11-05-2005, 20:44 | #1 |
|
Namus Nedir? Namussuzluk Nedir?
Namus Nedir? Namussuzluk Nedir?
Aşağıdaki anket KAMER'in 'Alışmayacağız: Namus Adına İşlenen Cinayetler 2003 Raporu'nda yer aldı. Anket KAMER adına Dicle Üniversitesi'nden Prof. Dr. Aytekin Sır ve ekibi tarafından yapıldı. Ankette 'Namus nedir'' sorusuna çoktan aza doğru şu yanıtlar verildi: '1-Karım, bacım, annem, ailem; 2-Kadınların iffeti; 3-Kadının cinselliği,bekareti; 4-Kadınların toplumsal kurallara itaatı; 5-Erkeğin şerefi haysiyeti; 6-Kadınların erkeklere itaatı; 7-Dinin emrettiği. 'Namussuzluğun ne olduğu'' sorusuna ise çoktan aza doğru şu karşılıklar alındı: 1-Kadının bekaretini kaybetmesi; 2-Kadının açık gezmesi; 3-Erkeklerle konuşması; 4-Aşık olması; 5-Ailenin istemediği birisi ile evlenmek istemesi; 6-İzinsiz dışarı çıkması; 7-Zina yapması; 8-Dedikoduya sebep olacak davranışlar sergilemesi; 9-Dili uzun olması; 10- Kadının bekaretini kaybetmesi, zina yapması' Kazete |
15-09-2006, 14:33 | #2 |
|
Sayın Habibe Yılmaz Kayar, bence tartışılmasının fayda getireceği bir konuyu tartışmaya açmışsınız; ancak 15 aydır kimsenin bu tartışmaya katılmaması beni biraz düşündürdü. Siteye yeni üye olduğumdan dolayı bu konuya katılma fırsatını ancak bulabiliyorum.
Bence, bu anketi yapanlar anketi şu şekilde genişletselerdi toplumumuzu tanımak açısından daha faydalı olabilirdi: 1-Kadının açık gezmesini namussuzluk olarak görenlerin acaba %'de kaçı kendi tabirleriyle açık kadınları dikizlemeyi de namussuzluk olarak görüyorlar. 2-Namussuzluğu ailenin istemediği birisi ile evlenmek olarak görenlerin acaba %'de kaçı birisi ile para karşılığında zorla evlenmeyi de namussuzluk olarak görüyorlar. 3-Ve namussuzluğu aşık olmak olarak görenlerin acaba %'de kaçı aşkın tanımını yapabiliyorlar. Saygılarımla... |
15-09-2006, 14:47 | #3 |
|
namus denilince neden sadece kadınlar akla geliyor?
|
15-09-2006, 15:28 | #4 |
|
Sn. Yılmaz Kayar bence de çok önemli sonuçları olan bir anketi paylaşmış. Namus, bir erdem değil de kadın bedeni üzerinden tanımlanan bir "garabet" memleketimizde.
|
15-09-2006, 17:25 | #5 |
|
Değerli arkadaşlar. bu konuda naçizane kendi düşüncelerimi açıklamak istiyorum. Bana göre namus ahlak kavramının içinde bir alt kavramdır. Ahlak konusunda bir çok tanım yapılmıştır. Bunlar içinde en kabul göreni belli bir toplumda belli bir zamanda insan ve toplum yaşantısını düzenleyen kurallar bütünü olarak yapılan tanımdır.Benim bu tanıma bir noktada itirazım var. Bence ahlak evrenseldir ve saltıkdır. Yani her zaman ve her dönemde geçerli olması gereken a priori öncel bir kavramdır.evrenseldir. bu nedenle bir ideadır. toplumun ahlak kurallarını ortaya koyan bir tözdür. doğal hukuk kavramı gibi insan aklının kendiliğinden ürettiği bir kategoridir. bu bağlamda kesinlik içermektedir. namus kavramı da erdem gibi ahlak kavramı içerisinde yer almaktadır. namus kavramı da çok boyutlu bir kavramdır ve cinselliği de içermektedir. bu nedenle cinselliğin de belli kuralları olmak gerekir. bu kurallar bana göre şöyledir: 1- cinsellik sınırsız değildir.
