Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Biyolojik babanın başkası üzerine nüfusta kayıtlı olan çocuğu tanıması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-07-2019, 10:54   #1
Ladylawyer

 
Varsayılan Biyolojik babanın başkası üzerine nüfusta kayıtlı olan çocuğu tanıması

Merhaba;
Müvekkil(Biyolojik baba) 11 yıl kadar önce bir kadınla evlilik dışı ilişkiye giriyor ve bu kadından bir oğlu oluyor. İlerleyen süreçte kadın bir başkasıyla evleniyor ve üvey baba kadının evlilik dışı olan çocuğunu sanki kendi öz çocuğuymuş gibi tanıyor. Çocuk nüfusta üvey babasının üzerine kaydediliyor.İlerleyen süreçte kadın ve biyolojik olmayan baba boşanıyor.Sorum şu;

1-Biyolojik baba bize geldi ve çocuğu tanımak istediğini söylüyor.Nasıl bir yol izlemeliyiz? Teşekkürler...
Old 04-07-2019, 13:09   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Merhaba sayın meslektaşım,

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/13818
K. 2018/19057
T. 22.11.2018
DAVA : Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR : Dava dilekçesinde, davacı ...'ın nüfus kaydındaki babası olan davalı ... üzerindeki soybağının reddi istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... tarafından yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.

Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286. madde kapsamında çocuk adına kayyım tarafından açılan soybağının reddi istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK'nin 326. maddesinde, “Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 312/2. maddesinde davalı, davanın açılmasına kendi hal ve davranışı ile sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

Kural olarak bir davada, haksız çıkan tarafın yargılama giderleriyle yükümlü bulunması asıldır. Ancak 6100 Sayılı HMK 312/2 maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde davayı kaybeden taraf, yargılama giderleri ile sorumlu tutulamaz. HMK 312/2 (eski HUMK 94/2) maddesi hükmüne göre davalının yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile sorumlu tutulmamasının koşulları; davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş olmasına bağlıdır. Bu iki koşulun bir arada gerçekleşmiş olması gerekir.

HMK'nin 323. maddesine göre, karar ve ilam harcı, vekalet ücreti, tebligat ve keşif giderleri yargılama giderlerindendir.

Dosya kapsamından, soybağının reddi istenilen küçük Emre, dava dilekçesinde belirtildiği üzere anne ile davalı babanın fiilen ayrı oldukları ve annenin biyolojik baba olduğu açıklanan Harun Kanal ile evlilik dışı ilişkisinden dünyaya geldiği ve anne tarafından çocuğun baba hanesine tescilinin sağlandığı, anlatılan bu olaylarda davalı ...'e atfedilecek bir kusurun bulunmadığı gibi ilk duruşmada davayı kabul ettiğine göre, artık 6100 Sayılı HMK 312/2 maddesi gereği yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağından; davalı ...'in HMK'nin 323. maddesinde sayılan giderlerden, sorumlu tutulması doğru bulunmamış ise de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür (HUMK madde 438/7).

SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda yukarıda açıklanan sebeplerle hüküm fıkrasının 3 ve 4. paragraflarının metinden çıkartılarak onların yerine “3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına” ibaresinin eklenmesine ve 5 numaralı bende 4 numara, 6 numaralı bende de 5 numara verilmek suretiyle HUMK'un 438/7 (HMK'mad. 370/2) maddesi gereğince hükmün (6100 Sayılı Kanuna 31.03.2011 tarih 6217 Sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. maddeye göre) düzeltilerek ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kolay gelsin
Old 04-07-2019, 15:33   #3
Ladylawyer

 
Varsayılan

Benim aklıma takılan mevzu şu. Soybağının reddi davasını MK 286 göre çocuk ve koca açabiliyor. MK 291'de ise diğer ilgililer arasında "Baba olduğunu iddia eden kişi"den bahsedilmiş.MK 291. maddesi çok açık gelmedi bana. Baba olduğunu iddia eden kişi direkt soybağının reddi davası açabilir mi? Teşekkürler
Old 04-07-2019, 16:29   #4
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı -TMK.m.291

T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/12364
K. 2016/9880
T. 20.6.2016
SOYBAĞININ REDDİ İSTEMİ

( Davacının Öğrenmeden İtibaren Bir Yıllık Hak Düşürücü Süre İçerisinde Temyize Konu Davayı Açtığına Göre Mahkemece İşin Esasına Girilerek Tarafların Sunacağı Tüm Delillerin Toplanarak Oluşacak Sonuca Göre Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Davacının Davalı Küçüklerin Babası Olduğunu Dava Açıldığı Tarihten Üç Ay Önce Öğrendiği Daha Önceki Bir Tarihte Bu Durumu Bildiğine Dair Dosya İçerisinde Bir Bilgi veya Belge Bulunmadığı - Davacının Öğrenmeden İtibaren Bir Yıllık Hak Düşürücü Süre İçerisinde Davayı Açtığının Gözetilmesi Gerektiği )

• HUSUMET ( Mahkemece Küçüklere Kayyım Tayin Ettirilip Davanın Kayyıma Yöneltilmesi Gösterdiği Takdirde Delillerinin Toplanmasından Sonra Tüm Delillerin Birlikte Değerlendirilerek Oluşacak Sonuca Göre Bir Karar Verilmesi Gerekirken Eksik Hasımla Yargılama Yapılmasının Hatalı Olduğu )
• KAYYIMLIK ( Davacı Tarafından Açılan Davada Küçüklerin Çocukları Olmadığının Tespiti İle Soybağının Reddine Karar Verilmesinin İstendiği ve Davanın Küçüklere Kayyım Tayin Ettirilmeden Karara Bağlandığı - Yasal Düzenlemeler Dikkate Alındığında Mahkemece Küçüklere Kayyım Tayin Ettirilip Davanın Kayyıma Yöneltilmesi Gerektiği )

4721/m.289,291

ÖZET : Dava, soybağının reddi istemine ilişkindir. Davacının davalı küçüklerin babası olduğunu dava açıldığı tarihten 3 ay önce öğrendiğine, davacının daha önceki bir tarihte bu durumu bildiğine dair dosya içerisinde bir bilgi veya belge bulunmadığına ve davacının öğrenmeden itibaren, TMK 291.maddedeki 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde temyize konu davayı açtığına göre, mahkemece işin esasına girilerek tarafların sunacağı tüm delillerin toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması, hatalıdır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. maddesi uyarınca olayları anlatmak taraflara hukuki nitelendirme ise hakime aittir. Somut olayda, davacı tarafından açılan davada küçüklerin, çocukları olmadığının tespiti ile soybağının reddine karar verilmesinin istendiği ve davanın küçüklere kayyım tayin ettirilmeden karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Yasal düzenlemeler dikkate alındığında, mahkemece küçüklere kayyım tayin ettirilip davanın kayyıma yöneltilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik hasımla yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması, doğru görülmemiştir.

DAVA : Dava dilekçesinde, soybağının reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ve ...'ın davacının çocuğu olmadığının tespiti ile soybağının reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.

1- )Davacı vekili dava dilekçesinde, nüfus kayıtlarında davacının çocukları olarak görünen davalı küçükler ... ve ...'ın gerçekte davacının çocukları olmadığını, küçüklerin davacının diğer davalı ... ile olan evliliğinin sona erdiği tarih olan 12/09/2007 tarihinden sonra 25/08/2008 tarihinde nüfusa tescil edildiğini, davacının bu durumu dava açmadan 3 ay önce seçim işleri için nüfus müdürlüğüne gittiğinde öğrendiğini, bu sebeple nüfusta çocukları görünen davalı küçükler ile davacı arasındaki soybağının reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verilmiştir.

Türk Medeni Kanununun 291. maddesine göre; “Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir. Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açar. Kocanın açacağı soybağının reddi davasına dair hükümler kıyas yoluyla uygulanır.”

Somut olayda, davacı ile davalı ... arasındaki evliliğin 12/09/2007 tarihinde boşanma ile sona erdiği, davalı küçüklerin nüfusa 25/08/2008 tarihinde, 01/03/2005 ve 01/02/2007 doğum tarihleri ile tescil edildikleri, bu durumda küçüklerin evlilik birliği içerisinde doğmuş olmaları sebebiyle nüfusta davacının çocuğu olarak göründükleri anlaşılmaktadır.

Yukarıdaki belirtilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında; davacının davalı küçüklerin babası olduğunu dava açıldığı tarihten 3 ay önce öğrendiğine, davacının daha önceki bir tarihte bu durumu bildiğine dair dosya içerisinde bir bilgi veya belge bulunmadığına ve davacının öğrenmeden itibaren, 30/04/2014 tarihinde ve TMK 291.maddedeki 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde temyize konu davayı açtığına göre, mahkemece işin esasına girilerek tarafların sunacağı tüm delillerin toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması,

