hukuk ne zaman tam anlamıyla etkindir?

hukuk kuralları ne zaman etkindir veya şöyle sorsak yanlış olmaz sanırım toplumsal gerçekliklere sırtını dönen bir hukuk kuralı etkili midir?Ya da her hukuk kuralı tpolumun bir aynası mı olmalıdır?

Bence hukuk kuralları adalet çerçevesinde hazırlandığı ölçüde etkili olur. Çünkü; kanımca hukuk kuralını meşru kılacak olan, kurala uyacak kişilerin o kurala uymalarını sağlayacak olan şey adalettir.(Her ne kadar da adalet, tanımlanması güç bir kavram olsa da; en sağlıklı kriter adalettir.) Bir kural adil olduğu ölçüde toplumda etkili olur.

Toplumsal gerçeklikler ölçütüne gelince; bence bu ölçüt çok sağlıklı bir ölçüt değil. En başta toplumsal gerçeklik derken; kime göre toplumsal gerçeklik olacağı sorunu vardır. Bu gerçekliğin adaletle örtüşmemesi ihtimali de muhtemeldir. Örneğin, toplumun genelinde kan davasının yahut namus saikiyle adam öldürmenin yaygın olması halinde bunu toplumsal bir gerçeklik olarak addedip; buna binaen de yasalarımızı adaletle hiç de bağdaşmayan bu gerçeklikler lehine düzenler isek büyük toplumsal facialarla karşılaşabilliriz. Bu bakımdan kanun koyucular, tabii ki yaşadıkları toplumun özelliklerini dikkate alarak yasa yapacaklardır; ancak yaptıkları bu yasalar özünde adalet olduğu müddetçe etkili olacaktır.

Amaçlanan ve ideal olan hukuk olarak kabul edilen "Tabî Hukuk", hukukun halkın ruhundan doğduğunu ve toplumsal gerçeklere göre düzenlenmesini öngörür.
Bu tam olarak gerçekleştirilebilirse, hukukun ve kurallarının gerçek anlamda etkin olabileceğini düşünüyorum.
Burada en büyük görev bence Yasama organınındır. Kanunlar sosyal gerçeklere uygun olarak hazırlanmalıdır. Örneğin bir ülkede linç olayları yaşanıyorsa, bununla ilgili özel ve caydırıcı cezai hükümler vazedilmelidir.

Bununla ilgili güzel de bir söz vardır: "Hukuk, Toplumsal Mücadelenin Kölesidir. Onu Arkadan İzler."

İyi çalışmalar dilerim.

Alıntı: hukuk kuralları ne zaman etkindir

Hukuk kuralları bir toplumda uygulanabilir olduğu sürece etkindir. Eğer uygulanabilme gücünden yoksun olan bir hukuk normu mevcutsa; o normun olması yada olmaması arasında bir fark olmadığı kanısındayım. Örnek olarak, yanlış bilmiyorsam gazete kağıdından paket yapmak, israf etmek bir kanunla yasaklanmış; eski olmasına rağmen halen yürürlükten kalkmamış. Yürürlükte olmasına rağmen uygulama gücü bulduğunu söylemek çok gülünç olur. İşte bu kanun etkin değildir.

Birde uygulama gücü olmasına rağmen, gücün sergilenmesinden kaçınılması dolayısı ile hukuk kuralları etkinliğini yitirebiliyor. Örnegin dolandırıcılık ve sahtecilik, naylon fatura, yolsuzluk, kayıp trilyonlar gibi davalarda kişilerin alması gereken cezanın verilmemesi, bu kişilerin arkasından gelenler için caydırıcı nitelik taşımamakta ve hukuk normu yine etkinliğini yitirmektedir. Bunlar ayrıca, kanunun içeriğini bilmeyen vatandaşların "KANUNLAR NE İÇİN , TÜRKİYEDE KANUN YOK, YAPANIN YANINA KAR KALIYOR" şeklinde söylemlerine neden olmaktadır. Aslında bizim kanunlarımızda diğerleri kadar ağırdır ama uygulamaktan kaçınmak söz konusu olunca kanunun bir rolü kalmayacağı kanısındayım. Örneğin (X) ülkesinde dolandırıcılıktan aranan (a) kişisi, (Y) ülkesinde herkesin önünde boy gösteriyor, basın farkına varıyor ama savcılık oralı bile olmuyor, suç duyurusunda bile bulunulmuyor ve bunu herkes izliyor. Ne oldu (Y) ülkesinin dolandırıcılığı düzenleyen yasası???

Kısacası kanunların etkinliğini , verdiği agır hükümlerden değil, sahip olduğu uygulanma gücünden aldığı kanısındayım. Linç yapana 10 yıl ağır hapis diyelim. İnsanlar bu cezayı şekli ibare olarak görürlerse ( bu böyle gösterilirse) bu 10 yılın bir önemi yok. Ama 1 yıl olduğu ve linç faliyetinde bulunan herhangi bir kişinin istisnasız cezasının eksiksiz olarak çektirildiği bilindiği taktirde bile, o ülkede linç faliyetlerinin azalacağı kanısındayım.

saygılarımla...