![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 13.02.2006)
"Dava, ihtiyati haciz kararının yetki yönünden kaldırılması istemine ilişkindir.
İİK'nın 258. maddesi hükmü uyarınca ihtiyati hacze, aynı Kanunun 50. maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Bu maddede HUMKnın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır. Kural olarak ihtiyati haciz kararı için yetkili mahkeme, HUMK'nın yetkiye ilişkin maddelerine göre belirlenmelidir. Mahkeme, yazılı gerekçeler ile yetkiye yönelik davacı itirazının kabulüne karar verilmiştir. Oysa, çek'in ödeme yeri ile, borçlunun ikametgahının bulunduğu yer, mahkemenin yetki alanı dışında ise de, çekin keşide yerinin İstanbul olarak yazılı olduğunun kabulü halinde, bu yer mahkemesinin yetki alanı içerisinde olup, davalı- alacaklının doğru yer mahkemesinden ihtiyati haciz kararı istediğinin kabulü gerekecektir. Nitekim Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, keşide yeri de kambiyo hukuku ilişkisinin kurulduğu yer olarak yetkili mahkemelerden biridir. Somut olayda keşide yeri "İST." olarak gösterilmiştir. Keşide yeri, TTK' nın 688/6. maddesi ve bendi uyarınca bonoda bulunması gereken unsurlardandır. Aynı yasanın 689/son maddesi uyarınca da keşide edildiği yer gösterilmeyen bir bono, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde keşide edilmiş sayılır. Düzenleme yerinin belli ve mümkün bir yer olması gerektiği gibi, bu yerin idari bir birim olması da zorunludur. Bu husus, resen araştırılmalıdır. İdari birim yanında adres verilmesi şart değildir. (Bkz: Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuk, Ankara, 2. Bası, 1997, sh.. 472) Kaldı ki, 14.02.1992 gün ve 1992/1 Esas, 1992/5 Sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında da, herhangi bir tereddüte yer vermeyecek şekilde anlaşılabilir olması koşulu ile keşide yerinin kısaltılmasının da geçerli olduğuna karar vermiştir. Bu itibarla, somut olayda, keşide yeri olarak, İstanbul'un kastedildiğinin kabulü gerekir. Öte yandan muhatap bankaya ibraz edilen ancak karşılıksız kalan çek'e dayalı borcun, bu şekilde aranması tüketildikten sonra, götürülecek borç niteliğine dönüştüğü gözetilerek, HUMK'nın 10. maddesi uyarınca ifa yeri olarak BK'nın 73. madde hükmü nedeniyle, alacaklının ikametgah yeri mahkemesi de yetkili yerlerden biridir. Dairemizin 19.09.2005 tarih ve 8454-8277 sayılı ilamı da bu yöndedir. Bu itibarla, mahkemece, gerek keşide yeri, gerekse alacaklının ikametgah yeri itibariyle, doğru yer mahkemesinden ihtiyati haciz kararı istendiğinin kabulü ile davacı-borçlunun yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, aksine hüküm tesisi doğru görülmemiştir." |
İlgili Mevzuat Hükmü : (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 10 :Dava, mukavelenin icra olunacağı veyahut müddeaaleyh veya vekili dava zamanında orada bulunmak şartiyle akdin vuku bulduğu mahal mahkemesinde de bakılabilir.
|
|
Şerh Son Güncelleme: 03-12-2011
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |