![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 12.03.2012)
Taraflar arasında görülen davada Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 24.02.2009 tarih ve 2005/476 - 2009/77 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Duygu Süzer tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından 20.08.1999 keşide tarihli 1.045,00 TL., 31.08.1999 keşide tarihli 1.045,00 TL. ve 10.09.1999 keşide tarihli 8.140,00 TL bedelli 3 adet çekin hamiline yazılarak davalıya teslim edildiğini, daha sonra müvekkilinin 06.09.1999-11.04.2000 tarihleri arasında çek bedellerini ödediğini, ancak davalının 29.11.1999 tarihinde icra takibi başlattığını, müvekkilinin 11.04.2004 tarihli haciz sırasında 12.720.00 TL borcu kabul ederek taksitler halinde ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı alacaklıya borç miktarından fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek, icra tehdidi altında yapılan fazla ödemenin tespiti ile müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı C___ M___, bankaya yapılan ödemelerin aralarındaki ticari ilişki nedeniyle olduğunu, ödenmeyen başka çek alacaklarının da bulunduğunu, ödemelerin icra takibine konu alacakla ilgili olmadığını, zamanaşımı süresinin de geçtiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, İİK.nun 72/7. maddesi gereğince istirdat davasının borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiği, davacının icra takibinde 12.900,00 TL borcu 11.10.2004 tarihli haciz esnasında düzenlenen haciz tutanağında kabul ve ikrar ederek altı taksitte ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, davacının davalının banka hesabına 1.400,00 TL'yi 2000 yılının 3. ve 4. ayları içerisinde ödediği, fazla yapıldığı belirtilen bu ödemelerin kabul edilmiş olması halinde dahi davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, İİK.nun 72. maddesi uyarınca açılan istirdat istemine ilişkin olup, davacı takibe konu çek bedellerini daha önce davalıya ödediğini, davalının bu çekleri tekrar takibe koyarak mükerrer tahsilat yaptığını ileri sürerek, icra takibi üzerine ödediği paraların istirdadı için iş bu davayı açmıştır. Bu durumda İİK.nun 72. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin icra takibinde yapılan son ödeme tarihinden itibaren başladığının kabulü gerekmektedir. Davacının son ödeme tarihi icra takip dosyasına göre 05/01/2005 tarihi olduğu, dava da 09/06/2005 tarihinde açıldığına göre, uyuşmazlığın esasına girilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 72 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez. (Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur. |
|
Şerh Son Güncelleme: 19-09-2012
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |