|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
21-03-2007, 14:05 | #1 |
|
Bonoda Bedel Olarak ' Altın' Yazılabilir Mi?
Sayın meslektaşlarım
Müvekkil altın alacağına karşılık borçlusundan ''xxx Gr Has Altın'' şeklinde bir bono almış Öncelikle bu bono geçerlimi ve hakkında ihtiyati haciz uygulamak münkünmü? Değilse adi takip yapabilirmiyiz. (Borçlunun,müvekkil hakkında senedin zorla alınndığına dair şikayetinde polis memuru önünde müvekkile borcu olduğuna dair ikrarı da mevcut) Saygılarımla |
21-03-2007, 14:38 | #2 |
|
T.C.YARGITAY HUKUK DAİRESİ 12
Esas No.1999/11073Karar No.1999/14219Tarihi15.11.1999 KARAR: TTK.nun 688/2. madde hükmü gereği bir senedin bono sayılabilmesi için kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme kaydını ihtiva etmesi gerekir. Merci kararında da yer verilen 28.7.1941 tarih ve 32/28 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı gibi altın para herhangi bir mal hükmünde olup, muayyen bir bedel olarak kabulü mümkün değildir. Merciin altın para dışında tesbit edilen altın miktarının geçerli sayılacağı düşüncesi de yasaya uygun değildir. Takip konusu senet bedeli "100 gr. Altın" olarak tesbit edilmekle açıklanan kuralın dışında tutulamaz. Altının 22, 18, 14, 24 gibi ayarlar taşınması ve yazılı bedelin hangi ayarda tahsili gerektiği dahi muhakemeye muhtaçtır. Senet bedelinin altın para veya belli gramda altın olarak düzenlenmesi halinde dahi 688/2 madde koşullarını taşımayacağı cihetle bono vasfı bulunmadığından... (Adi senet olarak geçerlidir, takip edilebilir. Saygılarımla..) |
21-03-2007, 14:53 | #3 | |||||||||||||||||||
|
Ben yazarken sayın Demiroğlu önce davranmış... Madde metnini alıntıladım. Geçersizdir, katılıyorum. Saygılarımla |
21-03-2007, 14:55 | #4 |
|
Aslında düşününce insan "Niye olmasın ki" diyor.Sonuç olarak senedin keşide edildiği dönemdeki söz konusu altın miktarı karşılığı olan bedel taahhüt ediliyor.Bedel dediğimiz şeyin illa bir para birimiyle mi belirtilmesi gerekir?
Aklıma mantıken herhangi bir sakınca gelmiyor ama bu durumun sakıncaları olduğunu düşünen ve sebeplerini açıklamak isteyenleri okumayı gerçekten çok isterim. Saygılar... |
21-03-2007, 14:59 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Demiroğlu'nun sunduğu karar açıklıyor aslında. Altın denilmiş ama kaç ayar??? 14, 22, 24 ayar mı? Hepsinin gram değeri farklıdır. Sizce muayyen oluyor mu? Saygılarımla |
21-03-2007, 14:59 | #6 |
|
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=5053
Bu adreste hayli tartışılmış sayın *sinequanon* , Saygılarımla. |
21-03-2007, 15:41 | #7 |
|
Ben aslında Sayın Demirezen'in örneğindeki gibi "saf altın" veya "has altın" tabirinin kullanılmasından bahsediyorum.Saf altın dediğimiz şey zaten otomatikman 24 ayar demektir.Dolayısıyla değer konusunda herhangi bir çelişki doğmayacaktır.Yargıtay'ın ne dediği ortada.Ama mantıken ne gibi bir sakıncası olduğunu öğrenmek istemiştim
Neyse daha fazla uzatmayayım.Sayın Demiroğlu yönlendirme için çok teşekkürler. Saygılar... |
22-03-2007, 23:23 | #8 |
|
Muayyen bedel
Senette bulunan 'Has' altın ibaresi aslında muayyen bir ibare içeriyor bir bakıma.
