Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Araç kiralama bedeli için yapılan icra takibi akabinde itirazın iptali davasında görevli mahkeme

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-10-2016, 21:46   #1
mustafa sonar

 
Varsayılan Araç kiralama bedeli için yapılan icra takibi akabinde itirazın iptali davasında görevli mahkeme

Merhaba
Müvekkilim bir araba kiralama şirketidir.Araç kiralayan bir müşteri bu araç kiralama bedelini müvekkilimize ödememiştir. Daha sonra biz de fatura sözkonusu olduğu için borçluya ilamsız takip yaptık. Borçlu ise borca itiraz etti ve takip durdu. Şimdi bu aşamada itirazın iptali davası açacağım. Ancak görevli mahkeme konusunda biraz tereddüt yaşıyorum. Ticaret mahkemesi diye düşünüyorum.Ancak Net bir şekilde hangi mahkemenin görevli olduğu konusunda yardımcı olursanız çok sevinirim.Şimdiden çok teşekkür ederim .
Old 11-10-2016, 22:01   #2
FiNaZZi

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, olayınızda müvekkiliniz firma tacir olup, araç kiralayan tacir ise Asliye Ticaret Mahkemesi, tacir değilse Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir..
Old 11-10-2016, 22:10   #3
mustafa sonar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan FiNaZZi
Sayın meslektaşım, olayınızda müvekkiliniz firma tacir olup, araç kiralayan tacir ise Asliye Ticaret Mahkemesi, tacir değilse Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir..
Sayın meslektaşım olayda borçlu gerçek kişi ancak benim müvekkilim bildiğiniz gibi tacir . Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari iş gibi değerlendirilip ticaret mahkemesi olabilir mi diye düşünüyorum.Sizin bu konudaki değerli fikrinizi de merak ediyorum?
Old 12-10-2016, 10:04   #4
FiNaZZi

 
Varsayılan

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de masraf yatırılmadığından duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiş olup, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Dava, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağına ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan araç kiralama sözleşmesi gereğince kira alacağına ilişkin faturalara itiraz edilmemesine rağmen, kira parasının ödenmemesi nedeni ile tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesinde davalının adını içeren kaşedeki imzanın davalının satın alma müdürü C.'a ait olduğunu, bu nedenle davalının borçtan sorumlu olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili beyanında sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, kira sözleşmesinin müvekkilini bağlamayacağını belirtmiş, C. isminde çalışanı olup olmadığına ilişkin bir açıklamada bulunmaksızın, SGK kayıtlarının getirtilmesini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının bu isimde çalışanı olup olmadığı hususunda isticvabına karar vermiş, davalının isticvap davetiyesine uymaması nedeni ile araç kiralama sözleşmesini imzalayan C.'ın çalışanı olduğunu kabul etmiş sayıldığından, fatura bedeline de itiraz edilmediğinden, davalının itirazının kısmen iptali ile takibe konu asıl alacak miktarı üzerinden takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında araç kiralama sözleşmesinin varlığı ihtilaf konusudur. Akdi ilişkinin ispatı davacıya aittir. Mahkemece üçüncü kişi C.'ın davalının çalışanı olup olmadığı hususunda isticvabına karar vererek davalının isticvap davetiyesine rağmen gelmemesi nedeni ile çalışanı olduğunu ikrar etmiş sayıldığını kabul ederek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, HMK'nın 169 ve müteakip maddelerinde düzenlenen isticvap, bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usulü bir işlemdir. Başlı başına bir ispat vasıtası değildir. Davacının iddiası geçerli bir şekilde yapılan teslimin ispatı olmayıp, bir hukuki muamele (sözleşme) olup, isticvap yoluyla kanıtlanması mümkün değildir.

