Kadınlara Hukuki Destek
Merkezi (KAHDEM), Türk Hukuk Sitesi Kadın Hakları
Çalışma Grubu tarafından kurulan ve yönetilen
sanal bir destek merkezidir.
KAHDEM kadın hakları ihlalleri ile karşılaşan
kadınlarımızın internet ortamında kimliklerini
gizleyerek sorunlarını paylaşmalarına ve Çalışma
Grubu üyelerinin destek mesajlarına ulaşmalarına
yardımcı olur.
» THS Kadın Hakları Çalışma Grubuna Kadın Haklarının geliştirilmesi faaliyetlerine katkıda bulunmayı amaçlayan ve grubun hedeflerini ve ilkelerini paylaşan herkes katılabilir.
» Gruba Katılım için öncelikle Türk Hukuk Sitesi üyesi olunması gerekir. (THS Üyesi değilseniz üye olmak için tıklayınız)
» Gruba soru sorma amaçlı üyelik başvuruları kabul edilmez. Soru sormak isteyen ziyaretçilerin, bu linkte açıklamaları takip etmeleri beklenir. Gruba katılım grup içinde yapılacak çalışmalara ve organizasyonla aktif olarak katılmayı gerektirir.
» Gruba katılmak isteyen site üyeleri, bu sayfayı ziyaret ederek katılım başvurusunda bulunabilirler.
Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) forum alanı, THS
Kadın Hakları Çalışma Grubu Üyelerimizin
zor durumda olan kadınlarımıza, kadın haklarına
ilişkin problemlerinde önerilerde bulundukları
bir iletişim platformudur.
Bu alana soru göndermek için site üyesi olmak
gerekmemektedir. Alan
kural ve ilkelerine uygun nitelikteki
sorular KAHDEM editörleri tarafından onaylandıktan
sonra alanda yayınlanır.
Aşağıda daha önce sorulmuş soruları ve yanıtlarını bulabilir, eğer sorunuz daha önce alanda yanıtlanmamışsa, sorunuzu alana gönderebilirsiniz..
2005 yılında açmış olduğum boşanma davası 2006 yılında bitti.dava sonucuna göre bana maddi ve manevi tazminat verilmesine karar verildi.2 yaşındaki çocuğumun velayeti bana verildi babası daha önce 15 günde birgün 8 saat çocuğunu göremeye geliyordu bunların bir kısmında geldi bir kısmında gelmedi benim bulunduğum şehir dışında ikamet etmektedir.bu kadar duruşmasında ayda 3 gün 2 gece olmak üzere babaya kişisel ilişki kurması için karar verildi.mahkemenin 2 yaşındaki bir çocuğu bu şekilde babaya vermesi uygunmu boşandığım eşim ile çocuğum doğduktan 2 ay sonra ayrıldık ve yaklaşık 1 sene hiç çocuğu görmemişti talebide olmamıştı bu kadar olumsuzluk karşısında mahkemenin verdiği kararı değiştiremiyorum benim yaptığım tek hata davayı bir yanlış anlama sonucu temyize göndermemem.temyize karşı taraf sadece bana ödenmesi karar verilen tazminatla ilgili kararı göndermiştir.bu nedenle boşanmış olmama rağmen hala nüfus cüzdanımı değiştiremedim.hukuksal olarak kişisel ilişki ile ilgili karar kesinleşmesine rağmen sadece tazminattan dolayı temyize giden bir karar için ben halen evli durumdayım.bana söylenen şey yargıtay bazı durumlarda boşanma ile ilgili kararıda bozabileceği için benim yargıtay sonucuna kadar nüfus cüzdanımı değiştiremeyeceğim madem öyle neden kişisel ilişki ile ilgili kararda bu temyiz sonunda uygulamaya konulmuyor.benim tek isteğim çocuğumun daha anlayacağı bir yaşa gelince bu şekilde babasında gece kalması çünkü hem fiziksel hem ruhsal olarak çocuğumda problemler çıkacak diye endişe ediyorum.benim sormak istediğim kısacası kişisel ilişki ile ilgili olarak karar değişikliği yaptırabilirmiyim.çocuğun yaşı nedeniyle ilgili olarak.teşekkürler.
mrb çok güzel bir site kurmussunuz teşekkür ederim öncelikle
Eşim iznim olmadan kredi kartlarımı kullandı . Bu kart borçlarını ödemek üzere adıma onun kefil olduğu bir kredi çektik. Uyarmama rağmen ve kartları kullanamaz şekilde kestiğimi düşünmeme rağmen kartları yine kullanmış olduğunu öğrendim. Yazın yanında değildim ve o dönemden itibaren hiçbir şekilde ödeme yapmadı. Ben de ödeyemedim.Bir kızımız var ve üstelik sadece parasal olarak problemimiz yok bana sadık olmadığını da biliyorum bi bankanın kredi borcunu maaşıma haciz gelmeden direk ödemeye başladım ancak diğer icra işlemleri de başlamak üzere bu durumda boşandığımda ne derece haklarım olabilir ? Cevaplarsanız çok memnun olurum .Teşekkür ederim..
Ben 20 yıl önce evlendim.Evlenmeden önce kendime ait bir evim vardı.Bu evlilik sırasında satılıp yerine başka bir ev alındı.Ayrıca yine benim adıma kayıtlı ve evlilik sırasında edindiğimiz 4 ev ve bir arsa bulunmaktadır.Yani malların tamamı benim üzerime tapulu.Mallar 2002 den önce alındı.
Ben evlilik süresince çalışmadım.Ev işlerini yapıp çocukları büyüttüm.
Şimdi boşanmaya karar verdik.Eşim benden malların yarısını veya yarıdeğerini vermemi istiyor.
Ne dersiniz? Haklı mı? Mallarla ilgili dava açarsa sonucu ne olur?
Bir arkadaşımın önerisi ile destek çalışmanızdan haberdar oldum.Emek verenlere teşekkür ederim.
Benim sorum şiddetin ispatlanması ile ilgili.Çoğu kez şiddet gören kadın ,bu sırada bir rapor almıyor.Böylece fiziksel şiddetin belirtileri kayboluyor.Ayrıca ruhsal şidet dışardan bakınca görülecek bir şey değil.Bu durumda olan kadınlar gerektiğinde şiddeti nasıl ispatlayacaklar?
mraba 10 aylık evliyim ve şu an boşanmak istiyorum ilk bir aydan sonra herşey kötüye gitti dayak küfür vs şeyler oldu ben ailemin yanına geldim sonra bi şans daha verip evime döndüm fakat çalışmıyodu sonra beraber benim ailemin yanıda kaldık sonra evimize borcu yüzünden icra geldi eşyalarımz gitti 3 aydır ben ailemin yanındayım o kendi ailesinin yanında bana bakmadı ve boşanalım dediğimde ise hep tehditler etti kabul etmedi şimdi artık kabul etti ne yaparsan kabulediyorum diyor nasıl boşanma dilekcesi yapmam lazım bi avukat tutmam lazımmı bu konuda bilgilendirmenizi istiyorum teşekkürler
MERHABA!!! ben lise son öğrencisiyim sosyoloji dersinden dönem ödevi aldım ama konuyu hiç bir yerde bulamıyorum siz bana yardımcı olurmusunuz???? eğer yardımcı olmak isterseniz konu:boşanmanın kadın üzerindeki etkilri (lütfen bana yardımcı olun)
Merhabalar,
Ben 27 yıldır evliyim,kocamdan sürekli olmasada çoğunlukla şiddet görüyorum.Boşanmayı düşünüyorum,artık katlanılmaz hale geldi.2004 yılında Adli tıptan Hayata Kast Raporu almıştım.Ancak sonra bir şekilde kocamla aramız düzeldi çocuklarım için bir kez daha sabrettim ve boşanmaktan vazgeçtim.Şimdi yine sorunlarımız var.Ben yine şiddete maruz kalmayı istemiyorum.Son 3 yıldır şiddet uygulamadı,yani fiziki bir şiddet olmasada psikolojik olarak sürekli beni yıpratıyordu.Dışarıdan mutlu bir aile gibi görünsek de herşeyi sadece ben ve çocuklarım biliyoruz.Ben şiddet sebebiyle boşanma davasını 2004 yılında aldığım raporu göstererek açabilir miyim?Geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açsam inkar edecektir,çünkü bu kadar uzun bir süre evli kaldığımız için.Ama ben şimdi kesin ve inkar edemeyeceği bir sebeple dava açıp artık bu işkenceyi bitirmek istiyorum.
Bilgi verirseniz sevinirim.
İnternette benim adıma ilan verip erkeklerle yazışan ve sonunda benim işyeri telefonumu veren kişinin kim olduğu kanıtlanamadığından sürekli onlarla yazışan benmişim sanıp bana telefon açıp rahatsız eden insanları yönlendiren şahsı nasıl dava edip nasıl kanıt bulabilirim veya kime nereye suç duuyrusnda bulunabilirim.(Savcılığa verdiğim dilekçe kanıt bulunamadığı için ve suç duyurusunda bulunduğum kişi suçunu kabul etmediği için geçersiz oldu.)
Ben Türk vatandaşı ile evli Rusya asıllı bir bayanım. Türkiye'de yaşıyorum. 26-30 Mart tarihleri arasında ATV de yayınlanan bir program beni ve benim gibi Türk vatandaşları ile evli binlerce Rusya vatandaşını çok üzdü. Bu olay bütün Rus Kadınlarını aşağılamıştır. Biz Türkiye'de yaşan bir topluluk olarak buna karşı sesimizi duyurmak istiyoruz. Aşağıda bu kanal ve program ile ilgili şikayetimizi dile getirecek bir mektup görülmektedir. Bu mektup ile birlikte kanala ve programın yapımcısına dava mı açmamız gerekir, RTUK veya Kadın Hakları Dernekleri üzerinden mi hareket etmemiz daha doğru olur? Bu konuda yardımlarınızı rica ediyorum. Bir kadın olarak yine ancak diğer Kadınlardan yardım bekliyoruz.
Şikayet Mektubumuz:
Aşağıdaki metin, Türk televizyon kanalı ATV’nin yayınına cevaben yazılmış resmi bir şikayet mektubu niteliğini taşımakta olup, Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yanısıra, Türkiye’de bulunan Rus kökenli vatandaşların sivil organizasyonu ile beraber imzalanmıştır. (Sözü geçen imzaları doküman ekinde bulabilirsiniz.)
26 – 30 Mart tarihleri arasında ATV kanalında, Sayın Asuman DABAK yönetiminde “İtirazım Var” isimli televizyon programı yayınlanmıştır. Televizyon programının işlediği, “Rus geline karşı olan anne” konusu, içeriği ve sunumu itibarı ile, Türk toplumunda yaşayan Rus kökenli vatandaşlara karşı kin ve nefret beslenmesini provoke edici nitelikte olduğunu, Türkiyede yaşayan Rus kökenli vatandaşlar üzerinde negatif kamuoyu oluşturduğunu ve Rus kökenli kadınların gurur, onur ve şerefini rencide ettiğini düşünmekteyiz.
Öncelikle belirtmek isteriz ki, “Rus kökenli birey” kavramı ile Eski Sovyetler birliği vatandaşı (Şu an bağımsız devletler olan Rusya, Moldova, Belarus, Ukrayna v.b olan ve Rusça konuşmanın yanı sıra, doğal hakları olan “ulusal kimliğin tanınması” hakkını taşıyan bireyler kastedilmektedir. Söz konusu televizyon programında bu haklar bütünüyle ihlal edilmiştir.
Sözü geçen televizyon programı, çıkış noktası itibarı ile, Moldavya kökenli müstakbel bir gelin ile onu ailesine kabul etmeyi reddeden anne arasındaki münferit çatışmayı tartışmaya açan bir çerçevededir.
Bu noktada belirtmek gerekir ki, program boyunca, kasıtlı yahut kasıtsız olarak, Moldavya asıllı şahıs “Rus” olarak anılmıştır. Bu durum hem Ruslara hem Moldavyalılara karşı eşit derecede hakaret içermekte olup, anayasal hakları olan “ulusal kimliğin tanınması” hakkını ihlal etmektedir.
Programın çıkış noktasının aksine, program esnasında geçen tartışmalar, “münferit vak’a” nın çok dışına taşmıştır.
Örnek vermek gerekirse, program esnasında bir çok defalar, program katılımcısı olan Rus kökenli vatandaşlar, Rusça konuşan diğer uluslara mensup kişiler adına konuşmaya ve hareket etmeye zorlanmış, “Rus kadınlarının” –ki bu terim tüm program boyunca kullanılan ve eski Sovyetler Birliği’ne dahil tüm “Rusça konuşan” uluslara mensup kişileri kapsamaktadır ve bu kullanımı ile son derece kafa karıştırıcıdır- davranışları hakkında hesap sorulmuştur.
27 Mart tarihli program sözü edilen tarzda bir sorgulamaya oldukça iyi bir örnek teşkil etmektedir. Program sunucusu Antalya bölgesinde Türk vatandaşları ile evli Rus kökenli hanımların sayısı ile ilgili bir takım istatistiki bilgiler vermiş ve programın ana konuklarından biri olan Tatiana’ya, bu sayıların yüksek olmasının nedenini sormuştur. Bayan Tatiana bu soruya cevaben, Antalya bölgesinin başka ülkelerden insanlar için de popüler bir merkez olduğunu ve bu yörede uluslararası evliliklerin sıklıkla yaşandığını söylediğinde program sunucusu Sayın Dabak tarafından sözü kesilmiş ve “kendi milleti adına” cevap vermesi istenmiştir.
Bir diğer örnek ise programın Ukrayna’lı konuğuna yöneltilen sorudur. Soruda “Rus” kadınlarının kendi ülkelerinde iyi iş imkanları var ise neden Türkiye’ye gelmeye devam ettikleri sorulmuştur. Program konuklarını genellemeye ve vatandaşlarının yaptığı herşeyden sorumlu göstermeye yönelik bu çabaların düşüncesiz, nezaketsiz ve provokatif olduğunu düşündüğümüzü belirtmek istiyoruz.
Program içerisinde kimi noktalarda gerek program sunucusu, gerek konukların bir kısmı, kaba sayılabilecek ve programın atmosferini gerginleştirebilecek hitaplarda bulunmaktan çekinmemişlerdir. Örnek vermek gerekirse, Bayan Dabak, programa katılmış olan Rus kökenli katılımcılara ilk isimleri ile hitap ederken, diğer katılımcılara Türk kültürünün görgü kuralları çerçevesinde tam isimleri ile ve “hanım” şeklinde hitap edilmiştir.
Televizyon programında aynı zamanda görüntü üzerinde, Rus kökenli kadınlar için aşağılayıcı nitelikte olabilecek çeşitli altyazılara da yer verilmiştir. Örnek vermek gerekirse, altyazılardan biri, katılımcılardan birinin söylediği “Rus kadınları Türk toplumuna çok büyük zararlar vermiştir.” ifadesine yer vermiştir. Bu ifadenin maksadını aştığını ve münferit bir vakanın çok ötesine geçtiğini söylemek lüzumsuzdur. Bu ifadeler Rus kökenli topluma ve özellikle bu toplumun kadın üyelerine hakaret niteliği taşımaktadır.
Rus kökenli toplum olarak dikkatinizi çekmek istediğimiz bir diğer husus ise, program esnasında çeşitli kereler gerçeklerin çarpıtıldığıdır. Örneğin Moldova’lı konuk tarafından öne sürülen “Rusya”da olası en yüksek maaşın 150 dolar olduğu bilgisi tamamı ile gerçeklikten uzak olup, izleyici üzerinde Rus kökenli kadınların Türkiye’ye maddi çıkar sağlamak amacı ile geldiği izlenimini doğurabilmektedir. Dahası, Sayın Dabak, kasten veya hata sonucu program boyunca söz konusu rakamı 15 dolar olarak telaffuz etmiştir. Bu tutar olsa olsa izleyiciyi Rusya’nin ekonomik çöküş içerisinde olduğuna ikna edecektir.
Belirtmek isteriz ki programın asıl konuğunun Rusya’daki ortalama gelirler konusunda belirleyici bir fikir beyan etmesi söz konusu değildir. Zira söz konusu kişi Rusyada yaşamamaktadır ve Rus vatandaşı değil, Moldavya vatandaşıdır. Rusya Federasyonu istatistik kurumunun verdiği 2006 bilgilerine göre Rusyadaki ortalama gelirin (en yüksek değil) 280 dolar olması, programda verilen bilgilerin hatalı, geçersiz ve hakkaniyetsiz olduğunun göstergesidir.
Televizyonun kamuoyu oluşumundaki etkisini göz önüne alacak olursak, programda “Rus”, “Rus kadını”, “Rus gelin” ve benzeri kelimelerin kullanılış biçimlerine dikkat çekmenin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Program boyunca tüm Rus kökenli kadınların kötü niyetli fırsatçı kimseler oldukları, diğer kadınların kocalarını çaldıkları, çocuklarını babasız bıraktıkları ve Türkiye’ye tek bir amaç için, -Bayan Dabak’ın ifadesi ile- “kolay yoldan bedenlerini satarak para kazanmak” uğruna geldikleri izlenimi öne sürülmüştür.
Ne varki program yapımcıları, ikinci evleri Türkiye olan binlerce Rus kökenli kadını, anneyi, eşi görmezden gelmiştir. Çocuk yetiştiren, yuva kuran, çalışan, okuyan içinde bulundukları ülke ve toplumun düzgün birer üyesi olan binlerce kadın ve eşleri için bu program doğrudan hakaret niteliğindedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin birleşmiş milletler üyesi olduğu göz önüne alınacak olursa, söz konusu program Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Bildirgesinin 10 Aralık 1948’de 217 A (III) kararnamesi ile kabul ettiği 2, 6, 7, 8,13, 15,16 ve 28. maddelerini doğrudan ve dolaylı yollar ile birçok defa ihlal etmiştir. (Tam metin doküman ekinde bulunabilir)
Türkiye’de yaşayan Rus kökenli toplum, ATV kanalında yayınlanan programın toplumsal sorumluluk noksanlığından duyduğu kaygıyı dile getirmek istemekte ve bu tarz aşağılayıcı yayınların engellenmesine yönelik kararlarda bu şikayet mektubunun dikkate alınacağına güvenmektedir.
30 Yillik Evlİyİm 4 ÇocuĞum Vr Şu An Hepsİ Bekar EŞİm Bana KÜltÜr EĞİtİm FarkliliĞi Ve Şİdetlİ GeÇİmsİzlİk Nedenİ İle BoiŞanma Davasi AÇmiŞ.
Kendİsİnİn Ev İle İlgİsİnİn OlmadiĞi İstedİĞİ Zaman Eve Gelİp GİttİĞİ Hatta Aylarca GelmedİĞİ Çocuklarina KarŞi İlgİsİz OlduĞu KomŞulari İle GÖrÜŞmeyen Bİr KİŞİ
Şu An Zaten 3 Aydir Eve Gelmİyordu Şİmdİ İse Dava AÇmiŞ.
Ben Çocuklarimi DÜŞÜnerek Yillarca Bu Duruma Katlandim Bana KarŞi GÜÇ KullandiĞi Halde Şİkayet Etmedİm
Yİnede BoŞanmak İstemİyorum.
Bu Durmda Ne Yapmaliyim Bana Bİr Yol GÖsterİrsenİz Memnun Olurum.
Bİr Yil Önce Bİrİsİ Tarafindan Evlİlİk Vaadİyle Kandirilip Evİmİ DaĞittim, Arabami Sattim Ve Onu8nla Bİrlİkte YaŞamaya BaŞladim.Şİmdİ Bİr BaŞkasini Buldu Ve Benİ Birakti. Bu Durumda Herhangİ Bİr Hukukİ İŞlem BaŞlatmam MÜmkÜnmÜ, Zararimi Gerİ Ödemesİ MÜmkÜnmÜ
ben 10 yıldır evliyim.eşim oturgudumevi ve bir çok gayri menkulu borçları için sattı...iki çocuk annesiyim..oturdugum ev satılırken alcıya satın almamasını burasının evim oldugunu kimseye satmayacagımı söledim....ama dinleyen kim .. şimdi maddi durumun tamamen bozuk.. benim çocuklarımın eşimin oturgu yer neden şerh konulmaksızın aile konutu kabul edilmiyor.... buranın aile konutu oldugunu mahkeme kabul etmez mi???benim evimi ucuza almak için ugraşayan insanları koruyan bu kanun beni ve çocuklarımı neden koruyorrr....... önemli olan toplumun temelini oluşturan ailem degilse neee.... şimdi bana çık diyecekler ne yapmalıyım... SAYGILAR....
Anayasada Kadin Ve Erkek Esitliginden Soz Ediliyor Ama Ben Bir Magdur Olarak Esit Olarak Goremedim.esim Iran Uyruklu Olup Hukuk Mezunudur .vatandasliga Muracat Ettigi Halde Alinmadi .bir T.c. Vatandasi Bir Bey Yabanci Uyruklu Bir Bayanla Evlendigi Zaman Otomotik T.c. Vatandasligini Elde Ediyor.simdi Sizlere Soruyorum Esitlik Bunun Neresinde Acaba?
Kadın Hakları ile ilgili mevzuatta yer alan düzenlemeler hakkında bilgi verirseniz sevinirim. Mevzuatta hangi yasada kadınlarla ilgili hükümleri bulabilirim?
Yardımcı olup, yol göstrirseniz memnun olurum.
tesekkurlER...
van ın edremıt ılcesınde ıkamet etmekteyız daha oncelerı bırcogumuz turkce bıle konusamıyorduk 3yıldır mahalle evı acılmıs her yonden hepımız cok bılgılendık.ve bunun sayesınde okuma yazma ogrendık.bu yıl avrupa bırlıgının maddı destegıyle okulumuz acık bırkac ay sonra kapanacak.mahalle evımızın kapanmaması ıcın ve bız kadınların kendılerını tanımaları ıcın lutfen yardımlarınızı beklıyoruz.umarım bakanımız syn nımet çubukçu okurda bıze yardımcı olurlar.tskr.
Herkese iyi günler diliyorum.
Eski resmi nikahlı eşimden 17 yaşında bir kızım var. Şu an dini nikahlı eşimle beraberim ve ortak bir de 4 yaşında kızımız var. Resmi nikah işlemlerini başlatamama mızın nedeni, eşimin eski eşiyle hanüz boşanamamış olmasıdır. 6 yıldır bu şekilde yaşıyorduk. son 1 yıldır eski eşimden olan 17 yaşındaki kızım evde sorun olmaya başladı. eşim kızımı artık istemediğini söyledi. 3 aydır bu tartışmaların yoğunlaşması nedeniyle ayrılma kararı aldık. eşim çok varlıklı bir insan. "Ya kızım bende kalır. Ya da alırsın beş kuruş para vermem diyor". Ortak çocuğumuzu alırsam beni evden çıkarıp başımın çaresine bakmamı istiyor. bu durumda ben ne yapa bilirim. Lütfen bana yardımcı olun!
Not: Ortak çocuğumuzun kimliği mevcut. Ayrıca bana gelen bir bilgide çocuk için nafaka davası açma olanağımın olduğunu söylüyor fakat gelirini düşük gösterirse çok az miktarda nafaka alalbilirmişim. Aydınlatırsanız sevinirim. Büyük kızımın bunalıma girip kaçmasından korkuyorum. Evden kovuyor ve kızım o psikolojiyle dayısına gidiyor. sonra tekrar çağrıyor ve yine kovuyor. Ne yapacağımı şaşırdım!!!
Ayrıca eşim aylık gelirini çok düşük göstermesi halinde, gerçek duruma ilişkin delilleri nasıl sunabilirim. Eğer çocuğum için nafaka davası açarsam...
merhaba eşimle imam nikahlı idik.eşim bağkurdan emekli idi fakat eşim 25 yıl önce vefat etti.nikah olmadan bağkurdan maaş alabilirmiyim acaba?46 yıl imam nikahlı olarak yaşadık bu evlilikten 3 tane çocuğum var.Bu durumda yasal haklarımı ögrenmek isterim.Teşekkürler kolay gelsin.
Ben 38 yaşında bir çcuk annesi bir kadınım. Eşim işi gereği uzun sürelerle Rusyada çalışıyor. Orda bulunduğu zamanlarda Rusya uyruklu bir kadınla olan evlilik dışı ilişkisinden bir çocuk sahibi olmuş.
Bu çocuğun annesinin kendisini ve çocuğu terk etmesi sonucu,eşim bu çocuğunu Türkiyeye getirerek kendi nüfusuna kaydettirmek ve burada bizimle beraber yaşamasını istiyor.
Bense bu duruma karşıyım. Evilik birliğini bozmadan hukuki yollarla bu duruma engel olmam mümkün mü. Şayet olamazsam ve boşanmak zorunda kalırsam bu durum boşanma gerekçesi olabilir mi. Eğer olur ise buna istinaden tazminat ve nafaka davaları açabilir miyim.
Yardımcı olarak aydınlatıcı bilgi verecek sayın hukukçulara şimdiden çok teşekkür ederim.
merhaba eşim 2.5 yıl önce evi terk etti.kendimi ve çocuklarımı geçindirecek durumum yok zira çalışmıyorum sağlık problemlerim var.2 çocuğumda ögrenci 19-20 yaşlarında tedbir nafakası için başvurmak istiyorum.eşim yaklaşık 2.000 maşı var acaba mahkeme ne kadar nafaka bağlar ayrıca kirada oturuyorum ve bu geçen sürede eşim çok cüczi para ödedi bana acaba geriye dönükte isteyebilirmiyim.Teşekkürler sizlere kolay gelsin
merhaba ben 43 yaşında 2 çocuk annesiyim.eşim 2004 yılında benden habersiz evdeki eşyaları alarak evi terk etti.Bu zaman içerisinde çocuklarımın tüm yükü bana aitti bana boşanma davası açmadı çok cüzü bir para ödedi bu zamana kadar.ben o dönem çalışıyordum ama şimdi çalışamıyorum.Çocuklarım şu an 19-20 yaşlarında ögrenciler.Fakat eşim ödediği parayıda kesti.Tapusu kendi üzerine olan bir arsası var.Evi ise birlikte çalışarak yaptık.Oranın kirasını alıyor.bu durumda ne yapabilirim.teşekkürler kolay gelsin
eşim, 2003 yılında kooperatif üyelik devri ile aldığımız evimizi ayrı yaşamaya başladığımız dönemde benden habersiz bir şekilde satmış, ama henüz mahkemece yazılan yazıya kooperatif yönetimi cevap vermediğinden bunu kesin olarak da bilemiyoruz.şimdi boşanma davamız sürüyor. ben evin yarı hissesinin üzerime tescilini, satılmışsa da satış iptalini ve yarı hissenin üzerime tescilini istiyorum.sitenizde "aile konutunun satışında eş rızası şart" konulu bir emsal buldum, bunu kullanabilirim diyorum.
1.Bu konuda ne yapabilirim?
2.Hakim bu tescil işi için ayrı bir mahkeme açmamı istiyor.ben bunu istemiyorum, Çünkü aile mahkemesinde açtığım bu dava için 1500 TL yatırmam gerekiyormuş diye duydum doğru mu?
Ben 35 Senedir Almanyada Esimle Yasiyorum, Fakat Kendisi Emekli Olduktan Sonra TÜrkiyeye Akrabalarinin Yanina Yerlesdi,yaklasik Bir Seneye Yakin.
Beraber Aldigimiz Mallari Satip Akrabalarina Veriyor, Kendisi 73 Yasinda Ve Psikolojik Sizofren Hastasi,
Bu Durumda Ne Yapabilirim?
Satmasini Engelleyebilirmiyim?