anayasa mahkemesine bireysel başvuru

Hükümlü bulunan müvekkilim hakkında Anayasa Mahkemesine müvekkilim lehine haksız tahrik hükümlerinin ve hiçbir indirim sebebinin uygulanmaması nedeniyle bireysel başvuru yapmak istiyorum ama bazı Anayasa Mahkemesi kararlarında "Yargıtay'ın onama kararının tarihini kesinleşme tarihi olarak kabul ettiğini ve 30 günlük sürenin de onama karar tarihinden itibaren başladığını" gördüm. okuduğuma inanmak istemiyorum ama büyük bir yanlışlık var bence sonuçta hükümlünün onama kararından anında haberdar olması mümkün değildir. Bildiklerinizi paylaşırsanız ve başvuruma yardımcı olursanız çok sevinirim. Ayrıca müvekkilime vasi atanmamış atama süresi de uzun olabiliyormuş galiba bana nasıl vekaletname verebilecekler onun da çözümünü bulamadım. Bu konuda da yardımlarınıza ihtiyacım var.

sevgili meslektaşım;

sorunuzda fazlaca ayrıntı olmamakla birlikte benim bu konuda bildiğim şunlar;

a-Ceza davalarında dosyanın yargıtay incelemesinden dönüp onama kararının hakim veya kalem müdürü tarafından havale tarihi 30 günlük başvuru süresinin başlangıcı sayılıyor.

Ancak anayasa mahkemesi de ahim gibi bu kuralı sert şekilde uygulamıyor.Bu kural daha çok aradan çok çok uzun zaman örneğin yıllar geçtikten sonra ben kararı yeni öğrendim şeklindeki savunmalarda kullanılıyor.

b-Yargıtay kararının kaleme dönmesi bir kaç ayı geçmiş olsa bile bence başvuru yapmakta sorun yok. Ancak bu durumda da anayasa mahkemesi yargıtay kararının daha önce öğrenilip öğrenilmediği konusunda uyap üzerinden araştırma yapıyor. Neyi araştırıyor? örneğin infaz savcılığının davetnamesi kişiye tebliğ olunmuş ise sürenin başlangıcını bu tarih olarak alıyor veya kişi hakkında infaz ile birlikte yakalama kararı çıkarılmış ise yakalama tarihini öğrenme tarihi sayıyor veya kişi hapishanede ise kendisine müddetnamenin tebliğ tarihini esas alıyor, veya kişi hakkında bu karar ile ilgili bir başvuru söz konusuysa ( CMK 309 daki gibi) bu tarihi kabul ediyor vs.

Sizin olayınızda kişi hükümlü ise kendisine müddetname tebliğ edilip edilmediğini edilmiş ise bu tarihi esas alacak gibi.müddetname tebliğ tarihi yok ise yukarıdaki açıklamalarım önem kazanıyor.

Başvuru sebeplerinize gelince, gördüğüm kararlardan yola çıkarak şunları söyleyebilirim: sizin başvuru sebeplerinizi '' yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığı üst başlığıyla kabul edilebilirlik incelemesine tabi tutuyor ve genelde ileri sürülen sebeplerin mahkemenin olayı yorumlaması, delilleri değerlendirmesi konusunda takdir yetkisi bulunduğu tespitini yaparak işin esasına geçmeden ''kabul edilemez' buluyor. Takdir hakkının kullanılmasında bariz bir hata veya açıkça keyfilik var ise değerlendirmeye tabi tutuyor. Ancak bu değerlendirme kriterleri bizim derece mahkemeleri önünde ileri sürdüğümüz savunma sebeplerinin çok üstünde bir hukuka aykırılık söz konusu olduğunda devreye giriyor. Bu nedenle daha çok gerekçeli karar hakkınızın ihlal edildiği (sebep sonuç ilişkisinin mahkemece kurulamamış olması, mantıklı ve tutarlı aynı zamanda ilgili ve yeterli bir gerekçenin kararda yer almaması gibi) veya hakkaniyete uygun yargılama yapılmamış olması ( bu kriterde derece mahkemeleri önünde ileri sürülen şeklinden farklı bir anlama sahip) noktasından hareket edebilirsiniz. Yararı olması dileğiyle....

Konu hakkında detaylı bir bilgim yok. Ancak İstanbul Barosu tarafından Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkında detaylı bir bilgilendirme yayını hazırladığını biliyorum. İlgili yayına baronun web sayfasından ulaşabilirsiniz, umarım yardımcı olur.

öncelikle cevaplarınız için teşekkür ederim. cezaevindekilerle görüştüm henüz müddetname gelmemiş müvekkile 19.01.2015'te onama kararını söylemişler. şimdi cezaevindekiler bana yargılamanın yenilenmesi yoluna gitmemi söylediler ama bildiğim kadarıyla olağan kanun yollarını tüketmek yeterli. ancak cezaevinde konuştuğum kişiye daha müvekkile vasi atanmadığını o sebeple vekaletname alamadığımızı söyledim ben başvurusunu yazayım müvekkil başvursun dedim ama kabul etmedi ısrarla yargılamanın yenilenmesi yapılması gerektiğini söylüyor şimdi ben yargılamanın yenilenmesi yaparsam (süreyi kesmediğinden) süreyi kaçırmış olmaz mıyım? ne yapacağımı şaşırdım !!!

Sayın Meslektaşım;

biz tekaütlerin deyimiyle iade i muhakeme aym'ye başvuru süresini kesmemektedir.Her iki yolu aynı anda denemenizde yasal her hangi bir engel bulunmamaktadır. Çünkü her iki yolun koruduğu hukuki yarar müvekkiliniz açısından aynı kapıya çıksa da farklıdır. Anladığım kadarıyla müvekkil ne yaparsan yap beni burdan kurtar diyor. Bu da sizi etkilemiş görünüyor.Yasa hükümlerinin uygulanıp uygulanmaması temyiz incelemesinin konusudur. Yargılamanın yenilenmesi açısından pek yarar sağlayacağını sanmıyorum. Gerçi ben haciz avukatıyım ama az çok anladığım kadarıyla böyle...

Vasi atanıp atanmaması konusunda; önceden düzenlenmiş vekaletnameniz var ise sorun oluşturmayacaktır. Aksi takdirde vasi atanması için geçecek zaman zarfında başvuru süresi kaçırılmış olur ki bu durum başvuru hakkının ortadan kaldırılması anlamına gelir. Bu nedenle şimdiye kadar tutuklu veya hükümlülerle ilgili başvurularda bu açıdan bir kabul edilemezlik kararına ben rastlamadım

Takip ettiğim bir dosyada katılan vekili olarak Haksız tahrik indiriminin hatalı uygulandığına yönelik temyiz talebim reddedildi ve karar onandı, bunun üzerine Adalet Bakanlığına yazılı emir yoluyla bozma talepli dilekçe gönderdim, fakat aynı anda bireysel başvuru yoluna gitmedim, süreden dolayı başvuru hakkım kayboldu, fakat incelediğim A.Y.M. kararlarında haksız tahrik indiriminin hatalı uygulandığına dair başvuruların konu yönünden reddedildiğine dairdi, konuyla ilgili yeni bir gelişme var mı yok mu ben de merak ettim doğrusu.

Sayın Meslektaşım;
Dediğiniz gibi AYM, hukuk kurallarının uygulanması, delillerin değerlendirilmesi ile ilgili konularda özellikle takdir hakkının kullanılmasında yargılamayı yapan mahkemeleri serbest bırakıyor. Bu konularda kural olarak inceleme yapmıyor.AYM kendi işlevinin mahkemelerin yerine geçmek olmadığını, 2. veya 3. derece temyiz makamı olmadığını söylüyor.
Ancak bazı durumlarda sizin veya benim takdir hakkının kullanılması veya delillerin değerlendirilmesi olarak gördüğümüz bir durum AYM için ihlal kararı açısından belirleyici olabiliyor.Öyleki AYM bir bireysel başvuru kararında görünüşte usulüne uygun görünen bir tebligat için başvurucunun böyle bir komşusunun bulunmadığını muhtarlık yazısıyla belirlemiş olması karşısında mahkemenin bu hususu dikkate almayarak, kararında bu konuda değerlendirme yapmayarak ''gerekçeli karar hakkının'' ihlal edildiği tespiti yapmıştır.
Tersi de olabiliyor. Görünüşte açıkça ihlal var dediğimiz bir çok konuda AYM başvuru açısından kabul edilmezlik kararı verebiliyor.
Ancak sizin anlattığınız durumlarda konuyu bir hukuk kuralının uygulanıp uygulanmama sorunu olarak ele alıp ''açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle'' (bir ihlalin bulunmadığının açık olduğu durumlar) kabul edilmezlik kararı veriyor. Boşuna üzülmeyin kısacası.

evet yargılamanın yenilenmesi yaptım ancak aynı anda AYM başvurumu da yaptım ceza davalarında yargıtay kararı ile süre başlıyor tebliğ edilirse onama kararı tebliğden itibaren ama edilmezse müddetname ile başlıyor yada yargıtay daha öncesinde öğrenildiğini tespit ederse ona göre süre başlıyormuş mesela yargılamanın yenilenmesi başvuru yapmış aylar öncesinden o zaman tebliğ edilmedi haberim yoktu diyemezsin diyor yargılamanın yenilenmesi başvuru gününü öğrendiğin tarih sayıyor