İstanbul Altın Borsası sürekli olarak bütün farklı tür ve ayarda ki altın fiyatlarını açıklıyor. Konuya birde şu açıdan bakmakta yarar var diye düşünüyorum. Düşünün yabancı para üzerinden bono düzenlenebiliyor.Piyasa da çok çeşitli kurları olmasına rağmen bu yabancı para ''muayyen bir bedel'' sayılabilirken yine piyasada istikrarlı ve sürekli bir şekilde kura sahip olup (hemde yabancı pararadan daha istikrarlı) anında nakite çevrilebilme kabiliyeti olan bir maden neden muayyen bir bedel içermiyor? Bu ayırımcılık altının maden olmasından kaynaklanıyorsa çok üzücü Bence Sayın Demiroğlu meslektaşımın aktardığı yargıtay kararı tatmin edici gerekçeler içermiyor.Karar ,konu tam olarak özümsenmeden,alel acele verilmiş görünümü arz etmekte |
23-03-2007, 10:02 | #9 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bono'nun geçersizliğinde kuşku yok. Ayrıca bir not: İlamsız İcra takibi yaparken de sorun yaşanacaktır. Bilindiği gibi ilamsız icra takibinin konusu "para" ve "teminat" alacakları ile sınırlıdır. Altın olarak ilamsız icra takibi yapılamaz. Sadece hatırlatmak istedim, dikkatten kaçıp zaman kaybı olmaması için.
Saygılar. |
23-03-2007, 10:11 | #10 |
|
Ben takip yaptım ve kesinleştirdim. İtiraz olunmadı, Hem benim takibe koyduğum senette rakamla 524 GRAM has altın yazmasına rağmen yazıyla 524 CANTİM has altın yazmaktaydı.
sanırım senedi veren şöyle düşündü " rakamla yazı arasında farklılık varsa yazıyla yazılan değer geçerlidir, altının cantim cinsinden degeri olmadığına göre senet geçersizdir" dolandırıcılık şikayetinde bulundum takipsizlik verildi. icra takibi yaptım(kambiyo) dediğim üzere kesinleşti. sevgiyle kalın. |
23-03-2007, 10:17 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Katılıyor ve tarihten bir sayfa açıyorum: T.C.YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARI Esas No.1941/32 Karar No.1941/28Tarihi09.07.1941 ..Altın paranın herhangi kıyemi bir mal hükmünde olduğu Temyiz Mahkemesi Umumi Heyeti`nce 29.1.1941 tarihinde tevhidi içtihat suretiyle kararlaştırılmış olup takarrür eden iş bu içtihada göre İcra ve İflas Kanunu`nun kırk ikinci maddesi mucibince para borcunun ödenmesine ve teminatın verilmesine münhasır bulunan ilamsız takiplere müteallik hükümlerin altın alacaklar hakkında tatbikine kanuni cevaz olmamakla beraber mukavelenin yapıldığı, yada vadenin hulul ettiği veyahut tediye edileceği zamandaki kıymetlerden hangisinin lazım geleceği ve bundan başka vaziyeti umumiyesinde bir hususiyet hasıl olan Hatay muhitinde tanzim edilmiş olan müdayene senetlerinde altın paranın muadili Suriye parasının miktarı da yazılı olmasına nazaran bu gibi istikrazlarda altın akçenin mi yoksa mukabili olarak gösterilen Suriye parasının mı Türk evrakı nakdiyesine tahvili iktiza edeceği hususlarında taraflar arasında tekevvün ve tahaddüs edip kanuni kaide ve hükümlerin tatbiki suretiyle müdafaa ve mukameyi istilzam eden ihtilafların tetkik ve intacı, vazifesi mezkur Kanun`la tayin ve tahdit edilen tetkik mercilerinin vazifeleri dışında kaldığından tevlit ettiği niza ve ihtilafların hal ve faslı yukarıda yazılı sebeplerden dolayı mahkemeye ait bulunan bu kabil alacakların ilamsız takip yoliyle icra dairelerince tahsili cihetine gidilemeyeceğine ekseriyetle karar verildi. Saygılarımla... |
23-03-2007, 19:53 | #12 |
|
İcra Takibi Açıldı
İcra takibini açtım. Hatta bu konuda müdürün tepkisi ne olacak diye beklerken bu husus müdürün ya gözünden kaçtı yada dalgınlığına geldi.