Ancak davacı, davalının ticari defterlerine dayandığından, TTK'nın 80 ve 81 ve HMK'nın 219 ve devamı maddelerince, hakim davalı tarafa defterlerini ibrazını emredebileceğinden, öncelikle davalının bu konuda isticvabına karar verilerek, davalının ticari defterlerini sunması halinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut davalının ticari defterleri ile dahi alacağını ispatlayamaması halinde davacı delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan akdi ilişkinin ispatı için davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu davacıya hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

İŞBU DAVAYA İSTANBUL ANADOLU 4.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NCE BAKILMIŞ VE GÖREVE İLİŞKİN HERHANGİ BİR BOZMA YAPILMAMIŞTIR. DOLAYISIYLA OLAYINIZDA KESİN OLARAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ GÖREVLİDİR..
Old 12-10-2016, 13:01   #5
olgu

 
Varsayılan

HMK İİK'daki hükümler saklı kalmak üzere tüm kira davalarında Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yazıyor.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/12511
K. 2015/8883
T. 22.10.2015

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin İskele Tarımsal Kalkınma Kooperatifi üyesi olduğunu, bu kooperatif ile S.S. B. Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi arasında sözleşmenin bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasında 26/11/2008 tarihinde araç satım sözleşmesi ile kooperatif sıra hakkının kiralanması sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre 26/11/2008 tarihinden 26/11/2010 tarihine kadar her ayın 20 ile 25.günleri arasında aylık 400,00 TL bedelle kiralama işleminin yapıldığını, kira alacağının ödenmediğini, 9600 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemelerin görev kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine ya da re'sen gözetilmesi gerekir.

Olayımıza gelince; Taraflar arasında düzenlenen 26.11.2008 tarihli 2 yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile davacıya ait kamyonun satışı ve davacının taşıyıcılar kooperatifi üyeliği sıra hakkının aylık 400 TL den 2 yıl süre ile kiralanması kararlaştırılmış olup, davacı tarafından başlatılan icra takibinde aylık 400 TL den 26.12.2008- 26.11.2010 tarihleri arasında 24 aylık kira alacağı toplamı 9600 TL nin ticari faizi ile birlikte tahsili istenmiştir. Bu durumda dava 6100 sayılı HMK nun yürürlük tarihi olan 01.10.2011 tarihinden sonra 10.05.2013 tarihinde açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmediğinden hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 22/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Alıntı:
T.C.

YARGITAY

20. HUKUK DAİRESİ

E. 2015/6926

K. 2015/8040

T. 30.9.2015

DAVA : Taraflar arasındaki davada Antalya 1. Asliye Ticaret ile Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, araç kira sözleşmesi sırasında teminat senedi olarak verilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile bu bonaya dayalı başlatılan icra takibiyle tahsil edilen tahsilatların istirdadına ilişkindir.
Asliye hukuk mahkemesince, davanın araç kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve 6100 sayılı HMK'nın 4. maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığın kaynağının bono olması nedeniyle ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
Asliye ticaret mahkemesince ise, davanın araç kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve 6100 sayılı HMK'nın 4. maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
HMK'nın 2/1. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı HMK'nın 4/I-a maddesinde ise, kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkilinin davalıdan araç kiraladığını, araç kiralama sırasında 25.000.-TL teminat bonosu imzalayarak davalıya verdiğini, aracın kaza yapması üzerine araçtaki hasarın müvekkili tarafından giderilerek davalıya teslim edildiği halde, davalı tarafından teminat senedi olarak verilen bonoya dayalı şekilde müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını teminat senedi olarak verilen bono sebebiyle borçlu olmadığının tespitini ve davalıya yapılan ödemelerin istirdadını talep etmiştir.
Bu durumda; davanın, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünde araç kira sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağı anlaşıldığından, sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/09/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın Finazzi, sunduğunuz bozma ilamının tarihi 2012. Yerel mahkemede dava açılış tarihi HMK öncesi ise (01.10.2011) kararda görevsizlik verilmemesi normal.
Old 14-10-2016, 10:36   #7
Av.Can

