Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargitay 12.10.2012 Tarİhlİ Karari: KamulaŞtirmasiz (hukukİ) Elatmalarda İdarİ Yargi GÖrevlİdİr

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-12-2012, 08:20   #1
hciyiltepe

 
Varsayılan Yargitay 12.10.2012 Tarİhlİ Karari: KamulaŞtirmasiz (hukukİ) Elatmalarda İdarİ Yargi GÖrevlİdİr

T.C.
YARGITAY
5. HUKUKDAİRESİ
E.2012/13183
K.2012/19391
T.11.10.2012
•KAMULAŞTIRMASIZ EL KOYMA NEDENİYLE TAZMİNAT İSTEMİ ( İdari Yargının GörevliOlduğu - Adli Yargının Görevli Olduğuna İlişkin 17.05.2012 Gün ve 2012/3092-10080Sayılı Bozma Kararının Kaldırılmasına Karar Verildiği )
• İDARİYARGININ GÖREVLİ OLMASI ( Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle Tazminat İstemi -Adli Yargının Görevli Olduğuna İlişkin Bozma Kararının Kaldırılmasına KararVerildiği )
• UYUŞMAZLIKMAHKEMESİ KARARINDA İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNUN BELİRTİLDİĞİ (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle Tazminat İstemi )
2709/m.158
2942/m.10
2247/m.28/2
ÖZET : Dava, kamulaştırmasız el koymanedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümününilamı ile davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu belirtildiğindenmahkemenin davanın yargı yolu yönünden reddine ilişkin kararının onanmasıgerekir. Dairenin adli yargının görevliolduğuna ilişkin 17.05.2012 gün ve 2012/3092-10080 sayılı BOZMA kararınınkaldırılmasına karar verilmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el koyma nedeniyletaşınmaz bedelinin tahsili davasının reddine dair verilen yukarıda gün vesayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararıkapsayan 17.05.2012 gün ve 2012/3092 Esas - 2012/10080 Karar sayılı ilama karşıdavalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmişolmakla; dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminatistemine ilişkindir.
Davalı idare tarafından usulüne uygun olarak yapılangörev itirazı talebi mahkemece yerinde bulunmayarak reddedilmesinden sonra,dosyanın isteme uygun olarak Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve UyuşmazlıkMahkemesi Hukuk Bölümünün 04.07.2011 gün ve 2011/62 esas, 2011/163 karar sayılıilamı ile davanın çözümünde idari yargının görevli olduğuna, bu nedenleDanıştay Başsavcılığınca yapılan başvurunun kabulü ile davalı idare vekiliningörev itirazının reddine ilişkin Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2010gün ve 2010/594 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiği; bilaharemahkemece de davanın yargı yolu bakımından reddine karar verildiğianlaşılmıştır.
Anayasanın 158. maddesine göre, Uyuşmazlık Mahkemesi;adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hükümuyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluşu veİşleyişi Hakkındaki Kanunun 28/2. maddesinde ise "ilgili yargı mercileriile bütün makam, kuruluş ve kişiler mahkeme kararlarına uymak, geciktirmeksizinonları uygulamakla ödevlidirler." hükmü getirilmiştir.

SONUÇ : Bu hükümler çerçevesinde mahkemenin davanın yargı yoluyönünden reddine ilişkin kararının onanması gerekirken, Dairemizce maddi hatasonucu bozulmasına karar verildiği anlaşıldığından, davalı idare vekilininkarar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 17.05.2012 gün ve 2012/3092-10080sayılı BOZMA kararının kaldırılmasına; hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerdendolayı ONANMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz ve temyize başvurmaharçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, davalı idareden peşin alınan karardüzeltme harcının istenildiğinde iadesine, 11.10.2012 gününde oybirliğiylekarar verildi.
yarx

Kazancı
Old 05-12-2012, 09:15   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

5.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/3092
Karar: 2012/10080
Karar Tarihi: 17.05.2012


KAMULAŞTIRMASIZ EL KOYMA NEDENİYLE TAŞINMAZ BEDELİNİN TAHSİLİ DAVASI - TAŞINMAZA DAVALI İDARECE YOL YAPIMI NEDENİYLE EL ATILMASI - TAŞINMAZIN AYNINA İLİŞKİN DAVANIN GÖRÜLME YERİNİN ADLİYE MAHKEMELERİ OLUŞU - GÖREVSİZLİK KARARI VERİLMESİNİN İSABETSİZLİĞİ

ÖZET: Dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kamulaştırmasız olarak taşınmazına el konulan şahıs, ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el koymanın önlenmesi davası açabileceği gibi bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmazın değerinin tahsili davası da açabilir. Taşınmazın aynına ilişkin bu davanın görülme yeri adliye mahkemeleridir.

(2942 S. K. m. 10, 11) (3194 S. K. m. 18) (YİBK. 16.05.1956 1956/1 E. 1956/6 K.) (YİBK. 11.02.1959 T. 1958/17 E. 1959/15 K.) (5.HD 11.10.2012 T. 2012/13183 E. 2012/19391 K.)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el koyma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup is anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, uyuşmazlığın, idarenin işleminden kaynaklandığından bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

16.05.1956 gün 1-6 esas ve karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, kamulaştırmasız olarak taşınmazına el konulan şahıs, ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el koymanın önlenmesi davası açabileceği gibi bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmazın değerinin tahsili davası da açabilir. Taşınmazın aynına ilişkin bu davanın görülme yeri Adliye Mahkemeleridir.

Bu itibarla işin esasına girilerek hüküm kurmak gerektiği gözetilmeden 11.02.1959 gün ve 17-15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına yanlış anlam verilerek görevsizlik kararı verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

Sonuç: Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve peşin alınan temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

NOT: KONUNUN ÖNEMİ GEREĞİ YEREL MAHKEME İLAMINI AŞAĞIDA YAYIMLIYORUZ.

T.C
BURSA
ASLİYE İKİNCİ HUKUK
MAHKEMESİ

Esas no: 2010/594
Karar no: 2011/505
Dava: Kamulaştırmasız el atma tazminatı
Dava tarihi: 15/10/2010
Karar tarihi: 02/11/2011


Davacılar vekili dava dilekçesinde, Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Cumalıkızık Mah.586 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin murisi Ş. M. U.'ya ait olduğunu ve müvekkillerinin hisse sahibi olduklarını, taşınmaza davalı idarece yol yapımı nedeniyle (11 Eylül Bulvarı) el atıldığını, tapu kapsamı içinde bulunan bu yere el konulmasının, kamusal hizmete tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olduğunu, taşınmazın 1/1000 ölçekli Ankara yolu kuzeyi 3. Bölge uygulamalı İmar Planı kapsamında kalmakta iken, Yıldırım Belediye Başkanlığınca 3194 sayılı İmar K.nun 18. maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutulduğunu, bu şuyulandırma işleminin Bursa 2. İdare Mahkemesinin 15/11/2005 tarih ve 2005/653 E. 2005/1281 sayılı kararı ile iptal edildiğini, söz konusu mahkeme kararı doğrultusunda plan ve şuyulama revize edileceğinden dolayı, imar planının revizyonu onaylanıncaya kadar Ankara yolu kuzeyi 3. Bölge Uygulama imar planı uygulamasının Yıldırım Belediye Meclisinin 03/10/2007 tarih ve 458 sayılı kararı ile durdurulduğunu, dolayısıyla imar uygulaması işlemi iptal edildiğinden, geriye dönüşüm sonucu müvekkillerinin maliki olduğu 586 parsel sayılı taşınmazın 11 Eylül Bulvarı üzerinde kaldığını, Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yer alan taşınmazın ana caddeye cepheli ve oldukça değerli olduğunu, taşınmaza davalı idarenin kamulaştırma ya da acele kamulaştırma kararı almadan el atmasının haksız ve yasal dayanaktan yoksun bulunduğunu, bu nedenle tazminat talebi zorunluluğunun doğduğunu, taşınmazın el atılan kısmı dışında kalan ve hukuken ve fiilen kullanımı mümkün olmayan kısmında projenin bir bütün olduğu gözetilerek bedel karşılığında davalı idareye devrinin gerektiğini ileri sürerek davanın kabulü ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL, Tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili 01/12/2010 tarihli cevap dilekçesinde, açılan davayı kabul etmediklerini, davanın haksız yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açıldığını, öncelikle açılan davanın görev, husumet ve süre yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkememizce 02/12/2010 tarihli celsede, davanın mahiyeti itibariyle davalı vekilinin yerinde görülmeyen görev, husumet ve zaman aşımı itirazları reddedilmiştir.

Dava konusu taşınmazın tapu kayıtlan celp edilmiş, Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Cumalıkızık Mah. 586 parsel sayılı taşınmaz 17/01/2000 tarih ve 103 yevmiye numarası ile yenileme neticesinde Şirinevler Mahallesi 1398 ada 34 parsel sayılı taşınmaza gittiği, yine 14/03/2000 tarih ve 730 yevmiye numarası ile şuyulama neticesinde Şirinevler Mahallesi 1405 ada 2 parsel, 1406 ada 6 parsel,1429 ada 1 parsel, 1444 ada 4 parsel, 1477 ada 2 parsel, 1493 ada 1 parsel ve 1398 ada 40 parsel taşınmazlara gittiği bildirilmiştir.

Yıldırım Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 11/11/2010 tarih 8412 sayılı belge incelendiğinde, Bursa İli, Yıldırım İlçesi, eski: Cumalıkızık Mahallesi (Yeni Şirinevler Mahallesi) Eski:586 parselde kayıtlı taşınmazın kısmen 1/1000 ölçekli Ankara yolu kuzeyi 3. Bölge Uygulama İmar Planı kapsamında yeşil alan ve yol alanında kısmen de Uygulama İmar Planı haricinde 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı kapsamında Tarımsal niteliği korunacak alanda kalmakta iken taşınmazın 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamında kalan kısmının (yeşil alan ve yol alanında kalan kısmı) 3194 sayılı Yasanın 18. madde uygulaması (Şuyulandırma) ile düzenlemeye tabi tutulması neticesinde malikler adına muhtelif ada ve parsellerde tapu kaydı ve tescilleri yapıldığı, ancak 3194 sayılı Yasa'nın 18. madde uygulaması(şuyulandırma) ile yapılan düzenleme işlemi, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 15/11/2005 tarih ve 2005/653 E. 2005/1281 K. sayılı kararı ile iptal edildiği, bu nedenle yeniden hazırlanacak şuyulandırma işleminin tamamlanarak onayının kesinleşmesinden sonra malikleri adına tapu kaydı ve tescili oluşacak yeni parsel veya parsellere göre imar durumunun çıkartılmasının mümkün olabileceği belirtilmiştir.

Yine Yıldırım Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Müdürlüğünün 04/01/2011 tarih 65-232 sayılı belge ile, 1/1000 ölçekli Ankara yolu kuzeyi 3. Bölge Uygulama İmar Planı dahilinde kalan Cumalıkızık 586 sayılı parselin (yenileme ile 1398 ada 34 parsel şuyulandırma ile Şirinevler Mahallesi 1405 ada 2 parsel, 1406 ada 6 parsel, 1429 ada 1 parsel, 1444 ada 4 parsel, 1477 ada 2 parsel, 1493 ada 1 parsel, ve 1398 ada 40 parsel) sayılı taşınmazları kapsayan bölgede Encümen'in 10/08/1999 gün ve 1535 sayılı kararına istinaden yapılan 3194 sayılı İmar Kanunun 18. Madde uygulamasının, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 2005/653 - 2005/1281 sayılı 15/11/2005 tarihli kararı ile iptaline karar verildiği, bu bölgede imar plan çalışmalarının tamamlandığı ancak askı suresince plana yapılan itirazların Belediye Meclisince değerlendirilmelerinin devam ettiği, bu değerlendirilmelere göre yeni plan onaylandıktan sonra geri dönüşüm ve 3194 sayılı İmar Kanununun 18. Madde uygulamasının aynı anda yapılması düşünüldüğü bildirilmiştir.

Davacılar vekili 02/03/2011 tarihli dilekçesi ile uzlaşma yoluna gitmek istemediklerini bildirmiştir.

Davalı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili 02/12/2010 tarihli ara kararı ile verilen davalı tarafın görevsizlik kararı verilmesine ilişkin talebin reddine dair karara karşı 17/12/2010 tarihli dilekçesi ile kararın iptali ile görevlilik kararının kaldırılması bakımından başvuruda bulunulmakla, dosya, başvurunun incelenip bir karar verilmesi bakımından Danıştay Başsavcılığına gönderilmiş, 02/02/2011 tarih 2011/16 E. sayılı kararı ile 2247 Sayılı Yasanın 10. Maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.

Uyuşmazlık Mahkemesi (Hukuk Bölümü) 04/07/2011 tarih 2011/62 E. 163 K. sayılı kararı ile, 3194 sayılı İmar K.nun 18. maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulamaları işlemlerinin kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı ve resen tesis edilen idari işlemler olduğu bu işlemlerden doğan zararın tazmininin istenildiği gözetildiğinde, Uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ile İmar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği belirtilerek davanın çözümünün İdari Yargının görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile davalı Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/12/2010 gün ve E. 2010/594 sayılı kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.

Bu itibarla, yapılan soruşturmaya, toplanan delillere ve kanuni gerektirici sebeplere binaen, davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Açıklanan nedenlerle,

HÜKÜM:

1- Davanın Yargı yolu bakımından REDDİNE.

