Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İş hukukunda tüzel kişilik perdesinin kaldırılması

Yanıt
Old 10-03-2011, 10:37   #1
elit

 
Soru İş hukukunda tüzel kişilik perdesinin kaldırılması

İş güvencesi hükümlerinden yararlanabilme konusunda; İşyerinde 30'dan az işçinin çalıştırılıyor olduğu yönünde işveren tarafının bir cevabı oldu. Fakat işyerinin farklı tüzel kişiliği olsa da aslen bir medya grubuna ait. Bu aşamada tüzel kişiliğin kaldırılması teorisinden iş hukuku kapsamında yararlanmak ne kadar yerinde olacaktır?(Dava işe iade davasıdır)
Saygılar...
Old 10-03-2011, 11:26   #2
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan elit
İş güvencesi hükümlerinden yararlanabilme konusunda; İşyerinde 30'dan az işçinin çalıştırılıyor olduğu yönünde işveren tarafının bir cevabı oldu. Fakat işyerinin farklı tüzel kişiliği olsa da aslen bir medya grubuna ait. Bu aşamada tüzel kişiliğin kaldırılması teorisinden iş hukuku kapsamında yararlanmak ne kadar yerinde olacaktır?(Dava işe iade davasıdır)
Saygılar...

"Tüzel kişilik perdesinin aralanması" esasen muvvazaaya benzeyen durumlarda uygulanmabilmektedir. Geçekten farklı tüzel kişiler varsa ve bu iyi niyetli şekilde kurulumuş tüzel kişiliklerse, zaten çoık istisnai uygulanan bu teoriden yararlanmak mümkün olmayacaktır.

Bunun yerine, şartları varsa "birlikte istihdam" olgusuna bakmanızı önerebilirim.

Saygılar,
Old 10-03-2011, 12:17   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Yeni ticaret kanunu yürürlüğe girdikten sonra bağlı şirket alacaklılarının hakim şirkete başvurabilmeleri mümkün olacak. (YTK. 206)
Old 15-03-2011, 15:45   #4
beyazbulut

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/11766 Karar: 2009/35109 Karar Tarihi: 14.12.2009
ÖZET: Somut olayda işveren arasındaki sözleşmenin işçilik teminine ilişkin olup olmadığı, davalı işyerinde sigortasız ya da başka işyerlerine kayıtlı işçilerin çalışıp çalışmadığı, davalının başkaca işyerleri bulunup bulunmadığı hususları taraf tanıkları da dinlenmek suretiyle, çalışan işçi sayısı tespit edildikten sonra sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.
(4857 S. K. m. 2, 4, 18, 21) (2821 S. K. m. 60) (9.HD 24.03.2008 T. 2007/27699 E. 2008/6006 K.) (9.HD 21.07.2008 T. 2008/25552 E. 2008/20932 K.)
.............
<Davalı iş yerinden gelen cevaba göre davacının iş akdinin feshedildiği 31.10.2008 tarihi öncesi iş yerinde davacı ile birlikte 29 işçinin çalıştığı anlaşılmıştır. 4857 sayılı İş Kanunun 18. maddesinde <30 veya daha fazla işçi çalıştıran iş yerlerinde belirtilmekte olup işe iade davalarının iş yerinde en az 30 işçinin çalışması halinde açılabileceği ve görülebileceği anlaşılmakla ve davacının da işten çıkarıldığı tarih öncesi iş yerinde 29 işçinin çalıştığı> gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
..........................
Özellikle gurup şirketlerinde ortaya çıkan bir çalışma biçimi olan birlikte istihdam şeklindeki çalışmada, işçilerin bir kısmı aynı anda birden fazla işverene ve birlikte hizmet vermektedirler. Daha çok yönetim organizasyonu kapsamında birbiriyle bağlantılı olan bu şirketler, aynı binalarda hizmet verebilmekte ve bir kısım işçiler iş görme edimini işverenlerin tamamına karşı yerine getirmektedir. Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynı şahıs tarafından yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı işyerinde verilen muhasebe, güvenlik, ulaşım, temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlere karşı verilmiş olması buna örnek olarak gösterilebilir. Bu gibi bir ilişkide, tüm şirketlere hizmet veren işçiler ile sadece davalı şirkete hizmet veren işçilerin 30 işçi kıstasında dikkate alınması gerekir. İşçi tüm şirketlere hizmet ediyor ise, o zaman tüm şirketlerdeki işçi sayısı dikkate alınmalıdır.
..........................................
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.



T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/30633
Karar: 2005/32824
Karar Tarihi: 10.10.2005
ÖZET: Davacı hizmet sözleşmesinin haklı bir nedene dayanmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ve tazminat miktarlarının belirlenmesini istemiştir. Davalı şirketlerin farklı sicil kayıtlarının bulunduğu P. AŞ. de çalışan işçi sayısının 30'işçinin altında olduğu görülmektedir. GEP. A. Ş.nin General Elektrik AŞ. nin bir yan kuruluşu olup olmadığı veya GEP. AŞ. nin başka şirketlerle bağlantısının bulunup bulunmadığı tespit edilip işyeri veya işyerlerinde çalışan işçi sayılarının 30'un üzerinde olmadığının tespit edilmesinden sonra hüküm kurulması gerekmektedir.

(4857 S. K. m. 18, 21)
Dava: Davac
ı, feshin geçersizliği ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı GE P. AŞ. avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı hizmet sözleşmesinin haklı bir nedene dayanmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, 4857 sayılı yasanın 21. maddesine göre boşta geçen süre ve tazminat miktarlarının belirlenmesini istemiştir.
Davalılardan General Elektrik AŞ. bu davada pasif dava ehliyetleri bulunmadığını, her iki şirketin işçilerinin ayrı olduğunu şirketler arasında alt ve üst işveren ilişkisi bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı GE P. Mühendislik Plastikleri Sanayi ve Tic. AŞ. iş sözleşmesinin şirketleriyle yapıldığını diğer davalı General Elektrik AŞ. ile istihdam konusunda bir bağlantı bulunmadığını, şirketlerinin iş kanununun 18. maddesine göre iş güvencesi kapsamında olmadığını, iş yerindeki işçi sayısının 17.8.2004 tarihi itibariyle 13 kişi olduğunu, işe iade davası açılamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının davalı P. AŞ. işçisi olarak çalışırken işten haksız olarak çıkarıldığı, davacının çalıştığı GE P. AŞ, General Elektrik AŞ.nin yan kuruluşu olduğu, buralarda çalışan işçi sayısının 30' dan fazla olduğu, davalı P. AŞ. nin feshinin geçersizliğine işe iadesine ve tazminata hükmedilmiştir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Mersin Sigorta Müdürlüğü ile İstanbul Sigorta Müdürlüğünden gelen yazı ve hizmet belgelerine göre davalı şirketlerin farklı sicil kayıtlarının bulunduğu P. AŞ. de çalışan işçi sayısının 30'işçinin altında olduğu görülmektedir. Her ne kadar GE P. AŞ. nin 22.9.2004 tarihinde yapılan 2001-2002-2003 yıllarına ait olağan genel toplantısına ait cetvelde pay sahibi olarak General Elektrik AŞ. de görülmekte ise de bu belge dışında GE P. şirketinin General Elektriğin yan kuruluşu olduğunu gösteren delil ve belgeye rastlanmamıştır.
GE P. A. Ş.nin General Elektrik AŞ. nin bir yan kuruluşu olup olmadığı veya GE P. AŞ. nin başka şirketlerle bağlantısının bulunup bulunmadığı tespit edilip işyeri veya işyerlerinde çalışan işçi sayılarının 30'un üzerinde olmadığının tespit edilmesinden sonra hüküm kurulması gerekmektedir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,10.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Old 17-03-2011, 10:27   #5
elit

 
Olumlu

Sayın beyazbulut eklemiş olduğunuz Yargıtay kararları yorum tazrımıza destek olacak nitelikte, çok teşekkür ederim. Sayın Av. Mehmet Saim Dikici, vermiş olduğunuz cevap için size de teşekkür ederim, tespitte izlenecek yol biraz yoruma açık ve içtihatlarla yer edinecek bir konu, umarım hak yerini bulur. Herkese iyi çalışmalar...
Old 17-03-2011, 10:31   #6
elit

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
"Tüzel kişilik perdesinin aralanması" esasen muvvazaaya benzeyen durumlarda uygulanmabilmektedir. Geçekten farklı tüzel kişiler varsa ve bu iyi niyetli şekilde kurulumuş tüzel kişiliklerse, zaten çoık istisnai uygulanan bu teoriden yararlanmak mümkün olmayacaktır.

Bunun yerine, şartları varsa "birlikte istihdam" olgusuna bakmanızı önerebilirim.

Saygılar,

İş hukuku konusunda aslında böyle yorumlanmaması gerektiği düşüncesindeyim, zira büyük şirketler muvazaayı örtmek konusunda hayli tecrübeliler.
Old 06-04-2014, 21:40   #7
davuterkan

 
Varsayılan Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması - Kaldırılması Yargıtay Kararı

Şirketlerde tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasına dair çok az mahkeme kararı var. Yerel mahkemelerden çok fazla karar aldım ama malum Yargıtay kararları daha makbul karşılanıyor. Bu nedenle reddedilen bir davamda Yargıtayın bozma yönündeki kararını buraya ekliyorum. Güle güle kullanınız.
İyi çalışmalar

T.C.
YARGITAY
23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4903
KARAR NO : 2013/6314
KARAR T. : 11.10.2013

