Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, Esas: 2003/4746, Karar: 2004/3086 İçtihat

Üyemizin Özeti
İtirazın iptali davası, alacağın tahsiline yönelik bir tahsil (eda) davası niteliğinde değildir. Aynı davada alacağın tahsili ile itirazın iptali birlikte istenmiş olması halinde mahkemece, davacıya, isteminin alacağa mı, itirazın iptali ile takibin devamına mı ilişkin olduğu hususu açıklattırılmalıdır.
(Karar Tarihi : 19.03.2004)
"Davacı vekili, dava dilekçesinde "alacağın tahsili ile birlikte takibin devamına" karar verilmesini istemiştir. Mahkemece "itirazın iptali" yanında "alacağın tahsiline" de karar verilmiştir. Oysa ki İİK m.67 ye göre açılan itirazın iptali davası, açılış, biçim ve süreyle, doğurduğu sonuçlar bakımından tahsil davasından farklıdır. İtirazın iptali davalarında Mahkemece, itirazın iptali ile yetinilecek; istem varsa icra inkar tazminatına hükmedilecektir.
Ayrıca "alacağın ve dolayısıyla faizin alınmasına" karar verilmeyecektir. Tahsil davasında ise; alacağın ve istem varsa faizin alınmasına ilişkin olarak hüküm kurulacaktır. Böylece itirazın iptali davası ile alacak davasının ayrı ayrı hukuksal sonuçlar doğuran iki ayrı dava türü olmaları nedeniyle, bir arada dava edilmesi olanağı yoktur.
Hem itirazın iptali hem de alacağın alınması istemini içeren davalarda hakim, hangi türüne karar vereceğini saptayabilmek için öncelikle HUMK m.179/3 ve 75/2 doğrultusunda davacıdan, hangi seçeneği istediğini açıklattırmalı, sonucuna göre dava koşulları yönünden araştırma ve inceleme yapılarak hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön gözardı edilerek yazılı biçimde alacağın tahsili ile birlikte itirazın iptaline karar verilmesi isabetsizdir."
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 67 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/37 md.)

(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.11) "yüzde yirmisinden" aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./103. md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.

(Ek fıkra: 6352 S.K.-02.07.2012/m.11) "Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”




 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 28-09-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02189493 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.