|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
18-07-2007, 21:34 | #1 |
|
Marka İptal davası ve markanın tescil edilmiş sayıldığı zaman
Herkese selamlar,
556 sayılı KHK'da marka hükümsüzlük davaları ile ilgili olarak hak düşürücü süre veya zamanaşımı nevinden bir süre öngörülmemiş olsa da ( tanınmış markalar hariç) Yargıtay bu sürenin 5 yıl olarak kabulü yönünde bir karar vermiş. Ancak bu 5 yıllık süre ne zaman başlar? Marka müracaat tarihinde mi ( zira tescil belgelerinde tescil tarihi olarak markanın müracaat tarihi yer almaktadır) yoksa markanın Resmi Marka Gazetesinde ilan edilmesinden mi hesaplanır? Bir müvekkilimin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiği marka 2002 yılında başvurusu yapılan ve tescil belgesi üzerinde de 2002 yılı yazan bir marka. Ancak markanın tescil işlemleri tam 4,5 yıl sürmüş ( itirazlar vs. ) aslında marka 2006 yılının sonunda tescil edilmiş ama marka belgesinde 2002 yazıyor. Bu konuda Yargıtay kararı var mı acaba? Yani müvekkilim zaten istese de 2005 veya 2006 yılında bu davayı açamazdı çünkü markanın işlemleri halen devam etmekte idi. Davayı açsak bu sefer de karşımıza "mevsimsiz açılan dava" ile ilgili Yargıtay içtihadı çıkacak ve mahkeme esasa girmeden davayı reddedecekti. Konu ile ilgili olarak Yargıtay kararı veya herhangi bir doktrin görüşüne sahip olan meslektaşım paylaşırsa sevinirim. Saygılarımla |
25-07-2007, 14:19 | #2 |
|
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 1. Ticaret Mahkemesi´nce verilen 25.10.2001 gün ve 2000/859-2001/808 s. kararın Yargıtay´ca tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve bütün belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "Merinos Yünlü Sanayi İşletmesi" unvanını 11.05.1955 tarihinden, "Merinos" markasını 29.05.1991 gününden beri tescilli olarak kullandığı durumda davalının 16.12.1997 gününde ünvanını ve 147589 no.lu "Demmerinos+Türk Malı" ve 99019691 no.lu "Merinos Halı San ve Tic.A.Ş. + özel bir şekil"den oluşan markalarını haksız olarak kullandığını, unvan ve markalar arasında iltibas olduğunu, ileri sürerek davalının eylemlerinin haksız olduğunun tesbiti ile önlenmesine, davalı markalarındaki ve ünvanındaki "Merinos" ibaresinin terkinine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin markalarını iyi niyetle tescil ettirdiğini, DEMMERİNOS markası yönünden davanın zamanaşımına uğradığını, Merinos kelimesinin koyun ırkı olup, bir şahsın ya da kuruluşun inhisarında olamayacağını, müvekkilinin yaklaşık 20 yıldır halı sektöründe faaliyet gösterdiğini, markayı müvekkilinin maruf ve meşhur hale getirdiğini, 3.şahıs adına kayıtlı "Merinos Rulo", "Simmerinos"ve "Merinos" markalarının bulunduğunu, Dünyada da 1000´i aşan şirketin bu ibareyi marka ve unvanlarında kullandığını, davacının " Merinos Bursa" markasının TPE ürün sıralamasına göre 24 ve 25 nci sıralarda yer alan kumaş ve yünler için tescil edildiği halde, müvekkilinin markasının 27 nci sırada düzenlenen Halı ve buna bağlı ürünler için tescil edildiğini yani; faaliyet alanlarının farklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve bütün dosya kapsamından 556 s. KHK´nin 42/a maddesi uyarınca hükümsüzlük davasının 5 senelik süre içinde açılması gerektiği bu sürenin markanın tescilinden itibaren başlayacağı, davalının ise 1993 yılından beri bu unvan ve markayı kullanmakta olduğu, davacının zamanında tescillere itiraz etmediği durumda bu davayı açmasının iyiniyetle bağdaşmadığı, ayrıca koyun ve yün cinsi olan "Merinos" markasının tek başına tescilinin kararnamenin 7/1.c maddesi uyarınca mümkün olmayacağı, tescil edilse dahi başkalarının kullanmasına ayırt edici unsurlar ilave edilmesi halinde engel olunamayacağı, dava hakkının düşmesi sebebiyle "Merinos" kelimesini kullanabilecek olan davalının sonra yapılan tescil sebebi ile bu ismi kullanmayacağını kabul etmenin çelişki oluşturacağı gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Davacı, 11.5.1955 yılından beri kullandığı "MERİNOS" kelimesinin bulunduğu unvanının ve 16.12.1997 gününden beri kullandığı "MERİNOS" markasının davalı tarafından haksız ve kötüniyetli olarak tescil ettirildiğini ileri sürerek ,davalı adına olan 99019691 no.lu "MERİNOS HALI+ ŞEKİL" markası ile 147589 no.lu " DEMMERİNOS " markalarının ve davalı unvanında bulunan "MERİNOS" kelimesinin terkini talep ve dava etmiştir. 556 s. KHK.nin 6.ve 9/3. maddeleri hükümleri uyarınca, markanın sahibine sağladığı haklar tescil ile oluşur ve üçüncü kişilere karşı tescilin yayını gününden itibaren hüküm ifade eder. Önce tescil ettiren kişi, o işaret üzerinde marka ile ilgili mal ve hizmetler için inhisar ve daha sonra başkasının marka olarak tescil ettirmesini men etme hakkını kazanır. Öncelik ilkesi şöyle ifade edilebilir: daha önce tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir işaret yada ondan ayırt edilemeyecek kadar onunla ayniyet içerisinde bulunan bir işaret ,aynı mal veya hizmetler yahut aynı türdeki mal ve hizmetler için bir kere daha başkası tarafından marka olarak tescil edilemez; önce yapılan tescil sonrakileri önler. Tescil ilkesinin istisnasını tanınmış markalar ile tescilden önce kullanma sonucu ayırt edici nitelik kazanan işaretler oluşturur( 556 s. KHK.nin 7/son). Ayrıca, marka üzerinde üstün ve öncelikli hak sahibi olduğunu ileri sürenlerin açacakları marka terkini davaları için 556 s. KHK. de dava açma olanağı tanınmasına rağmen, bu davanın hangi sürede açılacağı konusunda bir düzenleme getirilmemiş ise de, yine anılan KHK.nin 42. maddesinde, Paris Konvansiyonu´na göre tanınmış sayılan marka sahiplerinin hükümsüzlük davasını, tescil gününden itibaren 5 yıl içinde açılması gerekeceği belirtilmiş, dava açma hakkının sınırsız sürede kullanılmasının da kanunun ruhu ve hukuk mantığı ile bağdaşmayacağı gözetilerek yukarda sözü edilen sürenin en azından sair markalar yönünden açılacak davalar için de uygulanarak kanuni boşluğun doldurulması Dairemizce uygun görülmüştür. Nitekim, Avrupa Topluluğu Anlaşması´nın 189. maddesi uyarınca, kabul edilen 89/104 s. Yönerge de tanınmış markalar için de, 5 senelik hakdüşürücü süre öngörülmüştür. 5 senelik sürenin başlangıcı tescil tarihidir. Ancak, Paris Konvansiyonunun 1.mükerrer 6.maddesinde sözü edilen ve herkesçe bilindiği kabul edilen markanın başkası adına kötüniyetle tescil olunması halinde ise, hükümsüzlük davasının beş yıl içerisinde açılmasını öngören hüküm uygulanmaz.