|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
23-02-2007, 22:53 | #1 |
|
Cezai Şart..
Arkadaşlar Merhaba ! Vereceğiniz cevaplar ve ilginiz için şimdiden teşekkürler.
Davacı(şirket) ile davalı (arsa sahibi) müvekkilim arasında bir yapı denetim sözleşmesi imzalanmış. Sözleşmenin bir maddesinde inşaata başlandıktan sonra davalı davacıya yapmış olduğu hizmet genel giderlerine karşılık sözleşme bedelinin %20'sini ilk altı ay içinde öder.(22.000 YTL) Daha sonra davalı,inşaata başlamadan arsayı 3.şahsa satıyor.Davacı şirket önce bir ihtarname göndererek sözleşme nedeniyle personel istihdam ettiğini ve gider yaptığını bu nedenle de 22.000 YTL genel gider bedelini talep etmiştir. Daha sonra dava dilekçesinde de personel istihdamı ve diğer masraflar için 22.000 YTL'lik dava açmıştır. Biz de davanın ilk aşamasından beri , davacı şirketin davalı için hiçbir hizmet yapmadığını zaten daha önce de aynı personeli istihdam ettiğini sözleşme feshedildikten sonra da aynı personelin çalışmaya devam ettiğini belirttik. Mahkemede bunun üzerin SSK kayıtları da incelenmek üzere bilirkişiye gönderdi. Bilirkişi de tüm bunları incelemeden 22.000 YTL'nin cezai şart olduğunu belirtti. Ek raporda yine ısrar etti. Şimdi bu durumda kanaatinizce bu meblağ cezai şart mıdır.? Son beyanlarda bulunacağım.Yardımınız için teşekkürler. |
24-02-2007, 00:03 | #2 |
|
Bu şekilde düzenlenen bir maddenin cezai şart olduğunu sanmıyorum. SSK kayıtlarını incelemek üzere, dosyanın bilirkişiye gitmesine ne gerek var, bunu anlamak bir yana; velev ki gönderilmesine gerek olsun; SSK kayıtlarını incelemek için görevlendirilen bilirkişinin, davanın esasına müdahale ederek, görevlendirilmediği bir alanda inceleme yapması ve hukuki kanaatini belirtmesi kesinlikle kabul edilemez. Kanaatimce bozma nedenidir.
Konu ile ilgili net bir şekilde hükümlerini hatırlayamasam da burada uygulanabilecek hukuki kurumlar; sözleşmeden dönme, sözleşmenin feshi, munzam zarar olmalıdır. Bu kurumların tetkiki halinde, daha net cevaplar bulacağınızı düşünüyorum. Saygılarımla. |
24-02-2007, 00:05 | #3 | |||||||||||||||||||
|
Bilirkişi bu maddedeki düzenlemeye benzetmiş sanırım ama bence iyi benzetememiş. Eğer sözleşmenin devamında bu 22.000YTL'lik ödemenin fesih halinde denetim şirketine kalacağına dair bir hüküm varsa belki o zaman uyar ama bu şartlarda buna cezai şart denilebileceğini sanmıyorum. İfaya ilişkin bir şart olarak gözüküyor. |
24-02-2007, 01:47 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
sayın meslektasım... |
24-02-2007, 13:23 | #5 | |||||||||||||||||||
|
Kötü bir sözleşme yapılmış gibi görünüyor. Öncelikle iş bedelinin %20'si bence de cezai şart olarak değerlendirilemez. %20'lik ödeme olsa olsa, "ücretin nasıl ödeneceği" ne dair bir düzenleme olarak görünüyor, cezai şart değil. İş bedeli. İş bedelinin %20'sinin ödenmesi için 6 aylık süre verilmişse de, koşulu olarak da "işe başlanmış olması" kararlaştırılmış sözleşmenizde. Yani, İŞE HİÇ BAŞLANMAMIŞ OLDUĞUNU KANITLADIĞINIZDA %20'lik iş bedelini de ödememeniz gerekir. Savunmanızı bu yönde yoğunlaştırmanızda fayda var. Mahkemenin işçilerin SSK kayıtlarını incelemesi ise yerinde. Umarım baştan beri de ve halihazırda da çalıştığını beyan ettiğiniz işçilerin işvereni, davacı olmasın! Son olarak işe başlanmaması veya geç başlanması gibi durumlar için sözleşmede sizin lehinize bir cezai şart yok mu? Bilirkişinin cezai şart değerlendirmesi hatalı olmanın yanı sıra, kanımca son derece de tehlikeli. Bunun kabulü halinde, müteahhit şirketlere , hiç iş yapmadan sadece bu koşulu taşıyan bir sözleşme tanzimiyle saptanacak tüm toplam iş bedelleri üzerinden haksız ve karşılıksız bir kazanıma sahip olmaları yolunu açar. Saygılarımla... |
24-02-2007, 14:12 | #6 |
|
Sözleşme konusunun yerine getirilmesi satış nedeniyle imkansızlaşmıştır. Ancak burada borçlu durumunda kabul edilebilecek olan arsa sahibinin kusuru açık olduğundan imkansızlık hükmü uygulanamaz.
Uygulanacak hüküm "sözleşmeden rücu" yu düzenleyen BK.108/2 dir. Arsayı satarak arsa sahibi örtülü olarak sözleşmeden dönmüş kabul edilecektir. Bu durumda davacı denetim firmasının "Akdin hüküm ifade etmemesi nedeniyle" uğradığı menfi zararlarını talep hakkı vardır. Söz konusu menfi zararı talep hakkı hiç bir şekilde ceza şartı değildir. Uğranılan zararı ispat zorunlluğu vardır. Kaldı ki anlattığınız kadarıyla sözleşmede belirlenmiş bir ceza şartı hükmü de yoktur. |
24-02-2007, 15:15 | #7 |
|
Arkadaşlar yanıtlarınız için teşekkürler.Bazı konuları netleştireyim isterseniz.
1-Davacı taraf sözleşme nedeniyle personel istihdam ettiğini ve bu nedenle de masraf yaptığını,masrafları talep ettiğini belirtmiştir.Bu nedenle mahkeme de sözleşme nedeniyle istihdam edilen personel sayısını ve maaşlarının tespiti için SSK kayıtlarına ve maaş bordrolarının incelenmesini talep etmiş. 2-Ben de ısrarla(davanın başından beri) davacının bu sözleşme nedeniyle ayrıca personel istihdam etmediğini ve yine bu sözleşemenin imzalanması nedeniyle herhangi bir gider yapmadığını belirttim.Buraya kadar herşey lehimizde idi. 3-İşi bilirkişi bozdu.Mahkemenin de cezai şart olarak kabul etme riski var neticede.Her ne kadar bilirkişi yetkisini aşarak hukuki değerlendirme yapmış ise de mahkeme de gerekçesinde rapora göre değil de kendi kanaatine göre cezai şart olduğunu kabul ederse o zaman durum kötü. 4-Bilirkişi elbette hukuki değerlendirme yaptı.Ben rapora itirazımda eğer mahkeme de cezai şart olarak kabul ederse davalı taraf tacir olmadığından hakkaniyet indirimi talep ettim.Mahkeme tekrar bilirkişiye gönderdi.Bilirkişi ise indirim konusunun hukuki değerlendirme olduğundan takdiri mahkemeye bırakmış ama cezai şart için de hukuki değerlendirme yapmaktan kaçınmamış. Şimdi mahkemeyi yönlendirdiği kesin.Umarım mahkeme dikkate almaz ama zor. 5-Sözleşme oldukça kötü yapılmış.Biz dava nedeniyle müdahale ettik. Dediğiniz gibi, eğer cezai şart olursa bundan sonra her sözleşmede bir risk olacak. Tekrar teşekkür ediyorum. |
24-02-2007, 15:20 | #8 |
|
Bildiğiniz gibi Cezai Şartın sözleşmede açıkça yazılması şarttır. Yorum yoluyla cezai şart yaratılamaz. Tek istisnası belirli bir rakamın ödenmesi "tazminat" olarak zikredilmiş ise o durumda onun "cezai şart" olduğunun kabul edilmesidir.Sizin olayda kesinlikle böyle bir şey yoktur. Belirtiğiniz olayda cezai şartın varlığını iddia etmek için, hukukçu değil belki başka bir meslekten olmak gerekir.
|
24-02-2007, 15:25 | #9 |
|
Davanın ortasında, ortaya çıkan bu durumu neden kabul ettiniz? Davacı yan cezai şart olgusuna hiç değinmemişken, bilirkişi bir rötuş yapıyor ve siz de tacir olmadığınızdan bahisle indirim talep ediyorsunuz. Yani zımnen muvafakat ediyorsunuz yönlendirilen yeni gidişhata. Davacı yan çok şanslı gözüküyor; vekil gibi çalışan bir bilirkişi var ortada.
Şimdi bilirkişinin ortaya attığı ve o ana kadar davacı yanca hiç bahis mevzuu edilmeyen bir husus cezai şart. Dolayısıyla iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında kesinlikle muvafakat etmemeliydiniz. Tartışmaya bile açmamalıydınız. Cezai şart mevzuu, hukuki tavsifi gerektirir ve hukuki sebep olarak, hakim kendiliğinden de nazara alabilecektir denilebilir ama maddi vakıaların da bu tasvire olanak tanıması gerekir. Buraya kadar verdiğiniz bilgiler kesinlikle cezai şarta imkan vermez, o halde davanın o yöne kanalize edilmesine engel olmalısınız. Burada olsa olsa sözleşmeden dönme, sözleşmenin feshi, müspet/menfi ve munzar zarar nazariyelerinden olaya bakılabilir kanaatindeyim. Saygılarımla. |
24-02-2007, 15:33 | #10 |
|
Sayın Meslekdaşım teşekkürler.
Ben rapor geldikten sonra rapora itiraz ettim ve cezai şart olmadığını ayrıca davacının dava sebebi olarak yapmış olduğu giderleri talep ettiğini giderlerini ispatlayamadığını ısrarla söyledim.Devamla şöyle dedim. "Eğer mahkemeniz de cezai şart olarak kabul edilirse (ki cezai şart olduğunu kabul etmiyoruz)......hakkaniyet indiriminin yapılması gerekir.(ekte yargıtay kararları) ..." şeklinde itiraz ettim. Mahkemenin böyle yorumlamayacağını umuyorum. Ayrıca dosyanın yeni bir bilirkişiye gönderilmesini talep ettik ama bakalım mahkeme ne diyecek. |
04-06-2009, 08:25 | #11 |
|
Mahkeme hem cezai şart olduğuna hem de sözleşme gereği bedelin ödenmesine hükmetti ve davayı kabul etti. Temyiz ettim ve Yargıtay da davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirdiğinden,kararın(bizim lehimize) bozulmasına karar vermiştir.
|
11-03-2013, 19:09 | #12 |
|
Sayın Recepbarlas benzer durumda bir davam var, Yargıtay kararını paylaşmanız veya e- mailime göndermeniz mümkün müdür?
|
25-09-2019, 23:55 | #13 |
|
Konu ile ilgili değilim ! ancak Jeanne D'arc Rumuzlu Meslektaşımı Kutlarım ! Net Canalıcı ve Esasa Müteallik konularda realist tesbit ve teşhisleri var ! Hukuk Fakültesinde Hoca olmalı ! Kutlarım kardeşim .slm sevgiler
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
kira sözleşmesinde erken tahliyede cezai şart | ismet savaş | Meslektaşların Soruları | 16 | 06-09-2010 09:18 |
Adi Ortaklık ve Cezai Şart | şerh | Meslektaşların Soruları | 3 | 23-02-2007 13:15 |
cezai şart | gencerx07 | Meslektaşların Soruları | 5 | 17-02-2007 00:56 |
kira -cezai şart | Nuriye Değer | Meslektaşların Soruları | 1 | 07-01-2007 02:31 |
cezai şart | av.pınar | Meslektaşların Soruları | 5 | 25-06-2006 19:15 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |