hakikate aykırı mal beyanı

Borçlu mal beyanında hiçbir malı bulunmadığını beyan etti fakat üzerine kayıtlı ev çıktı.Ancak ev üzerin de rehin ve hacizler var. Bu durum borçluya ceza çıkmasını engeller mi?
LEHTE VE ALEYHTE YARGITAY KARARI SUNULURSA COK MEMNUN OLURUM
ÇOK TEŞEKKÜRLER
AV.ERKAN ÇELİK

Alıntı: Yazan erkanc07 Borçlu mal beyanında hiçbir malı bulunmadığını beyan etti fakat üzerine kayıtlı ev çıktı.Ancak ev üzerin de rehin ve hacizler var. Bu durum borçluya ceza çıkmasını engeller mi? LEHTE VE ALEYHTE YARGITAY KARARI SUNULURSA COK MEMNUN OLURUM ÇOK TEŞEKKÜRLER AV.ERKAN ÇELİK

Merhabalar;

Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmaktan ceza verilebilmesi için beyan edilmeyen malların değerinin en azından borcu karşılayacak nitelikte olması gerekir. Elbette ki usulüne uygun ve süresinde verilmiş bir mal beyanı dilekçesi cezanın ön-koşuludur.

Sonuç olarak, eğer borçlu adına kayıtlı taşınmazın satılması akabinde dosyanıza para kalacaksa ve kalan bu para dosya borcuna yeter veya en azından yakın miktarda olacak ise ceza verilmelidir.

Saygılarımla...

İçtihatlar:

Alıntı: T.C. YARGITAY 16.Hukuk Dairesi Esas: 2004/1156 Karar: 2004/5507 Karar Tarihi: 08.04.2004 Gerçeğe aylan mal beyanında bulunmak suçundan sanık E.D'nin İİK' nun 338. maddesi gereğince 1 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığı'nın bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Sanığa örnek 49'u içerir ödeme emri 26.9.2001 tarihinde tebliğ edilmiş, sanık İİK' nun 74. maddesinde belirlenen koşullara uygun olarak 3.10.2001 tarihinde mal beyanı dilekçesini sunmuştur. Sanığın mal beyanı dilekçesinde yer almayan hissedarı olduğu 312 ada 28,8 ada 2, 41 ada 37 ve 399 ada 1, parsel sayılı taşınmazlarda borçlu sanığın hisseleri üzerine konulu hacizlerin adedi göz önüne alındığında sanığın yalan beyanda bulunma kastının bulunmadığının kabulü gerekir. Temyiz itirazları bu yönüyle yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA 8.4.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bir tane daha (ancak burada "lehe-aleyhe" şeklinde bir ikilik olacağını sanmıyorum);

Alıntı: T.C. YARGITAY 17.Hukuk Dairesi Esas: 2005/7714 Karar: 2005/8874 Karar Tarihi: 26.09.2005 Gerçeğe aykırı beyanda bulunmaktan sanık Mehmet Gökçen'in yapılan yargılaması sonunda; beraatına dair Gediz İcra Ceza Mahkemesinden verilen 12.5.2004 gün ve 2003/132 esas 2004/139 karar sayılı hükmün süresi içinde, Yargıtay'ca incelenmesi müşteki vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından 16.6.2005 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve üzerinde birden fazla haciz bulunan ve borcu karşılamaya yetmeyecek taşınmaz malı bildirmemenin atılı suçu oluşturmayacağının anlaşılmasına göre müşteki vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sonucu itibariyle doğru olan hükmün İcra ve İflas Kanunu'nun 366. maddesi uyarınca ONANMASINA, 26.09.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.