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/17360
K. 2014/13937
T. 23.10.2014
• KİRA İLİŞKİSİNDEN DOĞAN ALACAK DAVALARI ( Sulh Hukuk Mahkemesinde Görüleceği - Araç Kiralama Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak Davasına Bakma Görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine Ait Olduğu )
• ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK DAVASI ( Sulh Hukuk Mahkemesinin Görevinde Olduğu - Kira İlişkisinden Doğan Alacak Davalarının Sulh Hukuk Mahkemesinde Görüleceği )
6100/m. 4/1-a
ÖZET : Dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Görev, kamu düzenine dair olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen gözetilmesi gereken hususlardandır.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı E. Eymir vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin aracını irat elde etmek için oto kiralama üzerine işyeri olan davalı E. E.'e sözleşme karşılığı teslim ettiğini, Er.'in aracı 25.9.2012 tarihinde davalı S. K.'ye kiraladığını, 1.10.2012 tarihinde aracın ihbar üzerine kaza yapmış ve terkedilmiş halde bulunduğunu davalı S. T.'ın aracın sürücüsü olduğunu beyan ettiğini, tespit raporuna göre 9.510,80 TL hasar, 2.500 TL değer kaybı olduğunu, aracın 10 iş gününde onarılacağını, davalılara noterden ihtar gönderildiğini belirterek 9.510,80 TL hasar 2.500 TL değer kaybı 235 TL kazanç kaybı toplamı 12.245 TL'nın olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle 480 TL tesbit, 250 TL ihtar gideri toplamı 730 TL'nın faiziyle davalılardan tahsilini istemiştir.

Davalı E. E., davacının aracını dava tarihinden önce 5.4.2013 tarihinde 3.kişiye 14.000 TL karşılığında noterde sattığını dava dilekçesinde satıştan bahsedilmediğini, karşılanmayan zararının kalmadığını kazadan sonra aracı bizzat kendisinin 4.720 TL karşılığında tamir ettirdiğini, tamir edildiğinden değerinde satış yapıldığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 7.000 TL hasar bedeli, 1.000 TL değer kaybı toplamı 8.000 TL'nin olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı E. E. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, davacı tarafa ait aracın davacı tarafından aylık 700 TL karşılığında araç kiralama sözleşmesi ile oto kiralama işyeri olan davalı E. E.'e 3.kişilere kiralanmak üzere teslim edilmesi, adı geçen davalı tarafından aracın diğer davalı S. K.'ye kiralanması ve davalı S. T. yönetiminde iken meydana gelen trafik kazasında hasarlanması sebebiyle, araç maliki tarafından açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.

Dava, 6100 Sayılı H.M.K.nın yürürlüğe girmesinden sonra 15.4.2013 tarihinde açılmıştır. H.M.K.nın 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi düzenlenmiştir. H.M.K.nın 4/1-a maddesine göre; dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Görev, kamu düzenine dair olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen gözetilmesi gereken hususlardandır.

Bu durumda mahkemece, davanın taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine dair olması ve davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı E. E. vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine ve şekline göre adı geçen davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davalı E. E.'e iadesine 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sorun sadece kira parasına ilişkinse Sulh Hukuk Mahkemesi. Değer kaybı zarar vs gibi talepler varsa bunlarla ilgili tazminat davalarında Asliye Ticaret Mahkemesi görevli Yargıtay'a göre. Ancak ben katılmadığımı da belirtmek isterim. Sırf kira ilişkisi var diye ticari işe ticaret mahkemesi dışında bakılması yerinde gelmiyor bana. Ama tabiki Yargıtay kararlarına göre sizin olayda Sulh Hukuk Mahkemesi doğru görev yeri olacaktır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlık ücreti alacağına ilişkin icra takibine itiraz ve itirazın iptali davasında görevli mahkeme Serhat Arasan Meslektaşların Soruları 14 03-02-2015 10:10
görevli mahkeme -işçi işveren araç kiralama ekinheval Meslektaşların Soruları 3 25-11-2013 16:19
kredi kartından dolayı açılacak itirazın iptali davasında görevli mahkeme av.h.şahin Meslektaşların Soruları 8 19-04-2012 17:28
ticari fatura-icra takibine itiraz-itirazın iptali-görevli mahkeme GECE Meslektaşların Soruları 1 01-05-2011 09:13
Devlet okulu,icra borcu,itirazın iptali,görevli mahkeme av_omerolgun Meslektaşların Soruları 3 29-09-2010 11:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06737804 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.