2-cinsellik yani genel olarak cinsel ilişki bireye özgüdür ama toplumsal sonuçlar doğurur çünkü toplumu ilgilendiren ahlak kuralları içerisindedir yani toplum düzeni ile ilgilidir. 3-cinselliğin kuralı meşruiyettir. yani meşruiyete uygun cinsellik olması gerekir.meşruiyet de evrensel ahlak kurallarının onayladığı ilişkidir. bu da evlenmedir.evlenmeden ilişki bana göre namus kavramının dışındadır. ....... bu daha da artırılabilir. cinsellik namusun tek ölçütü değildir ama bir kısmıdır. namus kavramının içinde erdemli olmak, dürüst olmak, özü sözü bir olmak, işini iyi yapmak, iki yüzlü olmamak,sadakat, insanlara saygılı davranmak, aile sevgisi, yardımseverlik, özverililik, ... gibi kavramlar da girer ama cinsellik de girer. neyse sözü çok uzatmak istemiyorum. ben sadece naçizane düşüncelerimi yazdım. saygılarımla |
16-09-2006, 12:02 | #6 |
|
neden sadece kadınlar namus bekçisi olarak görülüyor?
peki ya neden erkek yapınca gurur oluyor da kadın yapınca yüz kızarılıyor? |
16-09-2006, 13:25 | #7 |
|
namus; milli, dini, ahlaki, kanuni değerlerdir.
namus; kadındır, vatandır, yaşam tarzıdır, iştir. namus; doğrudur, vicdandır, adalettir, haktır, eşitliktir. namussuzluk; hıyanettir, cinayettir, aldatmadır, önüne gelene sahiplenmedir Vatanı için zararlı herşey Namussuzluktur Dini için aykırı iş Namussuzluktur (inandığı gibi yaşamayan) iş yeri kurallarına, kanuni zorunluluklarına uymayanda ... başkasına zararı dokunanda ... hak yiyen, yediren, yenmesine göz yuman da ... kendisine ve topluma faydalı olmayan da ... bence bu. |
16-09-2006, 23:06 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Evrenselden ne anlıyorsunuz? Her toplumda ve her çağda geçerli olan mı, yoksa toplumdan topluma ve çağdan çağa değişen mi? Her toplumda ve her çağda geçerli olan derseniz, cinsiyet ve evlenme konularındaki düşünceleriniz, özellikle sıraladığınız üç şık, sadece belirli toplumlar için, hatta ve hatta belirli toplumların belirli kesimleri için geçerli, çağımızdaki ve tarihteki diğer toplumlar için ve söz konusu olan toplumların tüm kesimleri için değil. Bir de namus konusu tartışılırken kimin veya neyin namuslu olduğuna kimin karar vereceği konusu var. Namuslunun namuslu olduğuna kim karar verir? Birilerine göre namuslu olan diğerlerine göre de namuslumu dur? Saygılarımla |
17-09-2006, 16:14 | #9 |
|
Paraya gereğinden fazla aşırı önem vermek ve insanları sahip oldukları maddi değerlerle değerlendirmek namussuzluktur.
Çifte standartlı olmak ve iyi ve kötü davranışları kişiye göre değiştirerek sergilemek namussuzluktur. Düşene bir tekme de bizim atmamız namussuzluktur. Kendisini savunamayacak durumda olan tüm insanlara özellikle masum çocuklara, kadınlara, hayvanlara yapılan her eziyet namussuzluktur. İnsanların yaptıkları yanlışları düzeltmek için değil de onları yok etmek için yapılan eleştiriler de namussuzluktur. Adaletsizliğe ve zulme menfaatleri gereği ses çıkarmamak namussuzluktur. Kin ve nefret dolu olmak, insanların felakete uğramalarını temenni etmek namussuzluktur. Çok bencil olmak ve kendini her şeyden üstün ve önde görmek, kendini aşırı abartmak namussuzluktur. Terbiyesiz ve saygısız olmak namussuzluktur Namussuzluk deyince benim aklıma bunlar geliyor... |
17-09-2006, 19:54 | #10 |
|
Sayın Ruşi daha çok gençsiniz. ben bu düşüncelerimi kuramsal ve kılgısal us yönünden yazdım. beni şu anki popüler yaşantı ilgilendirmez ben olması gerekeni benim felsefi ve etik düşüncelerim doğrultusunda yazdım. bireyler kendi felsefi ve dünya görüşlerini seçmekte özgürdürler. bu hukuki bir normdur .hukuksal olarak olması gereken de budur. ama etik ile hukuk ilişkisi kesin sınırlarla belirnememiştir. bu da gayet normaldir. ben etik olarak olması gerekeni anlattım kendimce. insanın ileride pişman olmaması ve ailesi ile vatanına ve kendisine karşı iyi bir birey olması için bence bazı etik kurallara uyması gereklidir. ama tabi bu kişinin kendi seçimidir. değerli arkadaşım bence sizin bu konuda eğer bir kaynağa gereksinimiz varsa kant'ın pratik aklın eleştirisi kitabını okumanızı salık veririm sözü çok uzatmak istemem ayrıca insanlara ahlak dersi vermek gibi bir inancım da yok kesinlikle. ayrıca şunu da belirtmek istiyorum benim ilkelerim hem kadın hem de erkek için geçerlidir. ama şunu da belirtmeden geçmek istemiyorum bence kadın bu konuda daha kendine dikkat etmelidir. ( şu kesin kadın ve erkek hukuksal olarak eşittirler. ama gerçek yaşamda ne yazık ki bu kadar eşit değildirler)saygılarımla..
