Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tazminat Davası-Hükmün Açıklanmasının Geri bırakılması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-12-2009, 21:57   #1
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan Tazminat Davası-Hükmün Açıklanmasının Geri bırakılması

Değerli meslektaşlarım,tehdit ve hakaret suçlarından müvekkil aleyhine açılan ve mahkumiyetle(ceza ertelenmiş)sonuçlanan ve temyiz aşamasında dahil olduğumuz ceza yargılaması sürecinde yerel mahkeme kararı Yargıtay tarafından -sonradan şartları oluşan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşulları bakımından inceleme yapılmadığından -ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri de yerinde görüldüğünden hükmün başkaca yönleri incelenmeksizin denilerek iki fıkradan oluşan (ve sadece usule yönelik mi olduğu yoksa esasa da girilip girilmediği anlaşılamayan)bir bozma ilamıyla bozulmuştur.Yerel mahkeme ise talebimize rağmen esasa hiç girmeden ve usule ilişkin koşulları da olmadığı halde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir.
Bu arada aynı eyleme dayalı olarak açılan tazminat davasında da söz konusu ceza dosyası mahkemece bekletici mesele yapılmıştır.
Şu aşamada hagb kararına karşı temyiz yolunun kapalı olduğu düşünüldüğünde, hükmün esasının incelenmesinde de tazminat dosyası nedeniyle hukuki yararımız olduğu ve hagb şartları olmadan verildiğinden,bu karara karşı ağır ceza mahkemesinde sanık müdafii olarak itiraz yoluna gidebilirmiyiz ya da gitmelimiyiz?Buna olumlu cevap verilirse itiraz kabul görüp de mahkemece cezaya hükmedilirken ilk kararın aksine erteleme uygulanmayabilir mi?Müvekkilin elinden buna(itiraza dair) muvafakat ettiğine dair bir yazılı belge almam faydalı olur mu?
Eğer ağır cezaya itiraz yolu sanık bakımından(hukuki yarar yokluğundan) kapalıdır denilirse süreç tazminat ödenmesiyle sonuçlanabilecek ve adil olmayan sonuçlar doğabilecektir.Diğer yandan zararın giderilmesi hagb şartı olduğundan bu karar tazminat dosyası bakımından bir anlam ifade eder mi?
Old 08-12-2009, 11:09   #2
Av.Şevval

 
Varsayılan

HAGB kararından tazminat dosyasının nasaıl etkileneceğini malesef ben de bir türlü çözümleyemedim.
CUMK maddi zarar peşin veya taksitler halinde mutlaka giderilmeli diyor.Ancak açılmış tazminat dosyası mevcut.Zarar ceza dosyasından giderilmeden karar verilirse usulden bozulur.Hukuk dosyasına atıf yapılarak karar verilse bu defa HAGB kararı aslında sanık hakkında hiç karar verilmemiş hükmünde olduğundan tazminat talebini reddedebilir .Ceza dosyası da bu arada kesinleşmiş olur.

Benim kafam karışık acil yardıma ihtiyacım var.
Old 08-12-2009, 14:05   #3
Av. Eyüp KATI

 
Varsayılan

HAGB CMK 231 e sonradan eklendi ancak uygulamaya iliskin birçok sorunu gündeme getirdi. bir mahkeme HAGB karar verdiğinde bu maddenin doğru veya yanlıs uygulandığına kimse bakamiyor. bu önemli bir eksikliktir. mesela kapkaç sucunda HAGB kararı verilemez iken mahkeme basit hırsızlık olarak algılasa ve bu sekilde HAGB kararı verse bunu inceleyecek merci bulunmamaktadır.
benim kanaatim 231 5 fıkrası ''kurulan hükmün hukuken sonuç ifade etmemesi'' nden bahsetmekle hukuk mahkemesinin ceza kararının verildiği olarak algılamasının mümkün olmadığı mevcut delillere göre karar vermesi gerektiği kanaatindeyim.
Old 08-12-2009, 16:14   #4
Av.Hakan Erol

 
Varsayılan

Bana göre, HAGB yasa maddesinin daha net ve keskin ifadelerle izahı şarttır.Bu karar her halükarda,atılı suçu işlediği sabit görülen sanık hakkında tatbik edilen bir yasa hükmüdür.Buna göre, üzerine atılı suçu işlendiği ceza mahkemesince sabit görülen ancak şartlarını taşıdığı için, hakkında verilen mahkumiyet hükmü açılanmayıp belli bir süre askıya alınan ve özel bir infaz rejime tabi tutulan sanık hakkında, işlediği suç sebebiyle açılan maddi-manevi tazminat davasında, HAGB ertelenmesi kararı,lehe bir durum oluşturmayacak,bilakis sanığın atılı haksız eylemi(suçu) işlediğinin bir delili olabilecektir.Ama yine, sanık lehineymiş gibi görünse de,HAGB müessesinin de temyiz incelemesine tabi tutulmamasını ve bilhassa son zamanlarda sıkça karşılaştığımız, "esasa ilişkin temyiz incelemesi yapılmaksızın,HAGB yönünden bozulan" Yargıtay kararlarının sanık aleyhine bir hukuki durum doğurduğu düşüncesiyle eleştiriyorum.
Old 08-12-2009, 17:00   #5
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Tazminat Davası-Hükmün Açıklanmasının Geri bırakılması

Merhaba.

Arkadaşlar bilindiği üzere yargılama bir süreçtir. Yargılama süreci içinde mahkeme bir kanaat edinir. Hüküm ise bu kanaatin yasal koşullara ve biçime uygun olarak açıklanmasıdır.

Bu çerçevede ben HAGB kararının hüküm niteliğinde olmadığı kanısındayım.

Hükmün açıklanması kurumuna dil anlamında baktığımızda açıklanmamış bir hükmün varlığından söz edemeyiz.

CMK hükümlerine baktığımızda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonraki 5 yıl için yasa hakkında bu karar verilen kişiyi sanık olarak nitelemektedir. Yani verilmiş bir hüküm ve bu hükümle mahkum olmuş bir hükümlü yoktur.

Hükmün ne olacağı CMK. 223. Maddede düzenlenmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı burada sayılanlardan değildir. Bu nedenle de bu karar hüküm olarak nitelenemez.

CMK açısından bakıldığında hükmün diğer bir özelliği toplumsal bir uyuşmazlığı sona erdirmesi ve infaz yeteneğini taşımasıdır. Bu; beraat kararı,düşme kararı veya mahkumiyet kararı olabilir. Sonuç değişmemektedir. Bir toplumsal uyuşmazlık sona ermekte artık bu konuda uyuşmazlık sözkonusu olamamakta, yeni dava açılamamaktadır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında ise dosya en geç 5 yıl sonra yeniden ele alınmaktadır. Yani uyuşmazlık son bulmamıştır. Hüküm verilmemiştir.

Kural olarak ceza hükümlerinin infazı için kesinleşmesi gerekir. (Aslında hukuk hükümlerinin de hukuk aleminde sonuç doğurması için kesinleşmesi gerekir. Hükmün kesinleşmeden icra konusu yapılması bunun istisnası değildir. İcra takibine konu edilen hukuk hükmü bozulduğunda icra olduğu yerde durmakta ortadan kalktığında ise icranın eski hale iadesi söz konusu olmaktadır. Bu nedenle hukuk aleminde kesin sonuç doğurabilmesi için hukuk hükümlerinin de kesinleşmesi gerekmektedir.) Kesinleşme ya yasa gereği verildiğinde ya da Yargıtay denetiminden geçmek sureti ile oluşur. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı temyiz yolu kapalıdır. İtiraz yolu açıktır. İtiraz incelemesi de sadece kararın koşullarının varlığı veya yokluğu ile sınırlıdır. Beraat kararı verilmesi gereken bir durumda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi halinde dahi itiraz üzerine dosyayı inceleyen ağır ceza mahkemesi burada beraat kararı verilmesi gerekirdi diyemeyecektir. Buradaki kesinleşme mahkumiyete ilişkin değil, şekle/koşullara ilişkin bir kesinleşmedir.

Hüküm beş yıl içinde suç işlenmesi halinde cezanın çektirilmesine veya kısmen çektirilmesine ya da 5 yıl içinde suç işlenmediğinde 10. Fıkra gereğince hükmün kaldırılarak davanın düşmesine karar verilmesi halinde oluşacaktır. Her iki şekilde de verilen karar temyiz denetimine sahiptir ve yasanın hüküm olarak nitelediği koşulları taşımaktadır. Yani hüküm bu aşamada söz konusu olabilecektir.

Bence HAGB karaı verilirken açıklanan ceza kararı mahkemece varılan kanaatin tutanak altına alınmsından başka bir anlam taşımamaktadır. Orada denetimden geçerek esas açısından berraklaşmış suç. suçlu ve hüküm yoktur.

Bu açıklamalar çerçevesinde ortada bir hüküm sözkonusu olmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının herhangi bir tazminat disiplin soruşturmasına esas teşkil edemeyeceği, herhangi bir soruşturmaya dayanak teşkil edemeyeceği kanısındayım.
Old 09-12-2009, 17:00   #6
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Tazminat Davası-Hükmün Açıklanmasının Geri bırakılması

Ek açıklama:

Yasa her ne kadar verilmiş kararı lafzında hüküm olarak nitelese de yukarıda yaptığımız açıklamalar çerçevesinde ve "sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder." ibaresi görüşümüzü doğrular niteliktedir.

Bu karar bir hüküm değildir. Verilen karar hükmün tüm özelliklerini taşısa bile hukuki sonuç doğurmayacağından gerekçeli kanaatin tutanak altına alınmasından öte bir anlam ifade etmeyecektir.

İfademizi şöyle değiştirmek gerekir.

Verilen karardaki ceza hükmü şekli anlamda bir hüküm olarak kabul edilde bile ukuk aleminde sonuç doğurmayacağından maddi anlamda hüküm olarak kabul edilemez. Maddi anlamda hüküm özelliğini 5 yıl içerisinde veya sonrasında verilen kararla ve bu kararın denetimden geçmesi ile kazanacaktır.

Saygılar.
Old 16-12-2009, 17:46   #7
avmhy

 
Varsayılan

Bu konu benimde karşıma çıkmış durumda,
yargıtay esasa girmeden ceza dosyasını bozdu
yerel mahkeme ceza kararı alarak hükmün açıklanmasını geri bıraktı. Hukuk mahkmesinde de devam eden tazminat davası var. Müvekkil ben kazaya karışmadın diyor. Bu husus yargıtay incelemesinden geçmedi. Şimdi hukuk mahkemesi tazminat kararı verir ve kesinleirse ne olacak.
Ceza mahkmemesi sonra bi şekilde hükmü açıklar ve yargıtay esastan bozarsa bi şekilde durumu geri sararız diye düşünüyorum. Ama müvekkil suç işlemez ve hüküm açıklanmaz ise bütün yük hukuk mahkmesine kalıcak gibi görünüyor.
Old 16-12-2009, 19:35   #8
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Tazminat Davası-Hükmün Açıklanmasının Geri bırakılması

Bu durumda kusur meselesinin de hukuk mahkemesi tarafından incelenerek çözümlenmesi gerekecektir. Hukuk mahkemesi tarafından yapılacak olan kusur incelemesi denetime tabi olacağından Yargıtay'ca incelenebilecek ve kesinleşirse kesin hüküm niteliğini kazanacaktır.

Saygılar.
Old 05-05-2011, 14:02   #9
avturgayk

 
Varsayılan

Merhaba, Bu tartışma konusuna çok geç de olsa katılabilme imkanım oldu ve yapılan tartışmalar ve görüşlerin önemli bir kısmı "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararının hukuki niteliği hakkında önemli eksiklerimizin olduğu yönünde.Öncelikle "HÜkmün Açıklanmasının Geri Bırakılması" kararının Mahkumiyet, Beraat gibi bir hüküm niteliği taşımadığı görüş ve yorumları kabul edilemez. Kanun maddesi ve gerekçesi çok açık ve net.Aksine Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ancak hakimin , sanık hakkında öncelikle sabit gördüğü eylemle ilgili mahkumiyete ilişkin bir hüküm kurmasını zorunlu kılmaktadır.5271 sayılı CMK nın 231/5. maddesinde belirtilen “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder” şeklindeki düzenleme ile verilen kararın herhangi bir hukuki sonuç doğurmadığı belirtilmiş olmakla birlikte buradaki “hukuki sonuç doğurmama” ibaresini genel anlamda bir hukuki sonuç doğurmaması olarak yorumlamamak gerekir zira hükmedilmesi zorunlu olan denetimli serbestlik de sanık hakkında verilen hukuki bir sonuçtur. Yasa koyucunun bu ifadeden amacı, “mahkumiyet yada beraat” şeklindeki bir hükmün yani 5271 sayılı CMK nın 223. maddesinde sayılan hükümlerden birinin sonuçlarının doğmaması olarak değerlendirilmelidir.Yani Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı , hakkında devam eden ceza yargılamasında sanık hakkında isnat edilen eylemin suç olduğu konusunda mutlaka bir mahkumiyet hükmü kurulmasını yani sanığın eylemin suç niteliğinin kesin olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. HAGB' kararının şartları da düzenlenmiştir. Özellikle tazmin şartından kastedilen zararın miktarı belli ise bu zararın tamamen karşılanması ya da belli olmayan zararlar da kısmen karşılanması mümkün ise de mağdurun bu hususta ki beyanı yeterli olabilmektedir. örnek verir isek ölümlü ya da yaralamalı trafik kazası nedeni ile açılan ceza davalarında bazen sanık ile müşteki uzlaşmakta, zararın manevi kısmı karşılanmakta ancak maddi zarara/destekten yoksun kalma tazminatı gibi ilişkin devam den hukuk mahkemesinde ki dava da maddi zararın hesaplanması ve hükmün kurulması ve zararın tazmini zaman alabileceğinden müştekinin ceza mahkemesinde ki şikayetten vazgeçme beyanı (manevi zararımızın karşılandığı, maddi zarara ilişkin ise hukuk mahkemesinde devam eden dava da henüz maddi zararın tespit edilememesi nedeni ile özel hukuka ilişkin hakların saklı tutulmasından bahsedilerek şikayetten vazgeçmeler de sanık hakkında sabıkası yok ise iyi hali de var ise Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmektedir. Böyle bir durumda sanık hakkında devam eden ceza davasında eylemin suç olduğu sabit olmuş ve kusurlu kabul edilen sanık hakkında özel hukuka ilişkin haklarımızın saklı kalmak kaydı ile şikayetten vazgeçmeler de HAGB kararı verildi diye maddi tazminat davasının red edileceği şeklinde ki yorum ve görüşler kabul edilemez ve doğru değildir. Aksine sanığın eylemi kusurlu olarak kabul edilmiş ve hakkında ceza tayinine gidilmiş ancak sadece HAGB' kararı verilmiş olması onun eyleminin suç ve kusurlu olarak kabul edildiği gerçeğini değiştirmeyecektir.H.A.G.B kararı verilirse kişi 5 yıl denetim süresine tabii tutulacak ve denetim süresi içersinde sanığın kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde mahkeme hükmü açıklayacaktır. Aslında H.A.G.B. ilişkin hükümler sanığın daha aleyhinedir. Saygılarımla avturgayk
Old 17-05-2011, 12:10   #10
mslmklvz

 
Varsayılan

Sanık hakkında bir suçtan dolayı hükmün açıklanması geri bırakılmış ve karar kesinleşmiş ise başka bir dosyadan da hükmün açıklanması -diğer şartları mevcut ise- geri bırakılabilir mi? Yoksa ilk karar mahkumiyet olarak değerlendirilip hagb şartlarının oluşmadığı şeklinde mi değerlendirilir?
Old 17-05-2011, 17:22   #11
avturgayk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mslmklvz
Sanık hakkında bir suçtan dolayı hükmün açıklanması geri bırakılmış ve karar kesinleşmiş ise başka bir dosyadan da hükmün açıklanması -diğer şartları mevcut ise- geri bırakılabilir mi? Yoksa ilk karar mahkumiyet olarak değerlendirilip hagb şartlarının oluşmadığı şeklinde mi değerlendirilir?
Benzer suç nedeni ile 5 yıllık süre için de yeni bir suçtan dolayı yargılanan sanık hakkında yeniden HAGB kararı verilemeyeceği gibi önceki hüküm de açıklanmak zorunda kalınacaktır. Kararın gerekçesi incelendiğinde sanık hakkında verilen 5 yıllık denetimlik süresince benzer bir suç işlememiş olması göz önüne alınacaktır. saygılarımla avturgay,
Old 17-05-2011, 21:54   #12
BALDIRAN

 
Varsayılan

Kanımca Burada önemli olan ikinci suçun ilk HAGB kararının kesinleşmesinden sonra işlenip işlenmediğidir. İkinci suç, ilk HAGB kararının kesinleşmesinden sonra işlenmişse ve kasıtlı suç ise, ikinci suç için HAGB kararı verilemez, ilk suç için verilen HAGB kararı kaldırlır.İkinci suç, ilk HAGB kararının kesinleşmesinden önce işlenmişse (İkinci suçun yargılaması daha sonraki bir tarihte bitmiş olsa dahi) ikinci suç içinde koşulları varsa HAGB kararı verilebilir. Saygılar.Av.M.Yalçın
Old 17-05-2011, 22:23   #13
ayanlar07

 
Varsayılan

öncelikle hagb dair karar açıklanmış bir karar değildir. bununla birlikte hagb dair karar verebilmesi için mahkemenin bunun sanık tarafından istenmiş olması gerekir. sanık bunu istememiş ve mahkeme vermiş ise bunu ağır ceza mahkemesine itiraz ile dile getirdiği zaman sadece hagb dair kararın uygun olup olmadığı yönünde inceleme yapma yetkisi olan ağır ceza mahkemesi bunu kaldıracaktır. ancak bu durum da sanık aleyhine olacaktır şöyle ki bu halde yerel mahkeme ceza verecek ve sanık esas yönünden temyize gidecektir yargıtay onarsa infaz edilmesi gereken bir karar haline gelecektir. tavsiye olarak sorarsanız hagb dair karar açıklanmış bir karar olmadığından ağır cezaya itiraz etmeyip kesinleştirin 5 yıl içinde kasıtlı bir suç işlerse o halde açıklandığında temyize gidebilirsiniz. diğer konu da hagb dair karar tazminat davası yönünden eylemin gerçekleştiğinin ispatıdır. bu yönde etki eder.
Old 18-05-2011, 10:23   #14
mslmklvz

 
Varsayılan

Sayın Baldıran;
Burada sanığın ikinci dosyasındaki suç tarihi ilk dosyadan verilen hagb kararından önceki bir tarih.HAGB kararında sanık hakkında ceza tayin edildiğinden bu mahkumiyet olarak değerlendirilebilir mi?Ve bu mahkumiyet olarak değerlendirilirse ikinci dosyadan hagb kararı verilmesine engel olurmu acaba?
Old 18-05-2011, 22:50   #15
BALDIRAN

 
Varsayılan

5 yıllık süre, ilk HAGB.kararının kesinleşmesinden sonra(itiraz yoksa kararın tevhimi/tebiliğinden itibaren 7 gün sonra, itiraz varsa itiraz hakkında yetkili mahkemenin kararından sonra) başlayacağından,ikinci eylemin tarihi, ilk HAGB.kararının kesinleşmesinden daha önce işlenmiş olduğundan burada ilk HAGB kararından sonra yeni bir kasıtlı suç işlenmesi söz konusu değildir.Öte yandan HAGB kararı mahkumiyet kararı değildir. Ortada sanık hakkında hukuki sonuç doğuran bir karar henüz yoktur, askıdadır, bu nedenle, daha önce işlenmiş bir eylemden dolayı (diğer koşulların tamam olması halinde) yeniden HAGB kararı almanıza engel bir usul hükmü yoktur kanısındayım. Büroya gittiğimde bu konuda doktrinden görüş yada içtihat bulabilirsem eklerim.saygılar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hükmün açıklanmasının geri bırakılması Av.TOLGAA Meslektaşların Soruları 11 09-12-2011 14:05
CMK 231. md.(Hükmün açıklanmasının geri bırakılması) av.mustafa.ozdemir Meslektaşların Soruları 8 12-12-2009 01:54
hükmün açıklanmasının geri bırakılması olcsvl Meslektaşların Soruları 1 28-04-2009 23:26
hükmün açıklanmasının geri bırakılması abdullahekinci Meslektaşların Soruları 4 27-08-2008 17:51
hükmün açıklanmasının geri bırakılması miss_lawyer Meslektaşların Soruları 2 16-07-2008 07:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06725311 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.