Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İzalei Şüyu Davası/ Aile Konutunun Özgülenmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-10-2009, 20:54   #1
üye31284

 
Varsayılan

Herkese merhaba, takip ettiğim kadarıyla ortaya çıkan sonuç şu: Aleyhe açılan bir izalei şuyu davasında eşin 652 den yararlanabilmesi için önce aile mahkemesinden aile konutu olduğuna dair tespit talep ediyoruz sonra sulh hukuk mahkemesinde özgüleme davası açıyoruz.

İzalei şuyu davasının ilk celsesinde davanın mk 2, 652 ve 240 gereğince reddedilmesi gerektiğini, aile konutu ve özgüleme davası açmak için tarafımıza önel verilerek davaların bekletici mesele yapılmasını talep ettim.

Davaya cevap dilekçemize cevap vermesi için davacı vekiline süre verildi. Ancak taleplerim hakkında bir karar verilmesi, davacının cevabıma cevap vermesinden sonra taleplerimin değerlendirileceği ara karar da belirtildi ve duruşma tarihinden bir ay öncesine keşif günü verdi... Tabi benim taleplerimle ilgili değil izalei şuyu davası standartı olan keşif....

Benim yapmam gereken her ne olursa olsun ( yanicevaba cevabı ve hakimin önel için vereceği kararı beklemeden )şimdiden aile konutu olduğuna dair bir an evvel tespit davası açmak mı yoksa hakimin taleplerim hakkında önel vermesini beklemek mi? Evet bekletici mesele yapmak zorunda dava açarsam ama dava açmazsam kesin olarak önel verir mi? Önel vermesi talebimi reddetmesi halinde hak kaybımıza sebep olur mu?

Evet bunun temyizi de var ama... Yine de tecrübelerinde olumsuz bir durumla karşılaşan var mı?

Ayrıca davacı vekili sadece "paylaşma konusunda uzlaşılamadığından dolayı ortaklığın giderilmesini" talep etmiş.

Dilekçe bundan ibaret...Cevaba cevap dilekçesinde savunmanın genişletilmesi yasağını aşabilir mi benim cevap dilekçeme cevap verirken dava dilekçesinde belirtmediği olaylara bilgilere dayanabilir mi?

Müvekkilimin başka bir evi veya arsası olması aile konutu olan evin müvekkilime özgülenmesine engel olur mu?

Doyaya gelen tapu, imar durumu ve çapı bilgilerinde dikkat etmem gerekn püf noktalar nelerdir?

Ve izalei şuyu davası gereği yapılan keşifte davalı vekili olarak nelere özen göstermem gerek, ilk defa bir keşfe katılacağım..Her nekadar biz davanın reddedilmesini istesek de yani paylaşıma karşı çıksak da bir ev için ve red talebinde buluna bir vekil olarak bu keşifte lehime olacak bir şeyler olabilir mi?
Old 23-10-2009, 10:15   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Katkı...

1-Öncelikle, ortaklığının giderilmesi istenen evin aile konutu olduğunun tespitine ilişkin bir davayı, sulh hukuk mahkemesinin önelini beklemeden de açabilirsiniz. Hukuki yararınız vardır. Örnek karar.

Alıntı:
T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/12535
Karar: 2008/14964
Karar Tarihi: 12.11.2008

ÖZET: Davacının, Aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi hakkını kullanabilmesi için, böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararı mevcuttur. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların tüm delillerini toplayıp, gerektiğinde keşif de yapılıp, bu konutun aile konutu olup olmadığını tespit etmekten ibarettir.

(4721 S. K. m. 194, 240, 652) (1086 S. K. m. 76)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin 02.12.2005 tarihinde vefat ettiğini, 3/4 hissesi mirasbırakan H.. adına kayıtlı olan Ö.. Ü.. köyündeki 1230 parsel sayılı taşınmazdaki meskenin aile konutu olduğunu, ölen eşinin diğer mirasçıları tarafından bu payla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, bu konuttan çıkarıldığı taktirde mağdur olacağını ileri sürerek, konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş;

Mahkemece; Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince meskenin aile konutu olduğunun tespitinin istenebilmesi için, eşlerin her ikisinin de sağ olması gerektiği, eşlerden birinin ölümü halinde Türk Medeni Kanunu’nun 240. maddesi gereğince dava açılmasının mümkün olduğundan bahisle, istek reddedilmiştir.

Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. (HUMK. m.76) Somut olayda davacı, 1/4 payı kendisine, 3/4 payı da ölen eşine ait olan konutun, aile konutu olduğunun tespitini istemiştir. Davacının, Türk Medeni Kanunu’nun 240. ve 652. maddelerinin kendisine tanıdığı hakları kullanabilmesi için, böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararı mevcuttur. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların tüm delillerini toplayıp, gerektiğinde keşif de yapılıp, bu konutun aile konutu olup olmadığını tespit etmekten ibarettir. Açıklanan husus üzerinde durulmadan yasal olmayan gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır.

