![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 26.02.2025)
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3749 E., 2024/678 K. İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2020/1032 E., 2023/1307 K. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili; 12.11.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca mülkiyeti Ordu İl Özel İdaresine ait Migros Alışveriş merkezinin bulunduğu taşınmazın Ordu Büyükşehir Belediyesine devredildiğini, davalı ile müvekkili arasında mülga İl Özel İdaresi döneminde 19.06.2003 tarihinde yapılan sözleşmeye ek olarak 04.06.2015 tarihinde Ordu Merkez Çarşı Kompleksi İnşaatı ve İşletilmesine ait Yap-Tamamla-İşlet-Devret modeli ile ilgili ihale sözleşmesinin tadiline İlişkin Ek Sözleşme imzalandığını, sözleşmenin (3.) maddesinde kira bedelinin 1.080.000,00 TL + 194.400,00 TL KDV bedeli olmak üzere toplam 1.277.400,00 TL olarak, ikinci yıl kira bedelinin ise 1.149.984, 00 TL+ 206.997,12 TL KDV olmak üzere toplam 1.356,981,12 TL olarak kararlaştırıldığını, davalı tarafça asıl kira bedeli ödendiği halde KDV bedellerinin ödenmediğini, KDV bedeli ve gecikme faizinin ödenmesi amacıyla başlatılan takibe davalının kısmi olarak faiz miktarı 482.545,86 TL yönünden haksız olarak itiraz ettiğini, ancak davalının KDV ve faize ilişkin muafiyeti bulunmadığını ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili; kira bedellerine ilişkin fatura düzenlenmediğini, bu bakımdan doğmamış bir borç olan KDV'nin işlemiş faizinin takibe konu edilmesinin doğru olmadığını, davacının KDV'yi tahsil talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'na (3065 sayılı Kanun) göre, Ordu AVM ... mağazasına ilişkin olarak alacaklı ile yapılan kiralama işleminin, herhangi bir işletme hakkının kiraya verilmesi işlemi olmayıp kiralanan gayrimenkul olması nedeniyle davacı ile yapılan gayrimenkul kiralama işleminde KDV ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, bu konuda Ordu Vergi Mahkemesinin 2014/432 Esas sayılı davası ile verilen ve kesinleşen karar ile davalının vergi tarhiyatı yapma yetkisinin bulunmadığının belirtildiğini, vergilendirme yapma yetkisinin vergi dairesine ait olduğunu, faizin miktarına, başlangıç tarihine, faiz oranına itiraz ettiğini, icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, başlatılan takip haksız olduğundan müvekkili lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya kazandırılan belgeler ve Vergi Dairesi cevaplarından davacı Belediyenin KDV mükellefi olduğunun, genel esaslara tabi KDV beyannamesi verdiğinin, kira sözleşmesinden doğan KDV'nin ödenmesi noktasında sorumlu sıfatına haiz olduğunun ve tahsil ettiği KDV'yi vergi dairesine sunduğu KDV beyannamesine dahil ederek genel esaslar çerçevesinde ödediğinin anlaşıldığı, 3065 sayılı Kanun'a ve Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğine (Tebliğ) göre KDV'nin tahakkuk etmesi için fatura düzenlenmesine ihtiyaç bulunmadığı, hizmetin ve/veya teslimin gerçekleştiği anda KDV'nin tahakkuk edeceği, kira sözleşmesinde tarafların yükümlülüklerinin belirlenmiş olup kira ödemeleri ve KDV ödemeleri kesin vadelere bağlandığından davalı tarafın kendilerine KDV ödenmesine yönelik bir ihbarname gönderilmeden ve fatura düzenlenerek tebliğ edilmeden KDV alacağı ve KDV alacağının faizine yönelik icra takibi yapılamayacağına dair savunmaya itibar edilmediği gerekçesiyle; hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, itiraz edilen kısmın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. IV. İSTİNAF Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmede açıkça kira bedelinin 1.080.000,00 TL +KDV olarak düzenlendiği, davalının tacir olup sözleşme hükümleri ile bağlı olduğu, ticari amaçla çarşı kompleksi olarak yapılan kiralama işleminin KDV'ye tabi olduğu, 3065 sayılı Kanun'a ve Tebliğe göre KDV'nin tahakkuk etmesi için fatura düzenlenmesine ihtiyaç bulunmadığı, hizmetin ve/veya teslimin gerçekleştiği anda KDV'nin tahakkuk ettiği, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinde de tarafların yükümlülükleri belirlenmiş olup kira ödemeleri ve KDV ödemelerinin kesin vadelere bağlandığı, davacının da KDV yükümlüsü olduğu, buna göre 17.11.2022 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmesinde, alacağın likit olması ve sözleşme uyarınca belirlenebilir olması karşısında icra inkarı tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. V. TEMYİZ A. Temyiz Sebepleri Davalı vekili: hukuk fakültelerinin, borçlar hukuku ve vergi hukukunda öğretim üyelerinde aralarında yer aldığı bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, bu haliyle dosyanın eksik araştırıldığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir. B. Gerekçe ve Değerlendirme Uyuşmazlık, kira sözleşmesinden kaynaklanan KDV alacağı ile gecikme zammının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine faiz yönünden yapılan kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir. Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, taraflar arasında imzalanan ve uyuşmazlık konusu olmayan 01.01.2015 tarihli protokolde kira bedelinin KDV hariç net olarak kararlaştırılıp ana sözleşme ve tadil sözleşmesinde her türlü verginin kiracıya ait olduğu belirtildiğine göre yapılan hesaplamanın protokole uygun olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeple; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA, Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 343 :Kira sözleşmelerinde kira bedelinin belirlenmesi dışında, kiracı aleyhine değişiklik yapılamaz.
* 04.07.2012 tarih ve 6353 S.K. m.53 ile değiştirilen 31.03.2011 tarih ve 6217 S.K. Geçici 2. maddesi gereğince, “Kiracının Türk Ticaret Kanununda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında, 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354 üncü maddeleri 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanmaz. Bu halde, kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunur. Kira sözleşmelerinde hüküm olmayan hallerde mülga Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. |
|
Şerh Son Güncelleme: 27-08-2025
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |