Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için.

Avukatlara Neden Danışma Ücreti Verilmez?

Yanıt
Old 31-12-2006, 12:21   #31
Av. Levent Kıray

 
Varsayılan

Bu düzeni değiştirecek olan yine avukat olarak bizleriz. Haksız rekabete yer bırakmadan, her birimiz tüm müvekkil adaylarına danışma ücretinin yasal bir zorunluluk olduğunu aşılamalıyız.
Sayın Hulusan'a da katılıyorum.
Old 01-01-2007, 19:17   #32
anti-leviathan

 
Olumlu ücret açıkça konuşulmalı..

hem bir avukat adayı hem de bir müvekkilim
avukatların ücret konusunda müvekkillerine açık konuşmadıklarına tanık oldum, bir miktar ücret konuşuluyor, avukat size sonrasında ücretimi ödemediniz demiyor da müvekkilin işini yapmamaya başlıyor
avukat, vekildir ve siz ona güveninizi de teslim edersiniz..ücret yasal haktır, ve talep etme yetkisi tanır müvekkilinden; ancak benim gördüğüm uygulamada avukatların ücret konusunda hem açık konuşmadıkları hem de ödemeyi biraz ihmal ettiğiniz takdirde size karşı ödeme talebinde bulunma hakkını kullanmaktan ziyade işinize gereği önemi vermedikleri..
bu da avukatın mesleğine olan saygısını yitirmesine neden olacaktır; çünkü bakmak istediği bir dosya var ama ücreti ödenmediği için yani emeğinin karşılığını alamadığı için içinden işini yapmak gelmiyor..
tanık olduğum çok daha fazla şey de var aslında..
avukat-müvekkil dostlukları kuruldukça da iş laçkalaşıyor.. müvekkil ile seviyeyi kurmak şart, bunun için de ücret konusunu ön plana çıkarmak en faydalısı olacaktır...
ben nehrin diğer tarafından bakabilmekteyim şuan..
Old 01-01-2007, 22:49   #33
oznurx

 
Mesaj merhaba

Saygıdeger..avukat arkadaşlar....kendi mesleginizi yüceltirken ki..buna bende inanıyorum...başka meslek guruplarını gereksiz yere eleştirmeyi ne kadar etik buluyorsunuz?merak ediyorum...tabiki sorunları dile getirme adına konuşuyorsunuz ama daha dikkatli konuşulması gerektigini düşünüyorum.saygılar....
Old 10-01-2007, 15:20   #34
Hekimbaşı

 
Varsayılan Asiller, köleler ve eğitimliler

Bir doktor görüşü daha:

Sağlık hizmetinin ücret karşılığı verilen bir hizmet olamayacağını savunan biri olarak, görüşlerinizi ilgiyle okudum. Doktor olduğunu tahmin ettiğim bir katılımcının "doktorları bırakın, kendi duruşunuzu tartışın" görüşünü ne yazık ki desteklemek zorundayım.

Doktorların bir kısmı, sağlık hizmetinin parayla ölçülmesi düzenini kabul edip, kendilerine pastadan pay alma isteğiyle ücret karşılığı çalışıyor olabilirler. Ancak, bu onların vicdani sorunudur. Parası olan hastanın olmayandan daha fazla, daha kaliteli yaşama layık olduğu düşüncesini hazmedebiliyorlarsa, onların bileceği iş. Ben ettiğimiz yeminin buna izin vermediğini düşünüyorum, fakat hayatın gerçekleri çok farklı. İş "para kazanmak" ise, inanın pazardaki limoncu daha kolay kazanıyor.

Aynı bakışı hukukçu tayfasına da önermek zorunda hissediyorum kendimi. Mesleğini "para kazanmak" için yapıyorsa, elbette danışma için para almalıdır, bundan doğal birşey olamaz. Ne kadar? Buna sonra değineceğim.

Öte yandan, hukukçuların kendilerine şu soruyu sormaları gerekir: "ben neden bu mesleği seçtim?"

Elbette hepimiz bir yaşam sürmek zorundayız ve bunu sağlayacak kaynakları temin etmek isteriz. Ancak; bunu ne yaptığının bile farkında olmayan bir zavallıdan talep etmek ne kadar hak olabilir? Eğer öğretmen, avukat, doktor, mühendis gibi uzmanlık dalları olmasaydı ilerlemek mümkün olabilir miydi? Hayır. Eğer bu burjuva sınıfı doğmasaydı ortaçağın zavallı kölelerinin asiller boyunduruğundan kurtulmaları mümkün olabilir miydi? Günümüzün modern dediğimiz toplumları ortaya çıkabilir miydi?

Elbette hayır. Bence, konuyu çözümlemek için mesleğinizin kökenine inmeniz gerekir. Geliri sizden fazla olan, mülkü sizden fazla olan kişilerden danışma ücreti talep etmek mantıklı gelebilir. Ancak; geçimini bile zor sağlayan birinden bu ücreti talep etmek; mesleğinizin kökenini hiçe saymak, kendi varlığınızın gerekçelerini reddetmek, ve asillerle el ele vererek içinden çıktığınız köle topluluğunun yeni sömürenleri olmak demektir.

Bunu istiyorsanız diyecek birşey yok. Yeni dünya düzeni zaten bunu öngörüyor ve istiyor. Buyrun, yerinizi alın.

Ama, vicdanınız varsa, içinde o insanların da yer aldığı bir toplumun çabaları sonucunda kurulmuş okularda okuyup hukukçu olduğunuzu hatırlamanızı beklerim. Hiç kimse kendi kendine doktor, avukat, yargıç, mühendis olamaz.

O halde ne yapmalı?

Elbette batı (özellikle ABD) toplumlarında gelişmekte olan eğilimleri hepimiz biliyoruz. Kimin parası çoksa o kadar güçlü yasal savunması oluşuyor, genellikle de kazanıyor. Bunu mu istiyoruz?

Bence hayır. Bunun basit de bir çözümü var. Danışan kişinin mali gücü, mal varlığı bir muamma değil. Önceki yıl verdiği vergilere bakarak çok kolayca karar verilebilir. Eğer sizden çoksa, oranlanarak bir danışmanlık ücreti talep edilebilir. Aksi takdirde, ücret almadığınız için danışma ertesinde sizi seçmezse emekleriniz boşa gitmiş gibi görünebilir. Ancak, şunu da unutmamak gerekir. İşi vermediği avukatlara danışma yoluyla vatandaş en iyisini seçmiş, kendisine de mümkün olan en iyi korumayı saptamıştır. Seçtiğine de ücretini ister istemez ödemiş olacaktır.

Hukuk mesleğini idealleri için seçmiş olanlar için bu yeterli değil mi? Bazı doktorlar gibi "ille de zengin olmak" için mi hukukçu olunuyor?
Old 13-01-2007, 00:07   #35
av.sgenc

 
Olumlu bir hikaye

bir gün Avukat (A) arkadaşı doktor (D) nin ofisine gider.Sohbet etmektedirler. (D) nin telefonu çalar. Arayan bir hastasıdır. (D) hastayı dinledikten sonra yapması gerekenleri söyler ve telefonu kapatır. (D), avukat (A) ya sorar;
- "Şimdi ben hastaya telefonla da olsa sağlık yardımında bulundum. Ücreti hakettim değil mi" der. Avukat;
- "Tabi ki. Hemen bir iadeli taahhütlü gönder ve ücreti talep et" der. bunun üzerine (D), (A) nın dediğini yapar. (A) ofisten ayrılır.
Aradan bir hafta geçmiştir. Doktor (D)' nin ofisine postacı gelmiştir. Elinde de iadeli taahhütlü bir zarf. (D) merak eder. Posta (A) dan gelmektedir. Merakla zarfı açan (D) şaşırmıştır.Şöyle yazmaktadır.
" O gün ofisinde yapmış olduğum hukuki yardımdan dolayı hakkettiğim avukatlık danışma ücretimin ödenmesini talep ederim"
Old 14-01-2007, 15:46   #36
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Genç,

Fıkra hoş elbette. Ancak, ABD hariç doktorlar ve avukatların telefonla yapılan danışmalara birebir fatura kesebildikleri bir ülke bilmiyorum.

Bana sorarsanız sağlık veya hukuk alanındaki danışmaların değeri tartışılmaz; ancak bunların sınırı da yok. Eğer paraya tahvil etmeye kalkışırsanız, bir doktora 'merhaba' demek bile ücrete tabi olmalıdır. Nedeni açık: duruşunuz, konuşmanız, hareketleriniz, görüntünüz, tepkileriniz, vücudunuzun görünür yerlerinde belirti verecek bir hastalığa ilişkin değişiklikler içeriyorsa; merhabalaştığınız doktorun sizi haberdar etmesi hem vicdani açıdan gerekli, hem de ettiği yemin açısından zorunludur. Sanırım hukukçular en azından bu açıdan rahat; onların yeminlerinde 'zarar göreceğini fark ettiğim kişiyi uyarmak ve zarar görmesine engel olmayı vicdani görev bilirim' gibi bir şey yok.

Buna çok bilinen hastalıklar olan kızamık, kızamıkçık, çiçek, allerjiler, sarılık, felçler, nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklardan beğendiğinizi örnek olarak verebilirim. Sizinle bir yerde karşı karşıya gelip 'gidip tetkik yaptır, sanırım sarılık olumuşsun' dersem, ve bunun sonucunda size sarılık tanısı konup erken tedavi edilirse bunun için bana ne kadar borçlu kaldığınızı düşünmek gerekir? Belki geç kalındığında siroz olup 6-9 ay sonra ölmenize engel olmuşumdur. Ne yapacağız şimdi?

