13-02-2007, 14:28 | #31 | |||||||||||||||||||||||
|
Yes, it supposed to be love!!
işte budur! Ben bu insanları anlayamıyorum. Yok ben yeni yıla inanmam,yok anneler günü uydurulmuştur.Amaç para kazanmaktır falan filan. Hem insanların para kazanması ile ilgili bir sıkıntısı olanlar, siz para kazanmıyor musunuz? Bu nedenle saatlerinizi havasız bir ofiste geçirmiyor musunuz? Bir de bazı insanların doğumgünü kutlamama alışkanlığı vardır. Ben buna inanmıyorum falan tripleri. Size baştan bunu söyler, sizi doğumgününüzde aramaz. Sonra siz neyse diyerek onun doğumgününü kutlarsınız, düşünürsünüz.Çok sevinir. Ama olmaz ki böyle çifte standart! Ya hiç inanma ya da iki yüzlülük yapma. Bence bu daha sonra bahane uydurmamak için önceden bahane sunmaktır. Bu şekilde düşünen arkadaşlar, bilin ki amaç burada çok değerli bir hediye almak değildir. En pahalı hediyeyi almak da değildir. Amaç burada sevdiğini sevindirmektir.Ona kendisini özel hissettirmek ve iş - hayat nedeniyle ihmal ettiğiniz sevginizi beslemektir. Ben süpriz bir hediye alınca gülümsemeyecek insan görmedim.. İnsancıl şeyler bunlar..Güzel şeyler... İsteyen para kazanmaya çalışsın. İsteyen sadece maddi amaçlar gütsün. O onların tercihi ve şanssızlığı..Bu şekilde hissetmeyip, hayatındaki özel kişiye romantik süprizler yapmanın nesi kötü?.. Peki ya sevgiyi göstermenin ve doya doya yaşamanın nesi kötü?.. Buna direnç gösteriyorsanız o kişiyi gerçekten sevip sevmediğiniz tartışmalıdır.. Ya da sevmeyi bilmiyorsunuz.. Her iki halde de sizin adınıza üzülüyorum. EVET SEVGİ TEK GÜNDE YAŞANMAZ.YAŞANMAMALI.. BU SADECE BİR FIRSAT..İHMAL ETMENİN TELAFİSİ FIRSATI.. AYRICA BEN DE HERKESİ SEVİYORUM.SEVİLMEYE DEĞECEK HERKESİ!! EN ÇOK DA AHU'YU!! NOT: Tüm bunlar benim düşüncelerim ama daha hiçbir 14 Şubat'a kolumda sevgilimle giremedim. Anlamadım bir bahtsızlık var ama Hep 1 gün önce bitti veya 1 gün sonra başladı. Ama yılmadım. Seneye hazır edeceğim Hakim Bey sözz |
13-02-2007, 14:35 | #32 |
|
sayın mehmet saim bey,sıze katılıyorum bırde sevgısızler gunu çıkaralaım bakalım ne olcak
her ne kadar sevgılıler gunune hep yalnız gırsemde(çok acıııııhepınızın bu gununu kutluyorum bol sevgılı gunler dılıyorum hepınızı,aılemı arkadaşlarımı çok sevıyorum |
13-02-2007, 21:40 | #33 |
|
Önemli olan o sevgiyi hergün belirtebilmektir.Bence sevginin belirtilmesi için tek gün değil bir ömür bile yetmez...
|
13-02-2007, 21:48 | #34 |
|
Sayın westinglove, bence o kadar da değil diyeceğim
ve şu şiiri ekliyeceğim izninizle, MASAL Eski bir masal bu Miladı karanfille eş Mevsimi gece Ve dili ateş * Bir eski masal bu Başı sonu olmayan Dil cesaretlendikçe Yuvasından doğrulup Sinsice damarlara dolanan * Büyülü bir masal bu Varmışla yokmuş arasında Yenilenip, yinelenip, yenilip duran Ve çocuk yüreklerde bir rivayet Fısıltılarla dolaşan * Yalnızca bir masal bu Kaf dağının ardına Zümrüd-ü Anka ile taşıyan Tanığı ay ışığı Mahşeri zaman * En eski masal bu Artık kimsenin inanmadığı Ki keskinleştikçe inançsızlık İnanmanın dayattığı Dili ateş Mevsimi yalan Şehper Ferda DEMİREL |
13-02-2007, 23:56 | #35 |
|
Bugünü sevgi günü ilan edenlere teşekkürler (Turan Bey ) Ben az önce anneme,babama ve kardeşime onları ne kadar çok sevdiğimi anlattım..Şimdi kendimi çok mutlu hissediyorum ve onlarsız bir hayat düşünemiyorum..Kimsenin sevdiklerinden ayrılmaması dileğiyle..
Sevgiyle kalın.. |
14-02-2007, 01:25 | #36 |
|
Artık 14 Şubat...
Aykırı Sevda Sözleri Sevdiğim, tabutum, ak kefenim; Derin ve dar mezar çukurum benim. Yeni bir kalıba dök, beni arıt bir potada. Geçmişim saklı ama geleceğim ortada. Kabahatinden daha büyüktür özrü; Yüreğimin aşık olmaktan ötürü. Sen vazgeçilmez kötü bir alışkanlıksın, Cinnete ve ölüme karşı bir esrarsın..... Metin ALTIOK Aykırı Sevda Sözlerinden alıntı. |
14-02-2007, 01:26 | #37 |
|
Sevgili Seyda
Senin sevdiklerine söylediğin sözü,geçen yıllarda ben yapmıştım,başıma neler geldi neler . Sanırım 3 veya 4 yıl önce,her hangi bir gündü,iş yerimde otururken sevdiğim insanlar geldi aklıma, ben hayatımda hiç seni/hepinizi seviyorum dememiştim(eşimden başkasına) eşime bile sık söylemem,hareketlerimle belli eder ya da gizlice o da bir kez olmak üzere kulağına söylerdim .Acaip bir durum ama sanki söylenmemesi gereken gizemli bir kelimeydi ''seni seviyorum'' demek. Neyse,telefona sarıldım eşimden başladım,kardeşlerime ve dostlarıma telefon açtım ve ''sizi seviyorum'' dedim,babamı,annemi gittim öptüm. Babam yüzüme baka kaldı,telefonların ardı arkası kesilmedi,iş yerime gelenler mi... aman tanrım ben ne yaptım dedim,arayanların hepsi Hasan ne oldu ? bir sıkıntın mı var ? ve buna benzer sorular ile akşamı buldum. İşte o an öğrendim ''seni seviyorum '' sözünde ki gizemi,şimdi sevdiklerime her zaman diyorum ''sizleri seviyorum'' diye. Sevgilerimle |
14-02-2007, 14:26 | #38 |
|
|
14-02-2007, 14:36 | #39 |
|
Sayın M.Saim Dikici,
Av.Şehper Ferda Demirel, "...sevgi, masal" demişti, siz de "hikaye bu işler mi" diyorsunuz? |
14-02-2007, 15:12 | #40 |
|
Yok öyle demiyorum. Sevgiye lafım yok. Öykü, sevginin gölgesinde kalmış. Kimsenin haberi yok diyorum.
Ya da latife olsun; "bu gün de bir öykü günüdür..." kardeşler diyorum. Hatta biraz daha sinir edeyim: Dünya Öykü Günü ile Sevgililer Gününün aynı tarihe denk gelmesi acaba kaderin bir cilvesi midir? Yoksa garip bir rastlantı mıdır? |
14-02-2007, 15:19 | #41 |
|
Sevgi, yaşamın hammaddesidir.
Onu nasıl işlediğiniz çok önemlidir. Masal olmayacak kadar gerçektir sevgi.Onu özgür bıraktığınız ölçüde enerjiye dönşüyor ,zorladığınız ve biryerlere çekmeye ve birşey olmaya zorladığınız ölçüde azalır bu enerji ve belki de aslında yaşarken ölür.Yaşarken ölmeyen herkesi kutlarım.sevgiler |
14-02-2007, 15:35 | #42 | |||||||||||||||||||||||
|
neden acaba? |
14-02-2007, 15:36 | #43 | |||||||||||||||||||
|
Öykü günü sayın Dikici, Hikaye değil Gerçekliğin örtüsü örter öykülerin üzerini. Masallara sinir olmayanlar, öykülere hiç olmazlar Saygılar |
14-02-2007, 16:00 | #44 |
|
Hep böyle kal,ta erişilmez
Dağların ardında, denizaşırı Al götür aydınlığını gecemden Bana bırak bütün karanlıkları Bırak hep böyle zindan kalsın günlerim Yıldızlar doldursun senin geceni Ben eski bir şarkıyım, unut Ya da hayal meyal hatırla beni |
14-02-2007, 16:04 | #45 | |||||||||||||||||||
|
Bak şu işe: 1) "Ayrıntılarıyla anlatılan olay" = Öykü/Hikaye. 2) "Ayrıntılarıyla anlatılan olay" = Sevgi - Aşk uzun uzun... : "teeee ben seni ilk gordugüm günden beri sevmiştimmm... Göz, boy, pos, harikasın!" gibi... Sanki bir olağanüstü sanat eseri ile konuşulur../ Hatta tek taş pırlanta yüzük, Üç taş - Tav-la (-ma sanatı) /oyunu..., Çiçek- böcek, pembe pancurlar... Saygılar.. |
14-02-2007, 16:05 | #46 | |||||||||||||||||||
|
Uzun uzun anlatılan olay: Sevgi
|
14-02-2007, 17:02 | #47 |
|
tamam itiraf ediyorummm
Sayın THS Üyeleri
ben de sizi seviyorummmmm |
14-02-2007, 19:13 | #48 |
|
seviyorum
SEVİYORUM..!
(geç kalmadım değil mi?) |
14-02-2007, 23:35 | #49 | |||||||||||||||||||
|
diye bir mail geldi, okudum, gulumsedim, sevdiklerimle paylasiyorum.. Ama ben bu hafta Cin Kameri Yeni Yilini kutluyorum. Sanirim Domuz yilina giriyoruz Cinlilere gore. Umarim isminden guzel gecer bu yeni yil.. Iyi seneler! |
20-02-2007, 21:42 | #50 |
|
Sevgili Olmak
CANLARA
Geçmiş ve gelecek 14 Şubat’ları bir ömür her gün gönülden seven ve sevilen tüm sevdiklerimin günü olarak içtenlikle kutluyorum. Hani herkesin bildiği“ Senede bir gün “ diye bir şarkı vardır. “Sevgililer Günü” nün de bu şarkıdaki “Beklerim yolunu aylar boyunca. Yeter ki gel bana senede bir gün” gibi olmaması ve ticari düşüncelerden de arınması dileği ile “Sevgili olmak” konulu sohbetime başlıyorum. SEVGİLİ OLMAK İnsan yaşamında önce kendini tanıması, bilmesi ve bulması için azim, sabır ve istek ile yıllar gerekiyor. Kendini tanıma sürecine giren birey henüz olgunlaşmamış benliği - “EGO”sunda “İçgüdüsel dürtü” nedeni ile meydana gelen dayanılmaz cinsel özlem yoğunlaşıyor. Birey bedensel beğenisine uygun ve tende güzel olanı arıyor. Bulduğuna karşı dayanılmaz istek başlıyor. Her iki tarafın rızası ile doygunluk gerçekleşiyorsa sorun kalmıyor. Eğer tensel beraberlik geçekleşmiyor ise dayanılmaz arzunun esiri olan birey doygunluğunu gerçekleşebilmek için yollar arıyor. Sonuçta en geçerli ve her kapıyı açabilen duygu ve düşünceleri de içtenlikle en güzel anlayış, anlatım ve davranış içersinde tanımlayan “ SEVGİ “yi kullanıyor. “ÂŞIK OLDUM“ tanımlaması ile başlayan ve sonu olmayan süreç başlıyor. Fakat AŞKIN YAPTIRIMI cinsel eğinimi ile ne olduğunu bilmediği sevgiyi kullanıyor. “Patlıcan kızartmasını çok seviyorum” dediği gibi işi oluruna bağlamak için de anahtar olarak “ Seni seviyorum” sözcüğünü kullanıyor. “ SENİ SEVİYORUM “ demekle de sevgili olduğunu sanmak kendini ve karşısındakini, aldatmaktan öteye gidemiyor. Birey isterse sevgiyi öğreniyor ve sevgili olmanın nasıl olabileceğini zaman içersinde anlıyor. Beraberliklerde tensel doygunluk tamamlanıp ta aldatmaca olduğu anlaşıldığında ne aşk ne de meşk kalıyor. Amma bir yenisini aramaktan da asla vazgeçilmiyor (!) Eskiden böylesine “Ayran gönüllü” denilirdi. Edebiyatta ki tanımı da “ SEVGEÇ “. Antik çağ filozoflarından Empedokles tarafından felsefeye sokulan “EROS = Cinsel eğinim” için PLATON’ da “Eros bir şeyi istemeye ve yapmaya içten yönelmek olan aşırı sevgi sanısı tutkunluk insanı ideaların bilgisine götürür” diyor. Zaten bilgiye gösterilen saygı sevginin temeli değil mi? Sevgi ortamı içersindeki Sevgi Bilgisi değil mi? Sevginin lezzetten, kokudan, renkten, güzellikten, görünüşten, tenden alınan bir zevk-haz doygunluk olamadığını, sevginin gönülden gelen duygu, düşünce ve mana içeren güzelliklerin davranışlar ile tamamlamak olduğunu anlayabilmesi istekle oluyor ve bireyin yıllarını alıyor. Canlar, Sevgililer güzelliğe zamanla alışıp birbirlerini gözleri ile değil, gönüldeki ve düşüncedeki duyguları ile görmeye başladıklarında sevgili olabiliyorlar… Yaşam boyu her gün sevmeniz ve sevilmeniz dileği ile. Sevgilerimle, Avni baba |
14-02-2014, 14:16 | #51 |
|
THS 'yi seviyorum...Sevgi Gününüz kutlu olsun......
|
14-02-2014, 14:26 | #52 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgiyle dolu güzel yarınlar diliyorum.. |
14-02-2014, 17:25 | #53 |
|
ONSUZ GECELER ISSIZ, SOKAKLAR ÖKSÜZSE... AYRILIK ÖLÜME, VUSLAT SEHERE DENKSE... HAYAT ONUNLA GÜZEL VE ONSUZ MÜPTEZELSE... O HALDE BUGÜN SİZİN GÜNÜNÜZ!..''
Eğer... Onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... Ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... Onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain... Sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, ondan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa ve o, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa... Dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse... Hayat onunla güzel ve onsuz müptezelse... Elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, onun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar... Her şiirde anlatılan oysa... Her filmin kahramanı o... Her roman ondan söz ediyor, her çiçek onu açıyorsa... Bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa, iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa... Eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire onu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın o olduğunu adınız gibi biliyorsanız... Mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona o diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi ona yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke o anlatsa" diye iç geçiriyorsanız... Kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü... Özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu... Hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız... Onsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse... Ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse... Gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep onun yüzü suyu hürmetine... Uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa... Dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa... Nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız... Kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim... Gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa... Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla... O halde bugün sizin gününüz!.. "Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.! (Can Yücel) -Kusura bakmayın aşkın rengi olsun istedim günün anlam ve önemine binaen |
15-02-2014, 12:43 | #54 |
|
Konu Şubat 2007 de tartışmaya açılmış ve aynı yıl içinde 50 tane mesaj yazılmış.
Aradan 7 yıl geçtikten sonra dün yeniden gündeme gelmiş. Ne yaptı bu süre içinde THS'liler? Sevdiler de sevdiklerini açıklama gereksinimini mi duymadılar acaba? Durmadan gün yaratıp kasalarını doldurmaya çalışan kapitalistlerin oyununa gelmemek mi istediler? Yoksa....???? Saygılarımla |
17-02-2014, 09:10 | #55 | |||||||||||||||||||||||
|
7 yıl sonra açılışı yapmak istedim,çünkü sevgiyi dile getirmek insan olarak en büyük eksikliklerimizden...Umarım bundan sonra THS dahil hayatımızın her alanında her daim sevgimizi dillendirebiliriz.. |
18-02-2014, 00:21 | #56 |
|
Sevmek kanat çırpmak.. Yorucu sevinçli ve bilinemeyen.
|
14-02-2016, 17:43 | #57 |
|
İyi tamam her şey güzel de; ilk defa bir Sevgililer Gününde boşanma davasına cevap yazmak durumunda kaldım. Birazdan bürodan çıkacağım merak etmeyin.
Sevgililer Gününüz kutlu olsun. Ne bileyim ben! |
15-02-2016, 02:34 | #58 |
|
Valentinstag/Sevgililer Günü
Bizde sevgililer günü olarak kutlanan/adlandırılan 14. şubat günü Almanlarda Valetinstag (Valetinin günü) olarak adlandırılıyor. Bu günün isim babası milattan sonra 3. cü yüzyılda yaşamış Piskopos Valetin von Terni (Terni'li Valentin). Valentin imparatorun nikah kıyma yasağına rağmen sevgililerin nikahlarını kıydıktan sonra onlara çiçek hediye ediyormuş. Rivayete göre Terni'li Piskops Valentin'in kıydığı nikahlar uğurlu evliliklermiş. Piskopos Valentin 14 şubat 269 yılında idam edilmiş. 14 şubat günü o nu anmak ve o na teşekkür etmek için anılan bir gündür. Diğer bir rivayete göre bu günün isim babası Valetin von Viterbo'dur. Papa 1.ci Gelasius'un 469 yılında kilise için bir anma günü olarak ilan ettiği bu gün 1969 yılında kilisenin takviminden çıkarılmış. Buna rağmen günümüzde de bu günde evlililkler kutsanmakta ve ayinler yapılmaktadır. Bu günün birçok yerde sevgililer günü olarak kutlanmasının asıl motorlarından birisi çiçekçilerin ve şekercilerin pazarlama saikleri olsa gerek. Bir sevgililer günü veczi: Für die Welt bist du jemand. Aber für jemand bist du die Welt (http://www.spruch.de/thema/valentinstag/ ) Dünya için sen birisisin, fakat birisi için sen dünyasın. Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 3 (0 Site Üyesi ve 3 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Sizi Seviyorum | gerunsal | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 8 | 21-06-2011 10:07 |
Stresi yenmek için çay için. | nigartp | Site Lokali | 15 | 30-04-2008 11:09 |
Çiçek’ten yargıya mesaj: Kimsenin etkisinde kalmayın | Seyda | Hukuk Haberleri | 2 | 02-01-2007 02:12 |
Bos Yere...Kader Mi Demek Gerek Sadece? | tiny lady | Hukuk Sohbetleri | 24 | 07-05-2003 10:43 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |