Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kira sözleşmesinde muacceliyet kaydı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-10-2016, 16:00   #61
olgu

 
Varsayılan

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/8728E- 2016/4267K sayılı ilamında şöyle bir hüküm kurmuş

"Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel ( istenebilir ) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Akdin feshi için tek başına bu koşulların bulunması yetmez. Ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerekir. Somut olayda 14.6.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin süresi henüz dolmamıştır. Taşınmaz 2886 Sayılı yasaya göre kiraya verilmiş olup sözleşe 14.6.2016 tarihinde sona erecektir. Temerrüt sebebiyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemez. Bu itibarla feshe dayalı olarak davalıdan cezai şart istenemez Bu durumda mahkemece cezai şart isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. "


benim olayımda her ne kadar muacceliyet şartları gerçekleşmişse de, çekilen ihtarname temerrüt ihtarı değil, doğrudan fesih ihtarıdır.
yasa fesih içinde 10 gün süreyi şart koşmuş, bu durumda fesih usulsüz olduğundan cezai şartın da istenemeyeceğini düşünüyorum...
Old 11-10-2016, 15:57   #62
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan olgu
Sayın Admin, paylaştığınız karar için teşekkürler, görüşümde atıf yapabileceğim bir karar.

Sözleşmenin fesih ve cezai şart bölümünde yazıyor, 3 sefer gecikmeli kira bedeli ödenmesi halinde kiraya veren sözleşmeyi tek taraflı fesh eder, araçların iadesini ister ve bakiye kira bedelini kiraya verene cezai şart olarak öder.

Bir an için tacir olarak kabul etsek bile TBK genel işlem koşullarına bire bir uyan bir durum, hakimin müdahale etmesi gerekir diye düşünüyorum...

Aşagıdaki karar alıntısına baktığımızda "cezai şart" konulamayacağını anlamaktayım. Yerel mahkeme "cezai şart" ibaresi geçmemesine rağmen, yazılan metni cezai şart kabul etmiş. Yargıtay ise, "yanlış yorumlamışsın" demiş. Sizin olayınızda ise, başlık halinde "cezai şart" yazılmış. Dolayısıyla eski kanun/yeni kanun örtülü/çatılı ayrımı yapmadan kira sözleşmelerine kiracı aleyhine "cezai şart" maddesi konulamaz, diyorum.

Alıntı:
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/18502
K. 2013/10972
T. 24.6.2013
6098/m.325
Taraflar arasında 27/3/2008 tarihli 36 ay süreli ve 08/04/2008 tarihli 12 ay süreli kira sözleşmeleri hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Kira sözleşmelerinin 10-b maddesinde “Kiracı sözleşme süresi sona ermeden araç iade ettiği veya sözleşmedeki yükümlülüklerine uymayarak sözleşmenin feshine neden olduğu takdirde sözleşme süresinin bitimine kadar ödemesi gereken kira bedelinin tamamını ödemekle yükümlüdür.” düzenlemesi yer almaktadır. Mahkemece söz konusu sözleşme hükmü cezai şart olarak değerlendirilerek hüküm kurulmuş ise de, sözleşmedeki bu koşulun cezai şart olarak nitelendirilmesi somut olaya uygun düşmemiştir. Kira sözleşmeleri davalı tarafından haksız şekilde feshedildiğine göre kural olarak kiracı, kira dönemi sonuna kadarki kira parasından sorumludur. Ancak BK 98 md göndermesi ile aynı kanunun 44 md uyarınca kiralayanın da zararın artmasına neden olmaması gerekir. Davalı kiracının sorumluluğu kiralananın kira sözleşmesindeki bedel ve koşullarda yeniden kiraya verilebilceği süre kadardır. Esasen kanun koyucu bu kuralı 6098 sayılı TBK 325 maddesine göre kanun hükmü haline getirmiştir.Kira sözleşmesine konu aracın yeniden kiraya verilip verilmediği üzerinde durularak ve kiralanan aracın aynı şartlarla ne kadar süre içinde kiraya verilebileceği gerektiğinde uzman bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek, tespit edilecek bu makul süre kadar kira parasından davalının sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile kira süresi sonuna kadarki tüm kiradan davalının sorumlu tutulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. ./..
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.06.2013 tarihinde

Old 11-10-2016, 16:01   #63
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan olgu
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/8728E- 2016/4267K sayılı ilamında şöyle bir hüküm kurmuş

"Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel ( istenebilir ) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Akdin feshi için tek başına bu koşulların bulunması yetmez. Ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerekir. Somut olayda 14.6.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin süresi henüz dolmamıştır. Taşınmaz 2886 Sayılı yasaya göre kiraya verilmiş olup sözleşe 14.6.2016 tarihinde sona erecektir. Temerrüt sebebiyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemez. Bu itibarla feshe dayalı olarak davalıdan cezai şart istenemez Bu durumda mahkemece cezai şart isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. "


benim olayımda her ne kadar muacceliyet şartları gerçekleşmişse de, çekilen ihtarname temerrüt ihtarı değil, doğrudan fesih ihtarıdır.
yasa fesih içinde 10 gün süreyi şart koşmuş, bu durumda fesih usulsüz olduğundan cezai şartın da istenemeyeceğini düşünüyorum...

Bu karar bana tuhaf geldi. Tamamını aktarmanız mümkün mü? Ya da gününü yazarsanız Kazancı'dan bakarım.
Old 11-10-2016, 16:10   #64
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Bu karar bana tuhaf geldi. Tamamını aktarmanız mümkün mü? Ya da gününü yazarsanız Kazancı'dan bakarım.

Bu karar kazancıda yok, Yargıtay'ın içtihat bankasından buldum.


Alıntı:
6. Hukuk Dairesi 2015/8728 E. , 2016/4267 K. "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı hazine vekili dava dilekçesinde, .... adına kayıtlı 33533 parsel sayılı taşınmazın 25 m2'lik kısmını 16/05/2011 tarihinde yapılan ihale ile 5 yıl süre ile televizyon ve radyo vericisi yeri olarak kullanılmak üzere davalıya kiralandığını, sözleşmenin 10. Maddesiyle kiracının kira süresinin bitiminde derhal sözleşmenin feshi halinde tebligat sonrasında 15 gün içinde tahliye etmek zorunda olduğu, tahliye edilmemesi halinde 2886 sayılı kanunun 75. Maddesine göre kiracının tahliyesinin sağlanacağı, kira sözleşmesinin 14. Maddesiyle de kira süresinin sona ermesi yada feshi halinde idareye teslim edilmeksizin geçen her gün için cari yıl kira bedelinin %1'i oranında cezanın itirazsız olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, söz konusu sözleşmenin Defterdarlık makamının 03/02/2012 tarih ve 66 sayılı oluru ile feshedildiğini, kesin teminatın irat kaydedildiğini, gecikilen her gün için cari yıl kira bedelinin %1'i oranında cezanın itirazsız olarak ödenmesi gereğinin davalıya 10/02/2012 tarih ve 870 sayılı yazıyla bildirildiğini, 12/03/2012 tarihinde sona eren sözleşmeye rağmen 10/04/2014 tarihinde yapılan tespitte taşınmazın tahliye edilmeyerek faaliyete devam edildiğini ve alanın boşaltılmadığının görülmesi üzerine 29/04/2014 tarih 1 nolu komisyon kararının alındığını böylece sözleşmenin bitim tarihi olan 13/03/2012 tarihi ile tespit tarihi olan 10/04/2014 tarihine kadar geçen 759 günlük sürede 16.782,19 TL tazminat oluştuğunu belirterek 11/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, kira bedelinin bazı taksitlerinin zamanında ödenemediğini, davacının tek taraflı olarak kira bedelinin ödenmediği gerekçesi ile sözleşmeyi feshedemeyeceğini, iki yazılı ihtar çekildikten sonra ödenmemesi durumunda tahliye davası açılması gerektiğini, hala geçerli ve yürürlükte olan bir sözleşmeye dayanılarak dava konusu işlemin tesis edilemeyeceğini, BK 352/2 maddesi dikkate alındığında davalı İdarenin tesis ettiği işlemin koruma görmesinin imkan dahilinde olmadığını gönderilen ihtarnameden sonra 30 günlük süre içinde tahliye davası açılmadığını, bu nedenle sözleşmenin yürürlükte olduğunu, gayri hukuki bir durumun yaratılmaya çalışıldığını, belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı ile davalı idare arasında, 2886 Sayılı Yasa hükümlerine göre düzenlenen 14/06/2011 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmeyle 33533 parsel sayılı taşınmazın 25 m2'lik kısmı televizyon ve radyo vericisi yeri olarak kullanılmak üzere davalıya kiraya verilmiştir. Sözleşmenin 11. maddesinde kiracının taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi hallerinde 2886 sayılı Kanunun 62 maddesine göre tebligat yapmaya gerek kalmaksızın idarece feshedilerek, kesin teminatın gelir kaydedileceği ve cari yıl kira bedelinin tazminat olarak tahsil edileceği, sözleşmenin 14. maddesinde ise kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmazın İdareye teslim edilmeksizin geçen her gün için cari yıl kira bedelinin % 1'i oranında cezanın, itirazsız olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı idare 10.02.2012 keşide tarihli ihtarında; 14/06/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin ita amirinin 03/02/2012 tarih ve 36 sayılı onayı ile 03/02/2012 den itibaren feshedildiğini, tebliğden itibaren 15 gün içinde taşınmazı teslim etmesini davalı kiracıdan istemiştir. Fesih nedeniyle cezai şart istenebilmesi için feshin haklı ve hukuka uygun olması zorunludur. Davacı sözleşmenin 11. ve 14. maddeleri uyarınca fesih ve cezai şartı kiracının kira borcunu ödememesine dayandırmıştır. Dosya kapsamına göre, kiralananın Borçlar Kanun'unun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabi bir yer olduğu anlaşılmaktadır. Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Akdin feshi için tek başına bu koşulların bulunması yetmez. Ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerekir. Somut olayda 14/06/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin süresi henüz dolmamıştır. Taşınmaz 2886 sayılı yasaya göre kiraya verilmiş olup sözleşe 14/06/2016 tarihinde sona erecektir. Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemez. Bu itibarla feshe dayalı olarak davalıdan cezai şart istenemez Bu durumda mahkemece cezai şart isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 01/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Old 11-10-2016, 17:30   #65
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Aşağıdaki karar da Sayın Admin'i doğrulamaktadır. Sayın olgu'nun sunduğu kararı inceleyip, beyanda bulunma hakkımı saklı tutuyorum.

Alıntı:
T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/12468

K. 2015/9690

T. 10.11.2015

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Dava, kiracı tarafından kiralayan aleyhine açılan kira sözleşmesinin haksız feshi sebebiyle peşin ödenen 6 aylık kira parası 9.000 TL'in iadesi, 5.000 TL cezai şart bedeli ve mahrum kalınan 21 aylık kazanç kaybından şimdilik 5.000 TL olmak üzere toplam 19.000 TL'nin ihtarın tebliğinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 5.000 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

1-)Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-)Davacı vekilinin yoksun kalınan kazanç kaybı talebinin reddine dair temyiz itirazlarına gelince:

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Yasasının 96. maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi sebebiyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir.

Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır: kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır.

Kâr kaybı, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kardan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kardan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Kâr kaybı zararının müspet zarar kapsamında bulunduğu şüphesizdir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, taraflar arasında 01.05.2012 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli tarihli ticari plaka kira sözleşmesi(porotokol) düzenlendiğini, sözleşme gereğince ... ....... ticari plakanın aylık kirasının 1.500 TL olduğunu, protokol gereği plakanın takılı olduğu Hundai marka aracın davacıya teslim edildiğini, ticari plaka takılı aracın gerçek malikinin davacı olduğunu ancak resmi kayıtlarda davalı üzerine kayıtlı bulunduğunu,aracı davacı kiracının 3 ay süre ile kullandığını, aracın Ağustos 2012 tarihinde kaza yapması üzerine davalının aracı geri aldığını, bunun üzerine davacının davalıya Ankara 16. Noterliği'nin 13.09.2012 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini ancak davalının edimlerini yerine getirmediğini belirterek kira protokolünün 3. maddesi gereğince 5.000 TL cezai şart bedeli, araç kaza yaptığı halde peşin ödenen 6 aylık 9.000 TL kira parasının iadesine ve mahrum kaldığı 21 aylık kazanç sebebiyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL'nin ihtar tebliğinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir. 01.05.2010 başlangıç tarihli protokol gereği davalıya ait ..... numaralı ticari plakanın davacıya kiralandığı, mülkiyeti davacıya ait olmasına rağmen resmiyette davalı adına kayıtlı bulunan üzerinde kiralanan ticari plakanın takılı bulunduğu Hundai marka aracın davacı kiracıya protokol gereği teslim edildiği, davacının 03.08.2012 tarihinde kaza yapması üzerine aracın davalı kiralayana teslim edildiği ve davalının hurda haline gelen aracı 31.08.2012 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye sattığı böylece davacı kiracıya kiralanan plakanın tekrar iade edilmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece, davacı kiracı tarafından kazanç kaybı talebinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

Kira süresi 01.05.2012 başlangıç tarihli ve 2 yıl sürelidir. Kiralanan plakanın takılı olduğu aracın 03.08.2012 tarihinde kaza yapması üzerine araç tamir edilmek üzere davalı kiralayana teslim edilmiş ve kira süresi dolmamış olmasına rağmen ticari plaka davacıya bir daha teslim edilmemiştir. 2012 Ağustos ayından kira süresi sonu olan 01.05.2014 tarihine kadar davacı kiracı ticari plakayı kullanamamıştır. Bu durumda kiralayan, 818 Sayılı Borçlar Kanunun 249.maddesinde düzenlenen kiralayanın kiralananı sözleşme sonuna kadar kullanmaya hazır bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Bu durumda kiracı kusursuz olduğunu kanıtlayamayan kiralayan davalıdan kazanç kaybı zararı (mahrum kalınan kar) adı altında bir miktar paranın kendisine ödenmesini isteyebilecektir. Ancak kar kaybının hesabında kiracının aynı şartlarla bir ticari plakanın kiralanması için gereken makul süre tespit edilip, bu süre içindeki kiracı kazanç kaybının ne olabileceği tespit edilerek mahrum kalınan kazanç kaybının belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, iki taraflı sözleşmelerin karşı tarafça haksız feshedildiği hallerde 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 106. ve 108. maddeleri hükümleri gereğince kazanç kaybı (kâr kaybı) zararına uğrayan tarafın isteyebileceği zararın saptanmasında kıyasen Borçlar Kanununun 325. maddesi hükmünde gösterilen kesinti yönteminin uygulanması gerekir. Bu yönteme göre kâr kaybı, sözleşme ifa ile bitse idi zarar görenin elde etmesi muhtemel bütün gelirlerden yapması gereken bilcümle zorunlu harcama kalemleri ile sözleşme süresinden evvel feshedildiğinden süresinden evvel fesih sebebiyle sağladığı yani tasarruf ettiği haklar ve yine bu süre içerisinde başka işten sağlayacağı veya kasten sağlamaktan kaçındığı kazanç miktarları toplamı indirilerek bulunur. Elde edilecek fark miktara da net kâr denilir. Bu yönteme uygun kâr kaybı zararı hesaplanırken davacının davalıya ödemesi gereken kira paraları da elbette davacının yapması zorunlu giderler içinde dikkate alınmalıdır.

Mahkemece, yukarda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere davacı kiracının öncelikle aynı şartlarla ticari plaka kiralayabilmesi için gereken makul sürenin tespit edilip belirlenen bu süre içinde davacı kiracının ticari plakayı işletmiş olsa idi elde edeceği kazancın araştırılarak uğranılan kazanç kaybının belirlenmesi ve daha sonra Borçlar Kanununun 106. ve 108. maddeleri hükümleri gereğince kâr kaybı zararına uğrayan tarafın isteyebileceği zararın saptanmasında kıyasen Borçlar Kanununun 325. maddesi hükmünde gösterilen kesinti yönteminin uygulanması ve hakim tarafından belirlenen bu kazanç kaybı üzerinden davacı kiracının bu yeri işletmemesi sebebiyle uğrayabileceği risklerden uzak kalması sebebiyle hakkaniyete uygun bir indirim yapılarak bulunacak kazanç kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davacı kiracının kazanç kaybını kanıtlayamadığı gerekçesiyle bu istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.

Hüküm bu sebeplerle bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda 2 numaralı bentde açıklanan sebeplerle davacının kazanç kaybına dair temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün kazanç kaybı yönünden BOZULMASINA, istenmesi halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 12-10-2016, 11:58   #66
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan olgu

Hem muaccel kira bedelleri hem de tahliye /teslim talep edildiğinde,
teslim edilmesi halinde de gelecek ay kira bedellerinden sorumluluk devam ediyor mu? muaccel kira bedelleri cezai şart olarak mı kabul ediliyor
?

Merhabalar,

Konuyu alevlendirmek istemem ama yine de fikrimi yazacağım.

Araç kira sözleşmelerine taşınır kira sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği ortadadır.

Öncelikle 6098 sayılı TBK'da, tüm kira sözleşmelerinde geçerli olan genel hükümler TBK. m299 -m319 arasında düzenlenmiştir.

Bu maddeler arasında muacceliyet şartı veya cezai şart yasağı ile ilgili hüküm olmadığı gibi kiracı aleyhine düzenleme şartı da bulunmamaktadır. Başka deyişle, kiracı aleyhine düzenleme yasağı sadece konut ve çatılı işyeri düzenlemelerinin yer aldığı TBK.m346’da yer aldığı gibi, tüm kira sözleşmelerinde geçerli olan özel durumlar ise, aynı kanunun 320 - 328 arasında tanzim edilmiştir.

Bunun yanında konut ve çatılı işyeri kirala sözleşmelerinin uygulama alanı 339'uncu maddede açıkça belirtilmiş olup, bu maddede taşınır kiralarına yönelik bir atıf bulunmamaktadır. Bu itibarla öncelikle kiracı aleyhine düzenleme yasağının taşınır kira sözleşmelerinde uygulanamayacağı ileri sürülebilir.

Kaldı ki muacceliyet şartı ile cezai şart birbirinden farklı konulardır. Muacceliyet şartı cezai şart değildir. Sözleşmede muacceliyet şartı varsa bunun taşınır kira sözleşmesinde uygulanabileceğini ancak bu uygulamanın tüm kira sözleşmelerinde geçerli olan 325. Madde kapsamında sınırlandırılması gerektiğini düşünüyorum.

Yani, her hangi bir nedenle sözleşmeye aykırı dahi olsa kiralanan şey süresinden evvel kiralayana geri verilir ise, kira sözleşmesinden doğan borçlar, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul süre için devam edecektir. Kanuni düzenlemeden önce de Yargıtay'ın uygulaması bu yöndeydi diye biliyorum.

Sizin olayınızda da sanıyorum TBK.325. madde uygulanacaktır.
Old 12-10-2016, 12:49   #67
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Merhabalar,

Konuyu alevlendirmek istemem ama yine de fikrimi yazacağım.

Araç kira sözleşmelerine taşınır kira sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği ortadadır.

Öncelikle 6098 sayılı TBK'da, tüm kira sözleşmelerinde geçerli olan genel hükümler TBK. m299 -m319 arasında düzenlenmiştir.

Bu maddeler arasında muacceliyet şartı veya cezai şart yasağı ile ilgili hüküm olmadığı gibi kiracı aleyhine düzenleme şartı da bulunmamaktadır. Başka deyişle, kiracı aleyhine düzenleme yasağı sadece konut ve çatılı işyeri düzenlemelerinin yer aldığı TBK.m346’da yer aldığı gibi, tüm kira sözleşmelerinde geçerli olan özel durumlar ise, aynı kanunun 320 - 328 arasında tanzim edilmiştir.

Bunun yanında konut ve çatılı işyeri kirala sözleşmelerinin uygulama alanı 339'uncu maddede açıkça belirtilmiş olup, bu maddede taşınır kiralarına yönelik bir atıf bulunmamaktadır. Bu itibarla öncelikle kiracı aleyhine düzenleme yasağının taşınır kira sözleşmelerinde uygulanamayacağı ileri sürülebilir.

Kaldı ki muacceliyet şartı ile cezai şart birbirinden farklı konulardır. Muacceliyet şartı cezai şart değildir. Sözleşmede muacceliyet şartı varsa bunun taşınır kira sözleşmesinde uygulanabileceğini ancak bu uygulamanın tüm kira sözleşmelerinde geçerli olan 325. Madde kapsamında sınırlandırılması gerektiğini düşünüyorum.

Yani, her hangi bir nedenle sözleşmeye aykırı dahi olsa kiralanan şey süresinden evvel kiralayana geri verilir ise, kira sözleşmesinden doğan borçlar, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul süre için devam edecektir. Kanuni düzenlemeden önce de Yargıtay'ın uygulaması bu yöndeydi diye biliyorum.

Sizin olayınızda da sanıyorum TBK.325. madde uygulanacaktır.

Alevlendirme ve aydınlatmanız için teşekkür ederim .

Muacceliyet ve cezai şart tarafların şirket olması, kiralanananında menkul olması sebebiyle mümkün olduğunu bende düşünüyorum; ancak TBK 315 temerrüt sebebiyle feshin şartları arasında ihtar çekip 10 gün süreyi şart koşmuş, kiraya veren ise doğrudan fesh ettim araçları iade et diye ihtar çekti 10 gün süre vermedi.

bu sebepten feshi usülsüz araçları da kendi iade istiyor bu sebepten ne cezai şartı istemeyeceği yönünde kanaat oluştu bende...
Old 12-10-2016, 13:42   #68
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan olgu
Alevlendirme ve aydınlatmanız için teşekkür ederim .

Muacceliyet ve cezai şart tarafların şirket olması, kiralanananında menkul olması sebebiyle mümkün olduğunu bende düşünüyorum; ancak TBK 315 temerrüt sebebiyle feshin şartları arasında ihtar çekip 10 gün süreyi şart koşmuş, kiraya veren ise doğrudan fesh ettim araçları iade et diye ihtar çekti 10 gün süre vermedi.

bu sebepten feshi usülsüz araçları da kendi iade istiyor bu sebepten ne cezai şartı istemeyeceği yönünde kanaat oluştu bende...

Rica ederim.

Eğer kiralayan temerrüt nedeniyle feshe dayanıyorsa elbette ki kanundaki şekli kurallara uymak zorunda. Fesih ihbarındaki süre yetersiz ise veya hiç süre verilmediyse o ihtar veya ihbar, kiracıyı temerrüde düşürmez. Haliyle temerrüdün sonuçları da doğmuş olmaz. Bu bakımdan dediğiniz gibi ne muacceliyet şartı gündeme gelebilir ne de varsa cezai şart...

Sizin olayınızda -anlaşıldığı kadarıyla- temerrüde dayanıldığından (yani TBK.m330'a dayanılmadığından) bence de temerrüt nedeniyle fesih beyanı geçerli sayılmayabilir. Selamlar,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kira alacağı, tehir-i icra, teminat, muacceliyet Av. Gediz Eranıl Meslektaşların Soruları 14 18-04-2012 11:46
kira sözleşmesinde erken tahliyede cezai şart ismet savaş Meslektaşların Soruları 16 06-09-2010 09:18
kira kontratındaki muacceliyet şartı.... Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 10 18-04-2007 01:00
Kira Sözleşmesinde bir Madde Hakkında Av.Cihan Nuri Hukuk Soruları Arşivi 2 19-02-2007 01:20
Kira Sözleşmesinde Teminat Mektubu Ezgi TUGAY Meslektaşların Soruları 3 19-09-2006 20:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07000995 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.