|
27-10-2006, 14:27 | #11 |
|
namus
namusu toplum kuralı olarak açıklamak gerekir
|
20-11-2006, 12:15 | #12 |
|
Töre adı altında temel insan haklarını ihlal eden davranış biçimleri ( öldürmeler, çocuk yaşında zorla evlendirme yolu ile cinsel saldırı suçlarıve diğer şiddet uygulamaları ) toplum kuralı olduğu için namusa uygun mu sayılacak?
Yoksa namus kadını denetlemenin baskı altında tutmanın bir yolu mu? Saygılar |
20-11-2006, 14:01 | #13 |
|
Namus; cehalet karanlığında, el yordamıyla yön bulmaya yaradığına inanılan, değişik araçlardan, bir çok dogma gibi, sadece bir tanesidir...
|
20-11-2006, 15:24 | #14 |
|
Merhaba,
yazılanları okuyunca, tesadüfen okuduğum bir yazı aklıma geldi,paylaşayım dedim(hatırladığım kadarıyla). Amerika da bir dava görülüyormuş... Eskimoların evine misafirliğe gitmiş bir Amerikalı. Akşam üstü sohbetler edilmiş,yemekler yenmiş, içkiler içilmiş. Sıra gelmiş eskimoların en misafirperver oldukları saate. Evsahibi eşini misafire sunmuş ve onunla birlikte olmasını istemiş. misafir bunu kabul etmeyince aralarında tartışma çıkmış ve Evsahibi misafire müessir fiilde bulunmuş. Buradaki hukuki tartışma şu: eskimo geleneklerine göre eşinin birlikte olmasını istediği misafir, bu talebi reddederek bu fiiliyle haksız tahrikte bulunmuş mu? ne dersiniz haksız tahrikin unsurları oluşmuş mu? |
20-11-2006, 17:31 | #15 |
|
NAMUS…
Bu kavramla ilgili şöyle bir benzetme yapmak istiyorum… Namus kavramı, yaşamın insana dair tüm gerçeklerinden, çağlar boyunca ve büyük mücadeleler sonrasında damıtılarak bazı ağızlardan bir kez içilmiş, ve kana karışarak “benlik saygısı” nı oluşturmuş ve her an beynin tüm kılcal damarlarında dolaşan bir “yaşam estetiği” iksiri,… Bazı ağızlarda da şak-şuk-şak diye çiğnenen, zaman zaman da şişirilen, şiştikçe içindeki boşluk büyüyen ve bir noktaya geldiğinde de çattttttt diye patlayarak çirkin bir hiçlik sesi çıkaran bir sakızdır. Sayın Av. Habibe Yılmaz Kayar’ ın yukarıdaki 1 no,lu mesajında, KAMER ‘ in yaptığı ankete verilen yanıtların hep bu sakızı çiğneyenler tarafından verildiğini düşünüyorum. Saygılar. Merhaba. |
22-11-2006, 16:33 | #16 |
|
Sayın Merhaba'nın namus kavramına dair müthiş tanımından sonra ne yazsam sönük kalacak ama doğru bildiğimi nacizane ifade edeyim: Namus; kişinin özü, sözü, fiilidir. Sözünün ve fiilinin, erdemli olmak sorumluluğunu hıfsetmiş bulunan özüyle ayniyetidir.
Saygılarımla. |
26-11-2006, 00:41 | #17 |
|
Din kavramının yanlış algılanmış olması da namus kavramının doğru tanımının yapılmasına engel olmuştur.Dinle hiç ilgisi olmayan kurallar ve bunların yüzyıllara yayılmış yanlış yansımaları, yorumlamaları günümüz toplumunun namus tarifinin yapılmasında referans olmuştur kanaatimce.
|
26-11-2006, 02:05 | #18 |
|
Namus aslında insanların davranışlarında doğruluk ,dürüstlük, vijdan ve samimiyet gibi nitelikleri gerektiren genel ahlâktır.Kadın içinde erkek içinde
Oysa maalesef namus deyince toplumumuzda akla gelen tek şey Kadın... Cinsiyeti ve kadın Kadının kendisini birey olarak görmesi bile bazen onun namusunu belirleyebilir. İnsanlar hala bu yüzden değil kadın olarak cinsiyetlerini , insan olarak varlıklarını hissettirmeleri yüzünden öldürülmektedir. Hiçbir zaman bu kadınlara karşı namussuzluk yapılamaz çünkü namus ve namussuzluk maalesef kadına hastır erkek kadının namusunun bekçisidir MAALESEF...!! sAYGILAR |
28-11-2006, 20:29 | #19 |
|
namus-namussuzluk
namus nedir derseniz herkesin kendince bir cevabı vardır.ama namus tek bir cinsiyete indirgenemez.sadece kadınlar namuslu olmalıdır denmez.bir birey hayatına ve kendisine yakıştırdığı şeyleri yapmakta özgürdür.herkesin namus anlayışı farklıdır.bir kimse benim anlayışımda düşünmüyorsa ve hayatını benim gibi yaşamıyorsa -o namussuzdur- diyemem.
haysiyet,şeref ya da adı her neyse bunlar kişilerin kendi hayatlarını ilgilendirir.aşık olmak,ailenin istemediği biriyle evlenmek,ya da töreye karşı gelmek namussuzluk olamaz. sanırım insanlar kurallarını kabul ettirmeye çalışırlarken hep bu namus ögesini kişilere silah gibi kullanıyorlar.insanların duyguları vardır düşünceleri vardır ve bunları fiiliyata dökenler de onlardır.bir başkası değildir.niye herkes kendi gibi düşünmeye zorluyor ki diğer insanları....bu zorbalıktan başka bir şey olamaz.namussuzluk diye gördükleri fillerden daha ağır bir şeydir bu bence. bir kere insanların namuslarını teraziye koymadan önce herkes kendi vicdan muhasebesi yapmalıdır.bakalım kişi kendi hayatında ne kadar namuslu erdemli olabiliyor? namus konusunda ileri sürülen bu şeyler toplumdan topluma değişir elbette ki.ama hayatlarını bizim gibi yaşayamayan insanları da namussuzlukla suçlayamayız.bu insancıl olmaz. |
04-12-2006, 01:40 | #20 |
|
Doğru olan bir ve tekdir çoğu zaman(Pragmatist değilsek eğer)...Ahlak kuramı içinde namus ne kadar tartışılabilir ki!!!İnsanoğlunun bu konuda gelebildiği son nokta;bu başlıkların toplamı kadar işte...Doğruyu bulmuş çoğunluk....Ve dünyadan bihaber bir azınlık.....
Bu yüzden;namus,ardniyetsiz,dürüst olanın beyaz kurdelesi....Namussuzluk; ego ve nefsin simsiyah kurdelesidir...Hangisini takacağımız keyfiyeti bizdedir...Kadın,erkek veya hermafrodit olmak bi fark oluşturmaz...Bu keyfiyeti insenlara anlatmak kaygısı gütmek,başka bir başlık da incelenmelidir... |
04-12-2006, 02:32 | #21 |
|
Bence erkeği bir eş sevgili olarak değil de kişisel yaşam sigortası ve bir sömürü odağı olarak algılamak ve eşitlik gibi kavramları sadece tek yönlü olarak kullanmak ve bütün bir akımı, hareketi, jargonu bunun üzerine bina ettikten sonra bunun sos verdiği noktada "Pozitif ayrımcılık" deyivermekte de haksızlık.
|
04-12-2006, 14:55 | #22 |
|
Namus benim kanımca doğruluk dürüstlük ve vicdandır. Namussuzlukta sana ait olmayayan herhangi bir şeyi cebren ve hile ile elde etmek başkasına ait olan mal mülk benzeri şeylere tecavüz etmektir. insanlar arasında gönül rızası ile olan hiç bir şey(cinsellik) dahil namus ve namussuzluk kavramı içine asla alınmamalıdır. bu benim kişisel görüşümdür. saygılarımla Mustafa göçer
Emekli bankacı |
19-07-2009, 19:38 | #23 |
|
Namus kavramı;ülkemizde, geçen yıllardan beridir kullanılagelen fakat yirminci yüzyılda büyük şehirler başta olmak üzere ekseri gelişmiş şehirlerimizde kullanım alanının salt kadın kavramını içine almaktan çıkan bir bir anlama sahiptir.Kısaca Namus artık ''kadın'' demek değildir.Ayrıca kullanımı da gittikçe daralmaktadır. (Not:Gelişmiş şehirlerimizden bahsediyorum,yoksa halen maalesef ki bu soyut kavram için canlarına kıyılan genç kızlarımız vardır.Bunu yapanları da esefle kınıyoruz.)
|
26-07-2009, 11:00 | #24 |
|
Soru şu olmalı: Namuslu olmak mı , yoksa namuslu görünmek mi?
Bizim toplumumuzda namuslu olmak kadının ırzı üzerine kurulmuş ve biçim özün önüne geçmiştir. Araştırmadaki yanıtlara bakarsak namuslu olmanın da olmamanın da ölçütleri kadının cinselliği üzerine bina edilmiştir. Ancak ne hikmetse bu kadar namuslu ! geçinen bir toplumda küfür direkt kişinin kendisine değil yakınları olan kadınlara edilmekte, (bu konuda bir araştırma yapılmış ve batı toplumlarında küfürler direkt kişiye edilirken doğuya gidildikçe yakını olan kadınlarına edildiği saptanmış) , kişiler kılıkla kıyafetle namuslu ya da namussuz olarak değerlendirilmektedir..Fuhuş artmakta, evlilik dışı ilişkiler nedeniyle boşanma oranları yükselmektedir. Yine de namusumuza laf ettirmemekteyiz!! Namuslu olmak değil namuslu görünmeye değer veren bir namus anlayışına sahip bir toplumda çürümüşlük ve yozlaşma almış başını giderken neyin üzerinde çokça konuşuluyorsa onun içini daha çok boşalttığımızın da farkına varmalıyız. Namusu dilinden düşürmeyip de insanların manevi değerlerini sömüren bir anlayışta kadının aşık olmasını bile namussuzluk olarak algılanmış, dilinin uzun olması namussuzluk olarak algılanmış, kadının örtülü olması namuslulukla eşdeğer görülmüştür. Tümüyle biçimsel.. Namus bizde içi boşaltılmış ve kadının bekaret zarına hapsedilmiş bir kavramdır.. |
26-07-2009, 11:47 | #25 |
|
Aşama aşama gidelim. Namus, namussuz sözcüklerinin sözlük anlamına baktığımızda ahlak, doğruluk, dürüstlüğe gönderme yapıldığı görülmektedir. İffet, namusun üçüncü anlamı olarak açıklanmaktadır. Öyleyse namus, temel olarak ahlak kurallarına bağlılıktır. Namusun iffet anlamı Türk toplumunun ahlaktan anladığı özel bir anlamdır. İffet de cinsel konulardaki ahlak kurallarına bağlılık ve doğruluk olarak tanımlanmaktadır. Öyleyse namusun ahlak ve dürüstlükten başka bir şey ifade etmediği söylenebilir. Ahlak ise toplum içinde uyulması gereken davranış kurallarına denilmektedir. Öyleyse bir kimsenin bekareti toplumu ilgilendirmediğine göre namusu da ilgilendirmez.
namus a. Ar. (-.) 1. Bir toplum içinde ahlak kurallarına karşı beslenen bağlılık: “İyi süvari / Vurun kardaş demiş / Namus günüdür.” -A. Arif. 2. Dürüstlük, doğruluk. 3. Sililik, °iffet: “Senin namusun bizim sayılır.” -B. Yıldız. 4. esk. Kanun, nizam. namussuz öna. (-..) Ahlak kurallarına uygun olarak davranmayan, ahlak kurallarını çiğneyen. ahlak, -kı a. Ar. (.-) 1. Bir toplum içinde kişilerin benimsedikleri, uymak zorunda bulundukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre, töre, °moral, °etik. 2. fel. Belli bir toplumun belli bir döneminde bireysel ve toplumsal davranış kurallarını saptayan ve inceleyen bilim. 3. İyi nitelikler, güzel huylar: Sokakta oynadığından beri oğlanın ahlakı bozuldu. iffet, -ti a. Ar. 1. Cinsel konularda ahlak kurallarına bağlılık, sililik. 2. Doğruluk, namus. |
27-07-2009, 18:43 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
Sosyal bilimlerde kavramları tanımlamak gerçekten zordur. Namus kavramına yüklenen çok fazla anlam var. Yukarıdaki saptamanız çok doğrudur. Kimsenin bekareti toplumu ilgilendirmez fakat ahlak kuralları toplumu düzenleyen kurallar olduğuna göre toplumun genel bakışını ve verdiği anlamı da soyutlayamayız gibime geliyor. Şu bir gerçektir ki bu toplumda namus kavramı kadın üzerinden değer kazanıyor. Oysa ki olması gereken bu olmamalı. Yani sadece kadının namusu değil örneğin manavdaki meyveyi eksik tartan ve müşteriyi dolandıran yaklaşım da namussuzluk olarak değerlendirilmeli. Konu ahklak ise. Fakat Türk toplumu gibi geleneksel toplumlarda kadına bakış açısının bunu belirlediğini düşünüyorum. Kadın pasif ve sahip olunması gereken bir varlık olarak algılanırsa doğal olarak kendini koruyamayacağı varsayımı ile onun adına bunu yapan erkekler bulunur. Bu erkek kendisini onun namusundan sorumlu hisseder çünkü