Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Karayolları Trafik Kanunu Madde 111 ve ibra

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-07-2016, 10:58   #1
İcap

 
Varsayılan Karayolları Trafik Kanunu Madde 111 ve ibra

Karayolları Trafik Kanunu'nun 111. maddesi şu şekildedir:

"SORUMLULUĞA İLİŞKİN ANLAŞMALAR:
MADDE 111. Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir.

Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir."

BU HUSUSLA İLGİLİ YAPTIĞIM ARAŞTIRMALARA BİNAEN OKUDUĞUM YAZILARDA; "Kusur sorumluları (sürücü, bisikletli) veya diğer kusursuz sorumlularla (hayvan idare eden, bina ve inşa eseri sahibi) yapılan anlaşmalar, KTK m.111 f.2’nin uygulama alanı dışındadır. " şeklinde tespitlere rastladım.

Benim buradan çıkardığım sonuç; "sürücü ile ibraname imzalamış olan mağdur daha sonradan bu ibranameyi dava veya defii yoluyla iptal ettiremiyor." şeklinde.

Bu ayrık hususla ilgili Yargıtay Kararı araştırdığımda ise bulamadım. Bu husustaki görüş, deneyim, fikir ve kararlarınızdan yararlanmak isterim.

Kolay gelsin.
Old 16-07-2016, 12:36   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 111. maddesine göre bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran ve daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz olan anlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasanın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.
Old 16-07-2016, 12:38   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi

Esas: 2014/9049
Karar: 2014/8057
Karar Tarihi: 22.05.2014

TAZMİNAT DAVASI - TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN DEĞER KAYBI TAZMİNATI İSTEMİ - SİGORTA ŞİRKETİNCE YAPILAN ÖDEMENİN TOPLAM HASAR MİKTARINA GÖRE YETERSİZ OLMASI - DAVACI TARAFINDAN İMZALANAN BELGENİN KISMİ ÖDEME VE MAKBUZ HÜKMÜNDE OLDUĞU - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı (maddi) tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı H… Sigorta AŞ tarafından yapılan … TL ödemenin toplam hasar miktarına göre yetersiz olması nedeniyle 6.12.2012 tarihli belgenin kısmi ödeme ve makbuz hükmünde olduğunun kabulü ile sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

(2918 S. K. m. 111)

Dava: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı taraf aracının sebebiyet verdiği kazada müvekkiline ait aracın hasarlandığını, aracın 5.664 TL karşılığında tamir edildiğini, tamir giderinin davalı trafik sigortası şirketince karşılandığını ancak araçta bu hasar nedeniyle değer kaybınında oluştuğunu davalı sürücünün olayda %100 kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 1.000 TL değer kaybının davalı Okan'dan olay tarihinden diğer davalıdan dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş; 13.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 2.625 TL daha artırarak toplam 3.625 TL'nin davalılardan tazminini istemiştir.

Davalı O. U. kusuru, tazminat talebini kabul etmediğini araçta değer kaybı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı Hür Sigorta AŞ vekili diğer davalıya ait aracın, müvekkili nezdinde trafik sigortası bulunduğunu, davacının müracaatı üzerine toplam 5.664, TL hasar bedelinin, aracın onarımını yapan servise ödendiğini değer kaybının teminat kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalı Hür Sigorta AŞ hakkında açılan davanın ibraname nedeniyle reddine, davalı Okan Uzun hakkındaki davanın kabulü ile 3.625 TL'nin kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile bu davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı Hür Sigorta AŞ hakkında kurulan karar yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı (maddi) tazminatı istemine ilişkindir. 2918 Sayılı KTK'nun 111.maddesine göre bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasanın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca iptalinin istenmesine gerek olmayıp dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.

Somut olayda, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın sebebiyet verdiği kazada davacı aracı hasarlanmıştır. Davalı sürücü O. U. kazanın meydana gelmesinde %100 kusurludur. Davacı aracı 2011 model Mercedes Benz Sedan otomobil olup, kaza sonucu araçta oluşan 5.664 TL onarım gideri, davalı sigorta şirketince karşılanmış ve 6.12.2012 tarihinde bu ödeme nedeniyle davacıdan ibraname alınmıştır. Davacı vekili, kaza nedeniyle müvekkilinin aracında değer kaybıda oluştuğunu ileri sürerek ıslahla birlikte toplam 3.625 TL'nin davalılardan tahsili istemiyle 15.3.2013 tarihinde işbu davayı açmıştır. Davacı vekili, uygulamada sigorta şirketlerinin ibra almadan araç hasarını gidermeyeceğini, ibranın imzalanmasını şart koştuğunu, hasarın giderilmesi amacıyla müvekkilinin belgeyi imzaladığını, hasar yönünden davalı sigortacının ibra edildiğini, değer kaybı yönünden ibra verilmediğini belirtmiştir. Davalı Hür Sigorta AŞ vekili, davacının araç hasarının giderildiğini ve ibra alındığını değer kaybının teminat kapsamında olmadığını savunmuştur.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı aracında 3.625 TL tutarında değer kaybı olduğu tespit edilmiştir. Değer kaybı zararı da, gerçek zarar kapsamında olup, davalı sigorta şirketi bu zarardan da poliçe limiti dahilinde sorumludur.

Davacı "Teslim, ibra, temlik belgesi" başlıklı belgenin düzenlendiği 6.12.2012 tarihinden itibaren 2 yıl içinde bu davayı açmıştır. Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme, bilirkişi tarafından tespit edilen değer kaybına göre yetersizdir. Bu nedenle davacı tarafından imzalanan belge ibra değil, 5.664 TL ödendiğini gösteren makbuz hükmünde bir belgedir.

Bu durumda mahkemece, davalı Hür Sigorta AŞ tarafından yapılan 5.664 TL ödemenin toplam hasar miktarına göre yetersiz olması nedeniyle 6.12.2012 tarihli belgenin kısmi ödeme ve makbuz hükmünde olduğunun kabulü ile sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu biçimde davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı S. Ö. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22.05.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 16-07-2016, 12:39   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi

Esas: 2014/2332
Karar: 2014/7856
Karar Tarihi: 20.05.2014

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI - TAZMİNAT MİKTARLARINA İLİŞKİN OLUP DA YETERSİZ VEYA FAHİŞ OLDUĞU BELLİ OLAN ANLAŞMALAR VEYA UZLAŞMALAR - YAPILAN ÖDEMENİN YETERSİZ OLUP OLMADIĞININ BELİRLENMESİ ZARAR VE YARARIN DENKLEŞTİRİLMESİ İLKESİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yapılacak iş, ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak, hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir.

(2918 S. K. m. 111)

Dava: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada davacının yaralandığını açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 116.100 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminatı kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Davalı sigorta şirketi aracın trafik sigortacısı olup davacılara ödeme yapmak suretiyle ibra edildiklerini savunmuştur. KTK'nun 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Bu düzenlemeye göre açılan dava süresinde olup (ibra 13.7.2009 tarihli olup, dava ise 13.5.2010'da açıldı), mahkemece yapılacak iş, ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak, hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir.

Kaldı ki, davacı vekilinin 26.7.2010 tarihli dilekçesi feragat değil talebin geri alınması niteliğinde olup karşı tarafın kabulüne bağlıdır. Bu usulü işlemde yerine getirilmemiş olduğuna göre davacının talebinin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.05.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 30-07-2016, 15:04   #5
İcap

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şenel DELİGÖZ
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 111. maddesine göre bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran ve daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz olan anlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasanın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.


Cevaplarınız için teşekkürler meslektaşım. Sunduğunuz kararlarda hep sigorta şirketi ile yapılan ibralaşma tartışılmıştır.

Benim sorum ise sigorta şirketi ile değil de -örneğin; araç sahibiyle yapılan ibralaşmanın md. 111 kapsamında olup olmadığıdır.

Saygılar.
Old 02-08-2016, 08:56   #6
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Araç sahibi ile yapılan anlaşma da 111. madde kapsamındadır. Zira, sigortacı zaten işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine almış durumdadır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Karayolları Trafik Kanunu civitas Meslektaşların Soruları 9 02-12-2011 17:10
Karayolları Trafik Kanunu 88. madde - müteselsil sorumluluk. emredoğan Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 4 02-02-2011 12:14
karayolları tarafik kanunu madde 41 Av.Ender Sezer Meslektaşların Soruları 3 25-03-2010 15:41
karayolları trafik kanunu didem8521 Hukuk Soruları 3 28-09-2007 11:05
borçlar kanunu - karayolları trafik kanunu - Zamanaşımı GaLaxY Hukuk Soruları 7 16-07-2007 16:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,17417097 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.