(556 s. KHK.nin 42/a,son cümle; Paris Konvansiyonu, 1.mükerrer 6.3.) Paris Konvansiyonu´nun bu hükmünün kapsamına giren ve dolayısıyla Türkiye´de de tanınmış olan markanın bir başka kişi tarafından kendi adına tescilinin istenmesi halinde kötüniyetin varlığı asıldır. Bu anlamda kötüniyetten kasıt; iyiniyetli olmamak, yani tanınmış markanın varlığını bilmek veya öğrenebilecek halde bulunmaktadır. Yoksa bir hilenin, aldatmanın veya dolanmanın varlığını veya TPE´nin kusuru bulunup bulunmadığını aramaya gerek yoktur. TPE´nin tanınmış markanın varlığını bilmesi tanınmış markayı tescil ettirenin kötüniyetini ortadan kaldırmaz. (Bkz.Dr.Ünal Tekinalp Fikri Mülkiyet Hukuku, 1. Bası .Ekim 1999. s.440. Dr. Sabih Arkan, Marka Hukuk Cilt 2. S.158.) Dairemiz uygulamasına göre ise; davalının kötüniyetli olmadığının ispatının somut verilere dayanması gerekir. Örneğin, davacının, davalının ticaret unvanından haberdar olduğu durumda uzun süre sessiz kalınması, aralarında ticari işlemlerin varlığını gösteren belgeler olmasına rağmen uzun süre sonra dava açılması vs. gibi hallerde davalının MK.2. madde hükmünden yararlanmasının mümkün olduğu kabul edilmektedir. Dava konusu olayda; davacının markası davalının markasından daha önce kullanılıp ,ayırt edici hale geldiği gibi daha önce tescil de edilmiştir. O halde, davacının dava konusu "MERİNOS" markası üzerinde marka hakkının davalıdan önce doğduğunun kabulü gerekir. Ancak, davanın hakdüşürücü süreye bağlı olmadan açıldığının ispatı gerekmektedir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ve mahkeme kararının gerekçesinde davacının, davalının kötüniyetle tescil yaptırdığı iddiası üzerinde durulmamıştır.Bu durumda, davalının sadece "DEMMERİNOS " markası yönünden 5 senelik süre geçmesi sebebiyle ve MK.2.maddesinden hareket ederek davanın REDDİNE karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla mahkemece, bilirkişi kurulundan ek rapor ya da yeni bir bilirkişi heyetinden yukarıdaki açıklamalar dikkate alınmak suretiyle davalının markalarını tescilde kötüniyetli olup olmadığı bu biçimde davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunda rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Davacı ayrıca, davalının ticaret unvanında bulunan "MERİNOS" kelimesinin terkini talep etmiştir. Davacı, 11.7.1933 gününde " Bursa Merinos Yünlü Sanayi İşletmesi" ünvanı ile faaliyet göstermekte iken Bursa Ticaret Siciline 10.9.1993 gününde tescil edilerek ticaretine devam etmiştir. Davalı şirket, 9.2.1990 gününde " Merinos Halı Sanayi ve Ticaret A.Ş." ünvanı ile Gaziantep Ticaret Sicili´ne tescil edilmiştir. TTK´nun 47/son maddesi hükmüne göre, bir tüzel kişinin ticaret unvanı Türkiye´nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmişse, bu ünvanın sair bir unvandan ayırdedilmesi için sonradan tescil edilen tüzel kişi ortaklığın ünvanına gerekli ekleri yapması zorunludur. Davalının logosunun davacı logosundan farklı olması ve şirket merkezlerinin farklı şehirlerde olması önemli olmayıp, davalının unvanında yer alan "MERİNOS" kelimesinin iltibasa neden olup olmayacağı önem taşımaktadır. Ticaret ortaklıkların merkezleri ayrı yerde olsa ve logolarında farklılık bulunsa bile, unvanlarında iltibas varsa, önceden ticaret sicil kaydını yaptıran tüzel kişilik, TTK´nun 43., 47., 54. ve 57/5. maddeleri uyarınca haksız rekabetin men´i davası açabilir. Somut olayda her iki unvanda da " MERİNOS" sözcüğü vurgu kelimesi olup, bu durum iltibas yaratır. Buna göre, mahkemece iltibas durumu göz önünde tutularak ve TTK.nun haksız rekabete ait 57. ve devamı maddeleri uyarınca, bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş ve hükmün BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) no.lu bentlerde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi |
25-07-2007, 15:16 | #3 |
|
Teşekkürler Şule Hanım
Şule Hanım karar için çok teşekkür ederim. Kararda "tescil tarihinden itibaren" lafzı var. Ancak problem tescil tarihinin ne zaman olduğunun tespitinden çıkıyor. Markanın yayın tarihindne itibaren hüküm ifade etmesi bir de markadan doğan hakların tescil belgesinin tesliminden itibaren kulanılmaya başlanılması söz konusu. tescil süreci çok uzayan markalar bakımından durum ne olacak? Marka 20002 de başvurulmuş belge üzerinde de doğal olarak 2002 tarihi tescil tarihi olarak yer alıyor. Ancak marka tescil belgesi ancak 2007 Ocak ayında gerçekleşmiş. Yani zaten 5 yıllık süre içinde istesem dahi dava açmam mümkün değil çünkü marka hala tescil edilmemiş. Bu durumda 5 yıllık sürenin başlangıç tarihinin başvuru tarihi mi yoksa fiilen markanın tescil edildiği tarih mi olması gerektiği konusunda maalesef herhangi bir bilgi bulamadım.
Saygılarımla, Hakan AKDAĞ |
25-07-2007, 16:01 | #4 |
|
556 s. KHK.nin 6.ve 9/3. maddeleri hükümleri uyarınca, markanın sahibine sağladığı haklar tescil ile oluşur ve üçüncü kişilere karşı tescilin yayını gününden itibaren hüküm ifade eder.Burdan yola çıkarak şahsi fikrim ilandan sonraki 5 yıllık zamanı kapsamaktadır. Fakat içeriğine ulaşamadığım bir yargıtay kararını belirteyim 'Mar KHK'da hükümsüzlükdavasının ne kadar bir süre içerisinde açılacağı düzenlenmemiştir.Ancak Yargıtay tanınmış markalar için ön görülen 5 yıllık süreyi.markanın hükümsüzlüğü davasına kıyasen uygulamaktadır.Yargıtay'a göre markalara karşı hükümsüzlük davası tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde açılabilır'11.HD2000/5607E.2000/6604K.
ve kitapta atıfta bulunan cümle şu şekilde Hükümsüzlük davası zamanaşımına uğramaz Çünkü hukuka aykırılık oluşan durum,yani tescil süreklilik arz etmektedir.(ARKAN,C2s.167;KARAHAN HÜKÜMSÜZLÜK s.144)Nitekim EnsTasKHK'da hükümsüzlük davasının, koruma süresince ve koruma süresinin bitiminden itibaren 5 yıl süre içinde açılabileceği hükme bağlanmıştır.(CAhit suluk TAsarımhukuku marka,patent,faydalı model karşılaştırmalı) İyi çalışmalar diliyorum Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
takibin zamanaşımı nedeniyle iptal edilmiş olması ve menfi tespit davası | Av.Zuhat Kaya | Meslektaşların Soruları | 8 | 09-12-2010 21:33 |
Tapu İptali ve Tescil Davası mı Alacak Davası mı? | Kamaz | Meslektaşların Soruları | 5 | 05-01-2010 18:26 |
"eminönü" Adını Marka Olarak Tescil Ettirebilir Miyim ? | Armağan Konyalı | Meslektaşların Soruları | 8 | 16-09-2008 15:12 |
Tapu İptal ve Tescil , Islah, Davaların Birleştirlmesi | Av.G.Öz. | Meslektaşların Soruları | 0 | 17-01-2007 16:57 |
4 Yıllık Fakülte Mezunlarına Tanınan Öğretmen Olma Hakkı İptal Kararı İptal Davası | hacım | Hukuk Soruları Arşivi | 0 | 25-02-2003 11:17 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |