26-08-2016, 19:35 | #31 |
|
Sayın meslektaşlarım
Eşler birlikte kazandıkları parayla bir çay ocağının hava parasını birlikte ödemişler ve devir aldıktan sonra da birlikte işletmişlerdir. Çay ocağının kira sözleşmesi ve işyeri ruhsatı ise kadının üzerine kayıtlıdır. - Boşanma aşamasında erkek çay ocağının şimdiki hava parası değeri üzerinden kendi yarı payını kadından isteyebilir mi? - Ödemenin birlikte yapıldığını kanıtlamak için tanık yeterli olur mu? Saygılarımla |
27-08-2016, 18:08 | #32 |
|
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/7975 Karar: 2015/15893 Karar Tarihi: 09.09.2015 Dava ve Karar: C ____ Y ____ ile İ ____ D ____ aralarındaki katılma alacağı ve tespit davasının reddine dair Malatya 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 20.02.2013 gün ve 514/121 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının parası ile davalı adına kurulan işletmenin davalı tarafından çalıştırıldığını, tüm masrafların davacı tarafından karşılandığını, kullanılan kredi ödemelerinin davacı tarafından yapıldığını, davalının kafenin işletmesinden aylık 8-10 bin lira para kazandığını, 2009 yılından beri tüm gelirleri davalının aldığını, gelirlerin tümüne davacının da ortak olması gerektiğini, işletmenin edinilmiş mal olması nedeniyle davalı adına olan ____ Kafe işletmesinin 1/2 oranındaki hakkın davacıya ait olduğunun tespiti ile ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı adına açılan ve davalı tarafından işletilen kafenin açılmasında ve masrafların yapılmasında davacının hiçbir katkısının bulunmadığını, düğünde takılan takılar ile davalıya ait olan ---- plakalı ---- marka aracın satışından elde ettiği para ile dava konusu kafeyi açtığını, açılan davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekilinin sunduğu 18.02.2013 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davalı adına olan .. Kafe işletmesinin 1/2 oranındaki hakkın davacıya ait olduğunun tespiti ile, ticaret siciline tesciline, tescil mümkün olmadığı takdirde, davacının hesabına yatırılan 55.000,00 TL paranın hesaba yatırıldığı tarihten itibaren faizi ile birlikte davacıya verilmesine, olmadığı takdirde işletme değerinin 1/2 hissesini faizi ile birlikte talep etmiştir. Dosya kapsamından ıslah harcı yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Davacı koca, davalı kadındır. Dava konusu işletmenin vergi levhası bilgilerine göre; mükellef İ.. D.., işe başlama tarihi 04.02.2009 dur. Mahkemece, taşınmaz ve aracın, taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, kocanın "kişisel malı" olduğu, edinilmiş mal olmadığı, çalışmayan, herhangi bir kazancı bulunmayan davacı kadının bu malların edinilmesine, her hangi bir katkısını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 14.07.1986 tarihinde evlenmişler, 30.03.2010 tarihinde açılan boşanma davası sonunda 26.05.2011 tarihinde kesinleşen hükümle boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 30.03.2010 tarihine kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava, katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mahkeme hükmünün kapsamı 6100 sayılı HMK'nin 297. maddesinde belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'nin 297/1,c maddesi "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri." şeklinde düzenlenmiştir. Mahkemece, davacının koca, davalının kadın ve dava konusunun işletmeye yönelik katılma alacağı talebi olmasına rağmen, hükmün gerekçe kısmında davacının kadın, davalının koca, dava konusunun da araç ve taşınmaza yönelik katkı payı alacağı olduğu değerlendirilerek, dava konusu işletmeye yönelik katılma alacağıyla ilgili değerlendirme yapılmadan (HMK m. 297/1,c), eldeki dava ve kararla ilgili olmayacak şekilde gerekçe yazılması usul ve yasaya aykırıdır. O halde; mahkemece yapılacak işlem, öncelikle davacıya ıslah harcını tamamlaması için süre verilmeli; sonrasında davacının koca, dava konusunun işletmeye yönelik katılma alacağı olduğu gözetilerek toplanan delillerle birlikte yeniden değerlendirme yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece, belirtilen araştırma ve inceleme yapılmadan, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde davanın reddedilmiş olması doğru değildir, bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarda gösterilen sebeple bozulmasına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.09.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi. *************************_______________********** ********** Talebiniz işletmeye yönelik katılma alacağı olarak değerlendirilecektir. Taraflar birlikte kurup birlikte işletmişler; işletmesel değerin yarısı oranında katılma payı talep edilebilir görünüyor. Mal rejiminin tasfiyesi olarak değerlendirileceğinden tanık dahil her tür delil geçerli olacaktır. Katılma payı kanundan doğan alacak hakkıdır, ortaklaşa evlilik birliği içinde edinilen mal varlıkları değerleri kabaca yarı yarıya taraflara aittir. Saygılarımla, |
15-05-2017, 12:35 | #33 |
|
Emekli maaşı katılma alacağı davasında tasfiye hesabına girer mi
|
30-01-2018, 16:50 | #34 | |||||||||||||||||||
|
"iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki(karara en yakın) sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir." Bu ifadeden anlaşılması gereken tam olarak nedir? Bir örnek ile bunu birisi anlatabilir mi |
02-02-2018, 15:37 | #35 |
|
Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir.
Fazladan yazılan bu "açıklama" cümlesi tam 2 saatimi aldı. Teşekkürler Yargıtay |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi,Boşanma Davası,Katkı Payı ve Tasfiye | Av.Ali Osman Özdilek | Aile Hukuku Çalışma Grubu | 56 | 29-03-2017 02:38 |
Edinilmiş Mallara Katılma-Tasfiye | halit pamuk | Aile Hukuku Çalışma Grubu | 32 | 14-05-2010 17:12 |
"Edinilmiş mallara katılma rejimi ve tasfiyesi" konulu eğitim programı | Av.Ergün Vardar | Hukuk Sohbetleri | 2 | 21-11-2007 16:47 |
edinilmiş mallara katılma rejimi ve tapu iptali | şimal | Meslektaşların Soruları | 4 | 15-05-2007 21:15 |
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Uygulama Sorunları Sertifika Programı | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Aile Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 12-11-2006 10:13 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |