resmi evrakta sahtecilik (acil)

müvekkil A, babası vefat ettikten sonra veraset ve intikal beyannamesi için başvuruda bulunmuş. gÖREVLİ Memur, tüm mirasçıların imzalarının gerekli olduğunu söylemiş, müvekkil A da diğer mirasçılar ile küs olduklarından gelmeyeceklerini belirtmiştir. Bunun üzerine memur, ölen babanın üzerine kayıtlı mal varlığı bulunmadığından,sadece adına kayıtlı bir adet sabit telefon bulunduğundan, diğer mirasçılar adına da imza atmasını, nasıl olsa kimsenin zarara uğramayacağını söylemiş ve müvekkil A da diğer mirasçılar adına imzayı atmış ve hatta veraset intikal vergisini de ödemiştir. Bunu öğrenen diğer mirasçılar, sırf müvekkil A ile aralarında husumet olduğundan şikayetçi olmuşlar ve resmi evrakta sahtecilikten A hakkında dava açılmıştır.
yargılama aşamasında vergi dairesine yazılan yazı cevabında vergi dairesi adına herhangi bir zararın olmadığı sabittir. Katılan mirasçılar açısından da zarar oluşmamıştır. (Ayrıca kurumun kandırılması da söz konusu değil zira onların talebi ile onların huzurunda başkası adına imza atılmıştır ) Buna rağmen mütalaada TCK nın 204/1 maddesinden cezalandırlması istenmiştir. Esasa ilişkin beyanlarım için süre talep ettim zira kanaatimce burada zarar olgusu bulunmadığından suç oluşmamıştır. Buna ilişkin fikirlerinizi ve emsal yargıtay kararı varsa sunmanızı bekliyorum. Teşekkür ederim.

RESMÎ BELGEDE SAHTECİLİK

Madde 204 - (1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Sayın Meslektaşım burada zarar suçun unsurlarından olmadığından dolayı suç oluşmuştur kanatinteyim.

Zarar,Dolandırıcılık suçununun unsurlarındandır.

DOLANDIRICILIK
Madde 157 - (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

Ayrıca Vegi Dairesinin talebi ile müvekkilinizin bu sahte imzaları atmasını kanıtlamanız mümkün gözükmüyor.Zira hiç bir memur bu hususu kabul etmeyecektir.
Hatta Vergi Dairesinin davaya müdahil olup şikayetçi olacağı da kuvvetle muhtemel gözüküyor.

Esasında ehemmiyeti olmayan küçük bürokratik bir işlem gibi gözüküyor ama kanun malesef işlemin hafifliği veya ağırlığı ayrımını yapmıyor.

Saygılarımla

Resmi evrakta sahtecilik suçu oluşmuştur;çünkü tapu sicilinde tescili düşünün her ne kadar başkasının yerine atılan imzanın bir hak kaybına uğramasa da başkasının hak ve menfaatini kendi hak menfaati gibi tasarruf etmek başka insanın tasarrufunda olamaz.hak kavramı da kişiye ait olan ve kullanılması kişinin iradesine bağlı olarak kullanılan şey dir.

Sayın "miss_lawyer";
Vergi beyannamesinin "özel evrak" olarak değerlendirilmesi gerekir.
Zarar unsurundan, eski TCK da özel evrakta sahtecilik suçunu düzenleyen 345.madde de açıkça söz ediliyordu. Yeni TCK da madde metninde yer almıyor. Ancak zarar, sahtecilik suçlarında suçun maddi unsuru değilse de, zarar verme bilinç ve iradesi manevi unsuru etkileyen bir faktördür ve üzerinde durulması gerekir diye düşünüyorum.

Konuya ilişkin olarak bir yargıtay kararını aktarıyorum.

Alıntı: Sanığın yasal bir zorunluluğu yerine getirmek amacıyla diğer mirasçılar yerine de imza atarak ilgili vergi dairesine veraset ve intikal vergisi beyannamesi vermekten ibaret eyleminde, suç işleme kastı bulunmadığı gibi, herhangi bir zarar da oluşmadığı halde yerinde görülmeyen gerekçe ile yazılı şekilde (E-TCK 345) hüküm kurulması.. (6.CD.09/12/1996; 12666 - 12689)(Haydar Erol İçtihatlı TCK 2000 Baskı)

Sorumu cevaplayan tüm meslektaşlarıma çok teşekkür ederim.

Merhaba sayın miss_lawyer, mahkeme nasıl sanuçlandı acaba bilgi verebilir misiniz?