|
Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz. |
30-03-2009, 13:29 | #1 |
|
itirazın iptali davasında itirazın haksız bulunması ...ACİL
...itirazın iptali davalerinda borçlunun inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için itirazın haksız bulunması gerekir. Oysa takibe konu alacak, bilirkişi incelemesiyle hesaplanmış olup, yargilama sonucu belirlendiğinden muayyen değildir. O halde davalının itirazında haksız olduğundan sözedilemez.
arkadaşlar yukarıdaki yargıtay kararında bahsi geçen itirazın iptali davasında. itiraz eden borçlu acaba inkar tazminatına mahkum edilebilir mi. fakat burada bilirkişi incelemesi ve mahkeme kararı ile belirlenen bir borç var bundan dolayı inkar tazminatına mahkum olabilir mi? yardımcı olabilir misiniz teşekkürler |
30-03-2009, 16:48 | #2 |
|
Bu konu muhtemelen sitede detaylı olarak yer almaktadır.
Alacağın takip tarihi itibariyle likit olup olmadığı önemlidir. İtiraz üzerine yapılan yargılamada alacağın belirlenmesi daha önceki icra aşamasında likit olmayan alacak sebebi ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini gerektirmez. " bu tarz alacaklar yani muayyen alacaklar söz konusu olduğunda inkar tazminatı kararı verilemiyor." kısmını zannedersem hatalı olarak muayyen alacaklar şeklinde ifade etmişsiniz zira alcak muayyen yani belirli yada "likit" ise icra inkar tazminatına hükmedilir.Alacak likit değil ise icra inkar tazminatına hükmedilmez. Hangi alacakların likit sayılıp sayılmayacağını somut olaya göre değerlendirmek uygun olur. |
30-03-2009, 21:07 | #3 |
|
Katkı,
1-
T.C. YARGITAY 15.Hukuk Dairesi Esas: 2007/1076 Karar: 2007/4161 Karar Tarihi: 19.06.2007 ÖZET: İtirazın iptali istemi reddedilen takiple ilgili olarak alacaklı haksız olmakla beraber takipte kötüniyetli olduğu ileri sürülüp kanıtlanmamıştır. İtirazın iptali talebi kısmen kabul edilen icra takibi ile ilgili olarak davalı itirazında kısmen haklı çıkmış olmuş, temerrüdün oluşup oluşmadığı, işlemiş faiz istenip istenemeyeceği yapılan yargılama sonucu alınan bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Bu durumda alacaklının inkar, borçlunun kötüniyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmesi gerekir. (818 S. K. m. 413) (2004 S. K. m. 67) Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Karar: Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili için yapılan icra takiplerine itirazlarının iptali ve takibin devamına ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- İİK. nun 67/II. maddesi gereğince itirazın iptali davalarında borçlunun icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için diğer koşulların yanında ayrıca alacağın likit olması, alacaklının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için takibinde haksız ve kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gereklidir. Somut olayda itirazın iptali istemi reddedilen takiple ilgili olarak alacaklı haksız olmakla beraber takipte kötüniyetli olduğu ileri sürülüp kanıtlanmamıştır. İtirazın iptali talebi kısmen kabul edilen icra takibi ile ilgili olarak davalı itirazında kısmen haklı çıkmış olmuş, temerrüdün oluşup oluşmadığı, işlemiş faiz istenip istenemeyeceği yapılan yargılama sonucu alınan bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Bu durumda alacaklının inkar, borçlunun kötüniyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabul edilmesi doğru olmamıştır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. Ne var ki, düşülen bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK. nun 438/VII. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. Sonuç: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile mahkeme kararının hüküm kısmı 4 ve 5. fıkralarının tamamının karar metninden çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla 4. fıkra olarak <koşulları oluşmayan alacaklının icra inkar tazminatı isteminin reddine> ve 5. fıkra olarak <koşulları oluşmadığından davalı borçlunun kötüniyet tazminatı talebinin reddine> cümlelerinin yazılmasına ve kararın değiştirilen bu şekliyle düzeltilerek ONANMASINA, 19.06.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) 2- T.C. YARGITAY 15.Hukuk Dairesi Esas: 2007/1077 Karar: 2007/4313 Karar Tarihi: 25.06.2007 ÖZET: Alacağın varlığı, miktarı ve davacı yüklenicinin hak ettiği iş bedeli yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporuyla saptandığından alacak likit değildir. Bu nedenle koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddi gerekir. Ayrıca davanın reddedilen kısmı üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücreti tayini gerekir. (2004 S. K. m. 67) (1136 S. K. m. 164) Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Karar: Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı ve davalı yanca temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- İİK. nun 67/II. maddesi uyarınca itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için diğer koşulların varlığının yanında ayrıca alacağın likit olması da gereklidir. Eldeki davada alacağın varlığı, miktarı ve davacı yüklenicinin hak ettiği iş bedeli yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporuyla saptandığından alacak likit değildir. Bu nedenle koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddi yerine kabulü doğru olmamıştır. Öte yandan işlemiş faizle birlikte toplam 6.462.131.400 TL. alacak için takip yapılmış 1.699,00 YTL üzerinden kısmen kabul kararı verilmiş olup, davanın 4.763.131.400 TL. lık kısmı reddedildiğinden vekilinin çalışması karşılığı karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre davalı lehine 571,57 YTL nispi vekalet ücreti tayini gerekirken daha az miktarda avukatlık ücreti takdiri yerinde olmamıştır. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. Ne var ki düşülen bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK. nun 438/VII. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. Sonuç: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrası 2. bendinin tamamının karar metninden çıkartılmasına yerine <Koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine> cümlesinin yazılmasına, yine hüküm fıkrasının 6. bendi 3. satırındaki <338,00> rakamının karardan çıkartılarak yerine <571,57> rakamının yazılmasına ve kararın değiştirilen bu şekliyle düzeltilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 YTL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan, bakiye 79,50 YTL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 25.06.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları Hangi alacağın likit sayılıp sayılamayacağının somut olaya göre değerlendirilmesi gerektiğini ayrıca ben de yinelemekteyim.. Kolay gelsin, |
30-04-2009, 16:41 | #4 |
|
Borçlu İtirazında haksız aynı zamanda kötüniyetli olmalıdır. Ahmet arkadaşımın cevabını da yineliyorum.
|
04-05-2010, 15:36 | #5 |
|
PEKİ BURADA BORÇLUNUN KÖTÜ NİYETİ NASIL KANITLANABİLİR. Ya da benzer bir olayda takibe konu senete ilişkin ödemeleri dikkate almayan alacaklı aleyhine açılan kısmi itiraz davasında alacaklı aleyhine icra tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının da kötüniyeti olması gerekmektedir. Manevi bir unsur olan KÖTÜNİYET kavramının ispatı mümkünmüdür
|
11-05-2010, 15:14 | #6 |
|
Borçlunun kötü niyetinin kanıtlanması gerekmez. İ.İ.K. 67/2 fıkrasına göre borçlu, itirazında haksız ise %40 dan aşağı olmayan tazminata mahkum edilir. Alacaklının tazminata mahkum edilmesi için ise takibinde hem haksız hem de kötü niyetli olması gerekir. Lütfen siteye yanlış bilgi eklemeyelim.
|
12-05-2010, 10:34 | #7 |
|
Benim tam da sormak istedğim husus şu; Alacaklının tazminata mahkum edilebilmesi için hem haksız hem de kötüniyetli olması gerekir. İtiraz talebi mahkemece kabul edildiğine göre alacaklının takibinde haksız olduğu sonucuna varılmazmı. Ayrıca kötüniyetli olduğu nasıl kanıtlanacaktır? Bir İtiraz davamızın bu konudaki gerekçeli kararı aynen şöyle; "Borçlunun kısmi itirazının kabulüne, takibin ..... TL olarak devamına, takip durdurulmadığı için icra tazminatı talebinin reddine..." Bu kararı yorumlayabilirseniz çok sevinirim. Zira ben ,icra tazminatı ile ilgili kısmını yorumlamakta zorluk çekiyorum.
|
12-05-2010, 10:40 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Borçlu borcun tamamına itiraz etmediği için takip durmamıştır. Yani itiraz etmediği kısım için takibe devam edebilirdiniz. Bu nedenle inkar tazminatına hükmolunmaz. |
13-05-2010, 18:09 | #9 |
|
Alacaklının davasını kazanması,mutlaka 'borçlunun itirazının haksızlığını ortaya koymaz. Gözönüne alınması gerekli kıstas, alacak miktarının, belirli veya belirlenebilir olması ve bir mahkeme kararına ihtiyaç duymamasıdır.Örneğin bir satım sözleşmesine dayanan alacak istekleri likid niteliktedir. Buna karşın haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacaklarında alacak miktarı, tartışmalı olup yargılanmaya muhtaçtır.
|
13-05-2010, 22:42 | #10 |
|
Suat bey demişsiniz ki "Borçlu borcun tamamına itiraz etmediği için takip durmamıştır. Yani itiraz etmediği kısım için takibe devam edebilirdiniz. Bu nedenle inkar tazminatına hükmolunmaz." Bahsini ettiğim uyuşmazlıkta biz borçlu tarafı temsil ettik. Takip Kambiyo Senetlerine Mahsus Takip. ve bilindiği üzere bu tür takipte borca itiraz hiçbir icra muamelesini durdurmaz. Dolayısıyla bizim İcra Mahkemesine yaptığımz kısmi itiraz icra takibini durdurmamıştır. Mahkemece kısmi itirazımız kabul olunmuş ve önceki mesajımda yazdığım üzere kabul olunan miktar üzerinden borçlu lehine icra tazminatına hükmolunması gerekirken " takip durmadığından ,cra tazminatı isteminin reddi gerekir" gerekçes,i ile talebimiz reddedilmiştir. Şimdi bu bilgiler ve takibin kambiyo senetlerina mahsus takip olması bilgisi ışığında sorumu tekrar yanıtlayabilirseniz sevinirim. Saygılarımla..
|
14-05-2010, 12:39 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Yaptığınız bu açıklamaya göre en azından gerekçesi yanlış bir karar. Takibin durmaması borçlu lehine olan bir durum değildir ki. Tam tersine aleyhine olan bir durumdur. Şöyle denseydi anlaşılır olacaktı..." Takip durmamasına rağmen alacaklı, icrai işlemlere devam edip borçlunun mağduriyetine ve zararına yol açmamıştır. Bu nedenle borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmolunmamıştır" |
14-05-2010, 22:07 | #12 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Öncelikle bu konunun başlığı "itirazın İptali" davası ile ilgili olup, sizin kambiyo senetlerinde borca itiraz sorunuzla ilgili bir konu başlığı değildir. Son mesajla konu başlığına baktığımda verilen cevaplara hiç bir mana verememiştim. Sorunuza gelince: Kambiyo senetlerine mahsus takiplerde borca itiraz halinde 168/a hükmünün
Alacaklı kötü niyetli veya ağır kusurlu değilse alacaklı aleyhine asgari %20 olarak belirtilen tazminata hükmedilmeyeceği gibi, Takip hakim kararıyla muvakkaten durmamışsa talep halinde borçlu aleyhine asgari %40 olarak icra tazminatına da hükmedilmemesi normaldir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
itirazın iptali davasında tebligat sorunu | mnokay | Meslektaşların Soruları | 14 | 29-06-2017 13:51 |
sebebsiz zenginleşmenin itirazın iptali davasında görülmesi | stjav.umut | Meslektaşların Soruları | 0 | 14-06-2007 13:53 |
işe iade-itirazın iptali ACİL | Av.Demet | Meslektaşların Soruları | 1 | 12-06-2007 19:45 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |