Hastanin Kusuru Hakkinda

Sayin Meslektaslarim,

Bir olayda hekim tum ozenini gosterdigi halde hasta hekim istediklerini yerine getirmemistir, bunun sonucunda her hangi bir olumlu vaka, kalici iz veya uzuv kaybi meydana gelmemekle hasta cektigi acilar ve odedigi paralar icin tazminat talep etmektedir.

Hastalarin kusuru hakkinda, ornegin ilac kullaniminda veya hekimin talimatlarini uygulamama ihmalleri hususunda var ise yargitay kararlari ve yine degerli dusuncelerinizi paylasmanizi dilerim.

Saygilarimla

Değerli meslektaşım,
Hekimin tıbbi müdahelelerden doğan hukuki sorumluluğu genel nitelikteki kanunlar içerisinde değerlendirilmektedir ve bir nevi haksız fiil sorumluluğudur.Tazminat sorumluluğunun doğması için hekimin kusurlu olması şarttır.Hekimin yaptığı tedavi ve girişimin sonucu olarak zarar ortaya çıkmış olmalıdır.Olayınızda anladığım kadarıyla ne hekimin kusuru ne de illiyet bağı mevcuttur.Dolayısıyla mevcut zarardan dolayı hekimin tazminat sorumluluğunun sözkonusu olmayacağını düşünüyorum.
Ancak hekim tedaviyle ilgili bilgileri,işlemleri,belgeleri,tedavi seçimini ve uygulamasını,tedavinin bittiği andaki durumu vs. kayıtları düzgün olarak tutmak ve saklamak zorundadır.Aksi halde doktorun sorumluluğu sözkonusu olabilir, kayıtlar usulüne uygun tutulmadığında kanıtlama yükü kusur ve illiyet bakımından hekimin üzerine yüklenir.
Kayıtlar usulünce tutulmuşsa endişeye gerek olmadığını düşünüyorum.
Saygılarımla....

Eğer tazminat talebinin dayanağı, hatalı kabul edilemeyecek bir tıbbi müdahalenin ardından ortaya çıkan ve olağanın ötesinde ağrı,sız vs.komplikasyonlar ise hekimin hastayı bunların olabileceği konusunda müdahale öncesi bilgilendirmiş olması gereklidir. Bilgilendirdiğini ispat etmek de hekimin yükümlülüğüdür.Eksik bilgilendirme varsa müdahalenin kendisi tıbben ne kadar doğru olursa olsun rızanın alınması noktasındaki eksiklikten hukuka aykırı kabul edilebilmektedir.

Hekimin kusuru ve illiyet bağı meselesi mahkemelerce bu bağlamda değerlendirilmekte. Hastanın müdahale sonrasında yapması gerekenleri yapmaması ya da yapmaması gerekenleri yapması hali bu şikayetleri artırmışsa elbette birlikte kusur ya da illiyet bağının kesilmesi söz konusu olmaktadır ancak bu konuda dahi hekimin bilgilendirdiğini ya da uyardığını ispat etmesi gerekmekte.

Hukuki yanı böyle olabilecek bu işin esas kötü yanı bu uygulamaların hekimleri ne derece bıktırdığına ve isteksizleştirdiğine şahit olmamdır.En tecrübeli hekimler en usta oldukları müdahalelerden dahi kaçınmaktalar artık.Üstelik müdahalenin riskinden değil oluşacak komplikasyonlardan dolayı böyle davranmaktalar.

Endişe verici bu gelişmeyi paylaşayım istedim bu vesileyle.Konuştuğum bir ürolog yakın zamanda insanlar paralarıyla dahi operasyon yapan hekim bulamayacaklar derken yanındaki başka bir hekimde bunu teyit etmiştir.

Sayin Meslektaslarim,
Sayin ODABAS,

Her ne kadar hekim olayi anlatmis, hastane protokol defterinde not almis, hasta kartinda hastanin film getirilmesini yazmis ise de hasta bunu gerceklestirmeyerek tedaviyi yarim birakmistir bu noktada yine Adli Tip kurumuda olayin normal oldugunun altini cizerek eger ki bir baska iddia var ise mahkemenin tespit edilmesi gerektiginin altini cizmistir.

Bu asamalarda suren yargilamada hala hekime supheyle yaklasilmasi ne kadar dogru olabilir?

Bir hastanin tedaviyi red etmesi ve bunu devam etmemesi baglaminda acaba hekim hastanin bu davranisindan sorumlu mudur? Bu hususu destekleyebilecek yargitay kararlari mevcut mu?

Saygilarimla

Hasta Hakları Yönetmeliği
Madde 25-Kanunen zorunlu haller dışında ve DOĞABİLECEK OLUMSUZ SONUÇLARIN SORUMLULUĞU HASTAYA AİT OLMAK ÜZERE hasta,kendisine uygulanması planlanan veya uygulanmakta olan tedaviyi reddetmek veya durdurulmasını istemek hakkına sahiptir.Bu halde,tedavinin uygulanmamasından doğacak sonuçların hastaya veya kanuni temsilcilerine veyahut yakınlarına anlatılması ve bumu gösteren yazılı belge alınması gerekir.
Saygılarımla...