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2013
NUMARASI : 2011/205-2013/33
DAVACI :
DAVALI : Müflis … San. ve Tic. A.Ş. İflas İdare Memurları 1-… 2- … 3- …
Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı müflis İs-Ka A.Ş.’de belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışmış olmasına rağmen, sigorta primlerinin dava dışı müflis İs-Kap A.Ş. tarafından yatırıldığını, her iki şirketin ortakları, yönetim kurulu üyeleri ve temsilcilerinin aynı olup iflaslarına karar verildiğini, sözedilen iş organizasyonunda tüm işlemlerin İs-Kap A.Ş. üzerinden yürütüldüğünü, İs-Kap A.Ş adına kayıtlı herhangi bir malvarlığı bulunmadığını, tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak işçilik alacağının masaya kaydı için yapılan başvurunun, müvekkilinin İs-Kap A.Ş.’nin işçisi olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, kararın yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin işçilik alacaklarının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre, davacının SGK kayıtlarından İs-Kap İstanbul Kablo Sanayi ve Pazarlama A.Ş.’de çalıştığının anlaşıldığı, İs-Kap İstanbul Kablo Sanayi ve Tic. A.Ş.’de çalışmasının olmadığı, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı, zira, İİK’nın 203. maddesi anlamında müflis şirketlerin bir borcu birlikte taahhüt etmedikleri gibi, zaten kendi çalışanlarının bile ücretini ödeyemeyerek iflas eden davalı müflis şirkete, yeni alacaklılar yaratılmasının bu şirketin çalışanlarının da zararına olacağı, davalı müflis şirket iflas idaresine husumet yöneltemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, işçi alacağının davalı müflisin iflas masasına kayıt kabul istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı İs-Kap A.Ş.’nin işçisi olan davacının işçi alacağından davalı şirketin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacının dava dışı İs-Kap A.Ş.’nin işçisi olduğu, sigortasının bu şirket tarafından yatırıldığı konusunda bir ihtilaf yoktur.
Tüzel kişilik perdesinin aralanması ( Disregard of the legal entity veya Lifting the Corparete Weil) teorisinin amacı tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanılarak hukuki sorumluluktan kaçınmayı önlemek, hakkaniyet sağlamaktır. Perdeyi aralamak teorisiyle tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda farklı tüzel kişilik savunması kabul edilmeyerek perdenin arkasındaki kişi sorumlu tutulabilmektedir. Başka bir anlatımla perdeyi aralama teorisiyle birlikte tüzel kişinin borcundan üyelerin, üyelerin borcundan tüzel kişinin ya da ana ortaklıkla yavru ortaklıkların özdeş kılınarak sorumlu tutulmasına olanak sağlanmaktadır. ( Coşkun Koçak, Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması 1. Uluslararası Ticaret Sempozyumu 02 Şubat 2008 Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayını s.h.58)
Mahkemece, davacı tanığı Alican Oruç dinlenmiş, uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi 26.05.2012 havale tarihli raporunda, müflis davalı İs-Ka İstanbul Kablo Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile dava dışı İs-Kap İstanbul Kablo Sanayi Pazarlama ve Ticaret A.Ş.’nin ortaklarının aynı kişiler olduğu ve aynı işyerinde faaliyet gösterdikleri, esasen birinin ürettiğini diğer şirketin satış ve pazarlamasını yaptığı, davacının fiilen davalı müflis şirkette çalıştığı görüşü bildirilmiş, davacı tanığı da, davacının müflis şirkette çalıştığı yolunda beyanda bulunmuştur. Bu durumda, mahkemece, müflis şirket yetkilisinin 05.04.2010 tarihinde, davacının iflas masasına alacak kayıt başvurusu esnasında, alacak talebine bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiş olduğu da göz önünde bulundurulup, somut olayda tüzel kişilik perdelenmesinin aralanması teorisinin uygulanmasının mümkün olduğu kabul edilerek iflas tarihi itibariyle davacının alacağının kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA , peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tüzel kişilik perdesi Mehmet Haluk Meslektaşların Soruları 6 12-07-2018 13:53
Siyasi partilerin il ve ilçe başkanlıkları - tüzel kişilik - husumet Ayşe BİLGİÇ TAHTACI Meslektaşların Soruları 7 01-08-2012 21:47
Tüzel kişilerin başka tüzel kişilere avukat atama yetkis vermesi Av.Fikret Hakgüden Meslektaşların Soruları 0 30-03-2010 14:56
Köy muhtarının köy tüzel kişiliği aleyhine dav açması halinde tüzel kişiliği temsil s ali kılıç Meslektaşların Soruları 1 19-02-2008 16:32
lehdar kısmına tüzel kişilik isminin yazılması çekin kambiyo vasfını kaybettirir mi? erdemlihukukcu Meslektaşların Soruları 2 13-04-2007 12:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05247998 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.