Sonuç: Temyiz edilen kararın yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

2-Mahkemenin önel vermemesi hatalıdır. Örnek karar.
Alıntı:
T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/16769
Karar: 2004/1276
Karar Tarihi: 09.02.2004

ÖZET : Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir.
Mahkemece, yapılacak iş, öncelikle taşınmazın aile konutu olup olmadığının tesbiti ile ilgili aile mahkemesinden karar alması için davacıya önel vermek, bu konuyu bekletici ön sorun yapmak, taşınmaz aile konutu ise ve parselin değerine nazaran bu parsel hakkında miras hükümlerine uygun inceleme yapılması için dava dilekçesini görev yönünden reddetmek, bu konuyu görevli mahkemeye bırakmak, eğer taşınmaz aile konutu değilse ortaklığın giderilmesi hükümlerine göre konuyu inceleyip bir karar vermekten ibarettir.


(4721 S. K. m. 652) (1086 S. K. m. 76)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. ( HUMK. md. 76 ) Dava, 332 parsel sayılı taşınmaz yönünden de taşınmazın aile konutu olduğundan bahisle, miras bırakanın ölüm tarihine göre Türk Medeni Kanununun 652. maddesine uygun mülkiyet hakkının tanınması istemi, 4044 ve 258. parsel sayılı taşınmazlar yönünden ortaklığın giderilmesi davasıdır. Ancak 332 parsel sayılı taşınmaz aile konutu değilse bu taşınmaz yönünden de dava ortaklığın giderilmesi şeklinde incelenecektir.

O halde, mahkemece, yapılacak iş, öncelikle 332 parsel sayılı taşınmazın aile konutu olup olmadığının tespiti ile ilgili aile mahkemesinden karar alması için davacıya önel vermek, bu konuyu bekletici ön sorun yapmak, konut ve 332 parsel sayılı taşınmaz aile konutu ise ve parselin değerine nazaran bu parsel hakkında miras hükümlerine uygun inceleme yapılması için ( TMK. md. 652 ) dava dilekçesini görev yönünden reddetmek, bu konuyu görevli mahkemeye bırakmak, eğer 332 parsel sayılı taşınmaz aile konutu değilse ortaklığın giderilmesi hükümlerine göre konuyu inceleyip bir karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yanlış nitelendirme eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 09.02.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları


3-Müvekkilinizin başka evi ve arsası olması, dava konusu konutun aile konutu vasfı taşımasına engel değildir.

TMK.194. Madde gerekçesi... Madde eşlerin aile konutlarıyla ilgili hukukî işlemlerde eşlerin serbestliği ilkesine istisna getirmiş ve böylece, aile konutu ile ilgili bazı hukukî işlemlerin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kabul edilmiştir. Aile konutu eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği" acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir alandır. Bu nedenle bu denli önemli bir malvarlığıyla ilgili olarak eşlerin tek başlarına hukukî işlemleri yapması diğer eşin önemli yararlarını etkileyebilir. Bunun sonucu olarak madde, konutla ilgili kira sözleşmesinin feshini, bu konutun başkalarına devrini ya da konut üzerindeki hakları ve buna benzer diğer hukukî işlemlerle tamamen ya da kısmen sınırlarımasını diğer eşin rızasına bağlamıştır...

Görüldüğü üzere ne madde metni ne gerekçesi,tapu alikinin başka evleri olmasını engel olarak kabul etmemiştir. Arsanın aile konutu olabilme vasfı yoktur vs..

4-Ortaklığın giderilmesi davası iki taraflı dava özelliği taşır. Davacının kendi dava konusu olan taşınmazın ortaklığının giderilmesinde iddia genişletmesi söz konusu olmayacaktır.

Sizin, taşınımazın aile konutu olduğunun tespiti davasını açmanız halinde, görevli ve yetkili mahkemede gerekli savunmasını yapacaktır.

Öte yandan, ortaklığın giderilmesi davasına konu evin, aynen taksimi mümkün olamayacağından, "satış" sureti ile ortaklığının giderilmesinin istendiği açık olmakla birlikte, hakimin ek açıklama istemesi halinde de çözülebilecektir.

Kolay gelsin.
Old 23-10-2009, 14:47   #3
üye31284

 
Varsayılan

Cevap verdiğiniz için teşekkür ederim, davama daha da emin olarak devam edeceğim
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
aile konutunun eşe tahsisi av.nilüferyurdakul Meslektaşların Soruları 5 25-03-2010 11:45
izaleyi şüyu davsı derdestken sonra aile konutunun mülkiyetini talep -BEKLETİCİ SORUN Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 4 16-11-2008 21:07
Aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi üye19186 Aile Hukuku Çalışma Grubu 4 29-07-2008 11:51
Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi DeryaK Hukuk Haberleri 2 15-07-2008 15:52
aile konutunun satışı law in law Meslektaşların Soruları 3 24-06-2008 09:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05056691 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.