Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

cezai şartın istenebilmesi için öncelikle edimi ifaya davet gerekir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-10-2007, 14:57   #1
hırs

 
Varsayılan cezai şartın istenebilmesi için öncelikle edimi ifaya davet gerekir mi?

herkese başarılar.merak ettiğim bir soruyu sizlerle paylaşmak istiyorum ve bu konu içtihat var mı merak ediyorum ben tüm araştırmalarıma rağmen bulamadım.cezai şartın istenebilmesi için edimi ifaya davat,ihbar şart mıdır? ve hakim bunu re'sen mi dikkate almalıdır? şimdiden teşekkür ederim.
Old 10-10-2007, 21:36   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 1981/893
Karar: 1981/1083
Karar Tarihi: 12.03.1981
ÖZET: Davacı taraf sözleşmelerin muayyen sürelere bağlanmış yer ve malzeme teslimi işlemlerinin yerine getirilmesi için diğer tarafı ifaya davet eden bir belge ibraz edemediği gibi, yine bu yükümlülüklerin belirtilen süreler içinde yerine getirilmesi konusunda gerekli işlemlerin taraflarınca yapıldığı halde davalı tarafın kendi edimini yerine getirmediğine dair bir uyarı belgesi gönderdiğini de ispatlayamamıştır. Bu sürelerin bitiminden sonra, 14.1.1980 tarihinde davacı tarafça davalı kooperatife noter aracılığı ile keşide edilen ihtarname ise, münasip bir mehil tayin edilmediği gibi, belli bir süreye bağlanmış bulunan yer ve malzeme teslimi işlemlerinin bu süreler içinde yerine getirilmemiş bulunmasına nazaran, davalı kooperatif yararına derhal fesih hakkı doğmuş bulunmaktadır.
(6762 S. K. m. 20)
Dava: Taraflar arasındaki davadan dolayı Konya As. 1. Hukuk Hakimliğince verilen 22.12.1980 tarih ve 167/1057 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 10.3.1981 gününde davacı avukatı Uğur Şen ile davalı avukatı Gazi Mutlu gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştır. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacılar vekili, davalı kooperatife ait çarşı inşaat işinin 1.1.1980 günlü sözleşme ve ek sözleşme ile davalı kooperatifçe müvekkillerine verildiği halde, bilahare davalı kooperatifin sözleşme hükümlerine uygun olarak yer teslimi yapmadıkları gibi, mal devir ve teslim yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işin bir başkasına verilmesi için ilan verildiğini ve nihayet 16.1.1980 tarihinde sözleşmeyi davalının tek yanlı ve haksız olarak fesh ettiğini ileri sürerek bu sözleşme hükümleri icabı müvekkillerince davalı kooperatife verilen 5.000.000 liralık bonoların karşılıksız kalmaları nedeniyle iptallerini ve yine sözleşmenin 25 nci maddesi gereğince 3.000.000 lira cezai şartın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı kooperatif vekili cevabında, davacıların iddiasını kabul etmemiş, kendilerinin gerek yer teslimi gerekse mal devir işlemi yükümlülüklerini süresinde yerine getirmediklerini sözlü olarak sözleşmenin bozulmasının kararlaştırıldığını, bonoların iadesini esasen kabul ettiklerini, ancak sözleşmeye davacı tarafın aykırı hareket ettiğinden cezai şart istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanılan delillere, ibraz edilen belge ve sözleşme hükümlerine göre davalı kooperatifin gerek yer teslimi gerekse mal devir işlemlerini yerine getirmekte temerrüde düştüğü kabul edilerek davanın aynen kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1 -Borçlar Kanununun 106/1. maddesinde karşılıklı taahhütleri havi akitte iki taraftan biri mütemerrit olduğu takdirde diğeri borcun ifa edilmesi için münasip bir mehil tayin veya münasip bir mehlin tayinini hakimden isteyebilir hükmü konduktan sonra, aynı maddenin 2 nci fıkrasında bu mehil zarfında, borç ifa edilmemiş olursa diğer tarafa akdi feshetmek yetkisi tanındığı gibi, yine aynı kanunun derhal fesih le ilgili 107/3. madde ve bendi metni uyarınca da, Akdin hükümlerine göre borç tayin ve tespit edilen bir zamanda veya muayyen bir mehil içinde ifa edilmek gerekiyorsa bu takdirde mehil tayinine lüzum kalmadan diğer tarafça akdin derhal feshedilebileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır.

Dava konusu olayda ise, taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 1.1.1980 tarihli istisna sözleşmesinin yer teslimi ile ilgili 18 nci maddesinde aynen sözleşmenin imzalanmasını takip eden ilk harfta içinde yer teslimi yapılacaktır hükmü konulmuş bulunup yine aynı tarihli ve esas sözleşmeye ek olarak düzenlenen sözleşmenin sonuna ilave edilmiş bulunan paragrafın son cümlesi ile de, her çeşit malların devir işleminin taraflarca en geç 3 gün içinde tamamlanacaktır şeklinde hüküm konulmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı kooperatif tarafından akdi fesihte davacı yüklenicinin müteahhit yukarıda sözü edilen gerek yer teslimi gerekse malzeme tesliminin de temerrüde düşüp düşmediği noktasında toplanmaktadır.

Her ne kadar metinleri yukarıya çıkarılmış bulunan sözleşmelerin ilgili madde metinlerinde, bu yükümlülüklerinin kimin tarafından ve ne şekilde yerine getirileceğine dair bir açıklık ve kesinlik yok ise de, sözleşmede inşaat edimini yüklenen davacı müteahhidin aktif durumda olması, diğer bir deyişle yer ve malzeme teslimi istemlerinin öncelikle kendisinden gelmesi, gerek işin niteliğine gerekse hayatın olağan akışına uygun düşer. Bu itibarla davacıların tacir sıfatını da taşıdıklarına göre, TTK.nun 20/2. maddesi gereğince basiretli bir tacir gibi davranarak, kendisi tarafından yer ve malzeme teslimi istemi yapılmalı, yukarıda belirtilen süreler içinde bu istemi yerine getirilmediğinde de keyfiyetin aynı maddenin 3 ncü fıkrası hükmünde belirtilen bir şekilde diğer tarafın uyarılmassı gerekirdi. Oysa, davacı taraf sözleşmelerin yukarıda belirtilen ve BK. 107/3. maddesi uyarınca muayyen sürelere bağlanmış yer ve malzeme teslimi işlemlerinin yerine getirilmesi için diğer tarafı ifaya davet eden bir belge ibraz edemediği gibi, yine bu yükümlülüklerin belirtilen süreler içinde yerne getirilmesi konusunda gerekli işlemlerin taraflarınca yapıldığı halde davalı tarafın kendi edimini yerine getirmediğine dair bir uyarı belgesi gönderdiğini de ispatlayamamıştır. Bu sürelerin bitiminden sonra, 14.1.1980 tarihinde davacı tarafça davalı kooperatife noter aracılığı ile keşide edilen ihtarname ise, BK.nun 106/1. maddesine göre münasip bir mehil tayin edilmediği gibi, esasen yine yukarıda açıkalan BK.nun 107/3. madde ve bendine göre, belli bir süreye bağlanmış bulunan yer ve malzeme teslimi işlemlerinin bu süreler içinde yerine getirilmemiş bulunmasına nazaran, davalı kooperatif yararına derhal fesih hakkı doğmuş bulunmaktadır. Davalının yasadan doğan bu hakkını, da, 16.1.1980 tarihli ve yine noter aracılığı ile davacı tarafa keşide edilen ihtarname ile bildirmesinde, kendisine bir kusur izafe etdilemeyeceğine göre ek sözleşmenin 25 nci maddesindeki cezai şartla sorumlu tutulamayacağı halde, aksine düşünce ile cezai şart bakımından davanın kabulüne karar verilmesi yerine görülmemiştir.

2 - Öte yandan, davalı kooperatif vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinin 4 numaralı bendinde dava konusu ve karşılıksız kaldıkları iddiası ile iptali istenen 5.000.000 liralık senetler hakkındaki davayı kabul ile bu bonoları iadeye hazır olduklarını açıkladıklarına göre, bu kalan açısından davanın kabulü nedeniyle yürürlükte bulunan Asgari Avukatlık Ücret Tarifesinin 7 nci maddesine nazaran, bu miktar bakımından davacı yararına 1/2 oranında vekillik ücreti takdiri gerekirken, tam tarife üzerinden davacı yararına avukatlık ücreti tayini de yerinde görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ve 3000 lira duruşma vekillik ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.3.1981 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 11-10-2007, 20:07   #3
av_ttc

 
Varsayılan

acıkca ifası kesin süreye baglanmıs işler için de ifaya davet gerekiyor mu???
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Cezai Şartın İcra Takibine Konu Edilmesi Av.Turan Meslektaşların Soruları 17 07-10-2011 11:56
ana karnındaki çocuk için veraset ilamı alınması gerekir mi? halenze Meslektaşların Soruları 2 17-03-2008 15:08
Araç dışındaki menkul malların satışı için ilan gerekir mi? ares139 Meslektaşların Soruları 1 29-08-2007 14:12
cezai şartın tahsili için ilamsız icra yapabilir miyiz? hırs Meslektaşların Soruları 6 18-08-2007 13:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04785490 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.