Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Alacak mı, sebepsiz zenginleşme mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-12-2009, 11:26   #1
Av. Merve

 
Varsayılan Alacak mı, sebepsiz zenginleşme mi?

Merhabalar;

Fikirlerinizi almak istediğim konu kısaca şöyle:

3 kardeş, babaları vefat ettikten sonra, miras olarak kalan taşınmazları haricen veya tapuda taksim etmemiş olmalarına rağmen, içlerinden bir tanesi bu yerlerden beğendiklerini kullanmaya başlamış ve bunlara ağaç fidanları ekmiş. Yıllar boyunca diğer iki kardeş bunu kabullenmediklerini söyleseler de diğeri bu şekilde kullanmaya devam etmiş. Aradan 7-8 sene geçtikten sonra, bu yerleri satmaya karar vermişler ve satın alan parayı eşit olarak 3 kardeşin hesabına yatırmış.

Olay bu kısımda başlıyor. Kardeşlerden ağaç eken, tarlalara ağaç ektiği için tarlaların bir kısmının daha değerli olarak satıldığından bahisle (- ki bu şekilde satılıyor) diğer kardeşler aleyhine alacak davası açıyor ve boş tarla ile ağaçlıklı tarla arasındaki fiyat farkını istiyor. Davadan haberdar olan kardeşlerden biri aradaki farkın bir kısmını davacı kardeşe ödüyor.

Sormak istediğim husus şu; Böyle bir durumda açılan davanın alacak davası yerine sebepsiz zenginleşme davası olması gerekmez miydi? Ayrıca, rızaen bir taksim yapılmamış olmasına rağmen bir tanesinin bu şekilde davranarak yıllarca mahsülünü aldığı bunlardan para kazandığı halde bile yıllar sonra tekrardan pay çıkartması karşısında, bu davada nasıl bir yol izlemek gerekir?
Old 01-12-2009, 12:34   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

HUMK'nun 76. maddesi hükmü uyarınca maddi olguları bildirmek taraflara, onun hukuki nitelendirmesini yapmak ise hakimin görevine girer. Dolayısıyla davanın alacak mı yoksa sebepsiz zenginleşme davası mı olduğunun bir önemi bulunmamaktadır.
Siz de karşı dava açarak ecrimisil talep edebilirsiniz. Kural olarak, paydaşlar intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Ecrimisil istenilen taşınmazı bizzat kullanan paydaştan ecrimisil talep edilebilmesi için, ecrimisil istenilen süreden önce davacının taşınmazdan ya da gelirinden yararlanma isteğini işgalde bulunan paydaşa bildirmesi gerekmektedir ki anlatımınızdan bu şartın yerine getirilmiş olduğu ortaya çıkmaktadır. İntifadan men dava şartı olduğundan bu şartın gerçekleştiğinin anlaşılması halinde intifadan men tarihinden başlayarak (zamanaşımı defi durumunda sürenin 5 yıl olduğu dikkate alınarak) taşınmazların üçüncü kişiye satış gününe kadar geçen süre için ecrimisil isteyebilirsiziniz.
Ağaçların taşınmaza kattığı değer bakımından ise ; Türk Medeni Kanununun 729.maddesinin yaptığı gönderme sebebiyle burada da yasanın 722, 723 ve 724. maddelerinin uygulanması gerekecektir. Ağaç sahibi davalı iyi niyetli değildir. Bütün bunlardan ayrı, ağaç bulunan taşınmaz diğerlerine nazaran daha yüksek fiyatla satıldığı için müvekkiliniz de sebepsiz zenginleşmiştir. O yüzden, taşınmazda hisse sahibi olan müvekkilinizin ağaçlar nedeniyle de iyi niyetli olmayan malzeme sahibi paydaşa bir miktar tazminat ödemesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 723/son maddesince bu gibi durumlarda iyi niyetli olmayan malzeme sahibine arazi sahibinin ödeyeceği tazminat malzemenin (ağaçları) arazi maliki için taşıdığı en az değerle sınırlıdır. Başka bir deyişle arazi sahibi iyi niyetli olmayan malzeme sahibine (levazımın en az kıymetini) ödemelidir.
Bu takdirde ödenecek tazminat ağaçların arazi maliki için arz ettiği sübjektif değeri aşmayacağından burada hakimin olayın özelliğine bakarak Türk Medeni Kanununun 4.maddesinin kendisine tanıdığı takdir yetkisini en geniş şekilde kullanması gerekir.
İyi çalışmalar dilerim. Kolay gelsin
Old 03-12-2009, 11:08   #3
Av. Merve

 
Varsayılan

Sn. Deligöz,

Öncelikle yanıtınız için çok teşekkür ederim. Gösterdiğiniz yolda ilerleyeceğim. Ancak eğer elinizde bu konuda içtihatlar da var ise, desteklemek bakımından çok faydalı olacak.

İlginiz için tekrar çok teşekkürler. İyi çalışmalar..
Old 03-12-2009, 16:58   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/14932
Karar: 2005/135
Karar Tarihi: 24.01.2005

ÖZET: Çekişme konusu 5 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıların miras bırakanına ait olduğu sabittir. Davalı tarafından sözü edilen taş duvarın kadastro tesbitinden sonra inşa edildiği anlaşılmaktadır. Tecavüzlü duvarın davalı tarafından inşa edilmesini ve bu yer içerisine onun tarafından ağaç dikilmesini haklı kılan bir sebep mevcut değildir. Bu bakımdan iyi niyet savunmasına değer verilemez. Hal böyle olunca, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulü yanında yıkım ve ecrimisil isteklerinin de kabulüne karar verilmesi gerekir.

(4721 S. K. m. 683, 725, 729)

Dava: Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları B. Berkil adına kayıtlı 5 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını davalının haksız olarak işgal ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.

Davalı, çekişme konusu 5 parsel ile kayden maliki bulunduğu 1 parsel arasında mevcut taş duvarın sınır teşkil ettiğini, bu sınıra göre iyiniyetle taşınmazı içerisine narenciye ağaçları diktiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Karar, taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Ş. Dağlı İlgün'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.

Mahkemece, elatmanın önlenmesine, ecrimisil isteğinin reddine, takdir edilen ağaç bedeli üzerinden davalı yararına hapis hakkı tanınmasına karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davalının kayden davacıların miras bırakanlarına ait 5 parsel sayılı taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın elattığı saptandığına göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine.

Davacıların temyizine gelince; çekişme konusu 5 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıların miras bırakanına ait olduğu sabittir. Davalı tarafından sözü edilen taş duvarın kadastro tesbitinden sonra inşa edildiği anlaşılmaktadır. Tecavüzlü duvarın davalı tarafından inşa edilmesini ve bu yer içerisine onun tarafından ağaç dikilmesini haklı kılan bir sebep mevcut değildir. Bu bakımdan iyi niyet savunmasına değer verilemez. Öyle ise olayda, davalı yararına Türk Medeni Kanununun 725 ve 729 maddeleri koşullarının oluşmadığı da açıktır.

Hal böyle olunca, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulü yanında yıkım ve ecrimisil isteklerinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir.

Sonuç: Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.01.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 03-12-2009, 16:59   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/11456
Karar: 2002/13472
Karar Tarihi: 16.12.2002

ÖZET: Davacının taşınmazda yetiştirdiği ağaçlar ile yaptığı evin sadece enkaz bedelinin ne olduğu hususunda konusunda uzman bilirkişiden rapor aldırılmak suretiyle belirlenmeli ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Ayrıca taşınmazdaki ikiyüzkırksekiz adet ağaç haricinde kalan otuzyedi ağaç hakkında hakların saklı tutulmadığı gözetilmelidir.

(4721 S. K. m. 908) (1086 S. K. m. 76, 275)

Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı, 27.8.1962 tarihinde tapudan satın aldığı taşınmaz hakkında kadastro mahkemesince yapılan yargılama sonunda taşınmazdan 7440 m2'lik kısmın ifraz edilerek davalılar adına tapuya tesciline karar verildiğini, davalılar adına tesciline karar verilen kısımda 248 adet ağaç yetiştirdiğini ve bu ağaçların değerinin 9.920.000.000 TL olduğunu, ayrıca davayı açtığı tarihteki ürünü davalıların aldığı ve bu miktarın da 2.400.000.000 TL olduğunu, taşınmaz üzerinde yaptığı evin değerinin de 500.000.000 TL olduğunu ileri sürerek fazlaya dair hakların saklı tutulmasını, bedelleri toplamı 12.820.000.000 TL. nın davalılardan tahsilini istemiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemiş, karşı dava olarak da 7.000.000.000 TL ecrimisil bedelinin davacı-karşı davalıdan tahsilini istemişlerdir.

Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüyle 248 adet ağaç bedeli 9.734.000.000 TL, ev bedeli 500.000.000 TL olmak üzere 10.234.000.000 TL. nın davalılardan tahsiline, bakiye 37 adet ağaç bedeli ile ev bedeli konusunda davacının fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına, fazla istemin reddine, karşı davada ise toplam 1.086.731.040 TL ecrimisil bedelinin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacı bu davada, dava konusu taşınmazı dava dışı Mustafa Gök'ten 27.8.1962 tarihinde tapudan satın aldığını, taşınmazı iktisap ettikten sonra bayii ile davalılar arasında devam eden davada davalı sıfatını kazandığını, o dava devam ederken zilyedi bulunduğu taşınmaza emek ve masraf yaparak taşınmazı narenciye bahçesi haline getirdiğini ve ayrıca taşınmaz üzerine ev yaptığını, ne var ki kadastro mahkemesi kararıyla taşınmazın bir kısmının davalılar adına tescil edildiğini, bu tescil nedeniyle taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar nedeniyle davalıların sebepsiz zenginleştiğini belirterek 12.820.000.000 TL. nın tahsilini istemiş, davalılar ise davacının bilerek ve kötüniyetli olarak ağaçları yetiştirip ev yaptığını, fuzuli şagil olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemişler, karşı dava olarak da 5 yıllık ecrimisil bedeli talep etmişlerdir. Dosya arasında mevcut kadastro mahkemesi dava dosyasında yapılan incelemede, davacının bayii Mustafa Gök ile davalıların murisi arasında yapılan ve dava konusu taşınmazı da kapsayan sulh sözleşmesinin davacıyı da bağlayacağı kabul edilerek davanın 27.8.1962 tarihinde tapudan iktisap ettiği taşınmazın 7440 m2'lik kısmının davalılar adına tesciline karar verildiği, kesinleşen karar nedeniyle bu kısmın davalılar adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Kadastro mahkemesince saptanan ve kesinleşen bu hukuki olgu karşısında davacının iyiniyetli olduğunun kabulüne olanak yoktur. Esasen bu maddi olgu davalıların açtığı karşı davadaki ecrimisil istemiyle de belirlenmiştir. Zira ecrimisil ancak kötüniyetli fuzuli şagilden istenebilir ve davacı da aleyhine hükmedilen ecrimisil kararını da temyiz etmemiş olduğundan kötüniyeti kesinleşmiştir. Yerel mahkemece, davacı bir yandan iyiniyetli kabul edilerek muhdesat bedeline hükmedilmiş, ancak diğer taraftan davacı aynı taşınmazın fuzuli şagili olduğu için kötüniyetli fuzuli şagil sayılarak aleyhine ecrimisile hükmedilmiştir. Açıklanan bu hukuki olgular karşısında davacı-karşı davalının iyiniyetli bulunduğu kabulüne olanak bulunmamaktadır. HUMK'nun 76. maddesi hükmü uyarınca maddi olguları bildirmek taraflara, onun hukuki nitelendirmesini yapmak ise hakimin görevine girer. Mahkemece açıklanan bu olgular karşısında davacı-karşı davalının kötüniyetli olduğu kabul edilmek suretiyle M.K. 908. maddesi uyarınca inceleme ve araştırma yapılmalı, davacının taşınmazda yetiştirdiği ağaçlar ile yaptığı evin sadece enkaz bedelinin ne olduğu (hiçbir şekilde işçilik ve maliyet bedelleri hesaba katılmaksızın) hususunda konusunda uzman bilirkişiden rapor aldırılmak suretiyle belirlenmeli ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönleri gözardı ederek yazılı şekilde hüküm tesis etmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.

3- Davacı-karşı davalı davasını açarken taşınmazda 248 adet ağaç bulunduğunu belirtmiş ve kendisini bu sayı ile sınırlandırmıştır. Davacının aynı dilekçede saklı tuttuğu fazlaya dair hakları ise sadece bedele yöneliktir. Mahkemece bu yön gözardı edilerek taşınmazdaki 248 adet ağaç haricinde kalan 37 adet ağaca ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiş olması da kabul şekli bakımından usul ve yasaya aykırı olup, ayrıca bozma nedenidir.

Sonuç: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. numaralı bentler uyarınca temyiz olunan hükmün davalı-karşı davacılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.12.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 03-12-2009, 17:00   #6
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/13666
Karar: 2002/13936
Karar Tarihi: 25.11.2002

ÖZET: Hakim istekle bağlı olup, fazlaya hükmedilemez. idarenin şahsa ait taşınmaza geçici olarak el koyması halinde kullanım bedeli hesaplanırken, taşınmaz üzerinde ağaçlar varsa, bu ağaçlardan da faydalanma engellenmiş olacağından, ağaçların sayısı ve çeşidi belirlenerek, verimliliği de dikkate alınarak kullanma bedeline ilave edilmesi gerekir. Haksız işgal tazminatında, her dönem için belirlenecek bedele dönem sonu itibariyle faiz yürütülmesi gerekir.

(1086 S. K. m. 74) (743 S. K. m. 648) (818 S. K. m. 101)

Dava dilekçesinde davacı, taşınmazına davalı idarece geçici el konulmasından dolayı, idarece takdir edilen yıllık kullanma bedelinin 1.465.740.000 lira, ağaç bedelinin de 4.000.000.000 lira olarak toplam 5.465.740.000 lira alacağın el atma tarihinden itibaren yasal faizi ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Dava dilekçesinde; davalı Bakanlıkça prefabrike ev yapılarak geçici olarak işgal edilen taşınmaz için takdir edilen kullanım bedeli ile ağaç bedelinin artırılarak aradaki farkın tahsili istenilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu taşınmaza geçici konut yapımı iğin idarece el konulduğu hususu çekişme konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taşınmaz üzerindeki ağaç çeşidi ve sayısı ile, ağaç bedelinin hesaplanması ayrıca, ecrimisil (kullanım bedeli) hesabı yapılırken ağaçların dikkate alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.

1- idarenin yaptırmış olduğu tespit raporunda; taşınmazda bulunan ağaç çeşidi ve sayısı ile, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporundaki ağaç çeşidi ve sayısı farklı olduğu halde, bu farklılığın nedenleri üzerinde durulmadan (gerekirse, idarece yaptırılan tespitte raporu düzenleyen bilirkişiler taşınmaz başında tanık olarak dinlenerek) ve iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesine çalışılmadan karar verilmiş olması;

2- Ayrıca, hesaplamada; ilçe Tarım Müdürlüğünden temin edilecek (bölgedeki dekara ağaç sayısı ve verimiyle ilgili) verilen esas alınması gerektiğinin düşünülmemesi;

3- Kabule göre de; 20 adet zeytin ağacı bedeli istenilmiş olmasına rağmen, talep aşılmak suretiyle 25 adet zeytin ağacı bedeline hükmedilmiş olması;

4- Taşınmaz, üzerindeki ağaçların kesilmesi nedeni ile meyve bahçesi olma özelliğini yitirip tarla vasfına bürünmüştür. Ağaç bedeline tazminat olarak hükmedildiğine göre; artık, ağaçlar dikkate alınmadan taşınmazın (tarla vasfı gözetilerek) ecrimisil hesabı yapılması gerekir. Mahkemece, bu hususun gözardı edilmesi;

5- Haksız fiillerde olay tarihinden itibaren faize hükmedilebilirse de, haksız fiil benzeri olan ecrimisil davalarında her dönem için belirlenen alacağa dönem sonu (tahakkuk tarihi) itibariyle faiz yürütülebilir. Mahkemece, hüküm altına alınan ecrimisil (kullanım bedeli) alacağına dönem sonu (dava tarihi) itibariyle faiz yürütülmesi gerekirken, el atma tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması;

6- Davanın niteliği ve idarece yaptırılan tespitte üç kişinin bilirkişi raporu düzenlediği dikkate alındığında, mahkemece de; üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak (mülk ve zirai bilirkişi ile fen elemanı bilirkişiden oluşan) keşif yapılması gerekirken, tek kişilik bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş olması;

Hususları doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir,

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın ya?1', şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 25.11.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.


YKD. Şubat 2003

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 03-12-2009, 17:03   #7
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/2893
Karar: 2007/3999
Karar Tarihi: 12.04.2007

ÖZET: Ödenecek tazminat ağaçların arazi maliki davacı için arz ettiği sübjektif değeri aşmayacağından burada hakimin olayın özelliğine bakarak yasanın kendisine tanıdığı takdir yetkisini en geniş şekilde kullanması gerekir.



(4721 S. K. m. 4, 722, 723, 724, 729)

Dava: Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.12.1998 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve karşı dava tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi ve kal davasının kabulüne karşı davanın reddine dair verilen 23.11.2006 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı-karşı davacı M….. ve S……. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemlerine, karşılık dava ise Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanılarak açılmış, temliken tescil istemine ilişkindir.

Mahkemece; mülkiyet hakkı sahibi davacının elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, yıkım fahiş zarar doğuracağından kal talebinin ve intifadan men gerçekleşmemiş olduğundan ecrimisil talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalıların temyiz isteminin kabulü üzerine Dairemizin 6.10.2005 günlü bozma ilamının 2. bendi ile bilirkişiden rapor alınarak asgari levazım bedelinin davacı tarafından yatırılması koşuluyla kal'e ilişkin istemin kabulü gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.

