Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Uluslararası Af Örgütü 2007 Rapor ve İstatistikleri - Türkiye Hakkında...

 
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-05-2007, 18:10   #1
Emin Cihan UYSAL

 
Kitap Uluslararası Af Örgütü 2007 Rapor ve İstatistikleri - Türkiye Hakkında...

Uluslararası Af Örgütü 2007 Raporu - Basın Açıklaması

KORKU POLİTİKALARI TEHLİKELİ BİÇİMDE BÖLÜNMÜŞ BİR DÜNYA YARATIYOR
Uluslararası Af Örgütü, bugün yayınlanan ve tüm dünyada insan haklarının yıllık bir değerlendirmesi olan 2007 Raporu ile, güçlü hükümetler ve silahlı grupların insan haklarını ihlal etmek ve giderek daha bölünmüş ve tehlikeli bir dünya yaratmak için kasıtlı bir şekilde insanlardaki korkuyu kışkırttıklarını söyledi.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Irene Khan, "Dar görüşlü, korku-yaratan ve bölücü politikalarıyla hükümetler, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını ihlal ediyor, ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını besliyor, eşitsizlikleri arttırıyor ve daha fazla şiddet ve çatışmanın tohumlarını atıyor." diyor .

"Korku politikaları giderek artan insan hakları ihlallerine doğru bir girdap yaratıyor ki bunun içinde hiçbir hak kutsal değil ve hiçkimse güvende değil."

" 'Terörle savaş' ve Irak'taki savaş, sahip oldukları insan hakları ihlalleri kayıtlarıyla, uluslararası ilişkileri gölgeleyen derin bölünmelere yol açtı, çatışmaları çözünlemek ve sivilleri korumak işini daha da zor bir hale getirdi."

Güvensizlik ve bölünmeyle yaralanmış haldeki uluslararası toplum, 2006'daki temel insan hakları krizleri karşısında (Çeçenistan, Kolombiya ya da Sri Lanka gibi unutulmuş çatışmalar ya da Orta Doğu gibi yüksek profilli çatışmalar olsun) çoğunlukla iradesiz ve isteksiz kaldı.

Birleşmiş Milletler (BM) 'in, neredeyse 1200 sivilin hayatını kaybettiği Lübnan'daki çatışmada ateşkese davet edecek gücü toplaması haftalar aldı. Uluslararası toplum, işgal altındaki topraklarda Filistinliler'in hareket özgürlüklerine yapılan ciddi sınırlamalardan kaynaklanan insan hakları felaketi, Israil ordusunun kontrolsüz saldırıları ve Filistinli gruplar arası çatışmalarla başedebilme cesaretini gösteremedi.

Irene Khan, "Darfur dünya vicdanının kanayan yarasıdır. BM Güvenlik Konseyi itimatsızlık ve en güçlü üyelerinin ikili oyunları yüzünden darbe almıştır. Sudan hükümeti BM etrafında ziller çalmaktadır. Bu arada, 200.000 insan ölmüş, bunun on katı kadar insan yerinden olmuştur ve milis saldırıları şimdi Çad ve Orta Africa Cumhuriyeti'ne yayılmaktadır" diyor.

İstikrarsız topraklar ekseninde gelişen, sınırlarını Pakistan'dan Afrika boynuzuna kadar genişletmiş silahlı gruplar güçlenerek çok büyük oranda insan hakları ve uluslararası insancıl hukuku suistimaline giriştiler.

Irene Khan'ın dediğine göre "Eğer hükümetler bu grupların üzerinden beslendiği haksızlıkları hedef almazlarsa, eğer bu grupların yaptıkları suistimaller için hesap vermeleri konusunda liderlik üstlenmezlerse ve kendi ihmalleri için sorumluluk almaya hazır olmazlarsa, insan haklarının geleceği karanlıktır."

Afganistan'da uluslararası toplum ve Afgan hükümeti, insan hakları ve hukukun üstünlüğü prensibine dayalı etkin bir devlet kurma şansını harcarken insanları kronik emniyetsizlik, yolsuzluk ve güçlenen bir Taliban'ın ellerine bıraktılar. Irak'ta güvenlik güçleri hizipsel şiddeti sınırlamak yerine arttırıyor, adalet sistemi büyük ölçüde yetersiz olduğunu kanıtladı ve Saddam rejiminin en berbat pratikleri -işkence, adil olmayan yargılamalar, idam cezası ve cezasız kalan tecavüzler- hala yaşıyor.

Irene Khan, "Pekçok ülkede korkuyla beslenen politik gündem ayrımcılığı tetikliyor, 'sahipler' ve 'sahip olmayanlar' arasında, 'onlar' ve 'biz' arasındaki ayrımı açıyor ve en dışlanmış insanları korunmasız bırakıyor." diyor.

Yalnız Afrika'da yüzbinlerce insan, çoğunlukla gelişme ve ekonomik kalkınma adı altında, herhangi bir hazırlık aşaması olmadan, tazminat verilmeden ya da kalacak alternatif yer yaratılmadan evlerinden zorla tahliye edildi.

Politikacılar, Batı Avrupa'da sığınma hakkı bekleyenler ve mülteciler hakkında daha katı önlemlerin alınmasını meşru kılmak için kontolsüz göçle ilgili korkular üzerine oynadılar, bu arada göçmen işçiler korumasız bırakıldı ve Güney Kore'den Dominik Cumhuriyeti'ne kadar tüm dünyada sömürüldü.

Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar arasında batı ülkelerindeki terör karşıtı ayrımcı stratejilerle desteklenen uzaklık derinleşti. Islamofobi, anti-semitizm, hoşgörüsüzlük ve dini azınlıklar üzerine saldırılar dünya çapında arttı.

Bu arada yabancılara karşı nefret suçları Rusya'da oldukça yaygın, Roman topluluklara karşı ayrım ve dışlama Dublin'den Bratislava'ya kadar arttı ki bu ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadele konusunda oldukça aşikar olan liderlik yetersizliğini gösteriyor.

"Yükselen kutuplaşma ve ulusal güvenlik konusundaki artan korkular, hoşgörü ve muhalefet için gereken alanı daralttı. Iran'dan Zimbabwe'ye kadar dünya çevresinde, insan hakları üzerine pekçok bağımsız ses 2006 yılında susturuldu." diyor Irene Khan.

Türkiye'de yazarların ve insan hakları savunucularının dava edilmesinden, Filipinler'de siyasi aktivistlerin öldürülmesine, Çin'de insan hakları savunucularının sürekli taciz, takip ve hapsedilmelerine, Rusya'da gazeteci Anna Politkovskaya'nın öldürülmesi ve sivil toplum örgütlerinin düzenlenmesiyle ilgili yeni kanunlara kadar birçok şekilde ifade özgürlüğü bastırıldı. Çin, İran, Suriye, Vietnam ve Beyaz Rusya gibi ülkelerde aktivistler tutuklanınca ve şirketler internette bilgiye erişimi sınırlandırma konusunda hükümetlerle işbirliği yapınca, internet muhalefet için yeni bir mücadele alanı haline geldi.

Mısır gibi ülkelerde, terörle mücadele kisvesi altında eski tip baskılar yeni bir çıkış yaparken, iyi tanımlanmamış terör karşıtı yasalar Birleşik Krallık'ta özgür ifadeye potansiyel birer tehdit oluşturdu.

11 Eylül Saldırıları'ndan beş yıl sonra, 2006'da ABD Yönetimi'nin terörle savaşı için dünyayı nasıl büyük bir savaş alanına çevirdiğine dair yeni kanıtlar ortaya çıktı; kaçırma, tutuklama, keyfi gözaltı, işkence ve ABD'nin 'olağanüstü hükümler' olarak adlandırdığı kriterler dahilinde ceza almadan şüphelileri gizli bir hapishaneden diğerine taşıması...

Irene Khan, "ABD'nin yürüttüğü 'terörle savaş' ve 'uluslararası hükümler' programlarından daha açık bir biçimde insan hakları ihlallerinin küreselleşmesini gözler önüne serecek birşey bulunamaz. Bu programlar Italya ve Pakistan, Almanya ve Kenya gibi birbirinden çok ayrı ve uzak hükümetleri kapsamaktadır. " diyor.

"Yanlış anlaşılmış terör karşıtı stratejiler, şiddet tehditini azaltmak ya da terör kurbanlarına adalet sağlamak adına çok az şey yapabildiler; ama dünya çapında insan hakları ve hukukun üstünlüğü prensiplerini zedelemek için çok şey yaptılar."

Uluslararası Af Örgütü hükümetlerden, korku politikalarını reddetmelerini ve insan hakları kurumlarına, ulusal ya da uluslararası arenada hukukun üstünlüğüne yatırım yapmalarını talep ediyor.

Irene Khan diyor ki, "Umutlu olmak için nedenimiz var. Hükümlere açıklık ve meşruluk kazandırmak için Avrupa'da bir hareket başlatıldı. Uluslararası sivil toplumun çabalarına müteşekkiriz ki BM geleneksel silahların kontrolüyle ilgili bir antlaşma oluşturma yönünde fikir birliğine vardı. Bazı ülkelerde iktidara gelen yeni liderler ve yönetimler geçmiş senelerde insan hakları manzarasını karartmış kötü liderliği geri çevirme şansına sahip.Yeni bir ABD Kongresi bu akımı başlatmak adına, içeride ve dışarıda insan haklarına saygıyı yeniden sağlayarak, liderliği üstlenebilir. "

"Küresel ısınma nasıl uluslararası işbirliğine dayanan küresel bir eyleme ihtiyaç duyuyorsa, insan haklarındaki erime de ancak küresel dayanışma ve uluslararası hukuka saygıyla mümkün olabilir."



Uluslararası Af Örgütü 2007 Raporu - İstatistikler


Bu gerçekler ve sayılar 2006 yılında Uluslararası Af Örgütü'nün eğildiği temel çalışma alanlarındaki durumların altını çizer:

-Kadınlara Yönelik Şiddet
-Silahların Denetimi
-Ölüm Cezası
-İşkence ve Terör
-Uluslararası Adalet

Bu bilgiler, 2006 yılı boyunca dünyada görülen insan hakları ihlallerinin tümünün hikayesini anlatmaz, anlatamaz. Uluslararası Af Örgütü'nün bildiği vakaların temsilidir ama ayrıntılı bir liste oluşturmaz. Ölüm cezası istatistiklerinin gösterdiği gibi, hakların ihlal ve red durumlarının gerçek sayısı bu enstantenenin gösterebileceğinden kesinlikle çok daha fazladır.

Daha detaylı vaka öyküleri için, ülkelere özgü bilgi ya da belirli konuların analizi için lütfen 2007 Raporu internet sitemizi ziyaret ediniz ve ülke girişlerinin en altındaki yönlendirme imlerini kullanınız ya da arama motoruna bir anahtar kelime giriniz. Örneğin, Beyaz Rusya; Zorla Alıkoyma; Göç; Zimbabwe...

http://thereport.amnesty.org


2006'da Uluslararası Af Örgütü

150'den fazla ülke ve bölgede 2.2 milyon üye veya destekçi

5000 kadar insan, topluluk, insan hakları örgütü ve aile dünya üzerinde birlikte çalıştı

700 İnsan Hakları Savunucusu ve İnsan hakları örgütü küresel olarak eğitildi

473 brifing ve rapor üretildi

330 "Acil Eylem Ağı" risk altındaki bireyler için düzenlendi

153 ülke Uluslararası Af Örgütü 2007 Raporu'nda yer aldı

121 Kampanya projesi başlatıldı

77 ülke ve toprağa 120 ziyaret gerçekleştirildi

57 ülke vicdan makumları ya da potansiyel vicdan mahkumları tuttukları için belgelendi



Kadına Yönelik Şiddet

185 ülke Kadına Yönelik Her Türlü Şiddetin Önlenmesi Antlaşması'nı imzaladılar

62 ülke bazı maddeler üzerinde çekince koydu

9 ülke onaylamadı

1 onayladı ama yürülüğe sokmadı (ABD)


Aile içi Şiddet

Her 3 kadından 1'i hayatı boyunca eşinin tacizine uğruyor

Cinayete kurban giden kadınların %50'si şimdiki ya da önceki eşleri tarafından öldürülüyor.


İnsan Ticareti

Çoğunluğu kadın ve çocuk olan 2 milyon insan her yıl pazarlanıyor

137 ülke, çoğunlukla Batı Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika onları alıyor

127 ülke, çoğunlukla Orta ve Doğu Avrupa, Asya, Batı Afrika, Latin Amerika ve Karayipler onları yolluyor


Çatışma Bölgelerindeki Kadınlar

Son çatışmalardaki kayıpların %70'i savaşmayanlar

Bunların %50'si kadınlar ve genç kızlar

2003'te Darfur'daki kriz ortaya çıktığından bu yana onbinlerce kadın ve kız çocuğu tecavüze ve cinsel şiddete maruz kaldı

Uluslararası Af Örgütü'nün bildiği kadarıyla bu dehşetten dolayı 0 kişi suçlandı.



2006'da Silah Denetimi

1250000 kişi "1 Milyon Yüz" foto-dilekçe kampanyasına katılarak silah ticaretinin daha sıkı kontrol edilmesini talep etti

Aralık'ta 153 hükümet, uluslararası Silah Ticareti Antlaşması'na yönelik çalışma başlatmak üzere oy kullandı

24 ülke çekince koydu

1 ülke Antlaşma'ya karşı oy kullandı (ABD)


Ticaret

Her yıl ortalama 22 milyar $ Asya, Orta Doğu, Latin Amerika ve Afrika ülkelerinde silahlara harcanıyor

Harcanan bu 22 milyar $ bu ülkelerde her çocuğun okula gitmesini sağlayabilir ve 2015'e kadar çocuk ölümleri oranını üçte ikisi oranında düşürebilirdi

Uluslararası Af Örgütü tarafından kaydedilen ölümlerin %85'i küçük ve hafif silahların kullanımını içeriyor

Dünyadaki silahların %60'ı bağımsız bireylerin elinde

Heryıl yeryüzündeki her kadın, erkek ve çocuk için 2 kurşun üretiliyor



2006'da ölüm Cezası

Dünyada 20000 insanın ölüm cezasını beklediği tahmin ediliyor

55 ülkede 3861 insan ölüm cezasına çarptırıldı

25 ülkede 1591 mahkum infaz edildi; bu 2005'te 22 ülkede infaz edilen 2148 tutukludan daha az bir sayı

128 ülke ölüm cezasını (yasal ve uygulama olarak) kaldırdı

99 ülke kanunen ölüm cezasını tüm sıradan suçlar için kaldırdı (Filipinler 2006'da bunu yapan 99. ülke oldu)

Bilinen ö %91'i 6 ülkede gerçekleşti: Çin, İran, Irak, Sudan, Pakistan ve ABD

69 ülke hala ölüm cezasını kullanıyor

2006'da Irak'ta 65 insanın infaz edildiği biliniyor

2005'te 3 kişi infaz edilmişti



2006'da İşkence ve Terör:

144 ülke İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme'yi imzaladı

Uluslararası Af Örgütü 2007 raporunda belgelenen 102 ülkede güvenlik güçleri, polis ya da diğer devlet yetkilileri tarafından işkence ve kötü muameleye uğrayan kişiler görüldü

“Terörle Savaş”

Avrupa Hava sahasında uçuş ya da Avrupa Havaalanlarına iniş yapan 1245 uçağın teslim uçuşu için kullanıldığı biliniyor.

30 ayrı ulustan 400 tutuklu hala Guantanamo Körfezi'nde tutuluyor-2006 sonunda “terörle savaş”taki adaletsizliklerin kamusal bir simgesi

Kamp açıldığından bu yana 200 açlık grevi vakası görüldü

40 kişi intihara teşebbüs etti

3 kişi Haziran 2006'da açık intiharları sonucu öldüler

?? tutuklu dünya çapında diğer, gizli gözaltı merkezleri ya da siyah alanlarda tutuluyor


Uluslararası Adalet


Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)

104 ülke ICC Roma Statüsü'nü imzaladı

100 ülke ABD ile, Amerika vatandaşlarını davalardan muaf tutan bir dokunulmazlık antlaşması yaptı

6 tutuklama emri çıkartıldı

3 vaka hala soruşturuluyor- Kuzey Uganda; Kongo Demokratik Cumhuriyeti; ve Sudan, Darfur


Eski Yugoslavya için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY)

161 kişi uluslararası insancıl hukuk ciddi şekilde ihlal ettikleri iddiasıyla suçlandı


Sierra Leone için Özel Mahkeme

Mart 2006'da Özel Mahkeme'ye transfer edilen Charles Taylor'ı da kapsayan 10 kişi mahkeme huzuruna çıkarıldı

Hepsi suçsuz bulundu-savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar ve uluslararası insancıl hukuku ihlal eden diğer suçlarla karşı karşıyaydılar.


Rwanda için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi

33 kişiyi kapsayan 27 yargı hükmü verildi
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Uluslararası Af Örgütünün (2005) Yıllık Raporu: Türkiye Emin Cihan UYSAL İnsan Hakları Hukuku Çalışma Grubu 0 31-05-2007 18:06
Organize fuhuş örgütü! Av.Engin Özoğul Hukuk Haberleri 0 06-01-2007 12:26
Yabancıların Türkiye de Evlenmeleri Hakkında umutlaw Meslektaşların Soruları 2 20-12-2006 11:09
'Yargı Örgütü' İlk Engeli Yargıyla Aştı PINAR YILMAZ Hukuk Haberleri 1 01-10-2006 11:04
Uluslararası Af Örgütü Seminerler Dizisi .2. Av.Habibe YILMAZ KAYAR Adliye Duvarı 0 27-04-2003 16:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04947591 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.