2- )4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 289. maddesinde; “Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır. Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır. Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.'' hükmü yer almaktadır. Aynı Kanun'un 426. maddesinde ise “Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin istemi üzerine veya resen temsil kayyımı atar: Ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse, Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa, Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa. “ hükmüne yer verilmiştir.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. maddesi uyarınca olayları anlatmak taraflara hukuki nitelendirme ise hakime aittir. Somut olayda, davacı ... tarafından açılan davada küçükler ... ve ...'ın, çocukları olmadığının tespiti ile soybağının reddine karar verilmesinin istendiği ve davanın küçüklere kayyım tayin ettirilmeden karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında, mahkemece küçüklere kayyım tayin ettirilip davanın kayyıma yöneltilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik hasımla yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 04-07-2019, 17:52   #5
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Muhterem Üstadım Hulusi Metin Bey,
A isimli erkek geliyor ve; B isimli erkek adına nüfusta kayıtlı çocuk B'nin değil, benim çocuğum diyor ( anladığıma göre).
İmdî, bu meseleyi, soybağının reddi hükümleri çerçevesinde mi düşüneceğiz/ çözeceğiz?
Saygılarımla...
Old 05-07-2019, 05:12   #6
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Okyay üstadım,

Başkaca çözüm önerilerini de öğrenmek isteriz...

Saygı ve sevgi ile...
Old 05-07-2019, 05:32   #7
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
Okyay üstadım,

Başkaca çözüm önerilerini de öğrenmek isteriz...

Saygı ve sevgi ile...

Bize söz düşer mi? ..... Efendim.
Bilmukabele duygularımla.
Old 06-07-2019, 15:16   #8
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba,

Başka bir erkekle soybağı ilişkisi olan çocuk -bu soybağı hukuken geçersiz kılınmadıkça-biyolojik baba tarafından tanınamaz.

Bu nedenle yapılacak ilk iş soy bağının reddi davasının açılmasıdır.

Müşterek çocuk reşit değilse -sulh hukuk mahkemesine başvurarak temsil kayyımı atanması talep edilmeli,kayyım ; nüfustaki baba ve anaya karşı
dava açmalıdır.

Sonuç DNA incelemesine göre verilecektir.

Dava kabul edilip kesinleştiğinde biyolojik baba çocuğu tanıyabilir.
Old 06-07-2019, 15:19   #9
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Teşekkür ederim, Sayın Av. Habibe YILMAZ KAYAR
Old 06-07-2019, 15:29   #10
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Ek olarak:

Alıntı:
MK 291'de ise diğer ilgililer arasında "Baba olduğunu iddia eden kişi"den bahsedilmiş.MK 291. maddesi çok açık gelmedi bana. Baba olduğunu iddia eden kişi direkt soybağının reddi davası açabilir mi?


1-TMK 286 ile soybağının reddi dava hakkı olanlar belirlenmiştir.

Buna göre
Alıntı:
(MADDE 286.-) Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır.
Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır

2- İlgililerin ( baba olduğunu iddia eden kişi dahil )dava hakkı ise koşula bağlanmıştır. Düzenlemeye göre -(dava açma süresi geçmeden)-koca ölürse veya ehliyetiz olur veya gaip ilan edilirse- diğer ilgililer dava açma süresi bitinceye kadar dava açabilirler.Bu hak kocanın hakkını kullanamaması halinde geçerlidir.

Alıntı:
TMK MADDE 291.- Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir.

Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, (...)(*) soybağının reddi davasını açar

Sonuç olarak :Baba olduğunu iddia eden kişi TMK 291 koşulları olmadığında -örneğin koca sağ ve ehliyetli ise-dava açma hakkına sahip değildir.
Old 06-07-2019, 20:00   #11
Ladylawyer

 
Varsayılan

Herkese cok tesekkur ederim. Cok guzel sekilde izah ettiniz. Kafamdaki soru isaretlerinin hepsine cevap buldum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Babanın Çocuğu Tanıması İptal Edilebilir mi? SİTEMM Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 27-01-2017 11:49
nüfusta yalnızca anne üzerine kayıtlı olan ,annenin soyadını taşıyan çocuk için nüfus kaıydının düzeltilmesi c.eda Meslektaşların Soruları 4 07-06-2016 16:42
Gerçek babanın, başkasının nüfusuna kayıtlı çocuğunu tanıması üye15184 Meslektaşların Soruları 24 23-02-2016 22:10
Ananın nüfusta Kayıtlı Çocuğu Reddi av.eylemsalık Meslektaşların Soruları 6 29-05-2007 18:44
Mirasçıların, miras bırakanın nüfusta kayıtlı çocuğunun gerçek çocuğu olmadığı iddias av.ayselyildiz Meslektaşların Soruları 1 29-05-2007 17:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06654406 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.