Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Danıştay 13.Dairesi 2015/960 Esas 2015/2876 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 16. maddesi uyarınca ilgililere verilen idari para cezalarının takip ve tahsilinde 5326 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı ve anılan Kanun'un yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca genel bütçeye gelir kaydedilen idari para cezalarının kesinleşmeden takip ve tahsil edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasına karşı açılan davanın, Ankara 9. İdare Mahkemesi'nin 22.12.2014 tarih ve E:2014/809, K:2014/1511 sayılı kararı ile reddedildiği ve anılan kararın temyiz incelemesi aşamasında olduğu anlaşılmakta birlikte, ödeme emrinin düzenlendiği 14.02.2014 tarihinde, idari para cezası kesinleşerek takip edilebilir hale gelmemiş olduğundan, kesinleşmemiş idari para cezası için düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk ve davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
(Karar Tarihi : 03.09.2015)
TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava; davacı şirket adına düzenlenen 308.194.-TL tutarlı, 14.02.2014 tarih ve 20140214665070000001 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi'nce; dava konusu ödeme emrinin dayanağını oluşturan idari para cezasının iptali istemiyle açılan davada, idari para cezasının yürütmesinin durdurulmasına ya da iptaline ilişkin bir karar verilmediği; davacı şirketin ödeme emrine karşı açılan bu davadaki itirazlarının idari para cezasının esasına ilişkin itirazlar olduğu; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesi uyarınca, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, ancak, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla dava açabileceği; bu durumda, idari işlemlerin hukuka uygunluk karinesinden yararlanmaları nedeniyle aksi ortaya konuncaya kadar hukuka uygun oldukları da gözetildiğinde, idari yönden kesinleşmiş olan bu kamu alacağının 6183 sayılı Kanun uyarınca tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren, 19 Aralık 2006 tarih ve 26381 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5560 sayılı Kanun ile bazı maddeleri değiştirilen 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 2. maddesinde, "Kabahat" deyiminin, Kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği belirtilmiş; 3. maddesinde, bu Kanunun, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer Kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde; diğer genel hükümlerinin, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı düzenlenmiş; 17. maddesinin 3. fıkrasında, 5018 sayılı Kamu Mali Kontrol Kanunu'na ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri tarafından verilen idari para cezalarının Genel Bütçeye gelir kaydedileceği; 4. fıkrasında ise, Genel Bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezalarına ilişkin kesinleşen kararların, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairelerine gönderileceği kurala bağlanmıştır.

Öte yandan, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 16. maddesinde, "... Cezalar tahsil edilinceye kadar, mahkeme kararı ile ilgililerin varlıklarına tedbir konulabilir... Kurulun ceza vermesinde zamanaşımı süresi, ihlalin ve/veya olayın meydana geliş tarihinden itibaren beş yıldır... Ay içinde tahsil edilen idari para cezaları müteakip ayın yirminci iş günü sonuna kadar irat kaydedilmek üzere Hazineye devrolunur... İdari para cezaları, tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde Kurul tarafından belirlenen hesaplara ödenir. Süresinde ödenmeyen cezalar, 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre takip ve tahsil edilmek üzere Kurum tarafından cezaya muhatap olanların bağlı bulundukları vergi dairelerine bildirilir... İdari para cezalarının miktarları her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298. maddesi uyarınca belirlenen yeniden değerlendirme oranında artırılmak suretiyle uygulanır..." hükmü yer almakta iken, anılan hüküm 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 569. maddesi ile yeniden düzenlenmiş ve madde metninde daha önce yer alan tahsil, zamanaşımı, artırım hükümlerine yer verilmediği gibi, gerek bu yeni düzenlemede, gerekse 5728 sayılı Kanun'da, Kurulca daha önce verilen idari para cezalarının tahsilinde eski hükümlerin geçerli olacağı yönünde bir hüküm de yer almamıştır.

Buna karşılık, 5728 sayılı Kanun'un gerek genel, gerekse madde gerekçesinde, bu değişikliklerin nedeni, "İdari yaptırım kararlarının tebliği, kesinleşmesi, takip ve tahsili ile zamanaşımı konuları Kabahatler Kanununun genel hükümler kısmında ayrıntılı olarak düzenlendiğinden buna ilişkin düzenlemelere madde metninde yer verilmemiştir." denilerek açıklanmıştır.

Bu durumda, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 16. maddesi uyarınca ilgililere verilen idari para cezalarının takip ve tahsilinde 5326 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı ve anılan Kanun'un yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca genel bütçeye gelir kaydedilen idari para cezalarının kesinleşmeden takip ve tahsil edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasına karşı açılan davanın, Ankara 9. İdare Mahkemesi'nin 22.12.2014 tarih ve E:2014/809, K:2014/1511 sayılı kararı ile reddedildiği ve anılan kararın temyiz incelemesi aşamasında olduğu anlaşılmakta birlikte, ödeme emrinin düzenlendiği 14.02.2014 tarihinde, idari para cezası kesinleşerek takip edilebilir hale gelmemiş olduğundan, kesinleşmemiş idari para cezası için düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk ve davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca Aksaray İdare Mahkemesi'nin 14.11.2014 tarih ve E:2014/535, K:2014/1172 sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun MADDE 58 :Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur.
Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır.

İtirazda bulunan borçlu bu kanuna göre teminat gösterdiği takdirde takip muamelesi itirazlı borç miktarı için ve itiraz komisyonunca bu hususta karar verilinceye kadar durdurulur.


İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir.
İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı % 10 zamla tahsil edilir.
İtiraz komisyonlarının bu konudaki kararları kesindir.
Borcun tamamına bu madde gereğince vaki itirazların tamamen veya kısmen reddi halinde, borçlu ret kararının kendisine tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde mal bildiriminde bulunmak mecburiyetindedir.
Borcun bir kısmına karşı bu madde gereğince vaki itirazlar mal bildiriminde bulunma müddetini uzatamaz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Mustafa GÖNÜLAL
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 27-01-2016

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03328705 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.