2- Harçlar yasası gereğince alınması gereken 18.40.-TL harcın peşin alınan 148.50 TL. harçtan mahsubu ile bakiye 130,10 TL. nin karar kesinleştiğinde istek halinde davacılara iadesine,

3- Yargılama giderlerinin davacılar uhdesinde bırakılmasına,

4- Avukatlık ücret tarifesi uyarınca takdir olunan 1100,00 TL. ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,

5- Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içersinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2011 (¤¤)
Old 05-12-2012, 09:54   #3
hciyiltepe

 
Varsayılan

Dikkat çekmek isterim... Yayımladığım kararın tarihi 11/10/2012 olup yeni bir karardır. Yargıtay 5. HD'nin önceki kararlarından tamemen farklı bir karardır.
Old 05-12-2012, 11:25   #4
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Açmış olduğunuz foruma sağlamaya çalıştığımız katkı, yayımlamış olduğunuz kararın önceki evrelerinin de değerlendirilmesine imkan sağlamaktır. Cevabımızın içeriğinin bu şekilde değerlendirilmesini istirham ederiz, sayın meslektaşım...
Old 05-12-2012, 12:27   #5
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Mesaj

T.C.
UYUŞMAZLIK' MAHKEMESI HUKUK BÖLÜMÜ
ESAS NO : 2012 1158 KARAR NO : 2012 1196 KARAR TR : 1.10.2012

ÖZET: Idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre ADLI YARGı YERINDE çözümlenmesi gerektiği hk.

KARAR

Davacı Vekilleri Davalı Vekili

: Harun Salbaş
: Av. Ercan Aydın, Av. ılhan Salbaş : Altındağ Belediye Başkanlığı
: Av. Nazife Işık Kaşıkçı

OLA Y : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin Ankara ili, Altındağ ilçesi, Ulubey Mahallesi, 23395 ada, 1 parselde, 105327/8180800 hisseli toplam 65,82 m2taşınmazının bulunduğunu; davalı idarenin, istimlak işlemlerine geçilmeksizin taşınmaz üzerine belediye hizmetlerinde kullanmak üzere bina inşa ettiğini, haricen öğrendiklerine göre lokal veya gençlik merkezi olarak hizmet verdiğini; davalı belediyenin, müvekkili adına kayıtlı taşınmaz üzerine bedel ödenmeksizin ve kamulaştırma kararı alınmaksızın bina inşa ettiğini, taşınmazın kamu hizmetine ayrılan yerde kaldığını, ancak idarenin kamulaştırma kararı olmaksızın, fiilen söz konusu taşınmazda bina yapmak suretiyle müvekkilin kullanımını imkansız hale getirdiğini ifade ederek; müvekkilinin tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline, oluşan zarara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 20.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davandan tahsiline, karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
Davalı Belediye vekili birinci savunma dilekçesinde, davanın idari yargının görev
alanına girdiğini öne sürerek görev itirazında bulunmuştur.
ANKARA 10. ASLIYE HUKUK MAHKEMESi; 28.02.2012 gün ve E:2011/511 sayı ile,
davalı vekilinin yargı yolu itirazının reddine karar vermiştir.
Davalı Belediye vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası örneği ile birlikte Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.
DANıŞTAY BAŞSAVcısı; Ankara Ili, Altındağ ilçesi, Ulubey Mahallesi, 23395 ada, 1 sayılı parselde bulunan davacıya ait taşınmazın bir kısmına hizmet binası yapılarak kamulaştırmasız el atılması nedeniyle bedelinin yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle Ankara Onuncu Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2011/511 esas sayısında kayıtlı dosyada açılan davada, davalı idarece, davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği lTeri sürülerek görev itirazında bulunulduğu ve itirazın reddi üzerine olumlu görev uyuşmaz~ğı çıkarılması istenildiği anlaşılmış olmakla gereğinin düşünüldüğü; dosyanın incelenrneslnden: arsa vasıflı taşınmazın bir kısmının imar uygulanması sonucu hizmet binası yapılmak suretiyle olayda kamulaştırmasız el atma olduğundan bahisle, fazlaya dair hakları saklı olmak kaydıyla, 20.000.00 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davaıldan tahsili istemiyle da;ta açıldığının anlaşıldığı; Anayasa'nın 125'inci maddesinin birinci fıkrasında; idarenin her tQrlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu; son fıkrasında da, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun hükme bağlandığı; 2577 sayılı Idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde; "Idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları"nın idari dava türleri arasında sayıldığı; idari işlemler, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanında i'" IJku çerçevesinde, tek taraflı irade açıklamasıyla

ESAS NO : 2012/158 KARAR NO: 2012/196
hukuk aleminde sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tasarruflar olduğu; 3194 sayılı imar Kanunu'nun "Arazi ve arsa düzenlemesi" başlıklı 18'inci maddesi uyarınca tesis edilen imar uygulaması işlemlerinin, yukarıda tanımı yapılan idari işlemlerden olduğundan; bu işlemlerden doğan zararların tazmini istemiyle açılan davaların, 2577 sayılı Kanunun 2'nci maddesinde yer alan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesinin gerektiği; açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesme gönderilmesine karar vermiştir.
Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa'nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGıTAY CUMHURiYET BAŞSAVcısı; Dava dosyasının incelenmesi sonucunda; Altındağ Belediyesi tarafından yapılan ve Ankara Büyükşehir Belediyesi imar Dairesince onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında davacının tapulu arsasının sosyo kültürel tesis alanı olarak ayrıldığı ve bu alana hizmet binası yapılarak fiilen el atıldığının anlaşıldığı; Yargıtay Beşinci Hukuk Dairesinin 2007/13728 E, 2008/546 K sayılı 29/01/2008 günlü kararında da işaret edildiği gibi imar planında kamusal amaçla ayrılan bölümün bir kısmına fiilen el atılması halinde bu bölümün tamamının mülkiyet hakkının sınırlandırıldığı ve mülkiyet konusunda tasarrufun olanaksız hale geldiğinin tartışmasız olduğu; Belediye yönetimlerinin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu, bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı alanında halledilmesi gerektiğinin tartışmasız olduğu; ancak, 3194 sayılı Kanun'un 10. maddesinin "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur. / imar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü ile uygulama imar planlarında kamu yararına ayrılan yerlerin kamulaştırılmasını öngörmekte olduğunu; davaya konu olayda, davacının hissedar olduğu tapulu taşınmazin 1998 yılındaıı beri davaya konu bölümünün sosyo kültürel tesisi alanı olarak aynlrnasrna rağmen idare tarafından yasada öngörülen süreyi de aşkın uzun bir süre kamulaştırrrta işlemlerine başvurulmadığı gibi, alanda sosyal tesisi yapılmak suretiyle fiilen de el atıldığıoın anlaşıldığı; Yargıtay Içtihadı Birleştirme Kurulunun 11/2/1959 günlü, 1958/17 E, 1959/15 K sayılı kararında, kamulaştırmasız el atma kavramının "Idarenin kanunsuz bir hareketi" olarak tanımlandığı ve bu eylemden kaynaklanan davaların mülkiyete tecavüzün önlenmesi ve"Fd haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davası mahiyetinde olduğu ve-bu
';, bakımdan adli yargının görevli olduğunun kabul edildiği; davalı idarenin imar mevzuatı hükümlerine tam uygun olmayan ve hareketsizlikle beraber kısmen ve fiilen araziye yönelik tecavüzünün kamulaştırmasız el atma temelinde haksız fiilden kaynaklanan ve adli yargının görevalanına giren bir dava olduğu gerekçesiyle; açılan davanın adli yargı yerinde görüm ve çözümünün gerektiği ve Danışt~y':,J}a~ş"avcllığının başvurusunun reddi gerektiği yolunda
yazılı düşünce vermiştir.


ESAS NO : 2012/158 3
KARAR NO: 2012 / 196
iNCELEME VE GEREKCE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölürnü'nün, Serdar ÖZGÜLDÜR'ün Başkanlığında,
Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLlOGLU ve Ayhan AKARSU'nun katılımlarıyla yapılan 1.10.2012 günlü toplantısında:
I-ILK iNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı Belediye vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen snre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, "davanın taşınmazın bedelirt-n tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden" 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN INCELENMESI: Raportör-Hakim Taşkın ÇELiK'in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ve Gülşen AKAR PEHLIVAN'ın sözlü açıklamaları ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN'ın davada adli yargı yerinin, Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR'ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREGi GÖRÜSÜLÜP DÜSÜNÜLDÜ:
Dava, davacının, Ankara Ili, Altındağ ilçesi, Ulubey Mahallesi, 23395 ada, 1 parselde bulunan hissesine davalı idare tarafından, bina inşa edilmek suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, şimdilik 20.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Ankara Ili, Altındağ Ilçesi, Ulubey Mahallesi 23395 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın, Altındağ Belediye Meclisinin 22.12. 1998 tarih ve 247 sayılı kararı ile uygun görülen ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Imar Daire Başkanlığının 22.02.1999 tarih ve 903 sayılı yazısı ile onaylanan Önder-Ulubey-Hacılar Mahalleleri ii. Etap Imar Planı kapsamında Sosyo-Kültürel Tesis Alanı olarak ayrıldığı, söz konusu alanın, KOP kesintilerinden oluştuğu; davacı vekilinin, dava dilekçesinde ve Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın 28.02.2011 tarihli duruşmasında, anılan taşınmaz üzerinde davalı idare tarafından, istimlak işlemlerine geçilmeksizin belediye hizmetlerinde kullanmak üzere bina inşa edildiğinin ileri sürüldüğü; davalı idarenin savunma dilekçesinde ve duruşmada bu iddiaya karşı çıkmadığı ve dava konusu parselin de içinde bulunduğu Önder-Ulubey-Hacılar Mahalleleri imar Planının iptali talebiyle idareleri aleyhine açılan bir dizi dava ile planın iptali talebinde bulunulduğu, ilgili mahkemeler tarafından işlemin yürütülmesinin durdurulmasına karar verildiği; bu nedenle halen kamulaştırma yapılamamakta ise de ilgili mahkemelerden verilecek kararlar ışığında kamulaştırma çalışmaları kapsamına alındığı, davacının hissesinin de bu kapsamda kamulaştırılacağı yolunda savunma yaptığı anlaşılmıştır.
Beledişelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki-ile
arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazhklann idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu'nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulapıa işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmaza fiilen el atılarak bina inşa etmesi karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.
Öte yandan, Idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların
lazmini istemiyle açılacak dava idari eylem ve işlemlerden dolayı


ESAS NO : 2012/158 KARAR NO: 2012/196

kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş
bulunmaktadır.
Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay Içtihadı Birleştirrrre
Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının iii. bölümünde, "istimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü Istimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş dururndadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adiiye mahkemesinin vazifesi içindedir." görüşüne yer verilmiştir.
Bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan
zararın tazminine yönelik bulunan davanın haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü, adli yargı yerinin görevine girmektedir.
Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı'nın başvurusunun reddi gerekmiştir.


S O N Uç: Davanın çözümünde ADLI YARGıNıN görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı'nın BAŞVURUSUNUN REDDINE, 1.10.2012 gününde OY BIRllGi iLE
KESiN O RAK karar verildi.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=62863&highlight=%DDLHAN+SALBA%DE

Bu kadar zor mu 5. Hukuk dairesi ile Uyuşmazlık Mahkemesi üyelerinin bir araya gelip konuyu her yönüyle tartışması ve bir sonuca varması, bu arada tüm kararları bekletmesi..
Old 05-12-2012, 17:02   #6
armegedon23

 
Varsayılan

Konu ile ilgili nihai karar bumudur. Daire sadece bu dosyaya iliskin uyuşmazlık mahkemesine gidildiği içinmi uyma kararı vermiştir. Karar tarihinden sonra aynı konuda dairenin verdiği karar varmıdır?

Dairenin vermiş olduğu karar bakalım görülmekte olan davaları nasıl etkileyecektir?
Old 05-12-2012, 17:31   #7
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Arkadaşlar ilk karar hukuki elatma, Ufuk hanımın eklediği karar fiili elatmaya ilişkindir. Fiili elatmaya yönelik bu tür davalara Adli Yargı bakmaktadır. Sorun hukuki elatmaya ilişkin uyuşmazlıktadır ve uygulama şuan için maalesef Uyuşmazlık Mahkemesi'nin verdiği karar doğrultusundadır. Saygılar.
Old 05-12-2012, 21:31   #8
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Mesaj

Yargıtay 5.Hukuk Dairesi yukarıdaki 2012/13183 Esas 2012/19391 Karar ve 11.10.2012 Tarihli kararla daha öncesinde verdiği i "hukuki el atmaya" ilişkin kararlarından dönmüş oluyor?..

Alıntı:
Yazan Yargıtay 5.Hukuk Dairesi 2012/ 5593 Esas 2012/ 12492 Karar

Mahkemece, idari yargı görevli olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Yapılan incelemede, Çankaya Belediyesi Encümeninin 19 1011989 tarih ve 2511 sayılı kadarıyla onaylanan 81063 parselasyon planı ile oluştuğu imar planında açık pazar yeri olarak belirlendiği ve davalı idarece el atılmadığı tespit edilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ye 2010/5- 662/651 sayılı kararı uyarınca imar planında açık pazar yeri gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi bedeline hükmedileceğine ilişkin karar da gözetilerek, 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesi amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde davalı Belediyece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedeli ödenmelidir. Taşınmazın aynına ilişkin bu davanın görülme yeri 15.05.1956 tarihli İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca adli yargının görevi içersindedir.

Bu itibarla işin esasına girilerek hüküm kurmak gerektiği gözetilmeden mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi.

Doğru görülmemiştir.

KARAR : Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 11.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

Hukuki el atma + uygulama imar planının kesinleşmesinden itibaren 5 yıl geçmesini arayan Yargıtay 5.Hukuk Dairesi artık kendini görevli görmüyor mu?

Ayrıca Bkz.

http://www.turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?mid=2916

T.C
BURSA
ASLİYE İKİNCİ HUKUK
MAHKEMESİ

Esas no: 2010/594
Karar no: 2011/505
Dava: Kamulaştırmasız el atma tazminatı
Dava tarihi: 15/10/2010
Karar tarihi: 02/11/2011


Davacılar vekili dava dilekçesinde, Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Cumalıkızık Mah.586 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin murisi Ş. M. U.'ya ait olduğunu ve müvekkillerinin hisse sahibi olduklarını, taşınmaza davalı idarece yol yapımı nedeniyle (11 Eylül Bulvarı) el atıldığını,

Karardaki bu husus da dikkatimi çekti..Ve anlaşıldığı kadarıyla idarenin de buna itirazı yok?

Hepimize kolay gelsin..
Old 06-12-2012, 10:57   #9
denizizm

 
Varsayılan

kararın ilgili bölümünde "Davalı idare tarafından usulüne uygun olarak yapılangörev itirazı talebi mahkemece yerinde bulunmayarak reddedilmesinden sonra,dosyanın isteme uygun olarak Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği" belirtilmiş bu itibarla Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi sebebiyle mi bu karar verilmiştir? yani 5.HD. her dosya için U.M ye gidilmesini mi arıyor? halihazırda devam eden davalar da bir kısım ilk derece mahkemeleri adli yargı görevlidir diyerek işlemlere devam ediyor
Old 06-12-2012, 20:16   #10
armegedon23

 
Varsayılan

Madde 28 - Uyuşmazlık Mahkemesi, vereceği bütün kararların sonuçlarını ilgili Başsavcı ve Başkanunsözcüsüne, görev uyuşmazlığının çözülmesi için kendisine başvuran yargı merciine, kararı beklemesi için yazı yazılmış bulunan yargı merciine veya mercilerine uyuşmazlığın çözülmesi için başvurmuş olan kişilere veya makamlara hemen tebliğ eder.

İlgili yargı mercileri ile bütün makam, kuruluş ve kişiler; mahkeme kararlarına uymak, geciktirmeksizin onları uygulamakla ödevlidirler.

Gerekçeli kararın birer örneği de birinci fıkrada yazılı yerlere ve kişilere gönderilir.

Şahsi kanaatim uyuşmazlığın çıktığı olayda uygulanması zorunluluğu olduğu yönünde.

Kanunun ilgili mercilerden kastının;

1-kendisine başvuran yargı mercii,
2-kararı beklemesi için yazı yazılmış bulunan yargı mercii,
3- mercilerine uyuşmazlığın çözülmesi için başvurmuş olan kişiler veya makamların olduğunu düşünüyorum.

Aksinin düşünülmesi halinde uyuşmazlık mahkemesi kararları resmi gazetede yayımlanmış ve konu ile ilgili yargıtaydan görev itirazına uğrayan bir çok dosya geçmiştir. Bu durumda yani uyuşmazlık mahkemesi kararına rağmen kendini görevli kabul eden yargıtay kanuna aykırı hareket etmiş sayılmayacak mı??

Üstadların değerli görüşleri bekleniyor.
Old 07-12-2012, 22:04   #11
armegedon23

 
Varsayılan

Arkadaşlar 11.10.2012 tarihinden sonra konu ile ilgili daireden çıkacak kararları paylaşalım lütfen.
Old 09-12-2012, 14:35   #13
armegedon23

 
Varsayılan

Aynı tarihte verilen başka bir karar.

T.C.

YARGITAY

5. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/12193

K. 2012/19328

T. 11.10.2012

• KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TAŞINMAZ BEDELİNİN TAHSİLİ DAVASI ( Taşınmaza Fiilen El Atılmadığı - İmar Planının Kesinleştiği Tarihten İtibaren 5 Yıl İçerisinde Davalı İdarece Kamulaştırma Görevinin Yerine Getirilmediği/Davanın Kabulü Gereği )

• FİİLİ EL ATMA ( Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili Talebi/Taşınmaza Fiilen El Atılmadığı - İmar Planının Kesinleştiği Tarihten İtibaren 5 Yıl İçerisinde Davalı İdarece Kamulaştırma Görevinin Yerine Getirilmediği/Davanın Kabul Edileceği )

• 5 YILLIK SÜREDE KAMULAŞTIRMA GÖREVİNİN YERİNE GETİRİLMEMESİ ( Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili Talebinin Kabulüne Karar Verileceği )

3194/m.10

ÖZET : Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında; 1/1000 ölçekli İmar Planı kapsamında “Temel Eğitim Alanında” kalan taşınmaza fiilen el atılmamamış ise de; imar planında “Temel Eğitim Alanı” olarak ayrılan taşınmaza fiilen el atılmamış olsa dahi 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde davalı idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesi hukuka uygundur.

DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesi doğru olduğu gibi, 1/1000 ölçekli İmar Planı kapsamında “Temel Eğitim Alanında” kalan taşınmaza fiilen el atılmamamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek; imar planında “Temel Eğitim Alanı” olarak ayrılan taşınmaza fiilen el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde davalı idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.

SONUÇ : Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 11.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 09-12-2012, 23:36   #14
zizou21

 
Varsayılan

Sanırım yargıtay görev itirazının bulunup bulunmamasına göre farklı kararlar verecek.
Old 12-12-2012, 11:25   #15
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

BAKİ KURU- RAMAZAN ARSLAN- EJDER YILMAZ -HUKUK USULÜ KİTABINDAN DERLEME-

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI VE OLUMLU GÖREV UYUŞMAZLIĞI HAKKINDA:

İdare en geç birinci oturumda yargı yolu itirazında bulunmuş ise hukuk mahkemesi bu görev itirazı hakkında bir karar vermek zorundadır. (UMK.M.10-13; HMK.M. 137,1)Hukuk Mahkemesi idarenin görev itirazının reddine yani görevli olduğuna karar verirse, hukuk mahkemesi ile davalı idare iarasında olumlu görev uyuşmazlığı çıkmış olur. Davalı idare bu olumlu görev uyuşmazlığının giderilmesi için UYUŞMAZLIK Mahkemesi'ne başvurursa, hukuk mahkemesi bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince verilecek kararı bekler.

Fakat, hukuk mahkemesi davalı idarenin birinci oturumdan sonraki bir dönemde yaptığı görev itirazının reddine karar vermişse, davaya devam eder. Davalı idarenin bu halde olumlu görev uyuşmazlığı çıkararak, UYUŞMAZLIK Mahkemesi'ne başvurma YETKİSİ yoktur.

**Davalı idare kendisine karşı hukuk mahkemesinde açılan davaya en geç ilk oturumda görev itirazı yaparsa ve Hukuk mahkemesi görev itirazının reddine karar verirse, idare bu kararın verildiği tarihten itibaren 15 gün içinde Danıştay Başsavcısına ilgili gerekçe ve belgeleri sunar. Danıştay Başsavcısı gerekli görürse Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur.(UMK.13)

Bu halde uyuşmazlık mahkemesi iki karar verebilir.

1-) Hukuk Mahkemesi görevlidir davaya bakmaya devam etsin.

2-) Hukuk Mahkemesi görevsizdir. Bu halde Hukuk Mahkemesi UMK.28/II gereği bu karara uymakla ÖDEVLİDİR.

Saygılarımla,
Old 12-12-2012, 11:32   #16
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ufuk Bozoğlu
BAKİ KURU- RAMAZAN ARSLAN- EJDER YILMAZ -HUKUK USULÜ KİTABINDAN DERLEME-


UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI VE OLUMLU GÖREV UYUŞMAZLIĞI HAKKINDA:

İdare en geç birinci oturumda yargı yolu itirazında bulunmuş ise hukuk mahkemesi bu görev itirazı hakkında bir karar vermek zorundadır. (UMK.M.10-13; HMK.M. 137,1)Hukuk Mahkemesi idarenin görev itirazının reddine yani görevli olduğuna karar verirse, hukuk mahkemesi ile davalı idare iarasında olumlu görev uyuşmazlığı çıkmış olur. Davalı idare bu olumlu görev uyuşmazlığının giderilmesi için UYUŞMAZLIK Mahkemesi'ne başvurursa, hukuk mahkemesi bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince verilecek kararı bekler.

Fakat, hukuk mahkemesi davalı idarenin birinci oturumdan sonraki bir dönemde yaptığı görev itirazının reddine karar vermişse, davaya devam eder. Davalı idarenin bu halde olumlu görev uyuşmazlığı çıkararak, UYUŞMAZLIK Mahkemesi'ne başvurma YETKİSİ yoktur.

**Davalı idare kendisine karşı hukuk mahkemesinde açılan davaya en geç ilk oturumda görev itirazı yaparsa ve Hukuk mahkemesi görev itirazının reddine karar verirse, idare bu kararın verildiği tarihten itibaren 15 gün içinde Danıştay Başsavcısına ilgili gerekçe ve belgeleri sunar. Danıştay Başsavcısı gerekli görürse Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur.(UMK.13)

Bu halde uyuşmazlık mahkemesi iki karar verebilir.

1-) Hukuk Mahkemesi görevlidir davaya bakmaya devam etsin.

2-) Hukuk Mahkemesi görevsizdir. Bu halde Hukuk Mahkemesi UMK.28/II gereği bu karara uymakla ÖDEVLİDİR.

Saygılarımla,

Tamam da bunlar da " dâvaların uzama sebeplerinden biri" sayılamaz mı? Hukukla yeni tanıştığım senelerde, Merhum Senai Olgaç'ın "Davaların Uzama Sebepleri" isimli bir konferansını dinlemiştim. Bu gün dahi, bu konferanstan güncelliğini koruyan bazı hususlar vardır, diye düşünüyorum. Saygılarımla...
Old 17-12-2012, 19:32   #17
rancho

 
Varsayılan El atma davalarında görev sorunsalı(Yeni yargıtay kararı)

http://www.hukukihaber.net/kararlar/...in-h29610.html
Arkadaşlar linkteki karar kafamı karıştırdı. Kararın içeriğini bilen var mı? Yeni bir dava açacağım el atma'dan, görevsizlikten gitmeyelim..
Old 17-12-2012, 22:54   #18
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Şimdi ; Görev uyuşmazlığı çıktığı taktirde hukuki elatmalarda idari yargının görevli olduğuna dair bir uyuşmazlık mahkemesi kararı buunmakta.(Aynı paralelde : Uyuş.Mah. 2011/66 E. 2012/61 K. 9.4.2012 T.)

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin sadece tarafları değil ama herkesi bağlayıcı nitelikteki kararları, Genel Kurulun görev konusundaki "ilke kararları".(Bir nevi içtihatları Birleştirme Kararı) Bu da ancak işbu mahkemenin bölümleri arasında bir uyuşmazlık var ise çıkartılabiliyor.

Bu durumda yargı yolu uyuşmazlığının çıkmadığı dosyalarda Yargıtay 5 HD kendisini görevli kılarak kesin kararlar verecek, aksi halde yargı yolu uyuşmazlığının çıktığı hallerde ise Uyuşmazlık Mahkemesi ilgili davayı idari yargıya yollayacak.Bu uygulama bir yasa veya ilke kararı ile çözümlenmez ise kişilerin mağduriyeti bir tarafa hukuk sisteminde istikrarsızlık yaratacak.

Ne var ki aşağıdaki kararda benimsendiği gibi Yargıtay'ın ilgili Uyuşmazlık Mahkemesi kararı her ne kadar herkes için bağlayıcı değil ise de, " ...verilen söz konusu Uyuşmazlık Mahkemesi hukuk kararlarının, görülmekte olan davadaki yargı yolu uyuşmazlığının çözülmesinde Hukuk Genel Kurulu'nca da dikkate alınması gerektiği ittifakla benimsenmiştir" gibi bir "kabullenme" ile görevsizlik kararı vermesi gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde kurumlar arasında doğan çelişkinin hukuka güveni eksilteceği muhakkak.
Alıntı:

"Dava, yargı kararı ile tazminatla yükümlü tutulan ____ tarafından, ölen işçinin mirasçılarına ödenen tutarın, olayda güvenliği sağlama ödevi nedeniyle sorumlu olduğu ileri sürülen İçişleri Bakanlığı'ndan rücuan tahsili isteğinden ibarettir.

Somut olayda, görevi esnasında teröristlerce öldürülen kurum işçisinin mirasçıları tarafından ____ aleyhine tazminat davaları açıldığı, mahkemece hükmolunan tazminatların davalı ortaklığa yüklendiği ve bu yoldaki kararların derecattan geçerek kesinleştikleri anlaşılmaktadır.

Tazminat davalarına bakan mahkemelerce, bilirkişi raporu ile saptanan kusur ve sorumluluk oranları esas alınarak, hüküm verilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, görülmekte olan rücu davasında adli yargının mı, yoksa idari yargının mı görevli bulunduğu noktasında toplanmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "...İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı..." başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri sayılmıştır. Bu hükme göre idari davalar;

- İdari işlemler hakkında açılan iptal davaları,
- İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
- Kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardan ibarettir.

Ödenen tazminatın rücuan tahsili istemiyle açılmış olan eldeki davanın, yukarıda sözü edilen kanun hükmü anlamında bir iptal davası veya idari sözleşmeden kaynaklanan bir dava olmadığı açıktır.

Yine eldeki davanın aynı kanun hükmü anlamında "tam yargı davası" niteliği taşımadığında da kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Çünkü tam yargı davaları; ancak, herhangi bir idari eylem ve işlemden dolayı kişisel hakkın doğrudan muhtel olması halinde ve o kişisel hakkın sahiplerince açılabilirler. Dolayısıyla, herhangi bir davanın tam yargı davası olarak nitelendirilebilmesi için, ortada öncelikle bir idari işlem veya eylemin bulunması şarttır; ayrıca, bu işlem veya eylem nedeniyle kişisel bir hakkın ihlal edilmiş olması da gerekir.

Dava konusu olayda davacı vekili, rücu istemini, davalı idarenin kendisine yönelik herhangi bir eylem veya işlemine dayandırmamaktadır.

Yine davalıya rücu edilmek istenilen tazminatın, davacının hukuki statüsü gözetildiğinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun kapsamında bir kamu alacağı olmadığı da tartışmasızdır.

Öte yandan, aynı olayda ölen başka kişilere davacı şirketçe ödenen tazminatların davalı idareye rücu istemiyle ilgili olarak önce idare mahkemelerinde verilen görevsizlik kararları üzerine de adli yargıda açılan başka bazı davalarda, görev (yargı yolu) yönünden ortaya çıkan uyuşmazlık üzerine; Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nce verilen kararlarla da, yukarıda değinilen ilke ve kurallara dayanılmak suretiyle, uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerektiğinin benimsendiği, bu benimsemeye bağlı olarak görevin adli yargıya ait bulunduğu sonucuna varıldığı ve adli yargı yerlerince verilen görevsizlik kararlarının bu gerekçeyle kaldırıldığı görülmektedir.

(Örneğin: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün 06.12.2004 gün ve 2004/84-86; 06.12.2004 gün ve 2004/91-88 sayılı kararları). Her ne kadar, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 30. maddesine göre, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin tüm yargı merciilerini bağlayıcı nitelikteki kararları, sadece, Genel Kurulun görev konusundaki ilke kararlarıyla sınırlı ve yukarıda sözü edilen kararların Hukuk Bölümü'nden verilmiş olmaları nedeniyle, eldeki davada yapılan temyiz incelemesi yönünden Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nu bağlayıcı nitelikte değil ise de; aynı olayda öldükleri anlaşılan birçok kişinin mirasçıları veya o nitelikte olmayan yakınlarınca açılan davalara ilişkin olarak verilen söz konusu Uyuşmazlık Mahkemesi hukuk kararlarının, görülmekte olan davadaki yargı yolu uyuşmazlığının çözülmesinde Hukuk Genel Kurulu'nca da dikkate alınması gerektiği ittifakla benimsenmiştir.

Nihayet, önemle belirtilmelidir ki; anayasal bir ilke olan Hukuk Devleti ilkesi, tarafları ve konusu ne olursa olsun, dava konusu haline getirilmiş olan herhangi bir uyuşmazlığın, her halükarda, yargı yollarından birinin görev alanı içerisinde olacağının kabulünü zorunlu kılar. Başka bir ifadeyle, Hukuk Devletinde, ona bakmakla görevli bulunan bir mahkemenin bulunmayacağı hiçbir dava düşünülemez; ortada bir dava varsa, onu görmekle görevli bir mahkemenin de bulunması, Hukuk Devleti ilkesinin zorunlu gereğidir.

Baştan beri yapılan açıklamalar, değinilen ilkeler ve kurallar itibariyle, somut olayda davaya bakma görevi adli yargıya aittir.

Hal böyle olunca, yerel mahkemenin gerekçesi ve sonucu itibariyle aynı yönde olan direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, yerindedir.

Ne var ki, davalı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazları özel dairece incelenmediğinden, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın özel daireye gönderilmesi gerekir."http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=3587




Old 19-12-2012, 08:24   #19
m.cumhur

 
Varsayılan

YARGITAY
5. HUKUKDAİRESİ
E.2012/13183
K.2012/19391
T.11.10.2012
•KAMULAŞTIRMASIZ EL KOYMA NEDENİYLE TAZMİNAT İSTEMİ ( İdari Yargının GörevliOlduğu - Adli Yargının Görevli Olduğuna İlişkin 17.05.2012 Gün ve 2012/3092-10080Sayılı Bozma Kararının Kaldırılmasına Karar Verildiği )
• İDARİYARGININ GÖREVLİ OLMASI ( Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle Tazminat İstemi -Adli Yargının Görevli Olduğuna İlişkin Bozma Kararının Kaldırılmasına KararVerildiği )
• UYUŞMAZLIKMAHKEMESİ KARARINDA İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNUN BELİRTİLDİĞİ (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle Tazminat İstemi )
2709/m.158
2942/m.10
2247/m.28/2
ÖZET : Dava, kamulaştırmasız el koymanedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümününilamı ile davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu belirtildiğindenmahkemenin davanın yargı yolu yönünden reddine ilişkin kararının onanmasıgerekir. Dairenin adli yargının görevliolduğuna ilişkin 17.05.2012 gün ve 2012/3092-10080 sayılı BOZMA kararınınkaldırılmasına karar verilmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el koyma nedeniyletaşınmaz bedelinin tahsili davasının reddine dair verilen yukarıda gün vesayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararıkapsayan 17.05.2012 gün ve 2012/3092 Esas - 2012/10080 Karar sayılı ilama karşıdavalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmişolmakla; dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminatistemine ilişkindir.
Davalı idare tarafından usulüne uygun olarak yapılangörev itirazı talebi mahkemece yerinde bulunmayarak reddedilmesinden sonra,dosyanın isteme uygun olarak Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve UyuşmazlıkMahkemesi Hukuk Bölümünün 04.07.2011 gün ve 2011/62 esas, 2011/163 karar sayılıilamı ile davanın çözümünde idari yargının görevli olduğuna, bu nedenleDanıştay Başsavcılığınca yapılan başvurunun kabulü ile davalı idare vekiliningörev itirazının reddine ilişkin Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2010gün ve 2010/594 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiği; bilaharemahkemece de davanın yargı yolu bakımından reddine karar verildiğianlaşılmıştır.
Anayasanın 158. maddesine göre, Uyuşmazlık Mahkemesi;adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hükümuyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluşu veİşleyişi Hakkındaki Kanunun 28/2. maddesinde ise "ilgili yargı mercileriile bütün makam, kuruluş ve kişiler mahkeme kararlarına uymak, geciktirmeksizinonları uygulamakla ödevlidirler." hükmü getirilmiştir.

SONUÇ : Bu hükümler çerçevesinde mahkemenin davanın yargı yoluyönünden reddine ilişkin kararının onanması gerekirken, Dairemizce maddi hatasonucu bozulmasına karar verildiği anlaşıldığından, davalı idare vekilininkarar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 17.05.2012 gün ve 2012/3092-10080sayılı BOZMA kararının kaldırılmasına; hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerdendolayı ONANMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz ve temyize başvurmaharçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, davalı idareden peşin alınan karardüzeltme harcının istenildiğinde iadesine, 11.10.2012 gününde oybirliğiylekarar verildi.

Değerli meslektaşlarım, yukarıdaki yargıtay kararının içeriğine ilginizi çekmek isterim.Lakin; yargıtay mahkemenin görevsizlik kararını öncesinde bozmuş sonrasında ise karar düzeltme aşamasında kararından dönmüştür. Yani; fikrimce yargıtay aslında Asliye hukuk mahkemelerini görevli görüyor. Peki neden kararından döndü? şeklinde soranları duyuyorum ve hemen cevabımı veriyorum. Yargıtayın bağlayan kanunun tam da kendisidir. Burada uyuşmazlık mahkemelerinin yargıtaydan üstün tutulduğunu ve kararlarının tartışılamaz olduğunu görüyoruz. Anayasanın 158. maddesi ile 2247 sayılı yasanın 28/2. maddesi uyuşmazlık mahkemesini kararını kesin yani yanlış olsa dahi tartışılamaz kılıyor. Yargıtay bu nedenle uyuşmazlık mahkemesinin kararını tartışamıyor ve Asliye mahkemelerinin görevli olduğunu bile bile kararından dönmek zorunda kalıyor.
Herkese saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.
Old 25-12-2012, 11:11   #20
hltydmr

 
Varsayılan

Gelinen aşamada hukuki el atmadan kaynaklı tazminat davalarında idari yargının görevli olduğu yönünde bir görüş hasıl olmakta. bu doğru mudur yanlış mıdır ayrı bir tartışma mevzuu. peki derdest olan davalarda durum ne olacak? bence burada davalı idarenin usulüne uygun bir şekilde görev uyuşmazlığı çıkartıp çıkartmadığına bakmamak gerekmekte. Zira görev hususu yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilen ve yargılamayı yürüten hakim tarafından da re'sen nazara alınması gereken bir husus değil mi? yoksa ben mi yanlış biliyorum??
Old 25-12-2012, 11:34   #21
Av. Tevrat DURAN

 
Dikkat Uyuşmazlık Mahkemesi bu kararıyla yeni uyuşmazlıklar doğrurmuştur

Uyuşmazlık Mahkemesi, önüne gelen görev uyuşmazlığını idarenin taşınmaza hukuki el atması halinde İdari yargının görevli olduğuna karar vererek sonuçlandırmıştır. Adli yargı Temyiz Mahkemesi Yargıtay, bu karara karşı tabiri caizse direniş göstermiş ve hukuki el atmalarda idari yargının değil Adli yargının görevli olduğu yönünde içtihat etmişti. Yukarıda meslektaşlarımın paylaştığı karar düzeltme kararı ile Yargıtay, direnişini sonlandırmıştır. Gerekçesini Yargıtay'a sormak gerekir ya da tatmin edici bir gerekçenin temyiz mahkemesinden açıklanması gerekirdi. Bu kısmı bir kenara not edelim.

Asıl sorun şudur, artık hukuki el atmalarda idari yargı görevli ise idare mahkemeleri önüne gelen hukuki el atma olayında Adli yargıda oluşan el atma halinde taşınmaz bedelinin mülk sahibine ödenerek taşınmazın idare adına tesciline karar vermesi halinde Danıştay bu konuda ne diyecektir. Çünkü Danıştayın gelişmiş ve istikrar kazanmış kararlarında idare mahkemeleri taşınmazın idare adına tesciline karar veremez.
Uyuşmazlık Mahkemesi sınırını aşarak hukuki el atma halinde taşınmaz bedelinin mülk sahibine ödenmesi yönünde idare mahkemelerine engel mi çıkartmaktadır. İdare Mahkemelerinin 2577 sayılı yasadan kaynaklanan tescil kararı veremeyeceği hususu açıkken Uyuşmazlık Mahkemesi hukuki el atmalarda idari yargının görevli olduğu kararı yeni uyuşmazlıklar doğuracaktır.
Pek dillendirilmese de asıl endişe, idari yargının hukuki el atmalarda adli yargı(Yargıtay) kadar idare aleyhine-hukuk lehine karar veremeyeceğidir. Umarız endişelerimiz boşa çıkar
Old 25-12-2012, 14:32   #22
Nill

 
Varsayılan

Yani şimdi fiili el atmalarda Adli yargının görevli olduğu hususunda bir tartışma yok değil mi?
Old 27-12-2012, 17:36   #23
Av. Yasin Yıldız

 
Varsayılan ben yaptım oldu bitti. sen üstüne bir bardak soğuk su iç

Alıntı:
Yazan Nill
Yani şimdi fiili el atmalarda Adli yargının görevli olduğu hususunda bir tartışma yok değil mi?


Evet yok. Ama şimdilik. İleride ne olacağını kestirmek artık çok zor. yakında bu davaların önünü tamamen keserlerse hiç şaşırmam doğrusu. Adalet duygusuyla hiçbir alakasının olmadığı kararların bizzat yüksek mahkemecelerce verilmesi çok ilginç doğrusu. Sanırım insanın elini kolunu bağlamak diye buna derler. Yakında "ben yaptım oldu bitti. sen üstüne bir bardak soğuk su iç" derlerse süpriz olmayacak.
Old 29-05-2013, 09:35   #24
hciyiltepe

 
Varsayılan

6487 Sayılı Kanunla imar uygulamasından kaynaklı kamulaştırmasız el atma davalarında idari yargının görevli olduğu hüküm altına alınmıştır.

Kanunla bu hükmün kesinleşmemiş tüm davalara tatbik edileceği belirtilmiştir.

Sonuç olarak Yargıtayda olanlar dahil imar uygulamasından kaynaklanan tüm kamulaştırmasız el atma davalarında adli yargı yerlerince GÖREVSİZLİK KARARI verilecektir.

Yine Aynı kanunla kamulaştırmasız el atma davalarında maktu vekalet ücreti ödeneceğide hükme bağlanmıştır.
BAZI KANUNLAR İLE 375 SAYILI KANUNHÜKMÜNDE KARARNAMEDE


DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN


Kanun No. 6487
Kabul Tarihi: 24/5/2013
Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmaksuretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlarhakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idaribaşvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bumadde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalarauygulanır. Kararı kesinleşen davalara ise, bu maddenin yalnızca sekizinci fıkrahükümleri uygulanır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İdarİ Yargi Mi Adlİ Yargi Mi? av-gülen Meslektaşların Soruları 22 01-07-2013 10:09
31.01.2012 Tarihli Ve 6273 Sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Av. Gülgün Hukuk Haberleri 7 08-01-2013 13:12
2012 Yili Yargi HarÇlari Oranlari üye7160 Hukuk Haberleri 0 02-01-2012 12:51
Yargitay Hukuk Genel Kurulu 09/06/2004 Tarİhlİ Karari av.cahitertan Meslektaşların Soruları 1 07-12-2009 14:57
İdarİ Yargi Ve Çaresİzlİk!!!! öğretmen Meslektaşların Soruları 9 12-03-2009 15:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08432698 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.