![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 12.12.2023)
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacının başvurusunun esastan reddine, davalının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir. Belli edilen günde gelen davacı vekili avukat ...'un sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili; taraflar arasında ... Şehir ... işletilmesi amacıyla yapılan ihale sonucunda 08.08.2016 tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesinin imzalandığını, davalının sözleşmeye aykırı olarak 18.04.2018 tarihli yazısında 2018 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan aylarına ilişkin %18 oranında KDV tahakkuku yapıldığını ve bundan sonraki aylarda da kira bedeli ile KDV tahakkuk edileceğinin bildirildiğini, dava konusu taşınmazın ihale şartnamesinde veya kira sözleşmesinde kira bedeli dışında KDV ödemesi yapılacağı yönünde ibare bulunmadığını, sözleşmede kira bedelinin KDV dahil olarak belirlendiğini ileri sürerek; 08.08.2017 ile 07.08.2018 kira dönemi kira bedelinin KDV dahil 184.720,00 TL olduğunun tespitine, 2018 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ayları için tahakkuk ettirilen toplam 232.747,20 TL KDV borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili; davaya konu ... Şehir ... (...) tesisleriyle birlikte kiraya verilmesi ihalesinin 2886 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine göre yapıldığını, ihaleyi kazanan davacı şirket ile ... 16.Noterliğinin 08.08.2016 tarihli ve 2850 yevmiye numaralı 10 yıllık kira sözleşmesi imzalandığını, 2018 yılı Şubat Mart aylarında yapılan Sayıştay denetimlerinde işletme hakkının kiraya verilmesi şeklinde yapılan kiralamalarda KDV alınması gerektiğinin rapor edildiğini, buna istinaden davacı şirkete yazı gönderilerek 2018 yılından itibaren aylık kira bedeline ek olarak %18 oranında KDV tahakkuku yapılarak ödeme yapılmasının istendiğini, davacı şirkete KDV tahakkukunun idari bir işlem olması nedeniyle Vergi Mahkemesinin görev alanında olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Belediyece kiralanan taşınmazın iktisadi işletme niteliğinde olduğu, taşınmaza bağlı işletme hakkının kiralanması söz konusu ise KDV Kanunu'nun 17/4-d maddesinde düzenlenen istisna kapsamına girmediğinden bu tür kiralama işlemlerinin KDV'ye tabi tutulacağı, davalı Belediyenin vergi mükellefi olduğu, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre (Yargıtay 6. HD. 2015/2445E., 2015/5089K.) her ne kadar taraflar arasında imzalanan sözleşme eki Genel Şartname'nin 8 inci maddesinde, "..Sözleşme harç ve masrafları, noter ücretleri ile halen var olan ve sonradan koyulacak her türlü vergi, resim, harç ve ücretler kiracıya aittir." denilerek davacı kiracı tüm vergilerden sorumlu tutulmuşsa da taraflar arasındaki sözleşme ve ihale şartnamesinde KDV'nin ayrıca ödeneceğine ilişkin bir düzenlemenin yer almadığı, sözleşme eki genel şartnamenin 8 inci maddesinin KDV eklenerek sözleşme bedelinin ödeneceği anlamına gelemeyeceği, aksi halin Borçlar Kanunu hükümleri ve mükellefiyet yönü ile de KDV Kanunu'nun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendine ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 70 inci maddesine aykırı olacağı gerekçesiyle; davanın kabulüne, taraflar arasındaki 08.08.2016 tarihli kira sözleşmesinin 08.08.2017 - 07.08.2018 kira dönemi için aylık kira bedelinin KDV dahil 184.720,00 TL olduğunun ve davacının 2018 Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ayları için davalı tarafından tahakkuk ettirilen 232.747,20 TL KDV borcu olmadığının tespitine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri 1. Davacı vekili; davanın konusunu kira bedelinin tespiti ve menfi tespit talebinin oluşturduğu, her iki talep yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir. 2.Davalı vekili; kira sözleşmesine konu işletmenin KDV mevzuatına tabi olduğunu, KDV'nin kira bedeline dahil olmadığını, sözleşmenin eki niteliğindeki genel şartnamenin 8 inci maddesine göre her türlü vergi ve harcın kiracıya ait olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki 08.08.2016 tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesinde kira bedelinin aylık 160.000,00 TL ve her ay peşin olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, yapılacak ödeme içerisinde KDV olup olmadığının belli olmadığı ancak sözleşmenin 16 ncı maddesinde "kiralanan ... yerinin stopaj vergisi kiracıya aittir." şeklinde hükmün yer aldığı, ihale şartnamesinin 8 inci maddesinde de "... Sözleşme harç ve masrafları, noter ücretleri ile halen var olan ve sonradan koyulacak her türlü vergi, resim, harç ve ücretler kiracıya aittir." hükmünün bulunduğu, vergilerin kiracıya ait olacağına ilişkin şartlar dikkate alındığında, davacının kira bedeline ayrıca %18 KDV ilave edilerek kiraya verene ödenmesi gerektiği, kararın davacı yönünden usul ve yasaya aykırılık taşımadığı gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili; uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen kira bedelinin KDV dahil olarak mı belirlendiği, yoksa sözleşmede belirlenen miktar üzerinden ayrıca KDV tahakkuk ettirilmesinin gerekip gerekmediğine ilişkin olduğunu, KDV'nin mükellefinin kiraya veren Belediye olduğunu, taraflar arasındaki kira ilişkisinin 2016 yılında yapılan ihale sonucunda 08.08.2016 tarihli sözleşmede 160.000,00 TL kira bedeli ile başladığını, ikinci kira yılında sözleşme gereği artış yapıldığını, tarafların iradesinin de 21 ay boyunca sözleşmeye uygun şekilde KDV dahil şeklinde uygulandığını, davalı Belediyenin bu süreçte kira bedeli dışında KDV talebinde bulunulmadığını veya tahakkuk ettirilmediğini, sözleşmenin 16 ncı maddesindeki "kiralanan ... yerinin stopaj vergisi kiracıya aittir" ve kira şartnamesinin 8 inci maddesinin son cümlesinde belirtilen " Sözleşme harç ve masrafları, noter ücretleri ile halen var olan ve sonradan koyulacak her türlü vergi, resim harç ve ücretler kiracıya aittir." kısmının tarafları bağlayıcı nitelikte olmakla birlikte, kira bedeline KDV'nin eklenerek kiralayana ödeneceği anlamına gelmediğini, yerleşik Yargıtay Kararlarında da sözleşmede KDV'nin ayrıca ödeneceğine dair bir ibare bulunmadığı durumlarda KDV'nin kira bedeli içinde olduğunun içtihatlarla kesin olarak hüküm altına alındığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kira bedelinin net mi brüt mü olduğuna ilişkin çekişmenin giderilmesi ve menfi tespit istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 299 ve 302 nci maddeleri, 2. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun (193 sayılı Kanun) 70 inci maddesi, 3. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun (3065 sayılı Kanun) 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (f) bendi ile 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi, 4. Dairemizin 16.01.2017 tarihli ve 2017/731 E., 2017/4 K. sayılı ilamı, 5.Yargıtay (kapatılan) 6.Hukuk Dairesinin 17.02.2016 tarihli ve 2015/4278 E., 2016/1009 K., 24.03.2015 tarihli ve 2015/1037 E., 2015/2925 K. sayılı ilamları 3. Değerlendirme 1. Taraflar arasında düzenlenen 08.08.2016 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde aylık kira bedeli 160.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Sözleşmede kira bedelinin KDV ile birlikte ya da haricen ödeneceği konusunda açık bir düzenleme olmamakla birlikte, 16 ncı maddesinde kiralananın stopaj vergisinin kiracıya ait olduğu, genel şartnamenin 8 inci maddesinde; sözleşme harç ve masrafları, noter ücretleri ile halen var olan ve sonradan koyulacak her türlü vergi, resim, harç ve ücretlerin kiracıya ait olacağı kararlaştırılmıştır. Kira sözleşmesi hükümleri taraflar açısından bağlayıcı olmakla birlikte bahsi geçen sözleşme hükümleri kiracının ayrıca KDV ödeyeceği şeklinde yorumlanamaz. 193 sayılı Kanun'un 70 inci maddesi ile 3065 sayılı Kanun'un 1/3-1-f ve 8/1-h maddelerine göre kira geliri elde eden kiraya verenlerin Katma Değer Vergisi alması ve elde ettikleri kira gelirinin bir bölümünü Katma Değer Vergisi mükellefi olarak vergi dairesine ödemesi vergi yasalarınca düzenlenmiş bir konudur. Kira sözleşmesinde, belirlenen kira bedelinin net kira olduğu, kira bedeline ayrıca KDV ekleneceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde, sözleşmeden kaynaklanan vergilerden kiracının sorumlu olduğunun belirtilmesi, sözleşme ile kararlaştırılan kira bedeli dışında kiracının ayrıca KDV ödeyeceği anlamına gelmeyecektir. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; taraflar arasında kararlaştırılan kira bedeline, Katma Değer Vergisinin dahil olduğunun kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeple; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, 17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 343 :Kira sözleşmelerinde kira bedelinin belirlenmesi dışında, kiracı aleyhine değişiklik yapılamaz.
* 04.07.2012 tarih ve 6353 S.K. m.53 ile değiştirilen 31.03.2011 tarih ve 6217 S.K. Geçici 2. maddesi gereğince, “Kiracının Türk Ticaret Kanununda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında, 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354 üncü maddeleri 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanmaz. Bu halde, kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunur. Kira sözleşmelerinde hüküm olmayan hallerde mülga Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. |
|
Şerh Son Güncelleme: 27-08-2025
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |