Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2014/ 6278 Esas 2014/ 14190 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Hakkaniyet bir bakıma adaleti deyimler. Fakat; sevgi, anlayış ve hoşgörü duygularıyla paylaştırıcı ve denkleştirici davranmak, adaletli davranmaktan daha başka ve daha ileride bir anlam taşır.
(Karar Tarihi : 03.11.2014)
Dava: Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki boşanma davası sonrası davalı lehine en geç 3 ay içinde bir defada ödenmek üzere 120.000,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk G____ için yine hükmün kesinleşme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yıllık %20 oranında artışla her ay 2.500,00 TL nafakaya hükmedildiğini; müvekkilinin boşanma davasının hemen akabinde gelişen olaylar nedeniyle ekonomik durumunun ciddi oranda bozulduğunu ve sıkıntı içine girdiğini, nafaka borçları yüzünden cezaevine girdiğini ve bu nedenle fiili olarak çalışamadığını, iş çevresinin tamamen dağıldığını, geliri ve mal varlığının olmadığını, müşterek çocuk G____'in TED Kolejinde okumakta iken davanın neticelenmesinden hemen sonra davalının evlenerek müşterek çocuğu da yanına alarak ____iline taşındığını, müşterek çocuğun şu an devlet okuluna gittiğini belirterek, yoksulluk nafakasının tamamının kaldırılmasını ayrıca yıllık %20 artışla aylık 2.500,00 TL olarak belirlenen iştirak nafakasının da kaldırılmasını veya 300,00 TL'ye indirilmek suretiyle azaltılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş,

Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların özgür iradeleriyle düzenledikleri boşanma protokolü doğrultusunda boşandıkları ve hükmedilen yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasının 13/11/2009 tarihinde kesinleştiğini ve kesin hüküm niteliğini arz ettiğini, söz konusu protokolün tanzimi esnasında davalı müvekkilinin yasal şartlarının varlığına rağmen maddi ve manevi tazminat taleplerini öne sürmediğini ve bu haklarını gündeme taşımadığını, tarafların boşanmalarından sonra davacının belirlenen nafakaları ödenmesinin beklendiğini ancak bu ödemelerin gerçekleşmediğini ve icra takibine başvurulmak zorunda kalındığını davacının nafaka hükmüne uymamaktan dolayı 3'er ay disiplin cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, davacının nafaka yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle müşterek çocuğu devlet okuluna yazdırmak zorunda kaldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ____ Aile Mahkemesinin 27/10/2009 tarihli 2009/1281-1204 E-K. sayılı boşanma kararı ile velayeti davalı annesine verilen tarafların müşterek çocuğu G____için gelecek yıllarda dava tarihi esas alınmak suretiyle her yıl %20 oranında arttırılmasına karar verilmesi suretiyle hükmedilen aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasının ayda 1.500,00 TL azaltılarak aylık 1.000,00 TL'ye indirilmesine ve davacıdan alınarak velayeten çocuğa harcanmak üzere davalıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.

İştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana-babanın mali durumuna göre takdir edilir. Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şekli ve gelirleri de dikkate alınır.

Hakim, nafaka takdirinde; tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasında bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir.

TMK. mad. 176/4 hükmüne göre "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Aynı şekilde 331. madde uyarınca; "durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır."

Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir.

Hakkaniyet bir bakıma adaleti deyimler. Fakat; sevgi, anlayış ve hoşgörü duygularıyla paylaştırıcı ve denkleştirici davranmak, adaletli davranmaktan daha başka ve daha ileride bir anlam taşır.

Somut olayda; taraflar arasında 27/10/2009 yılında gerçekleşen boşanma davasında, anlaşma protokolüne göre müşterek çocuk için aylık 2.500 TL nafakaya hükmedildiği anlaşılmaktadır. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasındaki denge sonradan, şartların olağanüstü değişmesiyle taraflardan biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulmuşsa, taraflar artık o akitle bağlı tutulamazlar, değişen bu koşullar karşısında Medeni Yasanın 2.maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesini mahkemeden isteyebilirler.

Dosyada mevcut bilgi ve belgelerden ve tanık beyanlarından davacının boşanmadan sonra işyerini kapattığı hakkında muhtelif miktarda ve sayıda icra takibinin olduğu anlaşılmakta; davalı hakkında yapılan araştırmada öğretmen olan davalının ek ders ücretleri ile birlikte toplam aylık 2.231,58 TL maaş aldığı, tekrar evlendiği, evi ve arabasının olduğu müşterek çocuğun daha önce okuduğu TED Kolejinden alınarak devlet okuluna devam ettirildiği anlaşılmaktadır.

Bu durum karşısında, tarafların gelir durumları, müşterek çocuğun yaşı ve eğitim durumu ihtiyaçları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alındığında mahkemece yapılan indirim fazla olup, TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

KARAR : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 4 :Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 16-05-2015

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03040695 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.