Tüketici Mahkemesi Görev Sınırı - Maddi ve Manevi Tazminat Talebi Bakımından Ayrı Ayrı Düşünülebilir mi ?

Merhaba sayın meslektaşlarım,

Bir kaç ay kadar önce müvekkilim şirket aleyhinde doğrudan (hakem heyetine başvurmadan) tüketici mahkemesi nezinde ayıplı mal iddiasına istinaden bir tazminat davası ikame edildi. Aynı dava içerisinde 50 TL (ürün bedeli) maddi tazminat ve 25.000 TL manevi tazminat talebinde bulunuldu. Ben tüketici mahkemesinin görev sınırının her bir talep bakımından ayrıca gözetilmesi gerektiğini savundum ve maddi tazminat talebi bakımından tahkikata geçilmeden evvel görevsizlik kararı verilmesini talep ettim. Mahkeme ön inceleme duruşmasında görev itirazımı reddetti ve iki ayrı talep olsa da toplam değer itibariyle meblağ görev sınırını geçtiğinden Mahkemenin uyuşmazlığı görmeye görevli olduğuna hükmetti.

Tahkikat aşamasında da maddi tazminat talebini kabul etti, manevi tazminat talebini reddetti. Maddi tazminat meblağı temyiz sınırının da altında kaldığından görevsizlik kararını ancak katılma yolu ile temyiz edebilirim diye düşünüyorum.

Verilen görevsizlik kararı ve katılma yolu ile temyiz hususunda değerli görüş ve önerilerinizi şayet mevcut ise emsal kararları paylaşmanızı rica eder teşekkür ederim.

Dava değeri maddi ve manevi tazminat taleplerinizin toplamı olduğundan, tüketici sınırı bu toplama göre düşünülmektedir. Harç vs asliye hukuk mahkemesinde de bu toplama göre alınmaktadır.

Değerli görüşünüz için teşekkür ederim. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 14 Haziran 1999 tarihli ve 1999/4424 E. 1999/4817 K. sayılı kararında "[FONT='Verdana','sans-serif']dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle 4077 sayılı yasanın 22. maddesinde belirtilen sınırın mal ve hizmet bedeline ilişkin olmasına, bunlar dışındaki taleplerin bu sınırın belirlenmesinde etkili olmamasına gore yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 14.6.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.” şeklinde, TKHK’un 22. maddesinde öngörülen sınırın belirlenmesinde, mal ve hizmet bedelinin esas alınacağı, bunlar dışındaki taleplerin bu sınırın belirlenmesinde etkili olmayacağı belirtilmiş. Aynı yönde Prof.Dr. Aydın Zevkliler’in “Tüketinin Korunması Hukuku” adlı eserinin 428. sayfasında da "[FONT='Verdana','sans-serif']Hakem heyetinin görev sınırının belirlenmesinde sadece mal veya hizmet bedeli esas alınmalı, bunlar dışındaki talepler (faiz,tazminat vs.) dikkate alınmamalıdır. Yargıtay da aynı görüştedir." [/font]denilmektedir.[/font]

Yukarıdaki Yargıtay kararı ve doktrin görüşü hakkında ne dersiniz ? Görüşünüzde bir değişiklik olur mu sayın meslektaşım ?

Yargıtay kararı hakem heyeti ile ilgili. Tüketici mahkemesinde ihtilaf konusu yapılan talepler ayrı ayrı da olsa neticede tek bir davada görüldüğü için toplam miktar esas alınmalı. Meslektaşım Av. Aylin Kaya'nın görüşüne katılıyorum.

Sayın barritone, benim de anlayamadığım 50 Tl'lik bir ürün için nasıl bir üzüntü, elem ve ıstırap çekildi ki 25.000 TL'lik manevi tazminat talep edildi???? Neyse ki mahkeme de reddetmiş talebi.

Sayın av.d.d, tespitinize katılmamak mümkün değil. Kanaatimce manevi tazminat talebi kabul edilse idi sözde haksız eylemi adeta "özlenir ve cazip" hale getiren bir karar tesis edilmiş olacaktı. Bakalım Yargıtay ne diyecek. Sonucu buradan paylaşırım tekrar.