hayat sigortası beyan yükümlülüğü

Müvekkillerimin murisi bir bankadan bşreysel ihtiyaç kredisi kullanmıştır. Bu kredi borcu bitmeden banka murisi aramış ve ek kredi vermek istemiştir. Bunun üzerine muris ikinci kredi başvurusunda bulunmuştur. İlk kredi borcu bitip ikinci kredi taksitleri başladığ tarihte muris vefat etmiştir. Banka sigorta şirketine hayat sigortası çerçevesinde başvuruda bulunarak riziko bedelinin ödenmesini istemiş , sigorta şirketi de yaptığı araştırma neticesinde murisin hayat sigortası sözleşmesi imzalandığı tarihte göğüs kanseri teşhisi konduğuna dair belgeler elde etmiş ve murisin ölüm sebebinin de bu hastalık olduğuna dair belgelere ulaşmış olup , hayat sigortası sözleşmesi imzalanır iken sağlığı ile ilgili sorulara murisin gerçek cevap vermediği ve beyan yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinden dolayı riziko bedelinin ödenemeyeceği cevabını vermiştir.
Buna istinaden de kredi borcu ödenmedğinden banka murisin varisleri aleyhinde icra takibi başlatmıştır.
sigorta şirketine dava açmayı düşünmekteyim. Şöyle ki , muris vefat ettiği ana dek hastalığını bilmiyor imiş. Ailesi tarafından bu durum kendisine söylenmemiş. Bu nedenle beyan yükümlülüğüne aykırı hareket edildiğini düşünmüyorum. Bu konuda değerli fikirlerinizi , konuya yönelik içtihatlar var ise paylaşmanızı ricası ile ...saygılar

Sayın Meslektaşım;
Göğüs kanseri teşhisine ilişkin resmi belge mevcutsa hastanın da durumunu bildiği varsayılır kanaatindeyim.Dolayısıyla açılacak davanın neticesi olumsuz olur görüşündeyim.

ancak hastalıgın kanser gıbı korkutucu bir rahatsızlık olması ve halk ıcınde ozellıkle hastanın moralı acısından soylenmedıgı dusunuldugunde durum degısmez mı sızce?

Sn.Ahmet Yılmaz;
Kanser hastalığı yakalandıktan sonra bir dizi tedavileri gerektiren dolayısıyla hastanın birçok kez doktorlara ve hastanalere gitmesini gerektiren bir rahatsızlıktır.Dolayıyla tüm bu tedaviler esnasında kişinin bu hastalığı söylenmese dahi hissetmemesi bana imkansız gibi görünüyor.Özellikle de hastalığa yakalanan kişi belli bir kültür düzeyinde ise hastalığı bilmemek imkansızdır,kanaatindeyim.İyi çalışmalar.

Neden kanser olduğunu bilmesi gerektiğine dair bir "karine" atıldı ortaya anlayamadım?
Başımdan geçen somut olay ile açıklayayım;
Geçtiğimiz yıl babam lenf kanserine yakalanmıştı. Kistin alınışı esnasında bademciklerinin alındığını, radyoterapi esnasında ise ameliyat yaralarının daha kısa sürede iyileşmesi için yeni çıkan bir ışın tedavisi uygulandığını söylemiştik. Kanser rahatsızlıklarında hakikaten moral hayata bağlar, hastalar ise inanmak istediğine (hatta işine geliyor ise ardını araştırma gereği duymadıkları bir yalana dahi) inanır.
Kanser hastalarının çoğu kemoterapi vs gerekmedikçe hasta olduğu söylenmez yani hakikaten. Kaldı ki davacı tarafça "kanser olduğunu bilmediği" iddia edildiği takdirde, bu iddia çürütülmelidir. Tedavilerin çoğu "Aydınlatılmış Onam Formu" gerektirdiğinden bu form ortaya çıkarılabilir.
Dolayısıyla karşı tarafın bu iddiayı çürütmesi gerektiğine, aksi takdirde hastanın durumu bilmediği iddiasının kabulüne karar verilmelidir diye düşünüyorum.
Bununla birlikte hayat sigortasının yapıldığı sırada, söz konusu hastalığın hangi aşamada olduğu vs de önemlidir. Örneğin hastadan alınan bir kist var ve bu parça patolojiye gönderilmiş ancak henüz dönmemişse hasta kanser olduğunu bilmiyor sayılmalıdır...

Sigorta Tekniği Yönünden Temyiz Ediyorum;
Bilin veya bilmeyin, sigortalılık öncesine dayalı hastalıklar teminat dışıdır. O nedenle de davada; Hastalığın Poliçe öncesi varlığına / yokluğuna bakılır ve " bilseydim beyanda yazardım " yaklaşımına da itibar edilmez.

Konu eski ama sorum yeni: Kanserli bir kişi beyan yükümlülüğünü yerine getirmeden hayat sigortası yaptırsa ve başka bir rahatsızlık neticesinde vefat etse, (vefata yol açan rahatsızlığın kanserle doğrudan bir ilgisi olmadığını düşünürsek) bu durumda da sigorta şirketi ödeme yapmaktan kaçınabilir mi? Yani beyan yükümlülüğünün ihlali sigorta şirketine her durumda ödeme yapmaktan kaçınma imkanı verir mi?

Alıntı: Yazan Kilimanjaro ...Kanserli bir kişi beyan yükümlülüğünü yerine getirmeden hayat sigortası yaptırsa ve başka bir rahatsızlık neticesinde vefat etse, (vefata yol açan rahatsızlığın kanserle doğrudan bir ilgisi olmadığını düşünürsek) bu durumda da sigorta şirketi ödeme yapmaktan kaçınabilir mi? Yani beyan yükümlülüğünün ihlali sigorta şirketine her durumda ödeme yapmaktan kaçınma imkanı verir mi?

İnceleyiniz:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=14992
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=14993
http://www.turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?mid=12652
http://www.turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?mid=12653