Tebligatı bekliyorum. Şimdi burada ikinci bir sorunun ortaya çıkması muhtemel gözüküyor . Eğerki takip kesinleşirse borçlunun bu konuda daha sonra yapacağı itiraz geçerli olacakmıdır? Çünkü bu takibin borçluya ait gayrmenkulün satışına kadar gitme ihtimali de var.Takibin bu aşamaya kadar gelmesi durumunda sırf bu yüzden takibin iptal edilmesi müvekkil açısından hem çok büyük zaman kaybı hemde maddi anlamda boşa harcanan para demek olacak. Açıkcası kara kara düşünmekteyim. |
28-03-2007, 21:46 | #13 |
|
konuya farklı bir açıdan değerlendirmem gerektiğini düşünüyorum. Özellikle yabancı para alacakları veya tahliyeye ilişkin takiplerimi defalarca kontrol ederim ve her takip açışımda sürekli kontrol ederim.altına ilişkin takibi tüm riskleri göze alarak nasıl açtığınızı hususunda tereddüte düşmedim değil.İcra Müdürünün NASIL HARÇ HESAPLADIĞINI DA MERAK EDİYORUM' harca esas değeri bildirmiş olsanız da mutlaka dikkat edilirdi diye düşünüyorum.
aynı zamanda takip kesinleştikten sonra yapılan itiraz sonrası usule ilişkin bir iptal söz konusu olacağından ve takip kesinleşmiş olup borç kabul edileceğinden borçlunun gayrimenkulünün devrinin önlenmesi için tedbir kararı alıp alacak davası açabilirsiniz.Ayrıca takip kesinleşip filli haciz yapmanız halinde borçlunun "borcu kabul ediyorum " beyanını almanızı tavsiye ederim. |
30-03-2007, 22:44 | #14 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Naime Şahin
Öncelikle yanıtınız için teşekkürler
Takibi İstanbul Altın Borsasının belirlediği o günkü Has altın kuru üzerinden hesaplayıp türk parası üzerinden açtım. İlamsız olması nedeniyle de bonoyu yazılı delil başlangıcı olarak kullanmayı düşündüm. Ne yazık ki borçlular tarfından borca ve senedin bono vasfı taşımadığına itiraz edildi. Bunun üzerine bende zaman kaybı olmaması açısından alacak davası açtım. |
31-03-2007, 17:52 | #15 |
|
sayın mehmet demirezen,
aslında sizin açınızdan borçluların itiraz etmesine sevindim.daha sonra ortaya çıkacak bir itiraz tüm işlemleri iptal ettirebilirdi.alacak davası ile bir de tedbir aldıysanız sorun yok demektir. |
01-04-2007, 01:22 | #16 |
|
Sayın Şahin
Takibi ilamsız açtığım için itiraz olmasa idi işim çok daha kolaylaşacaktı. Zaten kambiyo takibi yapmadım. Takip kesinleştikten sonra ne gibi itirazları olabilirdi ki? Saygılar |
01-04-2007, 01:29 | #17 |
|
Bildiğiniz gibi Türkiye'de pek çok faili meçhul cinayet ve delil yetersizliğinden beraat etmiş pek çok sanık var. Öncelikle, ben yaptım oldu mantığından kurtulmak gerek.
Altın karşılığı bono OLMAZ. Bu senet, İLAMSIZ takibe de konu olmaz. Yapan arkadaşlar, borçluların saflığından yararlanmıştır sadece |
01-04-2007, 09:23 | #18 |
|
Şimdi burada ikinci bir sorunun ortaya çıkması muhtemel gözüküyor . Eğerki takip kesinleşirse borçlunun bu konuda daha sonra yapacağı itiraz geçerli olacakmıdır?
sayın demirezen bu soruyu aslında siz sormuştunuz?Ben sizin sorunuza göre bir cevap yazdım, açıkçası yukarıda tüm cevapları okuduğumda konunun çok dağıldığını görüyorum. |
01-04-2007, 09:55 | #19 |
|
Haklısınız sayın av. naime şahin, konuyu hem karıştırdık, hem de YİBK'nı unutarak üç-beş mesaj sonra içtihat değiştirdik -şahsım adına söylüyorum-.
Halihazır Yargıtay uygulamalarına nazaran altın alacağı (YTL olarak dahi istense) ilamsız takibe (ör.7)dahi konu olamıyor. Mutlaka bir ilama bağlanmak zorunda! Bu bakımdan yukarıdaki bir mesajımı siliyorum. Kafa karışıklığından dolayı da özür diliyorum. Zannederim YİBK karşısında borçlunun takip kesinleştikten sonra yapacağı itiraz da kabul görecekti. Saygılarımla. |
11-06-2007, 12:59 | #20 |
|
konu hakkında 1941 tarihli içtihadı birleştirme kararından bahsedilmiş ve yargıtayın 1941 tarihli ibk kararına uygun kararları konulmuştur. konu ile ilgili yibk in 19/02/1947 t. ve 15 e.1.k sayılı içtihadı birleştirme kararı: aynen şöyle der "konusu altın olan borçların edasında -mislinin piyasada temin ve tedariki olanaklı ise mislen;aksi takdirde bk.83. ve ttk 566 ile 643 maddeleri gereğince vadenin hullulü;vade bulunmayanlarda kanunen muacceliyet kesbettiği tarihlerdeki rayicin esas tutulması gerekir" der.
ttk nın bonaya ilişkin hükümleri dikkate alındığında alına senet bono vasfını taşımaz . çünkü kayıtsız şartsız muayyen bir bedelin ödenmesi şartını koşmuştur.bu durumda elde geçersiz bir bono söz konusu olduğundan adi senet olarak olarak değerlendirilip senette yazan vade tarihindeki rayiç esas alınmak suretiyle ilam sız takip yapılması mümkündür.ki zaten öyle yapmışsınız. sayın demirezen bence alacak davası açmaktan ziyade söz konusu uyuşmazlığı çözmek icra mahkemesinin görevine de girmediğinden genel mahkmelerde itirazın iptali davası açmanız daha yerinde olurdu.saygılar |
11-06-2007, 13:21 | #21 |
|
ayrıca bu konuda yargıtay içtihadını değiştirmeli. 2000 li yılların dünyasında hala 1941 yılı zihniyeti ile hareket etmek malesef üzücü.hukuksal yorumlar geniş açıdan düşünülmeli ve uygulanabilir nitellikte olmalı.hukuki yorumlar önümüze çıkan engeller değil akışkanlığı ve kolaylığı sağlayıcı olmalı. kaldı ki itiraz vaki olduğunda alacak davası da açsanız itirazın iptali davası da açsanız aynı yargılama yapılıyor. illaki insanları boşa yapılmış bir takiple karşı karşıya bırakmamak lazım. sayın Demirezen bu örnekte, yapmış olduğunuz takip boşa yapılmış bir takip olmuş.yine malesef yerel yargıçlarımızda dahil olmak yargıtay korkusu ile hareket ediyoruz.
aslında bu dediklerimizin hepisini de biliyorlar sayın yagıtay mensupları ama biraz hukuk biraz işlerlik temennimiz. saygılar.......... |
23-01-2013, 15:46 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Elimizde "benim A şahsına 50 gr altın borcum vardır" şeklinde bir belge varsa nasıl bir yol izleyeceğiz?Tek çare "alacak davası" açmak mı? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Düğünde Takılan Altın Ve Paraların Boşanma Sırasında Paylaşımı | İlgili | Meslektaşların Soruları | 12 | 17-05-2008 13:07 |
bonoda ödeme yeri olarak eryaman yazıyor ve keşide yeride yok! | Av. ece | Meslektaşların Soruları | 1 | 28-02-2007 14:32 |
Düğünde takılan altın ve para ( yargıtay kararı ) | Avukat Kamer Akgül | Meslektaşların Soruları | 4 | 21-02-2007 18:01 |
Kamulaştırmada Tenzil-i Bedel | MİNA | Meslektaşların Soruları | 6 | 14-02-2007 16:36 |
Sermaye Şirketlerinde;sermayenin ''döviz, Hazine Bonusu Yada Altın Olarak'' Tayini | Av.Mehmet Saim Dikici | Meslektaşların Soruları | 0 | 28-03-2002 13:14 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |