(Karar Tarihi : 22.05.2003)

"Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü.

KARAR : Davacı şirket davalının 31.3.2001 tarihli fatura ile satın aldığı malların, iş yerinde sevk irsaliyesi ile teslim edildiğini, davalının borcunu ödemediğini, tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınmasını istemiştir.

Davalı, davacıdan mal satın almadığını bildirerek, davanın reddi ile davacının %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

Mahkemece kanıtlanamayan davanın reddine, icra takibinde davacı haksız olduğundan alacak toplamı 768.839.370 TL. üzerinden hesaplama yapılarak %40 oranında 307.535.748 TL. icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Davacı şirket, davalıya fatura karşılığı mal sattığını, satışa konu malzemelerin davalının adresinde sevk irsaliyesi ile H____ B____'e teslim edildiğini, bedelinin ödenmediğini, tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını istemiştir. Davalı, fatura konusu malı almadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur. Takip ve davaya konu 31.3.2001 tarihli fatura davalıya tebliğ edilmiş, davalı 25.4.2001 tarihli ihtarnamesiyle fatura içeriğine itiraz ederek, işyerinde, bir üçüncü kişiye imalat yaptırdığını, işçilik ve malzeme bedellerini de imalatı yapan kişiye ödediğini bildirmiştir. Davalının 25.4.2001 tarihli ihtarı ve dinlenen tanık beyanları ile sevk irsaliyesinde imzası bulunan H____ B____'in davalının taşeronu olduğu ve malzemelerin de davalının inşaatında kullanıldığı dosyadaki belge ve bulgulardan anlaşılmaktadır. Bu haliyle, davalının inşaatında kullanılan malzemeler nedeniyle davacı şirkete karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi yazılı düşüncelerle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

2- Davacı şirket aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için, davacının takibinde haksız olmasının yanında, kötüniyetli olması da gereklidir. Davacı şirketin yaptığı icra takibinde ne suretle kötü niyetli olduğu tespit edilemediğinden, davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmiş olması da, kabul şekli bakımından usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

KARAR : Yukarıda açıklanan 1.bent gereğince temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle de kabul şekli bakımından davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.5.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi."

İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 182 :Beyi bir akittir ki onunla bayi, satılan malı müşterinin iltizam ettiği semen mukabilinde müşteriye teslim ve mülkiyeti ona nakleylemek borcunu tahammül eder.

Hilâfına âdet veya mukavele mevcut değil ise bayi ile müşteri borçları aynı zamanda ifa etmekle mükelleftirler.

Hale göre tâyini mümkün olan semen, tesmiye edilmiş hükmündedir.

Şerh Son Güncelleme: 03-02-2014