Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Soyadı Değişikliği, Yeni Soyadı Seçimi

Yanıt
Old 18-11-2006, 15:04   #1
Av.Nebi

 
Varsayılan Soyadı Değişikliği, Yeni Soyadı Seçimi

İyi çalışmalar arkadaşlar. Daha önce bir kaç kere isim değişikliği ile ilgili dava açmıştım ama soyadı değişikliği ile ilgili bir dava açmadım. Sitedeki soyadı ile ilgili toıpikleri okudum fakat farklı bir olay olduğu düşüncesiyle yeni topik açıyorum.

Öncelikle MK soyadı ile ilgili pek detaylı açıklama yapmadığı için size danışmak istiyorum. MK da sadece soyadının komik vs.. olamaması gerktiği gibi hususlar üzerinde durmuş gereklilik nedenleri üzerinde fazla durulmamış

Diyelim ki bir bayanın evlilik dışı bir çocuğu var nufusa kayıtlı değil. ve çocuğu nufusa kayıt ettirmeden önce soyadı değişikliği yaparak babasının soyadını almak istiyo kadın (dolayısı ile çocukta o soyadı alacak )

Nasıl bir sepep göstererek soy adı değişikliğini gerçekleştirebiliriz ?

Teşekkürler...
Old 18-11-2006, 18:55   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yol Gösterecek Bir Karar

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 1989/1012
K. 1989/2375
T. 2.3.1989
• SOYADININ DEĞİŞTİRİLMESİ
743/m.38
ÖZET : Nüfustaki sicil kaydının değiştirilmesine mahkemece karar verileceğinden, soyadı değişiklik isteminin haklı olup olmadığının araştırılarak değerlendirilmesi gerekir.

Haklı nedenin varlığı durumunda soyadının değiştirilmesi olasıdır.

DAVA VE KARAR : Dava dilekçesinde "Kunter" olan soyadının "Üsmen" olarak tashihi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:

Soyadının değiştirilmesine ilişkin bu davanın dayanağı, 21.6.1934 gün ve 2525 sayılı Kanunun 10. maddesinin de yollamada bulunduğu Medeni Kanunun 26. maddesidir.

Bu maddeye göre haklı sebebin varlığı halinde ismin ( soyadının ) değiştirilmesi mümkündür. 1587 sayılı Nüfus Kanunu’nun 46. maddesinin 2. fıkrasında da yazılı olduğu üzere Medeni Kanunun 38. maddesi gereğince sicil kaydının değiştirilmesine mahkemece karar verileceğinden ad ve soyadı değişiklik isteminin haklı olup olmadığı tahkik ve takdir edilecektir.

Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusunda bir yasal düzenleme bulunmadığından ve esasen bu konuda bir kıstas belirlenmesi de söz konusu olmadığından, haklı sebebin var olup olmadığı, her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok, değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel, kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri ve mahkemeye yansıyan ruhsal durumu dikkate alınarak hakim tarafından değerlendirilmelidir.

İsim ( öz veya soy ) kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. İsmin bu işlev niteliği onun sahibi olan kişi tarafından benimsenmesi ile anlam ifade eder. İsmini benimsemeyen, kişiliği ile özdeşleştiremeyen kişinin, ismini değiştirmek en doğal hakkıdır. Kişi genellikle belli bir soyadı ile doğar ve doğar doğmaz da ailesi tarafından konan bir isimle anılır. Bu kişi büyüyüp ergin oluncaya kadar öz veya soy ismini benimseyememiş onunla kendisini özdeşleştirememiş olmasına rağmen onu bu isimle veya soy ismiyle yaşamını sürdürmeye zorlamada hiç bir toplumsal yarar olamaz. Hal böyle olunca da, isim değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması, onun öncelikle dikkate alınması gerekir.

Medeni Kanun’un öngördüğü "haklı sebep" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri ileri sürülen sebebin ve yeni alınmak istenen isim veya soy isminin makul, toplum değerlerine ters düşmeyen ve özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikler bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır.
Önümüzdeki davada davacı, soy isminin değiştirilmesi konusunda iki nedene dayanmıştır. Bunlardan ilki, hiç görmediği, kendisi ile hiç ilgilenmeyen, kendisini baba diye tanıtmayan bir kişinin, ölmüş babasının, adını taşımaktan duyduğu sıkıntı; ikincisi de, dava tarihine kadar tanıdığı ve benimsediği bir soy ismiyle ( ismen soyadıyla ) çağırılmak için duyduğu istektir.

Kan bağının, duygu bağıyla tamamlanmadığı, onunla pekişip gelişmediği durumlarda tek başına bir sevgi-saygı ilişkisinin doğmasına yeterli olmadığı bilinen bir gerçektir. Davacının hiç tanımadığı, görmediği, baba diye bilmediği ve olanak bulunduğu halde kendisi ile ilgilenmediği, görmek istemediği ve kendisini sevmediği, umursamadığı kanaatini taşıdığı kişi ile kendisini duygusal açıdan baba-oğul ilişkisi içinde görmemesi nedeniyle, onun soy ismini taşımakta sıkıntı çekmesinin makul ve hayatın olağan akışı içerisinde anlayışla karşılanabilecek nedenleri olabilir.

Davacının doğduğu günden itibaren içinde büyüdüğü ailenin soy ismini benimsemesi ve bununla tanınmış olması nedeniyle bunu kendisine soy adı olarak seçmesinin bir sakıncası olmamak gerekir. Mahkemece bu konuda bir duraksama bulunduğu takdirde, bu gibi davaların kamu düzeniyle ilişkili olmaları nedeniyle hüküm veren hakimin re'sen tahkikat ve inceleme yapma yetkisi olduğu dikkate alınarak, gerekirse davacının almak isteği soy adı ile aynı soyadını taşıdığı anlaşılan şahıslar dinlenerek bu konuda bir sonuca ulaşılmalıdır.

Davacının, nüfus kütüğünde babası hanesine kayıtlı olduğu ve soyadının değişmesiyle nesebinde de değişiklik sözkonusu olmayacağı cihetle mahkemece, ileride miras bakımından karışıklık çıkabileceği konusunda ileri sürülen sakınca da varit değildir.

Yukarıda belirtilen nedenlerle, davanın kararda yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.’nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine oybirliğiyle karar verildi.
Old 18-11-2006, 22:44   #3
Av.Nebi

 
Varsayılan

Soy değişikliğinde esas teşkil eden haklı neden konusunda kanunda bir açık olduğunu söyleyebilir miyiz ? Yoksa kasıtlı olarak bu kısım hakimin taktirine mi bırakılmıştır ?
Old 19-11-2006, 20:57   #4
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Kıstası kanunda bulmak güç olsa gerek ancak kararda belirtildiği gibi her durumu ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.

Buna benzer bir durumla karşı karşıyayım, daha önce böyle bir davam olmadığı için merak ediyorum; muhakemenin süresi ve lüzumu şart hususlar hakkında bilgilerinizden istifade edebilirsem bende sevineceğim...
Old 20-11-2006, 17:25   #5
av.yıldıray

 
Varsayılan

Sayın Nebi,
Ben sizin olayınızda, "haklı neden" olduğunu düşünmüyorum. Zira çocuğunu tanımayan veya tanımak istemeyen bir babanın soyadını alarak kadın, bir nevi kanunu dolanmak istenmektedir ve bunun hukuk düzenince korunacağı inancında değilim. Zira kanun koyucu, çocuğunu tanımayan babaya karşı başka hukuki imkanlar sunmuştur, babalık davası gibi. Dolayısıyla, naçizane kanaatimce böyle bir sebebe dayanarak dava açmanız aleyhinize olacak diye düşünürüm.
Saygılarımla.
Old 20-11-2006, 20:46   #6
Av.Nebi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.yıldıray
Sayın Nebi,
Ben sizin olayınızda, "haklı neden" olduğunu düşünmüyorum. Zira çocuğunu tanımayan veya tanımak istemeyen bir babanın soyadını alarak kadın, bir nevi kanunu dolanmak istenmektedir ve bunun hukuk düzenince korunacağı inancında değilim. Zira kanun koyucu, çocuğunu tanımayan babaya karşı başka hukuki imkanlar sunmuştur, babalık davası gibi. Dolayısıyla, naçizane kanaatimce böyle bir sebebe dayanarak dava açmanız aleyhinize olacak diye düşünürüm.
Saygılarımla.

Fikrinize saygı duyuyorum. Yanlız babanın çocuğu tanımamasında başka çeşitli engeller var. Müvekkilin ismini vermemiş olsamda tam olarak bu detaylara girmeyi ahlaki bulmuyorum. Görüş için Teşekkürler.
Old 27-01-2009, 14:44   #7
AV.SANEM

 
Varsayılan

Anne, velayeti kendinde olan 4 yaşındaki kızının soyadını değiştirebilir mi?Kendi soyadını ona verebişlir mi? Yoksa soyadı değişikliğini çocuk reşit olduktan sonra kendisi mi talep edebilir
Old 10-02-2009, 04:17   #8
özfn_34

 
Varsayılan

Sayın Av.Sanem,velayeti kendisine verilmiş olsa dahi ad -soyad değiştirme hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır ve bu davanın şahsın kendisi tarafından açılması gerekmektedir.Yani reşit olduktan sonra kızın dava açması gerekir.
Syın zübeyde kamalak,bu tür davalar nüfus müdürlüğüne karşı açılır.
Saygılarımla
Old 10-02-2009, 09:28   #9
zübeyde kamalak

 
Varsayılan

soyadını değiştirip boşandığı ve ölmüş kocasının soyadını almak isteyen,kadın, bir kızı var reşit, ölen boşandığı kocasından,ölenin tek mirasçısı bu kız davayı, bu durumda ölen boşandığı kocasının tek mirasçısı olan bu müşterek çocuğamı açar nüfus müdürlüğünemi?
Old 21-02-2010, 00:57   #10
avsafran

 
Varsayılan

Olayımızda evlilik içerisinde doğan çocuk mevcut ve babada belli. Ancak baba öldükten sonra çocuğun nüfus cuzdanı çıkartılmaya karar veriliyor. Hal böyle olunca çocuk annenin kızlık soyadını alıyor. Bu durumda çocuğu diğer çocukların ki gibi Babanın soy isminin alınması sağlanabilir mi
? Ayırıca çocuğun 14 yaşında olması annesinin bu davayı açmasını engellermi?
Old 17-08-2012, 10:28   #11
av.eduss

 
Varsayılan

Müvekkil adayı hükümlü olan babasının soyadını taşımak istemiyor..Hükümlü kişinin pek çok borcu da var ve kişi bu borçlar sebebi ile gelen tebligatlardan bile bıkmış durumda..Babası ile fiili irtibat bile kurmak istemiyor.."hükümlü bir insanın soyadını taşımak istemiyorum..Bu bana utanç veren bir durum" iddiası soyadı tahsisi için "haklı neden" sayılabilir mi??
Old 17-08-2012, 10:45   #12
üye7160

 
Varsayılan

- Gülünç ve çirkin anlamlar içeren,
-Telaffuzu ve yazımı zor olan,
-Din değişikliği sonrası değiştirilmek istenen,
-İsim kullananı hakkında şüphe oluşturabilecek nitelikte olan,
-Ad ve soyadını kullananın bulunduğu yörede veya ülkede kötü şöhretle tanınmış bir aile üyesi olduğu imajını doğuran,
-Kişinin yabancı olduğu izlenimini uyandıran,
Ad ve Soyadların değiştirilmesinin talep edilmesi haklı sebep olarak kabul edilebilmektedir.
Old 17-08-2012, 10:47   #13
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.eduss
Müvekkil adayı hükümlü olan babasının soyadını taşımak istemiyor..Hükümlü kişinin pek çok borcu da var ve kişi bu borçlar sebebi ile gelen tebligatlardan bile bıkmış durumda..Babası ile fiili irtibat bile kurmak istemiyor.."hükümlü bir insanın soyadını taşımak istemiyorum..Bu bana utanç veren bir durum" iddiası soyadı tahsisi için "haklı neden" sayılabilir mi??

2 No.lu mesajla aktardığım Yargıtay kararına göre mümkündür.

Alıntı:
Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusunda bir yasal düzenleme bulunmadığından ve esasen bu konuda bir kıstas belirlenmesi de söz konusu olmadığından, haklı sebebin var olup olmadığı, her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok, değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel, kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri ve mahkemeye yansıyan ruhsal durumu dikkate alınarak hakim tarafından değerlendirilmelidir.
Old 17-08-2012, 10:47   #14
üye7160

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 1989/1012
K. 1989/2375
T. 2.3.1989
• SOYADININ DEĞİŞTİRİLMESİ
743/m.38
ÖZET : Nüfustaki sicil kaydının değiştirilmesine mahkemece karar verileceğinden, soyadı değişiklik isteminin haklı olup olmadığının araştırılarak değerlendirilmesi gerekir.

Haklı nedenin varlığı durumunda soyadının değiştirilmesi olasıdır.

DAVA VE KARAR : Dava dilekçesinde "Kunter" olan soyadının "Üsmen" olarak tashihi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:

Soyadının değiştirilmesine ilişkin bu davanın dayanağı, 21.6.1934 gün ve 2525 sayılı Kanunun 10. maddesinin de yollamada bulunduğu Medeni Kanunun 26. maddesidir.

Bu maddeye göre haklı sebebin varlığı halinde ismin ( soyadının ) değiştirilmesi mümkündür. 1587 sayılı Nüfus Kanunu’nun 46. maddesinin 2. fıkrasında da yazılı olduğu üzere Medeni Kanunun 38. maddesi gereğince sicil kaydının değiştirilmesine mahkemece karar verileceğinden ad ve soyadı değişiklik isteminin haklı olup olmadığı tahkik ve takdir edilecektir.

Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusunda bir yasal düzenleme bulunmadığından ve esasen bu konuda bir kıstas belirlenmesi de söz konusu olmadığından, haklı sebebin var olup olmadığı, her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok, değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel, kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri ve mahkemeye yansıyan ruhsal durumu dikkate alınarak hakim tarafından değerlendirilmelidir.

İsim ( öz veya soy ) kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. İsmin bu işlev niteliği onun sahibi olan kişi tarafından benimsenmesi ile anlam ifade eder. İsmini benimsemeyen, kişiliği ile özdeşleştiremeyen kişinin, ismini değiştirmek en doğal hakkıdır. Kişi genellikle belli bir soyadı ile doğar ve doğar doğmaz da ailesi tarafından konan bir isimle anılır. Bu kişi büyüyüp ergin oluncaya kadar öz veya soy ismini benimseyememiş onunla kendisini özdeşleştirememiş olmasına rağmen onu bu isimle veya soy ismiyle yaşamını sürdürmeye zorlamada hiç bir toplumsal yarar olamaz. Hal böyle olunca da, isim değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması, onun öncelikle dikkate alınması gerekir.

Medeni Kanun’un öngördüğü "haklı sebep" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri ileri sürülen sebebin ve yeni alınmak istenen isim veya soy isminin makul, toplum değerlerine ters düşmeyen ve özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikler bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır.
Önümüzdeki davada davacı, soy isminin değiştirilmesi konusunda iki nedene dayanmıştır. Bunlardan ilki, hiç görmediği, kendisi ile hiç ilgilenmeyen, kendisini baba diye tanıtmayan bir kişinin, ölmüş babasının, adını taşımaktan duyduğu sıkıntı; ikincisi de, dava tarihine kadar tanıdığı ve benimsediği bir soy ismiyle ( ismen soyadıyla ) çağırılmak için duyduğu istektir.

Kan bağının, duygu bağıyla tamamlanmadığı, onunla pekişip gelişmediği durumlarda tek başına bir sevgi-saygı ilişkisinin doğmasına yeterli olmadığı bilinen bir gerçektir. Davacının hiç tanımadığı, görmediği, baba diye bilmediği ve olanak bulunduğu halde kendisi ile ilgilenmediği, görmek istemediği ve kendisini sevmediği, umursamadığı kanaatini taşıdığı kişi ile kendisini duygusal açıdan baba-oğul ilişkisi içinde görmemesi nedeniyle, onun soy ismini taşımakta sıkıntı çekmesinin makul ve hayatın olağan akışı içerisinde anlayışla karşılanabilecek nedenleri olabilir.

Davacının doğduğu günden itibaren içinde büyüdüğü ailenin soy ismini benimsemesi ve bununla tanınmış olması nedeniyle bunu kendisine soy adı olarak seçmesinin bir sakıncası olmamak gerekir. Mahkemece bu konuda bir duraksama bulunduğu takdirde, bu gibi davaların kamu düzeniyle ilişkili olmaları nedeniyle hüküm veren hakimin re'sen tahkikat ve inceleme yapma yetkisi olduğu dikkate alınarak, gerekirse davacının almak isteği soy adı ile aynı soyadını taşıdığı anlaşılan şahıslar dinlenerek bu konuda bir sonuca ulaşılmalıdır.

Davacının, nüfus kütüğünde babası hanesine kayıtlı olduğu ve soyadının değişmesiyle nesebinde de değişiklik sözkonusu olmayacağı cihetle mahkemece, ileride miras bakımından karışıklık çıkabileceği konusunda ileri sürülen sakınca da varit değildir.

Yukarıda belirtilen nedenlerle, davanın kararda yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.’nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine oybirliğiyle karar verildi
Old 17-08-2012, 10:49   #15
av.eduss

 
Varsayılan

"Hükümlü baba" burada sayılanlardan hiçbirine girmiyor..Kötü şöhretle tanınmış bir aile üyesi olduğu İMAJI bile yok..Zira ortadaki durum "İMAJ" değil "HAKİKAT" ise ??Kaldı ki müvekkilin soyadı da gayet NORMAL ise ??
Old 28-09-2012, 09:36   #16
mehmetardic

 
Varsayılan

Bir soruda ben sorayım..
Müvekkilim bayan, eşinden boşanmış. Boşanmada eşi tam kusurlu vs.Boşanma sırasında çocuk yeni doğmuş durumda.
Velayet müvekkilimde..
Çocuk, soyadını B...(annesinin soyadı olarak biliyor)ancak nüfusta babasına ait Z.. soyadı ile kayıtlı.
Çocuk çok zeki olduğu için ve okula başladığı için (her ne kadar yoklamalarda B.. soyadını kullansa da öğretmeni) şüpheleniyor.
Babasını hiç görmedi, baba diye bir kavram daha yok onun için.Sadece annesinin arkadaş(!) diye bir kavram var.
Şu anda biz çocuğun annenin soyadını kullanmasını istiyoruz. Aksi durumda çocuğun psikolojik olarak çok zor duruma düşeceğini biliyoruz.
Anayasa mahkemesinin iptal kararından sonra annenin de soyadı değiştirme davası açma hakkı var diye düşünüyorum ancak değiştirme sebebi olarak babanın hiç bir zaman babalık görevinin yapmaması, boşanmadaki kusuru, annenin akademisyen olması babanın ise gece hayatına düşkün ve bir iş sahibi olmaması vb sebepler yeterli olur mu)sebep olur mu?
Esas derdimiz çocuğun soyadını B...olarak nüfus cüzdanında görmesi ve psikolojik olarak rahatlaması..

İlk defa soyadı değiştirme davası açacağım için usul yönünden de fikirlerinizi bekliyorum.

Teşekkürler,
Old 12-02-2013, 22:54   #17
Av.Reha

 
Varsayılan

Davacının kütüğünün bulunduğu yerde davanın açılması usul ekonomisi bakımından ne kadar tartışılır bilinmez ama bundan başka kanunen yetkili olan mahkemelerde davanın açılması ile yetkisizlik kararı ile karşı karşıya kalabilme şansınız yüksek olduğunu belirtmek isterim.Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Soyadı Değişikliği Av.Özgür Eralp Meslektaşların Soruları 2 23-12-2006 22:58
soyadı değişikliği tuba Meslektaşların Soruları 1 21-07-2006 13:29
Soyadı Değişikliği , Dilekçe Yazımı serosoft Hukuk Soruları Arşivi 0 22-09-2005 23:55
Soyadı Değişikliği NILAY Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 18:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06920791 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.