16-10-2006, 14:48 | #1 |
|
Çocuk Teslimi Uygulamaları
Çocuk Teslimi ile ilgili olarak İİK'da
Çocuk teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilâmların icrasında uzman bulundurulması: MADDE 25/b. -(EK:2003-4949/7”başlık dahil”) Çocukların teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilâmların icrası, icra müdürü ile birlikte Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından görevlendirilen sosyal çalışmacı, pedagog, psikolog veya çocuk gelişimcisi gibi bir uzmanın, bunların bulunmadığı yerlerde bir eğitimcinin hazır bulunması suretiyle yerine getirilir. hükmü bulunmaktadır. Şimdi uygulamada nasıl oluyor yukarıdaki madde hiçe sayılarak, nöbetçi savcı mahkeme kararına göre zamanında teslim edilmemiş çocuğun babasından alınıp annesine verilmesi için karakoldan polis memurlarına talimat verebiliyor ve polis marifetiyle çocuk teslim alınıp, baba hakkında TCK 234/1, 53 maddeleri gereğince savcı tarafından dava açılabiliyor. Avukatım hayretler içerisinde. Savcıya mahkeme kararını götüren karşı taraf avukatı, polisleri alıp gelen yine aynı kişi. Çocuk duruma şahit olup psikolojisi bozulmuş, durum 15 saniye de olsa tüm çıplaklığı ile kameraya alınmış. Devam eden velayet davasında da konu gündeme gelmiş ve hakim hala kayıtsız. Pratikte bu durum başıma geldiğinden avukat arkadaşların görüşlerine ve bilgilerine açayım dedim. |
09-11-2006, 10:11 | #2 |
|
çocuk teslimi yargıtay kararı
T.C. YARGITAY
8.Ceza Dairesi E:1995/9595 K:1995/10415 T:29.06.1995 • ÇOCUK TESLİMİ EMRİNE AYKIRI DAVRANIŞ ÖZET : Sanığın, icra takibine konan ve ilam mahiyetinde bulunmayan, çocuk teslimine ilişkin tedbir nitelikli ara kararına uymaması eyleminde, İİK.nun 341. maddesinde yazılı suçun yasal unsurları mevcut değildir. Sanığın söz konusu eylemi, HUMK.nun 113/A maddesine aykırılık suçunu oluşturabilirse de, bu davaya da ancak iddianame ile açılması halinde bakılabilir. (2004 s. İİK. m. 341) (1086 s. HUMK. m. 113/A) Çocuk teslimi emrine muhalefetten sanık Fatma'nın yapılan yargılanması sonunda; İİK.nun 341. maddesi uyarınca 1 ay hafif hapis cezasıyla hükümlülüğüne dair, (Eyüp İcra Ceza Mahkemesi)'nden verilen 21.12.1994 gün ve 811 esas, 946 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile 14.6.1995 günü Daireye gönderilmekle incelenip, gereği düşünüldü: Müştekinin icra takibine koyduğu Zeytinburnu Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 93/118 esas, 29.7.1993 tarihli kararının tedbir niteliğinde bir ara kararı olduğu ve ilam mahiyetinde olmadığı, bu nedenle İİK.nun 341. maddesindeki suçun yasal unsurları oluşmadığı, sanığın eyleminin ancak HUMK. nun 113/A maddesine aykırılık suçu oluşturabileceği, bu konudaki davaya da iddianame ile açılması halinde bakılabileceği gözetilmeden, yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 29.6.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
10-11-2006, 05:12 | #3 |
|
Burada sanıyorum birkaç noktayı belirtmekte fayda var.
1)Görüşün yeniden düzenlenmesi ile ilgili dava karara bağlanmış. 12.2005 tarihinde. Çocuk anne yanında ve birlikte yurtdışına gidiyor. 2)Ocak döneminde ilk görüş gerçekleşmeden önce kararda açıkça belirtilmediğinden karşı taraf İstanbul'dan çocuğun alınıp yine İstanbul'da teslimi için Noter'den ihtar gönderiyor. Karşı ihtar da ise İstanbul'dan alınıp İzmir'de teslim edileceği bildiriliyor. Buna göre sonuçta çocuk İstanbul'dan alınıp İzmir'de teslim ediliyor. Bununla ilgili daha sonra herhangi bir durum(şikayet vs) söz konusu değil. 3)Bu arada yine Ocak ayında velayet davası açılıyor ve dava halen sürmekte. 4)Temmuz'da çocuk tesliminden birkaç gün önce karşı taraf mahkemeye başvuruyor ve tavzih istiyor, Aralık 2005 te sonuçlanmış olan dava hükmü için, dilekçe tarihinden bir gün sonra hakim tavzih kararı çıkarıyor ve tedbiren uygulanmasını istiyor. Çocuğun istanbul'dan alınıp, yine tesliminin aynı adrese yapılması için. 5)Dava ile ilgili avukat hukuk bürosundan ayrıldığından yazı mahkemeye iade oluyor, şu ana dek zaten bana ulaştırılmış yazı da yok. APS ile babamın adresine gidiyor ve kapıcı teslim almış görünüyor. Çocuğun anneye teslim edildiği tarihten 1 hafta sonra. 6)HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU Madde 455 ve 456’ya aykırı olarak karar veriliyor, başlığında TEDBİR ibaresi yer almasına rağmen, HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU Madde 101 ve devamı maddelerde yer aldığı üzere tedbirin 10 gün içerisinde uygulanmaması durumunda kendiliğinden kalkar hükmü yer almaktadır. Bu hükme rağmen, aradan geçen birkaç 10 günlük süre ertesinde tedbir uygulanmaya kalkılmıştır. Davacı taraf tamamen hayali ve delil olmaksızın beyanatla mahkemeye başvurmuş,HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU Madde 388’e aykırı olarak, bana konuyla ilgili savunma hakkı vermeden, mahkeme, çocuğun menfaatlerinin davalı taraf tarafından üstün tutulmadığı gerekçesiyle hükmünü babanın aleyhine oluşturmuştur. 7)Tüm bunlar olurken karar icraya konmaksızın aşagıdaki olaylar gelişiyor. Yani bu Tavzih kararı nöbetçi savcıya gösteriliyor, savcı polisi arıyor, eve polis geliyor, hakkımda şikayet ve hakkımda dava açılıyor. Savcılar tedbir kararlarının 10 gün içinde uygulanması gerektiğini bilmiyor mu? Kararın icra marifetiyle gerçekleştirilmesini bilmiyor mu? Hakim karar kesinleşme tarihinden 7 ay sonra nasıl tedbiren tavzih kararı alıyor? 8)Biz de elimizde mum adalet arıyoruz…. |
08-04-2009, 14:51 | #4 |
|
bütün bunları yaşamak yerine mahkemenin tayin ettiği zamanlarda çocuğu karşılıklı diyaloglarla teslim etmek hem çocuk,hem siz,hem babası açısından çok daha iyi olamaz mıydı?
Ne yazık ki iki yetişkinin aralarında çözemediği çatışmaların faturalarını maalesef çocuklar ödüyor. Boşanan her çifte tavsiye ediyorum.Sizler birbirinizden boşanıyorsunuz ama çocuklarınızı boşamıyorsunuz. Herkes böyle düşünebilse keşke...!Hiçbir çocuk ne anne ne de babasından vazgeçmez.Keşke onlar kadar adil olabilsek... |
22-06-2010, 15:07 | #5 |
|
verilen tedbir kararı icra dairesine konulmadan,tedbir isteyen tedbir kararı ile verilen hakkına haricen muaffak olmuşsa ve tedbir kararınde belirtilen sürenin dışına çıkmışsa yine de mahkeme hükmüne aykırılık taşır mı?
|
09-07-2010, 12:09 | #6 |
|
Çocuk kaçırma
Sayın bulker öncelikle tedbir kararın da çocuk karşı tarafa verilmiş. Siz artık burada icra İflas Kanunundan dolayı teslim den değil Uluslarası Çocuk Kaçırmanın Hukuki VeçhElerine Dair Lahey Sözleşmesin den kaynaklanan ve TCK'da yer alan çocuk kaçırma hükmüne göre ceza alacaksınız. Zira olayı basit bir tedbir kararına uymamak olarak ele alamazsınız. Artık siz velayeti tedbiren kaybettiğiniz için çocuğu da teslim etmediğiniz takdirde kaçırmanın koşulları oluşmuş olmaktadır. Ayrıntılı olarak yazmadığınız ve kurmuş olduğunuz cümlelerde kopukluk olduğu için konuyu yeterince de açık değildir. İşin özünden tedbir kararının 10 gün geçmesine rağmen savcının eve polis yolladığını beyan etmenizden bunu anlıyorum. Eve gelen polisler tedbir kararına uymamaktan veya mahkeme kararına uymamaktan gelmediler. Çocuk kaçırdığınız için geldiler bununda süresi yok.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yasal ve Ticari Faiz uygulamaları | jeny3435 | Meslektaşların Soruları | 6 | 28-05-2008 21:50 |
İdare Hukuk ve Uygulamaları | karar9 | Hukuk Çalışma Grupları Hakkında | 16 | 08-05-2007 23:49 |
Gayri Menkul Tahliye Ve Teslimi | alp | Meslektaşların Soruları | 0 | 30-03-2005 12:26 |
Tedbir (çocuk Teslimi)Kararına Muhalefet | shaına | Meslektaşların Soruları | 1 | 16-08-2004 19:07 |
Araç Teslimi | kerem | Hukuk Soruları Arşivi | 4 | 26-02-2002 17:28 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |