Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : av.metehanaydın, Tarih : Bugün 17:03
Merhaba Meslektaşlarım,

Müvekkil birkaç yıl önce bir arkadaşına birkaç kez borç vermiş fakat karşı taraf borcunu ödememiştir. 3 yıl evvel borçlara istinaden 2 farklı senet düzenlenerek müvekkile teslim edilmiş senedin biri geçerli fakat birinde iki farklı vade tarihi yazılmış, bu nedenle geçersiz. Geçersiz senedi dayanak belge olarak göstermeden aynı tutarda ilamsız bir takip başlattık, borçlu takibe itiraz etti şuanda itirazın iptali davası açacağız. Çift vade tarihi olan senet geçersiz olsa da delil başlangıcı olarak dosyaya sunmayı düşünüyorum fakat açacağım itirazın iptali davası ticari veya tüketici işlemi nedeniyle olmadığı için zorunlu arabuluculuğa tabi değil diye düşünüyorum daha önce benzer bir dosya açan meslektaş varsa yardım edebilirse çok sevinirim. Birde Uyapta Dava türü olarak Sebepsiz zenginleşmeye dayalı itirazın iptali davası şeklinde açmamız gerekiyor yanılmıyorsam. yanlış düşünüyorsam cevaplarsanız çok sevinirim.
İyi çalışmalar
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :10, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.semakeles, Tarih : Bugün 14:53
İyi günler meslektaşlarım. Daha önce karşılaşmadığım bir konuda görüşlerinizi almak isterim. Müvekkil bundan 4-5sene önce bir rezidanstan iki daire alıyor. Rezidans yönetimi ile bir sözleşme yapıyor. Sözleşmeye göre; rezidans yönetimi müvekkile evde kiracı olsun olmasın aylık sabit bir kira ücreti ödeyecek ve bunun karşılığında istediği kira bedeli üzerinden müvekkilin evini başkasına kiralayacaktır. Bir kaç sene bu durum devam ediyor sonrasında rezidans yönetimi iflas edip başka bir yönetime devrediliyor ve o yönetim müvekkile para ödemeyip (DAİRELER ÜZERİNDE İPOTEK OLDUĞU KİRA GELİRİNİN İCRA DAİRESİNE YATIRILDIĞI İDDİSIYLA) müvekkilin bir evinde de hala birini oturtuyor. Müvekkil maliki olduğu evi boşaltılmış şekilde geri almak istiyor. Biz bu durumla ilgili yeni yönetime aramızda yeni bir sözleşme olmadığını ve herhangi bir ödeme de yapılmadığını bu nedenle de evin tahliyesini isteyen bir ihtar gönderdik ancak cevapsız kaldı. Bu durumda ne yapmamızı önerirsiniz?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :24, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Tuna, Tarih : Bugün 14:21
Merhabalar herkese.

Müvekkil içinde kiracı olan evi 2022 senedinde satın alıyor, ancak kiracıya IBAN bildirmiyor ne noterden ne de adi yazılı şekilde. Ancak whatsapp mesajları var aralarında. Ama kiracı m
müvekkile hiç kira ödemiyor, bu hususta tevdii mahalli tayini talep edebilirdi. Mayıs ayında ihtar çekerek IBAN no bildirip ödemeleri bu hesaba yapmasını, evin satın alındığını bildiriyoruz usulsüz tebliğ ediliyor. Geçmişe dönük kira bedellerini tahsil etmek, aksi halde temerrüt nedeniyle kiracıyı tahliye etmek istiyoruz. Yargıtay kararlarına göre ihtarname tebliğ edilen ve satış arasındaki sürede eski kiracı kirayı eski malike ödediğini kanıtlamalıymış aksi halde itirazın kaldırılması ve tahliye sebebiymiş. Aşağıda kararın ilgili kısmına yer vereceğim. Bu hususta sorum şu;

1-) evi satın aldığına dair bildirim resmi yoldan yapılmak zorunda mı? (ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açmayacağım),

2-) benim IBAN bildirim ihtarım usulsüz tebliğ edildiği için aşağıda yer verilen Yargıtay kararı somut olaya uygulanamaz mı?


Bu iki hususta görüşlerini bildirecek meslektaşlara şimdiden teşekkür ederim. Ayrıca başka izlenebilecek yollar var mıdır?