kadın zayıftır, acizdir, onun namusu kendi namusudur diye geneller. Namusa yapılan atıfta da kadının bekareti ve cinselliği ön plandadır çünkü kadına doğurgan ve erkeğin cinsel ihtiyaçlarını karşılaması gereken bir varlık olarak bakılır, analık ise bunun kutsanmasıdır. Her şey zincirin halkaları gibi birbirine bağlı bence. Düğüm noktası ise kadının kendi namusunu koruyabileceğine ilişkin yetkinliğinin olduğunun tanınmasıdır. Yani kadın namusunu ne ile tanımlıyorsa , ya da namus nasıl tanımlanıyor ise bunu da koruyacak olan yine kadındır. Zaten konu cinsellik ve kadının namusunun bu eksende korunması ise erkek kadının namusunu kimden koruyor? Yine diğer erkeklerden değil mi? Kadını pasifize eden tüm yaklaşımlarda kadının da payı olduğunu düşünüyorum. Kadın sığınma ihtiyacı hissetmez ise (bu gücü olduğu inancı olur ve gerekli şekilde davranabilirse) tarihin boşluk affetmediği gibi bu boşluğu erkeklerin doldurmasına da gerek kalmaz.. Bence.. Saygılar.. |
12-09-2009, 15:12 | #27 |
|
Namus belası, namus lekesi
Ailenin namusu, mahallenin namusu, Irz/namus düşmanı, Namusum üzerine and içemek, Namusa baha biçilmez, Namus insanın kanı pahasıdır, Namus, iffet satılmaz, Namussuz yaşamaktansa namuslu ölmek iyidir, Namussuzdan ırzını satın al, Namusun ne olup ne olmadığı konusu toplumumuzda, özellikle ‘namus cinayetleri!’ söz konusu olduğunda tartışılmaya başlandı. Sadece bizim toplumumuzun namus anlayışına göre değil, doğu toplumlarının çoğunluğunun anlayışına göre de namus genelde erkeğin namusu ile ifade edilir. Erkeğin namusu ise (genelde)kadına indirgenir. Erkeğin namusu eşi, kızkardeşi, annesi, uzaktan akarabası olan kadınlar ve mahallesinin kadınları ve kızlarıdır duruma göre. Erkeğin namusu bazı durumlarda ailenin namusu, kollektif namus, olur ve aile namus lekesini temizlemeye karar verir. Namus lekesini temizleme eylemlerine kadınlar da yardımcı olur belirli durumlarda. Namus belasını en iyi çekilde vurgulayan ve destanlaştıran Cem Karaca’dır At bizim avrat bizim silah bizim şan bizim Namus belasına kardaş yatarız zindan bizim ………………………………………. Namus belasına kardaş kıydığımız can bizim ……………………………….……… Kır kalemi kes cezamı yaşamayı neyleyim Namus belasına kardaş verdiğimiz can bizim Cem Karaca’nın dizeleri bir dünya görüşünü, bir inancı, bir ideolojiyi dile getirir. Namus belası sadece toplumdan gelen dış baskıya bağlı olarak değil, iliklerimiz işleyen ve kişiliğimizi belirleyen dünya görüşüne bağlı olarak ta, yaşamayı değersiz hale getirir. Bu kişilik bizi ‚namuszuz yaşamaktansa, ölümü tercih etmeye yönlendirir. Namus kavramını sadece kadının cinsel yaşamına indirgeyen dünya görüşüne karşı çıkmanın en etkili yolu, cezalandırmanın yanında, toplumsal bilinçlenmeden geçer. Ömer Seyfettin’in altta linkini verdiğim ‚Namus‘ hikayesini okuyunca, toplumumuzun Ömer Seyfettin zamanından şimdiye kadar büyük bir ilerleme kaydettiğini düşünebiliriz. Batı dünyası bu ilerlemeye rağmen, yeteri kadar yol kat etmediğimiz kanısında olacak ki hafta başında başlayan, eşcinsel oğlunu öldüren babanın davasını takip için, milletlerarası insan hakları kuruluşları İstanbula gözlemci gönderiyor. Gerekçe olarak ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’yi bir namus cinayetinden dolayı 30.000 Euro tazminat ödemeye mahkum etmesini gösteriyor Batı Medyası. Ve ekliyor, ‚ Türk Adaleti eşcinsellere karşı şiddet ve ölüm olaylarını yeteri kadar takip etmiyor. Namus kavramını kadınların, somut olayda bir erkeğin, cinsel yaşamına indirgeyen dünya görüşümüzdeki ilerlemeinin farkında değiller anlaşılan! Ömer Seyfetti'in hikayesini mi göndersek adamlara? http://de.wikipedia.org/wiki/Namus http://tr.wikipedia.org/wiki/Namus http://tr.wikisource.org/wiki/Namus Saygılarımla |
21-09-2009, 12:53 | #28 |
|
Guido Westerwelle ve Namus!
Guido Westerwelle ve Namus!
Guido Westerwelle“nin kim olduğunu merak edenler için; Guıdo Westerwelle Almanya Hür Demokrat Parti (FDP) nin genel başkanıdır. Sosyal Demokrat Parti(SPD) ve Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ile koalisyon hükumetleri kurmuş olan FDP’nin şimdiki Genel Başkanı Westerwelle’nin iki biyük özelliği var; Birincisi: Westerwelle FDP’nin en başarılı Genel Başkanı olarak biliniyor. İkinci büyük özellik : Westerwelle homoseksüel bir politikacı. Westerwelle konusunda bir mesaj yazmamın gerekçesi bugünkü Hürriyet’in Almanya Baskısında okuduğum bir haber. Başlık şöyle: Westerwelle: Töre Cinayeti Şerefsizliktir. Habere göre Westerwelle bu cümleyi Partisinin Potsdam’daki olağanüstü kurultayında söylemiş. Alıntı: Westerwelle, töre cinayetlerine tolerans gösterilmesinin kesinlikle söz konusu olamıyacağının altını çizerken, ‚Şerefi gerekçe gösterip , töre cinayeti işlemek en büyük şerefsizliktir‘ dedi. Westerwelle hangi Almanca kelimeleri kullanmış bilmiyorum. Alman Basınında bu konuda herhangi bir haber bulamadığım için, sadece tahmin yürütebilirim. Tahminime göre Bay Westerwelle hem ‚Töre Cinayeti‘ hem de ‚şerefsizliktir‘ için aynı Almanca kavramı kullanmıştır; ‚Ehre‘ kavramını. Çünkü bizdeki namus ve şeref kelimelerinin Almanca’daki karşılığı aynı: die Ehre. Önce şeref ve namus kavramlarının Almanca karşılıklarına bakalım: Namus: 1. Ehre, Ehrgefühl 2. Ehrenhaftigkeit Şeref: 1. Ehre, 2. Ehrenhaftigkeit. Sözlük anlamından da anlaşılacağı üzere Türkçe’deki namus ve şeref kavramları Almanca‘da ‚die Ehre‘ kelimesi ile ifade ediliyor. Ve bizim ‚Töre Cinayeti‘ olarak adlandırdığımız cinayetleri Almanlar ‚Ehrenmorde‘ olarak nitelendiriyor; Namus cinayeti veya şeref cinayeti olarak, kısaca belirtmek gerekirse. Habere, verdiğim bilgiler ışığında yaklaştığımızda Westerwelle’nin söylemiş olabileceğini tahmin ettiğim cümlesini şöyle tercüme edebiliriz Türkçe’ye: ‚Namus cinayeti namussuzluktur‘ Hükumet ortaklığı yapmış bir partinin ‚eşcinsel Genel Başkanı' nın‘ namus ve namussuzluk konusunda söyledikleri üzerinde düşünürken aklıma, eşcinsel oğlunu öldürüp ortadan kaybolan babanın bundan on gün kadar önce İstanbulda başlayan davasına, Türk yargısının eşcinesllik konusunda taraflı davrandığını öne sürüp davayı takip için temsilci gönderen, uluslararası insan hakları örgütleri ve eşcinsel olduğunu belirten bir hakemin başına gelenler, geldi. Bir kavram ve bu kavrama iki değişik anlam yükleyen iki değişik ülke. Aynı kavrama değişik anlamlar yüklemenin ve aynı kavram adına değişik toplumsal uygulamalarda bulunmanın temelinde ne yatıryor dersiniz? Alman toplumunun dejenere olması mı? Bizim manevi değerlerimize daha fazla önem vermemiz mi? Saygılarımla |
11-10-2009, 14:14 | #29 |
|
Bir kadının, evli olmadığı bir erkek ile rızaen cinsel ilişkiye girmesini doğru bulmuyorum... Bu ifadeyi rahat ve net olarak söyleyebiliyorum; çünkü "doğru bulmak" ya da "doğru bulmamak" etik bir tartışma mevzuudur.
Bilindiği üzere "etik-ahlak" kavramının genel geçer kaidelerle tarfi olmadığı gibi modernitenin bir sonucu olarak etik kavramını dayandırabileceğimiz evrensel bir formel de yoktur. Hal böyle olunca etik kavramının subjektiflik yanının ağır bastığı ve kişiden kişiye değişebileceği gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Yani etik ve etik çatısı altındaki her kavramı algılayış biçimi (namus, iyi, kötü, ayıp, ahlaklı v.s.) kişiden kişiye değişir. Bu sebeple namus üzerine dillendirilen hiçbir fikir, ağır ithamlar biçiminde makes bulmamalı. Bu sebeple bir birey olarak, "evli olmayan bir kadının rızaen başka bir erkekle cinsel ilişki yaşaması doğru değildir" şahsi fikrini rahatça ifade edebiliyorum. Öte yandan, namus ne erkeğin ve ne de kadının iki bacağı arasından ibaret değildir. İki bacak arası ile işlenen namussuzluklar, binlerce namussuzluktan sadece birisidir. Örnekleyecek olursak: - Kanunda ve mevzuatta yeri olmayan bir paranın icra dairesinde bir cepten başka bir cebe girmesi ve kanun uygulayıcısı olan avukatlar tarafından bunun artık normal olarak algılanıyor olması.... - 10 bin TL'lik bononun 8 bin TL'sinin makbuz alınmadan müvekkili tarafından tahsil edildiğini bilen avukatın, sanki hiç tahsilat olmamış gibi bonoyu 10 bin TL olarak icra takibine koyması... - Altında son model arabalarla gezen avukatın, vergisini ödemesi gerektiği kadar ödememesi... - Duruşmadan sonra bilirkişilerle Boğaz'da rakı-balık yenmesi... - Hakimin "bizden" gördüğü kişi lehine karar vermesi... - Vatandaşın yere tükürmesi... - Baro odasından alınan bir cübbenin, tekrar baro odasına götürülüp teslim edilmemek sureti ile adliyede kıyıya köşeye bırakılması... - Müvekkilin hakkını tahsil etmiş olmasına rağmen, müvekkile derhal ödeme yapılmaması... - Bürosuna iş vermek için gelen ve somut olayda ilk bakışta haksız olduğu anlaşılan vatandaşa, avukatın "sen haksızsın" dememesi... - Dosya ile alakalı müvekkile yalan söylenmesi... Evet, namussuzluk sadece kadın veya erkeğin bacak arasından sadır olabilen bir şey değildir... Sırf bizim meslekte dahi, binlerce namussuzluk çeşidi varken, namusu sadece kadının cinsel eylemine indirgemek cehaletin tezahüründen başka bir şey olamaz... |
11-10-2009, 17:46 | #30 | |||||||||||||||||||||||
|
Neden cinsel ahlak ya da namus kadın üzerinden şekillendiriliyor, neden cinsel ahlaksızlık olarak gördüğünüz davranışın öznesi kadın oluyor, yani namus ya da namussuzluğu ifade eden tümceler neden hep kadın üzerinden kuruluyor? Bir erkeğin evli olmadığı bir kadınla cinsel ilişkiye girmesini de aynı sertlikte reddediyor musunuz ya da bu toplum reddediyor mu? Yanıtın en azından toplumda "hayır" olduğunu gözlemlediğimiz için soruyorum: Kadınla erkek namus yönünden eşitsiz midir? Neden? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Aşk Nedir Ne Değildir ? | Enderce | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 574 | 04-05-2014 09:49 |
Cumhuriyet Nedir? | Batu Han | Hukuk Sohbetleri | 10 | 03-11-2013 14:28 |
Cmk kapsamında ''hüküm'' nedir? | Av.Güçlü KERVAN | Hukuk Sohbetleri | 7 | 27-07-2013 08:21 |
Barış nedir biliyormuyuz???? | mustigocer | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 4 | 22-01-2007 20:25 |
Forensik bilim nedir ? | Armağan Konyalı | Meslektaşların Soruları | 2 | 08-10-2006 01:12 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |