|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
11-05-2007, 00:36 | #1 |
|
Yargıtay kararı yardımı
Sayın mesalektaşlar,
Aşağıdaki yargıtay kararlarını bulmak istemekteyim; yardımınızı rica ediyorum. Y. 9.HD 2003/1896 E.- 2003/13096 K. Y. 11.HD 2003/9081 E.-2003/10259 K. Y.4.HD 2004/10626 E.-2005/4592 K. |
11-05-2007, 08:36 | #2 |
|
T.C.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2003/1869 K. 2003/13096 T. 10.7.2003 • DAVALI TARAFIN ISLAH TALEBİ ( Islah Müessesinin Sadece Davacıya Hak Tanımadığı - Usulü Dairesinde Yapılmış Davalı Islahının da Geçerliliği ) • ISLAH TALEBİ ( Davalının Süresinde Verdiği Cevap Dilekçesini Islah Ederek Zamanaşımı Def’inde Bulunabileceği ) • ZAMANAŞIMI DEF'İ ( Davalının Süresinde Verdiği Cevap Dilekçesini Islah Ederek - Geçerliliği ) 1086/m.83 ÖZET : Islah müessesi sadece davacıya hak tanımaz. Usulü dairesinde yapılmış davalı ıslahı da geçerlidir. DAVA VE KARAR : Davalı işveren 26.12.2002 tarihli dilekçesi ile cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Mahkemece davacının muvafakat etmediği gerekçesiyle davalının zamanaşımı def’i dikkate alınmadan dava konusu faiz alacağı hüküm altına alınmıştır. Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesini ıslah ettiğine göre zamanaşımı savunmasının süresinde yapıldığının kabulü gerekir. Gerçekten Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 83 ve devamı maddelerinde düzenlenen ıslah müessesi sadece davacıya hak tanımaz. Usulü dairesinde yapılmış davalı ıslahı da geçerlidir. Bu durum zamanaşımı def’inin kabulü davacı tarafın muvafakatine bağlı tutulamaz. Mahkemece bu husus gözetilmeden hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi. |
11-05-2007, 08:41 | #3 |
|
T.C.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2003/9081 K. 2003/10255 T. 3.11.2003 • KASKO RÜCU DAVASI ( Kazaya Karışan Araçların Kusur Oranlarının Tesbiti Usulü - Her İki Sürücünün de Yeşil Işıkta Geçtiği İddiası ) • TRAFİK KAZASI NEDENİYLE KASKO RÜCU TALEBİ ( Kazaya Karışan Araçların Kusur Oranlarının Tesbiti Usulü - Her İki Araç Sürücüsünün de Yeşil Işıkta Geçtiği İddiası ) • TANIKLARIN DİNLENMESİ MECBURİYETİ ( Kasko Rücu Davasında Kazaya Karışan İki Araç Sürücüsünün de Yeşil Işıkta Geçtiği İddiası ) • KUSUR ORANLARININ TESBİTİ USULÜ ( Trafik Kazasına Karışan İki Araç Sürücüsünün de Yeşil Işıkta Geçtiğini İddia Etmesi ) • ISLAH TALEBİ ( Davalının Mahkemece Belirlenecek Zarar ve Ziyanı Davacının Mahkeme Veznesine Depo Etmesi Talebi ) • DAVANIN ISLAHI YOLUYLA MÜDDEABİHİN ARTIRILMASI ( Davalı Tarafından Mahkemece Belirlenecek Zarar ve Ziyanı Davacının Mahkeme Veznesine Depo Etmesi Talebi ) • MÜDDEABİHİN ISLAH YOLUYLA ARTIRILMASI ( Davalı Tarafından Mahkemece Belirlenecek Zarar ve Ziyanı Davacının Mahkeme Veznesine Depo Etmesi Talebi ) • ZARAR VE ZİYAN DEPO EDİLMESİ TALEBİ ( Davalı Tarafından Islah Yoluyla Müddeabihi Artıran Davacıdan ) • DEPO TALEBİ ( Islah Yoluyla Müddeabihi Artıran Davacının Davalı Talebiyle Mahkeme Veznesine Zarar ve Ziyan Depo Etmesi Gereği ) 6762/m.1301 1086/m.86 ÖZET : 1- Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Kaza tespit tutanağında, her iki araç sürücüsünün de, yeşil ışık yanarken geçtiğini iddia ettiği belirtilmiştir. Davalı Hazine vekili, müvekkile ait araç sürücüsünün yeşil ışıkta geçtiğini savunmuş, tanıklarının dinlenmesini talep etmiş, mahkemece bu talep dikkate alınmamıştır. Davalı tanıkları, jandarmada alınan ifadelerinde, davalı sürücünün yeşil ışık yanarken geçtiğini bildirmişlerdir. Davalı tanıklarının jandarmadaki ifadeleri, kaza tespit tutanağındaki olay yeri basit krokisi ve kazaya karışan araçların hasarlanan kısımları gözönünde bulundurularak, taraflara delil sunma imkanı verilip davalı tanıkları dinlendikten sonra yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı vekilinin talep miktarını, bilirkişi raporunda belirtilen meblağa yükseltmesine ilişkin ıslah dilekçesinin sunulmasını takiben, davalı vekilince, davacının mahkemece belirlenecek bir zarar ve ziyanı mahkeme veznesine depo etmesi, aksi halde ıslahın yapılmamış sayılması talep edilmiştir. HUMK.nun 86. maddesi uyarınca, ıslah eden taraf, bu tarihe kadar olan dava masrafıyla diğer taraf için takdir olunacak zarar ve ziyanı, davada mahkum olmuş gibi derhal mahkeme veznesine vermeye mecburdur. Aksi halde ıslah yapılmamış sayılır. Mahkemece, davalı vekilinin talepte bulunmasına rağmen bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi dahi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 27.03.2003 tarih ve 2002/154-2003/221 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ata Durak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, davalıların maliki ve sürücüsü bulunduğu aracın 8/8 oranında kusurlu olarak çarpması sonucu, müvekkil şirkete kasko sigortalı aracın uğradığı ( 2.135.485.000 ) TL. hasar bedelinin sigorta ettirene ödendiğini ileri sürerek, şimdilik ( 450.000.000 ) TL.nın ödeme tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş daha sonra talebini ( 2.069.800.000 ) TL.na ıslah etmiştir. Davalı Hazine vekili, müvekkiline ait araç sürücüsünün kusursuz olduğunu savunmuş, davalı Tuncay Y. da, benzer savunmalarla davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı sürücünün 8/8 oranında kusurlu bulunduğu, hasar bedelinin ( 2.069.800.000 ) TL. olduğu, davalı Tuncay hakkındaki davanın atiye bırakıldığı gerekçesiyle davalı Tuncay Y. hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, anılan meblağın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı İçişleri Bakanlığı'ndan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Kaza tespit tutanağında, her iki araç sürücüsünün de, yeşil ışık yanarken geçtiğini iddia ettiği, mahkeme huzurunda iddiasını ispat eden tarafın kusursuz, diğer tarafın tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davalı Hazine vekili, müvekkile ait araç sürücüsünün yeşil ışıkta geçtiğini savunmuş, tanıklarının dinlenmesini talep etmiş, mahkemece bu talep dikkate alınmamıştır. Davalı tanıkları, jandarmada alınan ifadelerinde, davalı sürücünün yeşil ışık yanarken geçtiğini bildirmişler, ayrıca içinde bulundukları askeri aracın sol orta ve arka kısımdan hasarlandığını ifade etmişlerdir. Kaza tespit tutanağındaki olay yeri basit krokisi de, hasar durumu açısından davalı tanıklarını doğrular niteliktedir. Gerçekten de olay yeri krokisine göre, davacı şirkete sigortalı araç sürücüsü önce kendi aracının sağ ön kısmıyla askeri araca sol ön kısımdan çarpmış, sonra sola manevra yapıp çarpmaya devam ederek yine sola doğru dönmüş ve durmuştur. Dolayısıyla her iki aracın da yan kesimi hasara uğramıştır. Oysa mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı tanık beyanları hiç değerlendirmediği gibi, askeri aracın ön kesimi, sigortalı aracın ise yan kesiminin hasarlandığı gerekçesiyle davalı sürücüye tam kusur izafe edilmiştir. O halde mahkemece, taraflara delil sunma imkanı verilip davalı tanıkları dinlendikten sonra, yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2-Kabul şekline göre de, davacı vekilinin talep miktarını, bilirkişi raporunda belirtilen meblağa yükseltmesine ilişkin 14.10.2002 tarihli ıslah dilekçesinin sunulmasını takiben, davalı vekilince, davacının, mahkemece belirlenecek bir zarar ve ziyanı mahkeme veznesine depo etmesi, aksi halde ıslahın yapılmamış sayılması talep edilmiştir. HUMK.nun 86. maddesi uyarınca, ıslah eden taraf, bu tarihe kadar olan dava masrafıyla diğer taraf için takdir olunacak zarar ve ziyanı, davada mahkum olmuş gibi derhal mahkeme veznesine vermeye mecburdur. Aksi halde ıslah yapılmamış sayılır, Mahkemece, davalı vekilinin talepte bulunmasına rağmen bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi dahi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) ve ( 2 ) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı Hazine yararına BOZULMASINA, 03.11.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
11-05-2007, 08:42 | #4 |
|
T.C.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2004/10626 K. 2005/4592 T. 28.4.2005 • TAZMİNAT DAVASI ( Davalının Sebebiyet Verdiği Orman Yangını Nedeniyle Uğranılan Zararın Tazmini İstemi Nedeniyle ) • ISLAH ( Bu da Bir Yargı İşlemi Olup Harca Tabi Olması-Alınacak Harçlar Ödenmeden İşlem Yapılamaması ) • EKSİK HARÇ ( Harcın Eksik Alınması veya Hiç Alınmaması Durumunda ise İlgilisine Bu Yönde Süre Tanınması ve Sonucuna Göre İşlem Yapılmasının Gerekmesi ) • FAİZ TALEBİ ( Dava Dilekçesinde Bir Kalem için Faiz İstenmesine Rağmen Daha Sonra Verilen Islah Dilekçesiyle Tüm Tazminata Olay Tarihinden İtibaren Faiz İstenmiş Olması Ancak Verilen Islah Dilekçesi Üzerinden Harç Alınmamış Olması ) 1086/m.83 492/m.2,30,32,127 ÖZET : Ancak ıslah da bir yargı işlemi olup ; harca tabidir. ( 492 sayılı Yasa m.2 ). Diğer yandan, alınacak harçlar ödenmeden işlem yapılamaz. ( 492 sayılı Yasa m.32, m.127 ). Harcın eksik alınması veya hiç alınmaması durumunda ise, ilgilisine bu yönde süre tanınması ve sonucuna göre işlem yapılması gerekir. DAVA : Davacı Orman Genel Müdürlüğü temsilcisi Ferat Sevi tarafından, davalı Yıldırım Çakıcı aleyhine 8.9.2003 gününde verilen dilekçe ile davalının sebebiyet verdiği orman yangını nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 2.6.2004 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Yıldırım Çakıcı vekili ile davacı temsilcisi taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü: KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, davalının neden olduğu orman yangını sonucu uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde, fidan zararı ve ağaçlandırma masrafından oluşan istem kalemlerinden sadece fidan maliyet bedeli için faiz istenmiştir. Yargılama aşamasında ise davacı, 29.1.2004 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde istenen tüm tazminata, olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi isteminde bulunarak davasını ıslah etmiştir. Bu dilekçe karşı tarafa tebliğ edilmiş, ancak harç alınmamıştır. Bu durumda davacının, dava dilekçesinde ağaçlandırma gideri için faiz isteminde bulunmadığı; ancak, daha sonra verdiği ıslah dilekçesi ile bu kalem için de faiz istediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu ıslah dilekçesi üzerinden harç alınmadığı, yargılamaya devam edilerek hüküm oluşturulduğu ve sadece belirlenen fidan maliyeti yönünden faize karar verildiği görülmektedir. Ancak ıslah da bir yargı işlemi olup ; harca tabidir. ( 492 sayılı Yasa m.2 ). Diğer yandan, alınacak harçlar ödenmeden işlem yapılamaz. ( 492 sayılı Yasa m.32, m.127 ). Harcın eksik alınması veya hiç alınmaması durumunda ise, ilgilisine bu yönde süre tanınması ve sonucuna göre işlem yapılması gerekir. ( 492 sayılı Yasa m.30 ).Şu durumda, mahkemece yukarıda yazılı biçimde işlem yapılması ve harcının tamamlanması halinde ağaçlandırma giderinden kaynaklanan tazminata da faiz yürütülmesi gerekir. Karar bu bakımdan yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA, davacının diğer ve davalının tüm temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
11-05-2007, 10:02 | #5 |
|
Teşekkür
Sayın Eren,
Duyarlılığınız için teşekkür ederim. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yargıtay kararı | tiyerianri | Meslektaşların Soruları | 3 | 04-05-2007 09:36 |
yargıtay kararı | gerçek_adalet | Hukuk Soruları Arşivi | 8 | 07-03-2007 22:51 |
Bir Yargıtay Kararı arıyorum... | nephilis | Meslektaşların Soruları | 2 | 08-09-2006 21:02 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |