazı öevrelere göre. Homo amans: seven insan, Homo academicus: akademik insan, Homo discens: öğrenen insan, Homo creator: yaratıcı insan, Homo ignavus: korkak insan, Bu kadar Homo karakterinin içinden neden kendimize homo sapiens karakterini (akıllı, bilge insan)layık gördük bilemiyeceğim. Bizden sonra gelenler kendilerine en bilge, en akıllı, en men süper akıllı özelliğini layık görür herhalde, çünkü insanoğlu devamlı olarak kendisini en iyi olarak görür. Bizden öncekiler kendilerinden daha öncekilerden iyi idi kendi düşüncelerine göre, biz, bizden öncekilerden iyiyiz, bizden sonra gelenler bizden iyi oldukları düşüncesinde olacaklar, onlardan sonra gelenler..., onlardan sonra gelenler...Bu iyi olmak hırs ve düşüncesi dünyayı batıracağımız güne kadar devam eder. Bence çağımızın insanının en uygun özelliği: 'Homo İgnorans'(göz yuman, görmemezlikten gelen insan). Bazılarımız kazanç uğruna dünya ekonomisinin canına okurken, diğerlerimiz kitlesel imha silahları yapmakla meşgul. Homo İgnorans ne mi yapıyor? 'Bana değmeyen yılan bin yaşasın' diyor. Saygılarımla |
25-05-2013, 21:28 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Bugünün insanliginin mitolojileri de hazir, hali hazirdaki dini inanislar ve ilgili metafizik varliklar. İnsanoglu gelistikce ve degistikce dinleri inanislari da degisiyor. Ornegin atese puta hayvanlara tapma sonrasinda cok tanrili en son tek tanrili inanislar surmus gitmis binlerce din ve inanis bicimi. Ancak gunumuzun henuz gelisim asamasinda olan teknoloji ve bilim caginda eski devirlere nazaran her seye dini bir anlam yuklenmemekte hatta bazen dinlere ragmen bilim isine devam etmekte. Bu sebeple ben ilerleyen surecte tum metafiziksel inanislarin son bulacagini ve mitolojide yer alacagini dusunmekteyim. |
21-03-2015, 06:02 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
mitosların kökeninde, nesnelere insan tarafından duygusal anlamlar yüklenmesi yatar. Bugün, müzik dünyasındaki starların bir kısım insanlar tarafından algılanış şekline mitik bir algılama diyebiliriz. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |