27-11-2009, 14:24 | #31 |
|
Dahil = İç, içinde
Dahil olmak = Girmek, katılmak Dekont = Ödeme belgesi Delalet etmek = Göstermek, kanıtlamak Efrat (Efrad) = Bireyler Ehemmiyet = Önem Ekipman = Donanım Ekseriyet = Çoğunluk Elbette = Kuşkusuz Eleman = Öğe, çalışan Endeks = Dizin Esbab-ı mucibe = Gerekçe Yediemin (Yeddiemin) = Güvenilirkişi |
27-11-2009, 15:01 | #32 |
|
Şiddet= Baskı, kaba güç
|
30-11-2009, 00:06 | #33 |
|
Temerrüt = Direnme
|
30-11-2009, 11:37 | #34 |
|
Mütemerrit=Direngen
|
30-11-2009, 13:22 | #35 |
|
Abes = Gereksiz, yersiz, saçma
Adli müzaharet = Yargısal yardım Adli sicil = Yargısal kütük Ahz-u kabz = Alma Ahde vefa = Söze bağlılık, sözleşmeye bağlılık Aidiyet = İlişkinlik Ariyet = Ödünç Arazi = Yerey Aşikar = Açık, belli Atıf = Gönderme, yollama Ayni = Mal, mala ilişkin Zam = Artırım Zaman = Süre Zamanaşımı = Süreaşımı Zan = Sanı Zanlı = Sanık Zarfında = İçinde Zat = Kişi Zati = Kişisel Zemin = Düzlem Zikretmek = Anmak, sözünü etmek Ziraat = Tarım Zirai = Tarımsal Ziynet = Süs Zümre = Bölük |
30-11-2009, 13:47 | #36 |
|
Sermaye=Anamal
Tevkifat=Durdurma, kesinti Müstesna=Ayrık Beyanname=Açıklama yazısı Heykel=Yontu Heykeltıraş=Yontucu Tacir=Tecimen Ticari=Tecimsel Nakil=Taşıma Hamal=Yükçü Sistem=Dizge, düzen CD=Yoğunteker İhtira beratı=Buluş belgesi Program=İzlence İcra=Yorum Teşhir=Sergileme Bestekâr=Besteci |
03-12-2009, 08:43 | #37 |
|
Vakıa = Olgu
Vasıf = Nitelik Vasi = Koruman Vatandaş = Yurttaş Vazgeçmek = Caymak Vazife = Görev Vazifeli = Görevli Vazifesizlik = Görevsizlik Vecibe = Ödev Vefat = Ölüm Vekalet = Bakmanlık Vekil = Bakman Yekun = Toplam Zarar = Yitem |
24-01-2010, 15:43 | #38 |
|
Reddolunan:
Dermeyan: Mensup: Müzakere: Fıkra: Yürürlük: İstinaf: Temyiz: Kayyım: Müdahale: |
24-01-2010, 20:47 | #39 |
|
Reddolunan: reddedilen, geri çevrilen
Dermeyan: ileri sürme Mensup: üye Müzakere: danışma, görüş alışverişi Fıkranın Türkçesini bulmak kolay değil. Yürürlük zaten Türkçe bir sözcük. İstinaf: yeniden yargılama Temyiz: yasal yol Kayyım hakkında tez yazmama karşın uygun bir karşılığını henüz bulamadım, çünkü her tür işi yapabilen bir tür yasal temsilci kayyım. Müdahale: el atma |
25-01-2010, 00:51 | #40 |
|
Mahcuz: haczedilmiş
Mesmu : Dinlenebilir, dikkate alınabilir Merhun: rehnedilmiş |
04-02-2010, 00:26 | #41 | |||||||||||||||||||||||
|
"Reddolunan" ile "reddedilen" çok benzer ve ikisi de Türkçe ek almış yabancı sözcükler. "Geri çevrilen" daha uygun bence. "Fıkra" için "paragraf" anlamındaki "bölümce" kullanılabilir. "Yeniden yargılama" terimi "istinaf"ı tam karşılamıyor; istinaf yolunda yeniden yargılama yapılmıyor ki. "Temyiz" için de "yasa yolu" daha uygun bence. "Kayyım"ı ben de aylardır düşünüyorum, bulamadım. |
04-02-2010, 00:35 | #42 | |||||||||||||||||||||||
|
"Mahcuz" ve "merhun" için önerilen sözcükler aynı kökten Türkçe ek almış sözcükler olduğu için bence uygun değil. "Haciz" için daha önce "el koyma" önerilmişti; "mahcuz" karşılığı olarak da "el konulmuş" ya da "el konulan" terimleri kullanılabilir. Yine "rehin" için önerilen "tutu" sözcüğünden yola çıkarak "merhun" için de "tutulu" sözcüğü kullanılabilir. |
04-02-2010, 00:40 | #43 | |||||||||||||||||||||||
|
Diğer söylediklerinize katılıyorum, istinaf konusunda ise konuşmak gerek. Ben istinaf mahkemelerinin olay mahkemesi olduğunu öğrenmiştim, yani dosya üzerinde inceleme yapan Yargıtay'dan farklı olarak yeniden olayı inceleyerek yargılama yaparak örneğin tanıkları yeniden dinleyerek karar veren bir mahkeme olarak öğrenmiştim. Yanlış mı? |
04-02-2010, 07:48 | #44 | |||||||||||||||||||||||
|
İstinaf mahkemeleri ile ilgili düzenleme ilginç. Yapabildiği, yapamadığı şeyler var. Ama "yeniden yargılama" ile "yargılamanın yenilenmesi" birbirine karışabilecek terimler. İstinaf için, bu incelemeyi yapacak mahkemenin adından yola çıkılarak "bölgesel yasa yolu" ya da istinaf sözcüğünün kökü "enf" sözcüğünün "ön", "uç" anlamlarına gelmesinden hareketle "ilk yasa yolu" da denebilir. Dediğiniz gibi, bazı sözcükleri tartışmak, üzerinde düşünmek gerek. |
04-02-2010, 20:32 | #45 | |||||||||||||||||||||||
|
Eleştirinize hak veriyorum, bölgesel yasa yolu da ilk yasa yolu da olabilir. Ama biraz daha düşünmekte yarar var sanki. |
05-01-2011, 12:47 | #46 | |||||||||||||||||||||||
|
Değerli meslektaşım, Yasa yolu, temyiz' in de ait olduğu üst kavram olduğu için uygun gelmedi bana. Dokunulamaz, karşılığı bulunsa da tutmaz kelimelerden olduğunu düşünüyorum. Öte yandan, istinaf' ın üstadım Cengiz Bey'in aksine "sınıf" sözcüğünden türediğini düşünüyorum. Yani bu sözcük "ara sınıflandırma" yaklaşık anlamlarında diye düşünüyorum. Yargıtay ile ilk derece mahkemeleri arasında oldukları gözetildiğinde "araderece mahkemeleri" ve "araderece yolu" kullanılabilir mi? Görüş ve değerlendirmelerinize sunuyorum. Saygılarımla. |
05-01-2011, 15:13 | #47 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Güntay, "İstinaf" sözcüğü, aynı "istikrar", "istikbal" sözcükleri gibi ek almıştır. Arapça kökü ve eklerle yeni sözcük türetilmesi örnekleri: Krr ya da Karra (Karar) => İstikrar ("Karar verilmiş", "kararlı" anlamında) Kbl (Kabul) => İstikbal (Türkçe anlamı farklı olsa da Arapçada "kabul etme" - örneğin misafi kabul etme, karşılama, yönelme anlamındadır.) İstinaf sözcüğünün türeyişi de aynı şekilde; Anf ya da Enf (Uç, burun) => Anif (Öncü, öndeki) => İstinaf (Baştan alma, yeniden başlama) biçimindedir. Sözcüğün "sınıf" sözcüğü ile ilgisi yoktur. |
05-01-2011, 15:22 | #48 | |||||||||||||||||||||||
|
Değerli meslektaşım, istinaf sözcüğü için verdiğim karşılık önerileri baki kalmak kaydıyla, istinaf kelimesinin kökenine ilişkin görüşümden sarfınazar ediyorum. Yapmış olduğunuz fevkalade doyurucu izahattan tefeyyüz ettim. Teşekkür ederim, saygılarımla. |
05-01-2011, 21:49 | #49 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Cengiz Aladağ'a katılıyorum: İstinaf kelime olarak: 1. Yeniden başlama, 2. Sözün başlangıcı, söz başı ve 3. bidayet mahkemesinden verilen hükmün bir üst mahkemeye başvurularak feshini istemek, anlamına geliyor. Prof. Dr. Ejder Yılmaz'a göre, İstinaf- İlk derece mahkemesi kararına karşı en üst dereceli mahkemeden önce ikinci derecede başvurulan (ve bazı durumlarda vakıa mahkemesi, bazı durumlarda temyiz makamı olarak kullanılan) kanun yolu; appelation, anlamına geliyor. Konuyu en iyi Alman Yargı Sistemi ile açıklamak mümkün: Berufung(istinaf): İstinaf Mahkemesi ilk derece mahkemelerinin verdiği kararları hem hukuki yönden hem de olayın değerlendirilmesi yönünden inceler, delilleri ve olayları yeniden değerlendirir. Revision(Temyiz):Sadece hukuki yönden inceleme. İstinafı tek kelime ile Türkçeleştirmek zor olduğu için, ya olduğu gibi bırakmak, ya da kelimeyi, 'Davanın İkinci Derece Mahkemesi tarafından yeniden görülmesi' olarak aşıklamak gerekir. Saygılarımla |
05-01-2011, 21:56 | #50 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Pekiyi, benim sözcük önerilerimle ilgili yorum yapacak mısınız? |
05-01-2011, 22:17 | #51 |
|
İstinaf mahkemeleri bence "elek" görevi görüyor. İstinaf mahkemesinden geçmeden Temyiz mahkemesine gitmek mümkün değil! O halde geçit görevi gören bu mahkemelere "Geçit Mahkemeleri" veya "Kert mahkemeleri" de demek mümkün olabilir.
|
05-01-2011, 23:31 | #52 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Ömer Güntay, benim düşünceme göre 'ikinci derece mahkemesi' daha doğru. Bu mahkemeler belirli durumlarda davayı baştan sona ikinci bir sefer yürütüyor. Delillerin ve olayın değerlendirilmesi söz konusu olduğunda bir ara mahkeme değil bu mahkemeler. Son derece mahkemesi olmuş oluyor. Hukuki değerlendirme ve yasaların yorumlanması söz konusu olduğunda sizin bahsettiğiniz araderece mahkemesi olmuş oluyor.
Duruma göre hem evet, hem hayır. Saygılarımla |
05-01-2011, 23:39 | #53 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Gemici'nin önerisi oldukça yerinde. Bu ve aklıma gelen ya da meslektaşlarımızın önerdiği istinaf ve istinaf mahkemesi yerine kullanılabilecek tüm terimleri sıralarsak: - İkinci Derece Yargılama (İkinci Derece Mahkemesi) - (Yerleşmiş "Yerel Mahkeme" teriminden hareketle) "Bölgesel Mahkeme" - Denetim Yargılaması (Denetim Mahkemesi) - Ara Derece Yargılaması (Ara Derece Mahkemesi) - (Yargıtay kastedilerek söylenen "Yüksek Mahkeme" teriminden hareketle) "Üst Mahkeme" |
05-01-2011, 23:43 | #54 | |||||||||||||||||||||||
|
O zaman tüm gerçekliği ile tanımlayalım İstinaf Mahkemelerini; "Yargıtay'ın işyükünü azaltmayı amaçlayan mahkemeler." |
05-01-2011, 23:49 | #55 | |||||||||||||||||||||||
|
Yaptığı incelemenin mahiyeti açısından bakıldığında sizinle aynı düşüncedeyim. Öte yandan salt yargılama makamlarının sıralanması açısından bakılınca da bu mahkemeler "arada" kalmış oluyor. O zaman geriye, isimlendirmede usuli ölçütün mü, yoksa sizin belirttiğiniz inceleme niteliği ölçütünün mü baz alınacağı kalıyor değil mi? Saygılarımla. |
06-01-2011, 00:23 | #56 | |||||||||||||||||||||||
|
Hele bir kurulsunlar; Yargıtay'ın yollayacağı yüzbinlerce ("milyon" deniyor ya, hadi ihtiyatlı davranayım dedim. ) dosya sayesinde "iki arada bir derede" kalacaklar. |
06-01-2011, 00:31 | #57 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstad, inanır mısın o "arada" sözcüğünü kullanırken aklıma "iki arada bir derede kalmak" deyimi geldi de, cümle içinde uygun bir yer bulup "araya alamamıştım." Ancak siz, hevesimi kursağımda bırakmayıp, duygularıma tercüman oldunuz. Saygılarımla. |
02-09-2011, 00:47 | #58 |
|
İkametgâh Sözcüğü İçin Açıklama...
Sayın meslektaşlarım,
İkametgâh sözcüğüne özel olarak değinme gereği duydum. Bu sözcükten henüz kurtulabilmiş değiliz çünkü. İnsanımız muhtarından "ikametgâh ilmühaberi" istemeyi sürdürüyor! Bunun nedenleri var... İkametgâh sözcüğü için "özkonut", ikametgâh ilmühaberi (senedi) için ise "özkonut belgesi" karşılığını öneriyorum. Her ne kadar, ikametgâh sözcüğü oturulan yer, konut anlamında olup, bu sözcük için "konut" karşılığı önerilmişse de bu karşılık kanımca tutmamıştır. Bunun nedeni, konutun, ev, daire anlamında ve genelgeçer bir sözcük olarak kullanılmasının yaygın ve benimsenmiş olmasıdır. Oysa, "ikametgah", hukukumuzda, bir kimsenin "yerleşmek ereğiyle oturduğu yer" gibi daha özgü bir anlam taşıdığından bu özelliği belirtecek bir karşılık bulunması gerekir. Bu nedenle ben, ikametgâh sözcüğünü, genelgeçer konut kullanımından ayıracak biçimde, özkonut (ve özkonut belgesi) sözcüğü ile karşılamanın doğru ve daha uygun olduğu görüşündeyim. Saygılarımla. |
02-09-2011, 11:51 | #59 | |||||||||||||||||||||||
|
İkametgâhın Türkçesi yerleşim yeridir, konuttan farklıdır. Türk Medeni Kanunu'nda ikametgâh yerine yerleşim yeri kavramı kullanılmıştır. Günlük dilde ikametgâh ile konut aynı anlamdadır ama hukuk dilinde farklıdır. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hukuk ve Türkçe İle İlgili Etkinlikler | Doç. Dr. Özge Yücel | Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu | 19 | 20-09-2010 21:07 |
Hukuk ve Türkçe İle İlgili Haberler | Av.Duygu Işık Behrem | Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu | 83 | 05-08-2010 19:48 |
Almanca-Türkce Hukuk Terimleri Sözlügü | Gülsün A. Aygörmez | Yabancı Hukuk Sistemleri | 2 | 20-07-2008 14:05 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |