Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

9. Hukuk Dairesi 2021/11813 E. , 2021/16019 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Arabuluculuk tutanağının irade fesadı hallerinde imzalatılmış olma nedeniyle iptaline yönelik talebin alacak davasında ileri sürülmesi mümkündür. Alacak davasına bakan mahkeme tarafından bu talebin de değerlendirilmesi gerekmektedir.
(Karar Tarihi : 01/12/2021)
9. Hukuk Dairesi 2021/11813 E. , 2021/16019 K.

"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
...

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 2012 yılı Nisan ayından 13/02/2019 tarihine kadar davalı işyerinde kesintisiz şekilde şantiye şefi olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı nedenle Karaman 2.Noterliğinin 13/02/2019 tarihli ihtarı ile feshettiğini, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ödenmediğini, çalışması boyunca yıllık izin sürelerini eksik kullandığı gibi iş sözleşmesinin feshinden sonra da eksik kullandığı yıllık izin sürelerine ilişkin ücretinin ödenmediğini, davacının çalışması devam ederken 27/12/2018 tarihinde işveren yetkilisi tarafından tüm çalışanlara "arabuluculuğa gideceğiz, geçmiş dönem tazminatlar ödenecek ve imza atmayanlar işten çıkarılacak, imza atanlar çalışmaya devam edecek, çıkan işçilere mahkemede çok para ödüyoruz, çalışmak isteyen imza atacak her yıl için 2.000,00 TL vereceğiz" diyerek davacı ve işyerindeki tüm çalışanları tehdit etmek suretiyle arabulucuda imza atmak hususunda davacıyı kandırdığını, davacının da işini kaybetmemek ve davalı işyerinde çalışmaya devam edeceği umuduyla 27/12/2018 tarihinde arabulucuda imza atmak zorunda kaldığını, davacının imza attığı ana kadar arabulucuyu hiç görmediği gibi kendisinin de arabuluculuk hususunda bir talebinin olmadığını, bu kapsamda davacı tarafından arabulucuda atılan imzanın irade fesadına dayandığı gibi kanunun amir hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek, 27/12/2018 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptali ile kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının tamamen özgür iradesiyle işten ayrılmak istediğini ve yine kendi iradesiyle arabulucuya başvurduğunu ve anlaşmaya vardığını, varılan karşılıklı anlaşma neticesinde davacıya işçilik alacakları için 16.000,00 TL gibi yüksek bir bedel ödenmesinin aslında irade fesadının olmadığının en açık göstergesi olduğunu, davacının fazla çalışma yapmasını gerektirecek bir iş yoğunluğu olmadığını, yıllık izinlerini eksiksiz kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, 23/09/2019 tarihli ara kararı ile ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin davanın tefriki ile yeni esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve 24/09/2019 tarih ve 2019/774 esas, 2019/603 karar sayılı hüküm ile Mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın Karaman Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine hükmedilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2019/3433 esas, 2019/1844 karar sayılı kararı ile hükmün ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve İlk Derece Mahkemesi tarafından yeniden yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline dair hüküm kurulmuştur.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında, ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının geçerli olup olmadığı ve ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptali talebinin işçilik alacağı taleplerinden tefrik edilip edilemeyeceği noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesiyle, davacı işçiye davalı işveren yanında çalışırken ve gerçekte bir fesih olmadığı halde 27/12/2018 tarihinde işveren baskısıyla ihtiyari arabuluculuk tutanağı imzalatıldığını, söz konusu tutanağın hem fesih olmadığından hem de irade fesadı nedeniyle geçersiz kabul edilmesi gerektiğini, iptali istenen arabuluculuk tutanağının düzenlenmesinden sonra da kesintisiz olarak davalı işyerinde çalışmaya devam eden davacı işçinin 13/02/2019 tarihinde iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, gerçekte ilk defa gerçekleşen 13/02/2019 tarihli fesihten sonra zorunlu arabuluculuğa müracaat ettiklerini, zorunlu arabuluculuktaki görüşmenin 15/04/2019 tarihinde uyuşmazlıkla sonuçlandığını iddia ederek fesih tarihi olan 13/02/2019 tarihi itibariyle davaya konu ettiği işçilik alacaklarını talep etmiş ve ayrıca irade fesadı ile geçersiz olduğunu iddia ettiği 27/12/2018 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağının da iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davacı işçi, dava konusu ettiği işçilik alacaklarını 13/02/2019 tarihine göre talep ettiğinden, söz konusu alacaklara hükmedilebilmesi ancak 27/12/2018 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptali ile mümkündür. Bu hususta verilecek karar, işçilik alacak taleplerini doğrudan etkileyecektir. Anlaşma tutanağının iptali ve alacağın tahsili istemiyle açılan davaların birlikte görülüp sonuçlandırılması gerekirken, gerekçesi de gösterilmeksizin arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin talebin, işçilik alacaklarının talebine ilişkin davadan tefriki ile sonuca gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR :
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İş Mahkemeleri Kanunu MADDE 3 :(1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Bu alacak ve tazminatla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları hakkında birinci cümle hükmü uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
(3) İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(4) Arabuluculuk Daire Başkanlığı, sicile kayıtlı arabuluculardan bu madde uyarınca arabuluculuk yapmak isteyenleri, varsa uzmanlık alanlarını da belirterek, görev yapmak istedikleri adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarına göre listeler ve listeleri ilgili komisyon başkanlıklarına bildirir. Komisyon başkanlıkları, bu listeleri kendi yargı çevrelerindeki arabuluculuk bürolarına, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirecekleri sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne gönderir.
(5) Başvuru karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır.
(6) Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenir. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları hâlinde bu arabulucu görevlendirilir.
(7) Başvuran taraf, kendisine ve elinde bulunması hâlinde karşı tarafa ait her türlü iletişim bilgisini arabuluculuk bürosuna verir. Büro, tarafların resmi kayıtlarda yer alan iletişim bilgilerini araştırmaya da yetkilidir. İlgili kurum ve kuruluşlar, büro tarafından talep edilen bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür.
(8) Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya büro tarafından verilir. Arabulucu bu iletişim bilgilerini esas alır, ihtiyaç duyduğunda kendiliğinden araştırma da yapabilir. Elindeki bilgiler itibarıyla her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve ilk toplantıya davet eder. Bilgilendirme ve davete ilişkin işlemlerini belgeye bağlar.
(9) Arabulucu, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate alamaz. Karşı taraf en geç ilk toplantıda, yerleşim yeri ve işin yapıldığı yere ilişkin belgelerini sunmak suretiyle arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edebilir. Bu durumda arabulucu, dosyayı derhâl ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim eder. Mahkeme, harç alınmaksızın dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda yetkili büroyu kesin olarak karara bağlar ve dosyayı büroya iade eder. Mahkeme kararı büro tarafından 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca taraflara tebliğ edilir. Yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu yeniden görevlendirilir ve onuncu fıkrada belirtilen süreler yeni görevlendirme tarihinden başlar. Yetki itirazının kabulü durumunda ise kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde yetkili büroya başvurulabilir. Bu takdirde yetkisiz büroya başvurma tarihi yetkili büroya başvurma tarihi olarak kabul edilir. Yetkili büro, altıncı fıkra uyarınca arabulucu görevlendirir.
(10) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir.
(11) Arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması yahut yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması veya varılamaması hâllerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve son tutanağı düzenleyerek durumu derhâl arabuluculuk bürosuna bildirir.
(12) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(13) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz. İşe iade talebiyle yapılan görüşmelerde tarafların anlaşmaları durumunda, arabulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe başlatılmaması hâlinde ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı, Tarifenin İkinci Kısmı uyarınca üzerinde anlaşılan miktar olarak kabul edilir.
(14) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(15) Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır.
(16) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.
(17) Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.
(18) Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. İşverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir ve son tutanağı imzalayabilir.
(19) Arabuluculuk görüşmeleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, arabulucuyu görevlendiren büronun bağlı bulunduğu adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunun yetki alanı içinde yürütülür.
(20) 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunda düzenlenen gazeteci ile 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununda düzenlenen gemiadamı, bu madde kapsamında işçi sayılır.
(21) Bu maddede hüküm bulunmayan hâllerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümleri uygulanır.
(22) Arabuluculuğa başvuru usulü, arabulucunun görevlendirilmesi ve arabuluculuk görüşmelerine ilişkin diğer hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Özlem KAYIŞOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 15-09-2025

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02433705 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.