Bu nedenle, resmen başvurup istenmedikçe, vicdani veya sosyal nedenlerle yapılan bu tür yardımlar için ücret talep edememekteyiz. Aynı nedenle, telefonla yapılan başvurularda da. Fakat, ABD de gerçekten bu yola gidilmektedir. Hatta, doktor ücret almamış olsa bile telefon veya e-posta kanalıyla önerdiklerinden yasal olarak sorumlu tutulabilmektedir; ve eğer hatalı veya eksik bilgi verirse, dava edilebilmektedir. Ücret almamış olması onu mesleki sorumluluktan kurtaramamaktadır.

İşte bu nedenlerle, ABD de doktorlar (herhalde avukatlar da) başvuru telefonlarını diğer iletişim adreslerinden ayırmakta, onların üçüncü şahıslarca kayıt altına alınmasını sağlamakta ve hasta / müşterilerine bu adreslerin ücrete tabi olduğunu bildirmektedirler. Bunun doğal sonucu olarak, söz konusu telefonlar dışındaki telefonlarda danışmaya olanak tanımamakta, çok sıkışırlarsa, danışma telefonlarını vermekte veya daha da kaba bir yöntemle, görüşmeyi doğrudan o telefona aktarmaktadırlar.

Ancak, yine de açıkça ortada olan birşey vardır: ister doktor olsun, ister avukat; söz konusu hizmete karşılık elde edilen ücret, sağlanan maddi veya manevi yararla asla orantılı olamamaktadır. Bu özellikle hekimlik için daha da belirgindir. Bir kişinin hayatını kurtardıysanız, onun maddi varlığının tümünü bile isteseniz yerinde olabilir; ancak bu mümkün olamamaktadır. Öte yandan; bazı durumlarda hiçbir ücret alamayacağınızı biliyor olmanıza karşın bazı şeyleri yapmak zorunda kalabilirsiniz; yapmama seçeneğiniz yoktur.

İşte bu durumu hekimler genellikle şöyle çözümlemekteydiler: köyden gelen fakir hastaya yumurta veya tavuk karşılığı bakarken, parası olduğunu bildiği hastalardan koparabildiği kadar almak.

Bu yerel çözüm her zaman işe yaramaz. Her geçen gün de daha zor uygulanır hale gelmektedir; çünkü masraflar içinde hekim emeğinin payı giderek azalmaktadır. Diğer bir deyişle, hekim ne yaparsa yapsın, hasta çuvalla para ödemek zorunda kalmaktadır. Hekimler de 'eh, herşeyi ödüyorsa, öncelikle benimkini ödemek zorunda' yaklaşımıyla kendi vicdanlarını rahatlatma yolunu seçmektedirler. Özel sağlık sigortaları da bunun bir başka yordamı olmuştur.

Para karşılığı sağlık hizmetinin çıkmazlarından sadece birisidir bu. Hukuk alanında da benzer tablolar eminim görülüyordur. İşte bu noktada sosyal devlet anlayışının önemi daha belirgin hale geliyor sanırım.
Old 14-01-2007, 17:32   #37
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan Değerli İzleyenler THS de Bir İlk

Sevgili Meslektaşlarım,
Sayın Katılımcılar;

Avukatların ve hukukçuların AVUKATLIK MESLEĞİNDE DANIŞMA ÜCRETİNİ tartışırlarken özellikle tıp doktorlarının olaya müdahil olmaları konuya inanılmaz bir zenginlik katmıştır.Bu konuda THS de sanırım ilk kez gündeme gelmiştir.

Sayın katılımcıların aşağıdaki hususlara yanıt verebilmeleri konuyu aydınlatmaya yardımcı olacaktır.

Şahsen MÜHENDİSLER NEDEN PROŞEDEN PARA ALIYORLAR DİYE ahkam kessem, aşağıdakilere benzer konuları araştırırdım.

1. Avukatlar HEP PARACIDIRLAR DA bu paraları ilk kez tarihte ne zaman ve neden almaya başlamışlardır?
2. Avukatlık çağdaş dünyada KAMU GÖREVİ MİDİR, yoksa KAMU HİZMETİ MİDİR?
3. Avukatlık mesleğinin en eski kurallarından biri ücretli HİZMET VERMEK olmakla birlikte, diğer kuralı İŞİ REDDETME HAKKIDIR. Neden?
4. Parası olmayana avukat tutmak veya danışmak için tarihsel süreçte ve günümüzde bir yöntem varmıdır?
5. Yukarıda sıralanan 4 konuya acaba tıp doktorları açısından bir yanıt verilebilir mi?
Old 24-01-2007, 14:21   #38
özlem tek

 
Varsayılan

hala ve hala doktorluk ve avukatlık mesleği kıyaslanmakta ... biri sağlık üzerine mesleğini icra ediyor, diğeri ise hak üzerine ... sağlık ve hak aynı kefeye konulamaz.kulvarlar çok farklı...
Old 25-01-2007, 01:59   #39
cesur_yürek

 
Varsayılan

Bırakın danışma ücretini avukat davayı alıp bitirdikten sonra bile ücretini alamadığı zamanlar olur.Ayrıca diğer Mesleklerle kıyaslanmasını doğru bulmuyorum.Bu dünyada herşey yolunda gitseydi haksızlık, hukuksuzluk.yolsuzluk, vs.. olmasaydı hukuka da gerek kalmazdı.Mutluluk türküleri söylerdik öyle Ütopya diyorsunuzdur .. İşçinin ,doktorun ,mühendisin ,avukatın hakkını alamadığı zamanlar olur ..
Old 25-01-2007, 15:49   #40
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın Hekimbaşı ve Sayın Çelik'in son yazılarını ilgiyle okudum. Konu devam etmemiş. İzleyici olarak devamını okumak isterdim.

Katılımcı olaraksa, yazılanları forum başlığıyla birlikte değerlendirdiğimde ve fiili gerçekleri de ekleyince, aklıma şu düşünce geldi.

Doktorluk bilvekale icra edilebilecek bir meslek değildir. Yani hasta, ben kendi ameliyatımı kendim yaparım diyemez. (Azımsanarak yapılacak küçük müdahalelerin vahim neticeler doğurabileceğini düşünmeyenleri ayrık tutuyorum)

İnşaattan, tuğladan, harçtan anlamayan vatandaş, ben kendi inşaatımı kendim yaparım diyemez. Biraz anlıyorsa (mesela kendi adıma ben de artık anlıyorum, drenajı, OSB yi, kalekimi çözünce bu sanıya kapıldığımı itiraf edeyim!) mutlaka bu işin uzmanına ihtiyaç duyacağını bilir (yanı sıra yasalar da zorlar).

Savcının yaptığı işi, hakimin yaptığı işi, bilvekale bu mesleğe mensup olmayan biri yapamaz. (Yanı sıra , yargılamaya tabi tutulmuş biri, kendi hükmünü kendisinin veremeyeceğini bilir. )

Örnekleri çoğaltabilirim. Ama konu avukatlık mesleği olduğunda, hani biraz yukarıda örnek verdiğim benim inşaattan ne kadar anladığım konusu gibi, ucundan kıyısından konu hakkında bilgi sahibi olan herkes "avukat" tır. Cezaevinde yatmışlığı olandan tutun, komşusunun boşanma davası hakkında kulak duyumu olan Ayşe teyzeye, magazin basını veya günlük haberlerde duyduklarından bir kanaat edinene varıncaya değin, herkes avukattır. Bazılarınca aradaki yegane fark, hukuk fakültesi mezunu olmayışlarıdır, o kadar.

Kişilerin, diledikleri takdirde vekilsiz hak arama özgürlüğüne sahip olmaları da, türlü çeşitlilikteki yanılgıyı pekiştirir.

Hal böyleyken, zorunluluk da olmadığı halde (?) avukata gelerek danışma isteyen kişi, en yakın ihtimalle, inşaata nerden ve nasıl başlayıp nasıl bitirmesi gerektiğini bilmeyen ama bu konuda "çokça" içerikli içeriksiz fikri olan ve aslında istese kendisinin de yapabileceğini , ama işte yeterince iyi yapamayacağı zannını taşıdığını söyleyen veya yapabileceğinden dem vurup vakti olmadığından yakınan, ama gelip oturmakla dahi ayan ettiği üzere, "danışması gerektiğini" -asgari düzeyde- bilen kişidir.

Bilvekale yapılan bir görevin, ücretsiz olması düşünülebilir mi?

*

Avukatlara neden danışma ücreti verilmeze dair ikinci bir kanaatim daha var:

Evinizin önündeki çöp tenekesinin istiap haddini doldurmadan boşaltılmasını beklersiniz. Belediye aracının arkasında gün boyu temizlikle, çerle çöple uğraşan adamın aldığını sonuna dek hakettiğini düşünürsünüz. (Keza vidanjörcüleri tasavvur edin)

Evinize gelen gündelikçinin aldığı ücreti sonuna dek hakettiğine inanırsınız. Siz daha "önemli" işlerle uğraşırken, yerleri, kapı, pencereleri silebilmek için ter döken kadının yaptığı işin, ne kadar "zor" olduğuna içten içe hak verirsiniz.

Ellerini eldiveni bile koruyamayan, yaz güneşinin altında kan ter içinde kalmış, parmakalrını nasır kuşatmış sıvacı için üzülürsünüz. Kazandığını "hak ediyor" diye düşünürsünüz.

Örnekleri çoğaltabilirim.

Yukarıdaki ve çoğaltılabilecek benzer örneklerde , karşınızdaki kişinin aldığı parayı "sonuna kadar hak ettiğine" inanır, hatta zaman zaman aldığı parayla dahi bu işlerin "yapılamaz" olduğunu düşünürsünüz.

Bedensel emeğini katarak harikalar yaratanların aldıklarının hak-istediklerinin az, zihinsel emeğini katarak harikalar yaratanların aldıklarınınsa hak olmamasının ve çok bulunmasının çelişkisi sizce ne olabilir?

Ben bunun empatiyle ilgili olduğunu düşünüyorum.

A apartmanında 5.katta , memur eşi olarak ikamet eden Fatma teyze, kendine gündelikçiliği, sıvacılığı, vidanjörcülüğü yakıştırmaz, ama doktorluğu, çokça da avukatlığı "yakıştırır". Kendine yakıştırmadığı mesleği icra edene ne ödese azdır, ama kendisinin de yapabileceği (keşke yapabilecek olsaydım dediği) bir mesleği icra edene ödediğini çok bulmasının yaman çelişkisini, ben psikolojiden öte bir bilimle açıklayamıyorum.

Saygılarımla...
Old 25-01-2007, 16:51   #41
enginer

 
Varsayılan para ve hizmet

herşeyin bir bedeli var denir.

kişi başı milli gelirin düşük olması (hukuki) savunma harcamalarını da minimize ediyor.
elbette geliri 2000ytl den fazla olan ve asgari ücretli eşit değildir.
"danışma ücrete tabidir".evet öyle olmalıdır ama.
sözlü ,afaki bir savunmanın bedeli de olacakmı?
eger bedel olacaksa;anında yazılı olarak bir sorumluluk üstlenerek yapılması gerekir.
ve hizmetin her aşamasının,net bir şekilde ücretlendirilmesi gerekir.

en büyük sorunlarımızdan birisi;hala ücretlendirme ve tahsilatı netleştirmememizdir.....elbette belirlenmiş ücretler var ama bu ücretlerin inisiyatif kullanmayı imkansız eden bir yapısı var.

bir emekli geldi geliri gideri belli ,iyilik yapmak mesleki konuma yakışmaz mutlaka ücretlendirme gerekir.ne yapacaksınız ? size baro asgari ücretini de veremiyor.


ve artık bir mit oluştu danışma ücrete tabidir.doğru mu gerçekten her danışmadan ücret alınabiliyor mu ?alınabilirmi?

keşke eğitim bilim ve tecrübenin getirdiği formayon için hep ücretlerimizi alabilsek?
Old 26-01-2007, 01:37   #42
cesur_yürek

 
Varsayılan

Sayın Şepher Ferda Demirel Öncelikle konuya başka bir bakış açısı getirerek konunun sosyal değerlendirmesini yapmanız iyi olmuş Vatandaşın bazı davalarda özellikle ceza davalarında sizin belittiğiniz gibi avukata gerek yok ben hallederim dediği durumlara pek rastlıyamıyoruz.Yani vatandaşın avukatı olmazsa olmaz olarak gördüğü zamanlar da olur.Avukatın gerekliliğini hissettiği zamanlar da olur.Evet avukat kimi zaman hakkını almıyor ne yazık ki ama bu demek değildir ki avukat her zaman verdiği zihinsel emeğin hakkını almıyor.Çözüm şu şekilde olabilir : Avukat tutmanın gerekliliği topluma aşılanabilir bu yasal düzenlemelerle olur ; toplumun bu konuyla ilgili bilgilendirilmesiyle olur ama olması gerek.Saygılarımla...
Old 26-01-2007, 02:12   #43
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

İş davalık hale geldikten sonra avukat tutmak aslında ne kadar doğru bir yol bunu da tartışmak gerekir. Madem hekimlikten gidiliyor. Önleyici hekimlik diye bir kavramı mutlaka herkes duymuştur. Mesleğimize uyarlarsak önleyici avukatlık. Bir dava için avukata ödenmesi gereken meblağlar malumunuzdur ki danışma ücretinden kat be kat fazladır. Vatandaş, bir hukuki işlem yaparken, örneğin bir tapu devri veya bir araç alış satışında veya bir sözleşme veya senet düzenlerken bir Avukata danışarak çok cüzi ödemeyi göze alacak olursa belki de sorun ileride bir dava haline dönüşmeyecektir. Gerçekten profesyonelce, -ayaküstü verilen danışma hizmeti şeklinde değil-meselenin ihtilaf doğurma ihtimalini minimum hale getirerek verilecek bir hizmet. Çoğunlukla ihtilafların doğmasını da önleyecek ve bir şekilde belki de mahkemelerin iş yükünü de ciddi biçimde düşürecektir. Bu anlamda dava boyutuna gelmiş bir ihtilaf için avukat zorunluluğu getirmektense ilk muamele yapılırken Avukatın örneğin gayrimenkul satışı vs. gibi bir takım işlemlere katılımını zorunlu hale getirmek tüm yargı sistemi adına olumlu sonuç verecektir. Bazen bir hekim tüm çareler tükendiğinde eve götürün der. Bu evinde yatağında ölsün anlamındadır. Bizde de adam gelir ve yapılacak hiçbir şey yoktur. Adama zaten felek vurmuştur. Bir de danışma ücreti talep etmek o aşamada abes olur..
Old 25-05-2011, 10:02   #44
Av.Hatice Sarıbardak

 
Varsayılan Danışma ücreti

Bu konuyu ben de çok düşündüm.İnsanlar doktora muayene ücretini peşin öderler,ödememek gibi bir düşünceyi de akıllarından geçirmezler. Sözkonusu hizmet bilgi vermek olduğu zaman iş değişiyor.Sanırım insanlar gözleriyle göremedikleri,hissedemedikleri somut olmayan şeylerin para etmeyeceğini düşünüyorlar.Doktora gittiklerinde bile illaki doktorun kendilerine dokunması,en basitinden ciğerlerini dinlemesi,boğazına bakması kısacası dokunarak muayeneyi hissettirmeleri gerekiyor.Hele ki ultrasonla da bakıyorsa iç organlarını hastaya göstermesi bile yeterli.Bizim bu tür hizmetlerimiz yok.O sebeple vasat insanlar hizmetin karşılığını anlayamıyorlar...
Old 25-05-2011, 11:30   #45
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

"Vasat insanlar"a mesleği yüceltmek yerine, ihtiyacına binaen aklına dokunarak verilenin "hizmet olduğunu" göstermek" gerekir (diye düşünüyorum).
Saim DİKİCİ Üstadım yıllar önce, "Avukat müvekkilinden ne zaman para istemeli ?" sorusunu, mealen; "iş sahibinin avukattan en vazgeçemediği an" diye cevaplandırmıştı.
Kolay gelsin.
Old 25-05-2011, 12:04   #46
Av.Hukuki

 
Varsayılan

Elini sallasan avukata değerse,kalkan her dolmuş ve otobüste bir avukat olacak kadar yoğunluk artmışsa tabiki avukata değer ve danışma ücreti verilmez.Defalarca söyledim Baro Başkanlığı seçimlerinde bu makamları sıçrama tahtası olarak gören kişilere değil meslek haklarını savunacak kişilere oy verelim diye.Meslek hakları hergün kötüye giderken barolar ve birlik seyrediyor.
Old 25-05-2011, 21:01   #47
Av.Ozan Kayahan

 
Varsayılan

Meşhur bir söz vardır: Marifet iltifata tabidir diye. Bizde marifet var ama iltifat malesef.
Old 24-04-2015, 04:59   #48
Av.Avcı

 
Varsayılan

Danışma için gelen kişiye görüşme tutanağı düzenleyip hatta tutanağı kendisine doldurtup eğer para vermez ise bu görüşme tutanağı ile AAÜT deki danışma ücreti miktarını icraya koyamaz mıyız? makbuzuda kesip adresine yollayamaz mıyız? eğer yaptığımız ilamsız icraya itiraz ederse tüketici mahkemesinde görüşme tutanağını ve makbuzu delil olarak sunarak itirazı iptal ettiremez miyiz?

Bir de herkes görüşme tutanağı düzenle diyor ama içeriği hakkında sağlıklı bilgi yok görüşme tutanağını tamamen biz yazıp karşılıklı imzalıyor muyuz. bunu danışma isteyen kişiye yazdırsak daha sağlıklı olmaz mı? Özellikle danışma ücretini icra yoluyla talep ederken bir de görüşme tutanağı örneklerinde vekalet ücreti diye bir bölüm oluyor hep o zorunlu mu? davasına baktığımız müvekkille aramızda vekalet sözleşmesi olmasa dahi AAÜT de ki ücreti talep etme hakkımız var. Görüşme tutanağında da vekalet ücreti diye bir bölüm yazılı olmadan dediğim gibi eğer danışma ücretini ödemediyse kişi bunu AAÜT deki ücret miktarı üzerinden icra yoluyla talep edemez miyiz? Sonuçta gelen kişi Avukatın hukuki danışmanlığının ücretli olduğunu bilmek zorunda.
Old 07-05-2015, 22:12   #49
Av.Bilgin Elial

 
Varsayılan

avukatlar kadar kendi haklarına sahip çıkamayan başka bir meslek gurubu herhalde yoktur.
Old 08-05-2015, 10:03   #50
txyz

 
Varsayılan

Avukatın her konuda bilgi sahibi olması yetkin olması mümkün değil dolayısıyla birçok ülkede uzmanlaşma söz konusu. Avukatın her danışmaya gelinen konu ile ilgili bilgi sahibi olmasının mümkün olmaması nedeniyle danışmadan duruma göre ücret alınmasını ve avukatın verdiği bilgi nedeniyle sorumluluk üstlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca bazı meslektaşlarımızın da sözlü danışmayı vatandaşın sorununa çözüm bulmak amaçlı değil de vatandaşın kendisine vekalet vermesi için baskı aracı olarak kullandığı bir gerçek. Örneğin var olmayan hukuki sebeplerle vatandaşı korkutan , yanıltıcı bilgi veren meslektaşlarımızın sözlü danışmadan ücret alması ve verdiği doğru olmayan bilgi için sorumluluk üstlenmemesi de kabul edilebilir değil. Bunun yanında diğer meslektaşlarımızın belirttiği gibi avukat avukat dolaşarak sözlü danışma ücreti ödemeden bilgi alıp davasını kendi açanlara da bilginin bu kadar kolay sunulmaması verilen bilgi varsa danışma ücretinin alınması gerekiyor. Avukatlığın her aşamasında ve sözlü danışma aşamasında da meslek saygınlığını koruyucu tavır içerisinde olmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Uzun vadede hepimizin faydasına olacak bu tavrın eksikliği mesleği git gide içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.
Old 08-05-2015, 12:02   #51
nevzat çeviker

 
Varsayılan

doktor'a danışma ücreti, avukata danışma ücreti, kasaba etin hangi kısımlarının iyi olduğunu danışma ücreti, marangozu mobilyacıyı eve işyerine çağırıp ölçülere göre işi kaça yapıp yapmayacağının danışma ücreti, tamirci veya boyacıdan evi veya işyerini görüp nasıl yapacağını ve kaç liraya yapacağını sorup öğrenmek gibi hasılı kelam hangi meslekten olursa olsun işin çözümüne yönelik eyleme geçilmemişse danışmak ve öğrenmek için ücret almak ve vermek türk milletinin karekter ve ahlak yapısına uygun değildir.
sayın avukatlar sizler yukarıda saydığım günlük hayatın içinde zaruri olan durumlar için danışma ve öğrenme ücreti ödediniz mi? her meslek sahibi de sizin gibi mesleğine ömrünü veriyor. ben bir hukuksever olarak matbaa, ciltleme, ambalaj ve inşaat sektöründe faaliyet gösterdim. kendi alanlarımda danışma, bilgi verme, hatta işi öğretme olaylarına defalarca şahit oldum. kimsenin kimseden bu işler için ne para istediğini ne de bunu bir hak olarak dile getirdiğini görmedim.
insani yanı olan, danışma ve dayanışma ağırlığı olan işler için ücret alma ve almama işini düşünüp kafaya takmanın doğru olmadığını düşünüyorum. doktorlarında muayenehanesine gelen hastalarından sırf sorup öğrenmeler para almasını ahlaki görmüyorum. ancak hasta kabul eder de reçete yazarsa hastanın tedavi mesuliyetini üstlenmiş olur. bu mesuliyetin bedeli olarak ücret alabilir diye düşünüyorum.
Old 12-09-2017, 09:18   #52
Av.Ergün Savaş

 
Varsayılan

Türk Hukuk Sitesi'ne bu gün kabûl edildim. Daha önce de bir pratisyen olarak istifade etmiştim. Ama senelerdir kafamı rahatsız eden bir soruya cevap bulmak için geçenlerde girdim. Baktım ki meslektaşlarımın büyük kısmı danışma ücreti konusunda rahatsız. Küçük bir kısmı ise ortama uymuş maalesef.
29 senelik avukatım. Bu camianın içinde doğdum büyüdüm. Babam da emekli savcıydı.
Bu danışma ücreti sorusunun cevapları basit. Vatandaş bizim büromuza 2 amaçla geliyor.:
1- Bizden bedava danışma hizmeti alıp kendi işini kendi görmek.
2- Çıkmazda olduğunu, kaybedeceğini bildiği bir dosyayı bize getirerek, köşeye sıkıştırmaya çalışarak, ağzımızdan bir vaat alıp; sırtındaki stresi, bizim sırtımıza yıkmak.
Bürom Büyükçekmece İsmet İnönü Caddesi'nde zeminin üstü 2. katta. Pencereme de; büromun duvarlarına da karşılıklı olarak ( Danışma ücretlidir) diye yazdırttım. Beyaz üzerine maviyle. İnanın hiç bir şey değişmedi. Vatandaş yine içeri giriyor. Yazıları görmemesine imkan yok. Penceredeki yazı bile tersinden okunsa da içeriden okunuyor. Buna rağmen karşımdaki iskemleye manda mayısı gibi yayılıp:
- Bu yazıyı gördüm ama. Ben sana şimdi bir anlatayım. Sen olur, ben bu davayı kazanırım dersen sana verebilirim.
Diye bana patronluk taslamaya kalkışıyor. Bunun iki yolu var.
1- Mesleki makamlarımız politikayla uğraşmayı bırakıp, mesleki sorunlarla ilgilenecekler. Danışma ücretinin avukatın doğal hakkı olduğunu; vekalet ücretinin peşin ödendiğini; avukatın görevinin dava kazanmak olmadığını işleyecekler. Gerekirse T.R.T.'ye veya Radyo televizyon Üst Kurulu'na kamu spotları yaptıracaklar. Ki bu bana imkansız görünüyor.
2- Biz pratisyen avukatlar, biz han avukatları, hepimiz danışma ücreti alacağız. Hepimiz bize yarısı peşin yarısı dava bittikten sonra diyenleri elimize sopamızı alıp kovalayacağız. İçimizde muhakeme masraflarını bile cebinden yatıran meslektaşlarımız varken bu da biraz zor. Ama imkansız değil. En azından 1. şıktan çok daha imkân dahilinde.
Girin ve veb sitemi okuyun sevgili meslektaşlarım. www.ergunsavas.av.tr Sağlık ve mutluluk sizinle olsun.
Av.Ergün Savaş
Old 26-07-2018, 10:26   #53
Av.Ergün Savaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Duygu Keleş
En doğrusu üstü kapalı cümlelerle danışmaya gelen müvekkil adayına bilgi vermek.Hele bir vekaletnameyi çıkarıp ücret sözleşmesini imzalasın , müvekkillik sıfatını haketsin ondan sonrası kolay

Size katılmıyorum. Böyle düşünen, meslektaşlar yüzünden, liberal düzene bile geçememiş bizim millet, Ortaçağ usûlü bu düzen üzerinden gitmek istiyor. Ben ömrüm boyunca bu topa girmedim. Çocuğun adı baştan konulur. Sağamayacağım ineği ben ahırıma sokmam.
Av.Ergün Savaş
Old 26-07-2018, 10:32   #54
Av.Ergün Savaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan dilek_65
müvekkile verdiğimiz bilgilerle o sırada iletişim kuruyoruz konu hakkında ne kadar iyi bir dille detaylı bilgi verirsek bu bize yararlı olacaktır biz bilgi verirken müvekkil 'bu kadar iyi konuştuğuna göre işin ehli'diye düşünecektir ve davayı bize verecektir bu yüzden danışmadan para alınıp alınmaması bence o kadar da önemli değil.

Sizin dediklerinizi hiç yapmadım Dilek Hanım. Biz tezgahtar değiliz. Kendimizi pazarlayacak halimiz yok. Danışma ücretimi alırım. İşin doğrusunu da müşteriye söylerim. Av.Ergün Savaş.
Old 31-08-2018, 11:09   #55
Av. Tolga Ersoy

 
Varsayılan

Danışma bir hizmettir ve haliyle her hizmet gibi ücrete tabidir.
Danışma ücreti ile ilgili yaşanan sıkıntıların, meslektaşlarımızın ücretsiz danışma hizmeti sunarak haksız rekabet yapmalarından kaynaklandığı inancındayım (Zira bazı meslektaşlarımızın toplu iş davaları gibi işleri kaçırmamak için dava masraflarını dahi karşılamak suretiyle haksız rekabet yarattıkları bilinen bir olgudur). Hal böyleyken, siz danışmaya ücret talep ederken, komşunuz olan bir meslektaşımız bu hizmeti ücretsiz sununca bu uygulama oturamıyor. Tartışmalarda doktorlarla çok mukayese yapılmış, ancak doktorlar bu uygulamayı çok uzun bir süredir oturtmuş durumdalar ve bu şekilde çalışıyor olmaları en doğal hakları. Vizite ücreti ödemeden muayene olamayacağınız bir doktor bulmak imkansızdır, olması gereken de budur. Eğer tüm meslektaşlarımız bu kuralı istisnasız ve tavizsiz uygulasa, bu konu çözülecek ve toplum nezdinde de bir avukat bürosuna danışma için gidilirken ücret ödeneceği anlayışı oturacaktır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Danışma Ücreti aristo Hukuk Sohbetleri 9 11-09-2004 11:34
Bir Sene Neden 12 Aydır Ve Şubat Ayı Neden Cüce Kalmıştır? Gemici Site Lokali 3 30-03-2004 08:26
183 Alo Kadın Çocuk Danışma Hattı Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 05-03-2004 18:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07466292 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.