Yargıtay 6. H.D. 6. HD., E. 2015/8141 K. 2015/10757 T. 7.12.2015;

''TBK.'nun 245.maddesi uyarınca kiralananın satılması halinde tescilden sonraki yarar ve hasar alıcıya geçer. Kiracı satış tarihinden sonraki kira bedellerini yeni malike ödemek zorundadır. Kiralanan davacı tarafından satın alındıktan sonra davalıya gönderilen ve usulüne uygun olarak tebliğ edilen ihtarname ile yeni malik olduğu bildirilmiş olup, davalı ihtar tebliği ile satış tarihi arasındaki kira borcunu eski malike ödediğini kanıtlamadıkça bu süreye ilişkin kira bedellerini ve ihtarın tebliğinden sonraki kira bedellerini yeni malik olarak davacıya ödemekle yükümlüdür.

Ne var ki önceki malike ödediği iddiası ispat edilemediğine göre satış tarihinden sonra işlemiş kiraların yeni malike ödenmesi gerektiğinden bu aylar yönünden de itirazın kaldırılmasına karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.''


Bölge Adliye Mahkemesi Kararı - Konya BAM, 7. HD., E. 2021/1357 K. 2021/1481 T. 2.11.2021;

''TBK.'nun 245. maddesi uyarınca kiralananın satılması halinde tescilden sonraki yarar ve hasar alıcıya geçer. Kiracı satış tarihinden sonraki kira bedellerini yeni malike ödemek zorundadır. Kiralanan davacı tarafından satın alındıktan sonra davalıya gönderilen ve usulüne uygun olarak tebliğ edilen ihtarname ile yeni malik olduğu bildirilmiş olup, davalı ihtar tebliği ile satış tarihi arasındaki kira borcunu eski malike ödediğini kanıtlamadıkça bu süreye ilişkin kira bedellerini ve ihtarın tebliğinden sonraki kira bedellerini yeni malik olarak davacıya ödemekle yükümlüdür.

Davadaki uyuşmazlık icra takibine konu edilen aylara ilişkin kiranın ödenip ödenmediği noktasındadır. Borçlu talep edilen aylara ait kira bedellerinin ödendiğini İİK'nun 269/c maddesi mucibince ispat etmek zorunda olduğundan; ödeme iddiasının tanıkla ispatı mümkün değildir.

Davalı borçlunun önceki malike kira parasının yıllık ödediği iddiası ispat edilemediğine göre kiralanan taşınmazın satış tarihinden sonra işlemiş kiraların yeni malike ödenmesi gerektiğinden, davacının davaya konu ettiği her bir icra takibi yönünden ayrı ayrı HMK'nun 26. maddesine göre taleple bağlı kalınarak itirazın kaldırılmasına karar vermek gerekir.

Somut olayda, Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2020/10225 Esas sayılı takip dosyasında 2020 Temmuz ayına ilişkin kira bedeli talep edilmiş olup, davalı borçlu, 7226 Sayılı Kanun kapsamı dışında kalan 2020 yılı Temmuz ayı kirasını ödenmemiştir. Davalı borçlu tarafından 2020 yılı Temmuz ayı kira bedelinin ödendiğine dair herhangi bir belge sunulmadığından, dava tarihinden sonra 05/10/2020 tarihinde yapılan ödemenin ise icra dairesince dikkate alınması gerektiğinden, alacaklının bu takip dosyası ile ilgili tahliye talebinin kabulü gerekir.''
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :33, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : milatsu, Tarih : Dün 15:43
Meraba arkadaşlar,
Müvekkil sahibi olduğu 1/2 paylı evdeki hissesini para ödeyeceği inancıyla satıyor ve para ödenmiyor haliyle

ihtirazi kayıt yok tapuda, dava açtık henüz gerekçeli karar yazılmadı ama reddine karar verildi.

Senede bağlı işlemlerde davacının iddiasını senetle ispat külfetini yerine getirememiş olduk. İhtirazi kayıt yok ama davalının da ödeme yaptığına ilişkin yazılı kanıtı yok. sözlü olarak ödedim diyor ve tanıkları da ödedim diyor.
Yine davanın konusu ve niteliği gereği tanık dinlenmesini gerektirmediği tanık dinlenmesine muvafakatimizin olmadığını da söyledik ama hakim hem tanıkları dinledi hem de davayı reddetti.
İStinafa gideceğim. Karar, istisna teşkil eden kurallar yardımcı olacak herhangi bir bilgi rica ediyorum. Şimdiden teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :156, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.seenerb, Tarih : Dün 13:05
Merhabalar meslektaşım,
Davalı vekili olduğumuz bir dosyada dava görevsiz ve yetkisiz mahkemede açılmış. Dava dilekçesi müvekkile bugün tebliğ edilmiş ancak ön inceleme duruşması cuma günü (07.06.2024) gerçekleştirilecek.Ancak cevap dilekçesi verme süremiz devam ediyor. Duruşmada görev ve yetki itirazımızı sunmamız gerekiyor mu? Cevap dilekçemizle mi sunmalıyız ?
Daha önce bu durumu yaşayan meslektaşım varsa tecrübelerinden faydalanmak isterim.
Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :179, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Eren Şimşek, Tarih : Dün 12:37
Meslektaşlarım merhaba mesleğe yeni başlayan bir kardeşiniz olarak bir konuda desteğe ihtiyacım var. Vakit Ayırdığınız için teşekkür ederim.
Müvekkil ve mirasçılar, arsa vasfındaki taşınmazların satımı için bir mirasçıya vekalet veriyorlar, mirasçı ise söz konusu 7 adet taşınmazı satıp müvekkile düşen bedeli ödemiyor buna mütakip icra başlattık itiraz ettiler itirazın iptali davası açtık, tapuda ki satış sözleşmesinde ki bedeller muvazaalı düşük gösterilmiş buna ilişkin hakimden nispi muvazaa sebebi ile dava açmak için süre istedik hakim muvazaa nedeni ile tapu iptal ve tescil davası açmak için süre verdi benim sorum işe şu şekilde biz tapu iptal ve tescil istemeyip tapuda gerçek bedelin belirlenmesini istemekteyiz. Buna ilişkin alacaklı tarafı asıl mahkemede(itirazın iptali davasında) tanık olarak dinletip gerçek bedeli söylettirdim. Bunu da açtığım davada delil olarak ekledim burada dava sonucunda tapu bedellerinin gerçek bedeller üzerinden düzeltilmesi talepli dava açabilir miyim yoksa tapu iptali ve tesciline mi karar verilmesini istememiz gerekir. Teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :193, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Kaygusuz1, Tarih : Dün 11:12
İyi çalışmalar herkese. Yüzde yüz kamu sermayeli KİT olan bir anonim şirket için idareye başvurmadan icra takibi başlatmış bulunduk. Takip başlatmadan önceki idareye başvuru şartı bu şirketler için de geçerli midir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :193, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : hukukçu077, Tarih : 04-06-2024 15:22
Merhabalar ev sahibi müvekkilim taşınnmazının satılması için evini emlakçıya veriyor. Emlakçı taşınmaz aracılık ve hizmet bedeli sözleşmesi ahzırlıyor. Alıcı taraf taşınmazı almaktan vagzeçiyor. Ev sahibi müvekkilim, cayma bedelini alıcıdan talep edebilir mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :260, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.yusufcyr, Tarih : 04-06-2024 11:53
İyi günler meslektaşlarım, mesleğe yeni başladım bir sorum olacaktı sizlere, şimdiden teşekkürler...
Müvekkilim bir mobilya firmasında çalışmaktaydı, 3 aylık çalışması mevcut olup 2 aydır maaşı yatırılmıyor. Akabinde müvekkil işi bırakıyor. Daha sonrasında maaş alacağı için muhatabı belirlemek açısından, hizmet cetvelini incelediğim vakit müvekkilin sigorta primi ve girişi farklı bir şirket üzerinden yapılmış. Şirket sahibi olarak gözüken kişi ile fiilen çalışılan yerdeki kişinin soyadları tutuyor. Fiilen çalışılan yerdeki firma ismini Ticaret Sicil Gazetesinde sorguladığım zaman çıkmıyor. Sigorta primlerini yatıran şirkete icra takibi başlattım ancak gelinen noktada şirket üzerine kayıtlı herhangi bir mal varlığı bulunmamakta dolayısıyla bu aşamada nasıl bir yol izlemeliyim? Ceza anlamında bu durumda herhangi bir suç teşkil eder mi ? Ederse nasıl bir suç duyurusunda bulunabilirim? Özellikle müvekkilimin alacağını nasıl tahsil edebilirim? Zira fiilen çalışılan mobilya firması halen faal bir şekilde işlemektedir.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :273, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : yusufyıldırım, Tarih : 31-05-2024 09:15
Meslektaşlarım merhaba, bir değer kaybı dosyasında karşı tarafın sigortası 45 bin tl hasar ödemesi, 150 bin tl de değer kaybı ödemesi yaptı ilk başlangıçta. Karşı tarafın kasko poliçesi de var, kalan kısımlar için kaskoyu deneyeceğim. Ancak şu anda gerçek zarar limiti 200 bin tl zorunlu sigorta için, bizim ilk aldığımız ödeme 195 bin, 5 bin tl daha limit kalmış. Kaskodan itiraz almamak için nasıl bir yol izleyebiliriz, teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :752, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : hukukçu077, Tarih : 30-05-2024 15:10
İhtiyaç sebebiyle tahliye davası açılmış olup daha sonrasında davacı taraf ıslah ederek eşinin işi için ihtiyacının olduğunu kirada oturduğunu beyan etmiştir. Ancak eşi daha önce de aynı şekilde kira vererek ayrı bir meslek ifa etmekteydi. Yeni bir vakaya dayanmadan eski şartlardan birini ihtiyaç sebebi olarak öne sürerek davayı ıslah etmek hukuka uygun mudur davanın reddedilme ihtimali var mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :737, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avmkaya44, Tarih : 30-05-2024 11:20
Meslektaşlarım merhaba, çek alacağına dayalı ihtiyati haciz kararı almış ve devamında keşideci ve ciranta aleyhine icra takibi açmış bulunmaktayım. Ciranta takip kesinleşmeden, keşideci ise takibin kendileri adına kesinleşmesinin ardından KONKORDATO kararı alıp dosyaya sundular. Bu durumda İhtiyati Haciz Kararı alırken yatırmış olduğum teminatın iadesini nasıl alabilirim? Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :826, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : gbahsi, Tarih : 29-05-2024 14:31
Merhabalar meslektaşlarım. Müvekkilin boşanma ve ziynet alacağı talebi ile açmış olduğu davada ziynet yönünden ayırma kararı verildi. Ziynet dosyasında alacağımızı açıklamamız ve harcını yatırmamız için süre vermeden doğrudan davalı lehine maktu vekalet ücreti çıkması sebebiyle istinaf mahkemesi kararı kaldırarak yerel mahkemeye gönderdi. Sorum şu, mahkeme bize süre verdiğinde alacağımızı 10,00 TL gibi düşük bir miktarda gösterip harcını yatırdığımız takdirde davalı lehine vekalet ücreti 10,00 TL mi çıkar yoksa yine maktu vekalet ücreti mi çıkacaktır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :842, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.tmy, Tarih : 28-05-2024 15:37
Merhabalar,
Müvekkil kuyumcudan 225 gram altın almak üzere parasını ödüyor. Sözlü olarak 2023 Aralık ayında altınların teslim edileceği söyleniyor. Kuyumcu yalnızca kartvizitin arkasına müvekkilin adı soyadını ve aldığı altın miktarını yazıyor. Emanet alındı ve parası ödendi ibaresi de yazıda mevcut. Kuyumcu bizzat el yazısı ile yazıp müvekkile kartviziti teslim ediyor. Ancak aylar geçmesine rağmen henüz altınlar teslim edilmemiş.

Şu an usuli aşamaları tamamladık dava açma sürecindeyiz. Tüketici mi asliye hukuk mu ikileminde tüketici mahkemelerinin görevli olacağını düşündüm. Arabuluculuk görüşmesine karşı taraf katılmadı. Şimdi Tüketici mahkemesinde kısmi olarak aynen ifa talebiyle dava açmakta herhangi bir dezavantaj var mıdır? Belirsiz olarak açabilir miyiz?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :900, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : dejure, Tarih : 28-05-2024 14:32
Merhaba meslektaşlarım,

Tahliye taahhütnamesinde, "maliki olduğu" kısma müvekkilin babasının ismi ki tapu sahibi yazılmıştır. Kira sözleşmesi ise müvekkil ile imza edilmiştir. Ben bunun tahliye iradesine bir halel getirmeyeceği kanaatindeyim ama görüşlerinizi de almak isterim.

Yine ayn taahhütnamede ceza-i şart kararlaştırılmış bunu normal örnek 7 ile icra takibine konu ediyoruz değil mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :912, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukat.fks, Tarih : 27-05-2024 15:44
Merhaba meslektaşlarım,
Muris baba hazineye ait 5.000 metrekarelik taşınmazı 30 yıllığına kiralıyor. Vefatı ile taşınmazın zilyetliği 3 çocuğuna kalıyor. Kardeşler kendi hisselerine düşen ecri misil bedellerini ödüyor.

En büyük kardeş ben büyüğünüz olarak imar barışı işlemlerini halledeyim diyor ve taşınmaz içerisinde bulunan iki adet yapının yapı kayıt belgelerini alıyor, elektrik su aboneliklerini alıyor.

Müvekkilin miras hissesine tecavüz ediyor, ağaçlar dikiyor. müvekkilin kaymakamlığa buna dair müracaatları mevcut.

Şimdi de açmış olduğu dava ile diğer mirasçılar hak iddia etmesin diye hisse paylarına düşen bedeli ödediğini iddia ederek taşınmazın tamamı üzerinde muhdesat aidiyetinin tespiti, hak sahipliği ve zilyetliğin tespitini talep ediyor.

Asli müdahale dilekçesi sunarken dava değerini miras hissesi oranında gösterip ona göre mi harç yatırmalıyız, yoksa asıl dava değeri üzerinden mi yatırmalıyız?

Karşı taraf taşınmaz üzerindeki yapılar için imar barışından faydalanmışken bizim şansımız nedir, hisse paylarına düşen bedeli ödediği iddiasını ispatlayamıyor oluşu yeterli olur mu?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :983, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukat.fks, Tarih : 26-05-2024 15:26
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkil hakkında hakaret suçundan 11 ay hapis cezası veriliyor ve 2 yıl denetim süresi belirleniyor. Denetim süresi içerisinde tekrar suç işlediğinden erteli 11 aylık cezanın aynen infazına karar veriliyor.
Ancak hakaret suçundan verilen 11 aylık hapis cezasına ilişkin gerekçeli kararın usulsüz tebliğ edildiği, kararın kesinleşmediği, esas kararın kesinleşmesinden söz edilemeyeceğinden denetim süresinin de başlamayacağı, dolayısıyla denetim süresi içerisinde işlenmiş kasıtlı bir suçtan da söz edilemeyeceğinden kasıtlı suç işlendiği gerekçesiyle aynen infaz kararı da verilemeyeceği anlaşılıyor. İnfazın durdurulmasına ve sonucunda da kanun yararına bozma kararı veriliyor.

Bu arada 320 gün kapalı cezaevinde haksız yere kalıyor. Kanun yararına bozma kararı 7 ay önce tebliğ ediliyor. Bunun için hangi kanun maddesine dayanarak tazminat davası açabiliriz, süre yönünden sorun yaşar mıyız?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1076, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Yunus SOLAK, Tarih : 25-05-2024 23:47
Saygıdeğer meslektaşlarım iyi geceler diliyorum. 35/A kapsamında uzlaşma yetkimiz olmakla birlikte bu şekilde uzlaşabilmek için karşı taraf vekilinin olması gerekiyor. Benim sorum şu yönde; Karşı tarafın avukatı olmadan da asılın onayıyla şikayette bulunmadan ya da dava açılmadan uzlaşmakta hukuka aykırı bir yön bulunmakta mıdır? Uzlaşma tutanağının ilam niteliği taşıması vs gibi meselelerin dışında soruyorum
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1135, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : AvBatuhanSafaGungor, Tarih : 25-05-2024 23:08
Meslektaşlarım icra dosyasına 3. kişi müvekkilim tarafından sehven yatırılan paranın iadesini nasıl talep edebiliriz? Yüksek yargı kararları sebepsiz zenginleşme/istirdat açılabileceğini vurguluyor fakat söz konusu kararların ilgili dosyalarında icra dairesi reddiyat gerçekleştiriyor. Benim dosyamda ise asla reddiyat da yapmıyor karşı tarafa icra dairesi talebe rağmen. Herkese iyi çalışmalar dilerim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1121, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.ElifAktasyaka, Tarih : 24-05-2024 20:12
Meslektaşlarım Merhabalar,

İcra hukuktan alınmış tahliye kararı sonrası kesinleşmeden tehri icra kararı getirilemediğinden kiracı tahliye edilmiştir. Kiracının tahliyesi sonrası taşınmaz 3.kişiye kiralanmıştır. İstinaf kararı ile tahliye kararı kaldırılmıştır. Bu meyanda Yerel Mahkeme tahliye gerçekleştiğinden davanın konusuz kaldığı hususunu dinler mi veyahut bizim mecuru kiracıya teslim borcumuz doğar mı? Şimdiden teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1249, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06745410 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.