Resmi evrakta sahtecilik ,avukatın ıspat sorunu!!!

Sevgili dostlarım değerli meslektaşlarım,

Öyle büyük bir hata yaptım ki belki de bu hatam benim meslekten menime sebebiyet verebilecek sonuç doğurabilir bu benim için ölümle kalım gibi,onur,şeref ve haysiyet meselesi ki nitekim başka türlü yaşamımı idame ettirecek maddi ve özellikle manevi bir gücümün kalacağına inanmıyorum. Şu an saat sabaha karşı daha doğrusu sabah altı uyku gözüme girmiyor, çok zor durumdayım. Bu konuda bir destek daha doğrusu bir ses , bir nefes, bir kelime de sizlerden duymak istiyorum. Başıma gelebilecek en kötü ihtimalleri burada tartışabilirsek değerli zamanınızdan bana da birazcık ayırabilirseniz ömür boyu mesleğime ve siz dostlarıma sevgi dolu bir yürekle yaşayacağım..

Suçlama resmi evrakta sahtecilik,dolandırıcık…
Başıma gelen olayı şöyle anlatayım.

1-) Velaketini yaklaşık üç yıl kadar önce bir arkadaşının alacağı olan bir senedin tahsili için bana vermiş olan bir müvekkilim ayrıca uzaktan akrabam var. Yani müvekkilimin arkadaşı senette lehtar/alacaklı ancak borçlu ile olan münasebetinden dolayı kendisi alacaklı olarak gözükmek istememesi sebebi ile senedi müvekkilime ciroluyor müvekkil de bana vekaletname çıkarıyor bende müvekkil adına icra işlemleri başlatıyorum. Ancak müvekkil hukuken alacaklı olarak gözükse de taraflar arasında ki sadece şifahi güvene dayalı olarak asıl fiili alacaklı müvekkilin arkadaşıdır. Yapılan bu icra işleminde hiçbir sıkıntı yok aslında benim başıma gelen olayın benzeri ve müvekkil aynı olduğundan dolayı beni daha iyi anlamanız için bu işlemi de sizinle paylaşmak istedim. Bu icra takibi başlatıldı , takip edildi, nitekim muhafaza dahi yapılsa da tahsilat mümkün olmadı , borçlu iflas etmiş bir durumda idi. Ben bu icra takibinde doğal olarak hukuki açıdan alacaklı gözüken müvekkilim ile değil de arkadaşı ile sürekli irtibat halinde oldum gerek masraf talebimde gerek yapılan işlemlerde yani takiple ilgilenen doğal olarak senette de alacaklı olarak gözükmesine rağmen icra takibinde hukuken alacaklı gözükmeyen hatta göstermelik borçlu gözüken müvekkilin arkadaşı ile irtibat kuruyordum. Danışıklı yapılmış bir işlemdi yani..

2-Yaşadığım olay biraz benzer ama kafamı kırayım tedbirsizliğim. Şöyle arkadaşlar ; müvekkil yine beni arar ve elinde vadesi gelmiş bankaya ibraz edilmiş bankada karşılığı olmadığından arkasına karşılığı yoktur kaşesi vurulmuş bir çeki olduğunu söyler yine daha önce benzer işlemi yaptığımızdan dolayı aynı şeyi bu sefer kendisinin yaşadığını borçluyu kendisinin icraya vermesindense başkasının alacaklı gözükmesini ister yapılan işlemler karşılıklı güvene dayalı olduğu için ben onun da tanıdığı benim de çok yakın olan bir akrabamın ismini ve imzasını çekin arkasına yazıp göndermesini bu üçüncü kişinin adına koyabileceğimizi önceki yaptığımız işlemdeki aynı olay diye bir avukata yakışmayacak tedbisizlikte, bilgisizlikte bir lafla telefonu kapatırım. Bahse konu çek karşılıksızdır kaşesinin üst tarafında bankaya ibraz eden müvekkilin kendi imzasının alt tarafında benim söylediğim isim adına imzalı bir şekilde bana ulaşır. Ve ben birinci maddede ki gibi hukuken alacaklı gözükenin asıl alacaklı olmadığı icra takibini başlatırım.

3-Nitekim icra takibinden hemen sonra müvekkil bir an önce hacze gitmemi borçlunun taşınacağını söyler. Bende tebligat parçası dönsün takip kesinleşir kesinleşmez hacze çıkacağımı beyan ederim ki bende tahsilat yapıp vekalet ücretini alabilmek için. Nitekim aksilikler üst üste gelir uzunca bir süre tebligat parçası dönmez ,postaneden akıbet sorarım, oradan cevap dönmez, internetten tebligatın akıbetini kendim kontrol edip iade dildiğini görürüm. İnternet çıktısıyla şerhli tebligat çıkarırım tekrar, bu sefer bu tebligatta dönmez, bu arada yaklaşık iki ay geçer ,müvekkil sürekli arar durur, aksilik hacze giderim nihayet borçlu taşınmış. Müvekkil gözünde hatalı doğal olarak ben olurum.

4-Ve Müvekkil ile aramız açılır müvekkil çeki bankaya kendisinin yazdırdığını ,hatta bankada fotokopisinin olduğunu ,bana çeki öyle işleme koy dediğini ama benim akrabam adıma çeki sonradan cirolayıp bilerek o şekilde işleme koyduğumu , onu dolandırmak istediğimi, kendisinin kesinlikle bana başkası adına işleme koymam için bir talimatının olmadığını hatta kendisinin bende vekaletinin olduğunu niye başkasının adına işlem yaptırmaya gerek duyacağını yalan olarak iddia ederek beni baroya ve savcılığa resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılıktan şikayet edeceğini söylemeye başlar.

5-Aramız açıldığından dolayı başka meslektaşlarımıza danışır kendi ağzından olayı aynen “ben avukata çeki işleme koy diye verdim avukat başkası adına cirolamış ve işleme koymuş” şeklinde anlatır. Meslektaşlarım da haklı olarak bir avukatın böyle yapmasının meslekten çıkarılmayı bırak hapse girmesine neden olacağından bahseder, müvekkil daha da güç alır ve benden ya çekin bedelini ister yada şikayet etmekle tehdit eder.

Sevgili dostlar çok uzun oldu ama en kısa ve en eksiksiz bu kadar anlatabildim. Benim için hayat meselesi, onur, gurur meselesi arkadaşlar lütfen biraz vaktinizi ayırın ihtimalleri konuşalım, tartışalım bir kaç gün ona göre bir yol çizeyim. Hepinize saygılar..

Alıntı: Sevgili dostlarım değerli meslektaşlarım, Öyle büyük bir hata yaptım ki belki de bu hatam benim meslekten menime sebebiyet verebilecek sonuç doğurabilir bu benim için ölümle kalım gibi,onur,şeref ve haysiyet meselesi ki nitekim başka türlü yaşamımı idame ettirecek maddi ve özellikle manevi bir gücümün kalacağına inanmıyorum. Şu an saat sabaha karşı daha doğrusu sabah altı uyku gözüme girmiyor, çok zor durumdayım. Bu konuda bir destek daha doğrusu bir ses , bir nefes, bir kelime de sizlerden duymak istiyorum. Başıma gelebilecek en kötü ihtimalleri burada tartışabilirsek değerli zamanınızdan bana da birazcık ayırabilirseniz ömür boyu mesleğime ve siz dostlarıma sevgi dolu bir yürekle yaşayacağım.. Suçlama resmi evrakta sahtecilik,dolandırıcık… Başıma gelen olayı şöyle anlatayım. 1-) Velaketini yaklaşık üç yıl kadar önce bir arkadaşının alacağı olan bir senedin tahsili için bana vermiş olan bir müvekkilim ayrıca uzaktan akrabam var. Yani müvekkilimin arkadaşı senette lehtar/alacaklı ancak borçlu ile olan münasebetinden dolayı kendisi alacaklı olarak gözükmek istememesi sebebi ile senedi müvekkilime ciroluyor müvekkil de bana vekaletname çıkarıyor bende müvekkil adına icra işlemleri başlatıyorum. Ancak müvekkil hukuken alacaklı olarak gözükse de taraflar arasında ki sadece şifahi güvene dayalı olarak asıl fiili alacaklı müvekkilin arkadaşıdır. Yapılan bu icra işleminde hiçbir sıkıntı yok aslında benim başıma gelen olayın benzeri ve müvekkil aynı olduğundan dolayı beni daha iyi anlamanız için bu işlemi de sizinle paylaşmak istedim. Bu icra takibi başlatıldı , takip edildi, nitekim muhafaza dahi yapılsa da tahsilat mümkün olmadı , borçlu iflas etmiş bir durumda idi. Ben bu icra takibinde doğal olarak hukuki açıdan alacaklı gözüken müvekkilim ile değil de arkadaşı ile sürekli irtibat halinde oldum gerek masraf talebimde gerek yapılan işlemlerde yani takiple ilgilenen doğal olarak senette de alacaklı olarak gözükmesine rağmen icra takibinde hukuken alacaklı gözükmeyen hatta göstermelik borçlu gözüken müvekkilin arkadaşı ile irtibat kuruyordum. Danışıklı yapılmış bir işlemdi yani.. 2-Yaşadığım olay biraz benzer ama kafamı kırayım tedbirsizliğim. Şöyle arkadaşlar ; müvekkil yine beni arar ve elinde vadesi gelmiş bankaya ibraz edilmiş bankada karşılığı olmadığından arkasına karşılığı yoktur kaşesi vurulmuş bir çeki olduğunu söyler yine daha önce benzer işlemi yaptığımızdan dolayı aynı şeyi bu sefer kendisinin yaşadığını borçluyu kendisinin icraya vermesindense başkasının alacaklı gözükmesini ister yapılan işlemler karşılıklı güvene dayalı olduğu için ben onun da tanıdığı benim de çok yakın olan bir akrabamın ismini ve imzasını çekin arkasına yazıp göndermesini bu üçüncü kişinin adına koyabileceğimizi önceki yaptığımız işlemdeki aynı olay diye bir avukata yakışmayacak tedbisizlikte, bilgisizlikte bir lafla telefonu kapatırım. Bahse konu çek karşılıksızdır kaşesinin üst tarafında bankaya ibraz eden müvekkilin kendi imzasının alt tarafında benim söylediğim isim adına imzalı bir şekilde bana ulaşır. Ve ben birinci maddede ki gibi hukuken alacaklı gözükenin asıl alacaklı olmadığı icra takibini başlatırım. 3-Nitekim icra takibinden hemen sonra müvekkil bir an önce hacze gitmemi borçlunun taşınacağını söyler. Bende tebligat parçası dönsün takip kesinleşir kesinleşmez hacze çıkacağımı beyan ederim ki bende tahsilat yapıp vekalet ücretini alabilmek için. Nitekim aksilikler üst üste gelir uzunca bir süre tebligat parçası dönmez ,postaneden akıbet sorarım, oradan cevap dönmez, internetten tebligatın akıbetini kendim kontrol edip iade dildiğini görürüm. İnternet çıktısıyla şerhli tebligat çıkarırım tekrar, bu sefer bu tebligatta dönmez, bu arada yaklaşık iki ay geçer ,müvekkil sürekli arar durur, aksilik hacze giderim nihayet borçlu taşınmış. Müvekkil gözünde hatalı doğal olarak ben olurum. 4-Ve Müvekkil ile aramız açılır müvekkil çeki bankaya kendisinin yazdırdığını ,hatta bankada fotokopisinin olduğunu ,bana çeki öyle işleme koy dediğini ama benim akrabam adıma çeki sonradan cirolayıp bilerek o şekilde işleme koyduğumu , onu dolandırmak istediğimi, kendisinin kesinlikle bana başkası adına işleme koymam için bir talimatının olmadığını hatta kendisinin bende vekaletinin olduğunu niye başkasının adına işlem yaptırmaya gerek duyacağını yalan olarak iddia ederek beni baroya ve savcılığa resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılıktan şikayet edeceğini söylemeye başlar. 5-Aramız açıldığından dolayı başka meslektaşlarımıza danışır kendi ağzından olayı aynen “ben avukata çeki işleme koy diye verdim avukat başkası adına cirolamış ve işleme koymuş” şeklinde anlatır. Meslektaşlarım da haklı olarak bir avukatın böyle yapmasının meslekten çıkarılmayı bırak hapse girmesine neden olacağından bahseder, müvekkil daha da güç alır ve benden ya çekin bedelini ister yada şikayet etmekle tehdit eder. Sevgili dostlar çok uzun oldu ama en kısa ve en eksiksiz bu kadar anlatabildim. Benim için hayat meselesi, onur, gurur meselesi arkadaşlar lütfen biraz vaktinizi ayırın ihtimalleri konuşalım, tartışalım bir kaç gün ona göre bir yol çizeyim. Hepinize saygılar..

Sayın sagalife;

Öncelikle ifade etmeliyim ki, bu olay sayesinde müvekkilin her talebinde ama özellikle de rutin dışı bir talebi olduğunda kendisinin yazılı onayını almanız gerektiğini öğrenmiş oldunuz ve bunu, yaşadığınız olumsuzluğun olumlu tarafı olarak değerlendirmek mümkün..

Baroya yapılabilecek olası bir şikayette meslekten kat'i olarak çıkarılacağınızı düşünmüyorum. Zira, her ne kadar TCK 210/I düzenlemesi uyarınca kambiyo senetleri yoluyla gerçekleşen sahtecilik eylemi "özel belgede sahtecilik" değil de TCK 204. madde uyarınca "resmi belgede sahtecilik" suçuna girse de, suçun unsurlarının somut olayda oluşmadığı, TCK 155/II'ye göre "güveni kötüye kullanma" suçunun unsurlarından bahsedilebileceği kanaatindeyim.

Güveni kötüye kullanma suçu, Avukatlık Kanunu'nun 74/I göndermesiyle yine Avukatlık Kanunu'nun 5. maddesinde tahdidi olarak sayılan suçlardan olmakla birlikte hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebileceğini de düşünürsek meslekten kati olarak çıkarılma durumunuzun da olmayacağını düşünüyorum.

Saygılarımla..