Mahkemece bozmadan sonra alınan bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen yere davalı A.....'in, B harfli yere davalı Selahattin'in, C harfi ile gösterilen yere davalı M..... 'in müdahalesinin men'ine müdahale edilen yer içersindeki evlerin ve ağaçların kal'ine yapı bedeli olarak bilirkişinin saptadığı değerlerin ayrı ayrı elatan davalılara ödenmesine, ecrimisil istemine yönelik istemin reddine, davalının A.. ve R......'ın elatmaları olmadığından bunlar hakkında açılan davanın ve karşılık davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü M....., A..... ve S…… temyiz etmiştir.

1-Yapılan yargılamaya, dosyada toplanan delillere ve mahkemece hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak hüküm kurulduğuna göre davalıların diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2- 18.07.2006 günlü ziraat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davacının tapu kaydı ile malik olduğu taşınmaz üzerinde yapılar dışında bir kısım davalılar tarafından yetiştirilen muhtelif yaşlarda meyve ağaçları ile yöresel özellikli çeşitli ağaçların bulunduğu da saptanmış, bunların değerleri de yaşı, gelişme ve bakım durumları, meyve ağacı olup olmaması, verimli olup olmadıkları dikkate alınarak hesaplanmıştır.

Türk Medeni Kanununun 729.maddesinin yaptığı gönderme sebebiyle burada da yasanın 722, 723 ve 724. maddelerinin uygulanması gerekecektir. Ziraatçı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor içeriğine bakılırsa ağaçların sökülüp götürülmesi halinde hayatiyetini kaybedeceği, ekonomik değer taşımaları nedeniyle de sökülüp götürülmelerinin aşırı zarara neden olacağı açıktır.

Öte yandan, hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında benimsendiği üzere ağaç sahibi davalılar iyi niyetli değildir. Bütün bunlardan ayrı, aşırı zarara yol açacağından ağaçların sökülüp götürülememesi durumunda arazi sahibi olan davacı sebepsiz zenginleşecektir. O yüzden, arsa sahibi davacının ağaçlar nedeniyle de iyi niyetli olmayan malzeme sahibi davalılara bir miktar tazminat ödemesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 723/son maddesince bu gibi durumlarda iyi niyetli olmayan malzeme sahibine arazi sahibinin ödeyeceği tazminat malzemenin (ağaçları) arazi maliki için taşıdığı en az değerle sınırlıdır. Başka bir deyişle arazi sahibi iyi niyetli olmayan malzeme sahibine (levazımın en az kıymetini) ödemelidir.

Bu takdirde ödenecek tazminat ağaçların arazi maliki davacı için arz ettiği sübjektif değeri aşmayacağından burada hakimin olayın özelliğine bakarak Türk Medeni Kanununun 4.maddesinin kendisine tanıdığı takdir yetkisini en geniş şekilde kullanması gerekir.

O halde mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak 5 parsel üzerindeki davalılara ait ağaçların en az levazım kıymetinin ne olduğu sorulup saptanmalı, bilirkişi raporundan da yararlanılarak olayın özelliğine uygun tazminat miktarı az yukarıda sözü edilen Türk Medeni Kanununun 4.maddesi hükmünce hakim tarafından takdir edilmeli, takdir edilecek bu bedelinde davacıya depo ettirilmesi koşuluyla istem sonucu hakkında bir hüküm kurulmalıdır. Ağaçların sökülüp götürülebilir malzeme olduğundan söz edilerek tazminat ödenmeksizin kal kararı verilmesi doğru olmadığından hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda 1 bentte açıklanan nedenlerle davalılar diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2 bent uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 12.04.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 09-12-2009, 12:10   #8
Av. Merve

 
Varsayılan

Sn. Deligöz,

İçtihatlar için de ayrıca teşekkürler.

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Alacak davası mı açmalıyım sebepsiz zenginleşme davası mı? ncoban Meslektaşların Soruları 1 18-11-2009 13:28
Sebepsiz zenginleşme mi alacak davası mı? Av. Elif Handan Meslektaşların Soruları 2 17-04-2009 15:32
Alacak davası mı- Sebepsiz Zenginleşme Davası mı- Maddi Tazminat mı açılmalı sarissa Meslektaşların Soruları 5 19-03-2009 14:04
Alacak Davası vs. Sebepsiz Zenginleşme Av.Eren Şener Meslektaşların Soruları 4 07-06-2007 16:36
Sebepsiz Zenginleşme Av.Murat Bölükbaş Meslektaşların Soruları 2 16-05-2007 11:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04846311 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.