![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 13.09.2013)
Dava: Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 7.2.2009 gününde verilen dilekçeyle geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda, davanın kabulüne dair verilen 14.3.2012 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı H____ G____ tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Davacı 106 ada 25 parsel sayılı taşınmazı yararına, davalılara ait 106 ada 1, 18, 19, 20, 21, 22, 23 ve tescil harici dere yatağından geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüyle 106 ada 25 parsel sayılı taşınmaz yararına 29.5.2008 tarihli bilirkişi raporu ve krokisinde gösterilen 106 ada 21 parsel sayılı taşınmazın (B), 106 ada 22 parsel sayılı taşınmazın (C), 106 ada 23 parsel sayılı taşınmazın (D), tescil harici dere yatağının ise (A) harfiyle gösterilen kesimlerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Karar, Davalı H____ G____ tarafından temyiz edilmiştir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi sebebiyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine dair davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesiyle husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 Sayılı H.M.K.nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanaklarıyla birlikte gösterilmelidir. Saptanan geçit sebebiyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığıyla objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki. bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Kurulan geçit hakkının 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir. Geçit hakkı kurulmasına dair davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, komşuluk hukukundan kaynaklanan geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca geçit ihtiyacı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak karşılanmalıdır. Bilirkişi raporunda (A) ile işaretli kesim tescil harici dere yatağı olduğundan buradan geçit hakkı kurulması ve bunun Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi hükmü uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerh edilmesi mümkün değildir. Dosya kapsamına 29.5.2008 tarihli bilirkişi raporu ve krokisine göre fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca en uygun geçit güzergahının 106 ada 16 parsel sayılı taşınmazın (E), 15 parsel sayılı taşınmazın (F), 2 parsel sayılı taşınmazın (G) ile işaretli kesimleri olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, davacıya 106 ada 16, 15 ve 2 parsel sayılı taşınmazların maliklerini yukarda açıklanan 6100 Sayılı H.M.K.nın 124. maddesi uyarınca davaya dahil etmesi için süre vermek, davaya dahil edildikleri takdirde belirtilen güzergahtan geçit kurmak olmalıdır. Açıklanan bu yönler nazara alınmadan yazılı olduğu şekilde davanın kabulü doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. KARAR : Temyiz itirazlarının yukarda açıklanan sebeplerle kabulüyle kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, 13.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 747 :Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir.
Bu hak, ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanılır. Zorunlu geçit iki tarafın menfaati gözetilerek belirlenir. Gerekçesi için Bkz. |
|
Şerh Son Güncelleme: 14-07-2014
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |